Esed’in açıklamalarına Türkiye’den henüz yanıt gelmedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 19 Temmuz 2022’de (DPA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 19 Temmuz 2022’de (DPA)
TT

Esed’in açıklamalarına Türkiye’den henüz yanıt gelmedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 19 Temmuz 2022’de (DPA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 19 Temmuz 2022’de (DPA)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye ile ilgili açıklamalarına ilişkin Türk medyasında resmi veya gayri resmi bir açıklama yer almadı.

Esed geçtiğimiz hafta Sky News Arabia’ya verdiği röportajda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ‘onun şartlarıyla’ görüşmeyeceğini söyleyerek, “Suriye’de terörizm bir Türk endüstrisidir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Esed’in bu açıklamasından kısa bir süre önce düzenlenen 14. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Irak ve Suriye istikrara kavuştukça sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de hızlanacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, “Suriye’nin kuzeyine yönelik harekatlarımız, güney illerimizin güvenliğini teminat altına alma yanında terör devleti kurma heveslerini de kursaklarda bırakmıştır” ifadelerini de kullandı.

Rusya’nın sponsorluğunda ve İran’ın da içinde yer aldığı Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkileri normalleştirme süreci fiilen açık bir çıkmaza girdi.

Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik kaynaklar, Rusya’nın hazırladığı normalleşme yol haritasının tartışılmasının ardından yaşanan bu duraksamanın, sadece Ankara ve Şam’ın pozisyonlarıyla ilgili değil, bir başka yönüyle Ankara ile Moskova arasındaki soğuklukla da ilgili olduğunu öne sürdü.

Kaynaklara göre, Moskova ile ilişkilerde son günlerde yaşanan soğukluk, Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan telefon görüşmesiyle sona erdi.

Bu görüşmenin ardından iki ülke tarafından yapılan açıklamada, Putin’in bu ay içinde Türkiye’yi ziyaret edebileceği ve Türkiye-Suriye normalleşme yolunun tartışılacağı ifade edildi.



Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
TT

Radyo yayınları... Filistinliler için tutuklulara mesaj göndermenin bir yolu

İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)
İsrail hapishanesindeki Filistinli mahkumlar (İsrail Cezaevi Servisi)

Filistinli bir anne, İsrail hapishanesinde tutuklu bulunan oğlunu rahatlatmak için yerel bir Filistin radyosuna başvurmaktan başka bir yol bulamadı.

Derin üzüntü dolu bir sesle “Ben mahkûm Ahmed Muhanned'in annesiyim. Nasılsın oğlum, ne yapıyorsun?” dedi. Umut ve korkuyla karışık duygularını toparlamaya çalışırken bir an sessizlik oldu. Sonra şöyle devam etti: “Oğlum, biz iyiyiz, durumunuzu ve koşullarınızı öğrenmek için her gün avukatla iletişim kurmaya çalışıyoruz.” Sessizlik tekrarlanıyor, ardından yayınların cevap vermeyeceğini bildiği bir soru soruyor: “Nasılsın oğlum?”

Anne yine yarım kalan çağrısının gerçekliğini fark ediyor ve devam ediyor: “Serbest bırakılan mahkûmlardan duyduğumuz haberler iyi değil. Lütfen elinizden geldiğince bizi rahatlatmaya çalışın. Sen bizim için bir gurur kaynağıydın ve halen de öylesin. Sesin tekrar aramızda yükselene kadar sabretmeye ve beklemeye devam edeceğiz.”

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan Ümmü Ahmed, oğlunu durumu hakkında rahatlatmak için radyoyu açtığını ve oğlunun her cezaevi ziyaretinde ona radyodaki mesajını duyduğunu söylediğini, ancak 7 Ekim olaylarından sonra onu ziyaret edemediğini ve radyodaki haftalık mesajlarının ona ulaşıp ulaşmadığını bilmediğini söyledi.

Bilinmeyen sayı ve akıbet

Filistinliler seslerini duyurmak için yerel radyo istasyonlarına başvururken, hapishanelerde seslerini yayınlayan radyolar olduğu umudunu taşıyorlar.

Kısa bir süre önce bir İsrail hapishanesinden tahliye edilen Halid Ebu Mansur, hapishanelerdeki koşulların son derece zor ve karmaşık olduğunu; İsrail makamlarının tutuklulara uyguladığı cezalar arasında birçok hapishanede radyolara el konulmasının da yer aldığını söyledi.

AWP'ye konuşan Ebu Mansur, 7 Ekim'den bu yana devam eden zorlu koşulları ve tutukluların en temel haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını şu ifadelerle anlatmaya çalıştı: “Eskiden televizyonlar ve radyolar vardı ama birçok cezaevinde bunlara el konuldu. Mahkumlarla ilgili programları ve ailelerimizden gelen mesajları sabırsızlıkla beklerdik ve ailelerimizden mesajlar içeren bir program yayınlandığı anda tüm cezaevlerinde bir sessizlik havası hâkim olurdu. Ancak 7 Ekim'den sonra bu yöntem bile cezaevi yönetimleri tarafından elimizden alındı.”

Filistin Esirler Cemiyeti Başkanı Kadura Faris, AWP'ye yaptığı açıklamada, 7 Ekim'den sonra İsrail makamlarının Filistinli tutuklulara karşı eşi benzeri görülmemiş tedbirler uyguladığını söyledi. İsrail'i, özellikle Gazze Şeridi'nden tutuklananlar olmak üzere çok sayıda tutukluya karşı zorla kaybetme politikası uygulamakla suçladı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) gibi uluslararası kuruluşların bile tutukluları ziyaret edemediğini, avukatların birkaç kez düzensiz olarak bazı tutuklularla görüşebildiğini ve bu görüşmelere tutukluların ailelerinin bile katılmasının engellendiğine dikkat çekti.

Filistin Esirler Cemiyeti, Pazar günü yayınladığı bir istatistikte İsrail'in şu anda Gazze Şeridi'nden tutuklananlara ek olarak 9 bin 500 Filistinliyi gözaltında tuttuğunu söyledi. Toplam sayının 12 bini aşması beklenirken bu kişilerin sayısı ve akıbetleri halen bilinmiyor.