İsrail'de Araplar seçimlere yön verecek terazi kefesini ellerinde tutuyor

Netanyahu ve Gantz kamplarının liderleri Arap partileriyle temas kuruyor ve şehirlerini ziyaret ediyor.

Binyamin Netanyahu, 30 Nisan'da Kudüs'teki ofisinde yaptığı görüşmede (Reuters)
Binyamin Netanyahu, 30 Nisan'da Kudüs'teki ofisinde yaptığı görüşmede (Reuters)
TT

İsrail'de Araplar seçimlere yön verecek terazi kefesini ellerinde tutuyor

Binyamin Netanyahu, 30 Nisan'da Kudüs'teki ofisinde yaptığı görüşmede (Reuters)
Binyamin Netanyahu, 30 Nisan'da Kudüs'teki ofisinde yaptığı görüşmede (Reuters)

İsrail'de kamuoyu yoklamaları, Arap parti temsilcilerinin iktidar için yarışan iki taraf arasındaki terazinin kefesini ellerinde tuttuklarını gösteriyor. Mevcut Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kampı sayısal çoğunluğunu (120 üzerinden 64) ve dolayısıyla gücünü kaybediyor. Yair Lapid ve Benny Gantz liderliğindeki karşı kamp ise sayısını artırmasına rağmen Araplarla ittifak kurmadıkça hükümet oluşturmak için gereken çoğunluğa ulaşamıyor.

Bu nedenle geçtiğimiz hafta iki tarafın Arap temsilcileri ve seçmenleri ‘memnun etme’ girişimine tanık olduk.

Bu amaçla, Resmi Kamp koalisyonu lideri Benny Gantz, birkaç Arap kentini ziyaret ederek vatandaşların sorunlarıyla ilgilenme amacıyla geçtiğimiz günlerde Tayyibe şehrini ziyaret etti. Tüm anketler, Gantz'ın artık halk desteğinde Netanyahu'yu geride bıraktığını ve en yüksek oy oranına sahip olduğunu gösteriyor. Anketlerde Netanyahu yüzde 33'te kalırken, halkın yüzde 41'i Gantz’ı başbakanlık pozisyonu için en uygun siyasetçi olarak görüyor.

Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Yariv Levin ise İslami Hareket Birleşik Arap Listesi Başkanı Mansur Abbas ile birkaç kez temasta bulundu. Arap işlerine harcamak için sorumluluğuna tahsis edilecek iki milyar şekellik (555 milyon dolar) büyük bir bütçe karşılığında, Birleşik Arap Listesi’nin hükümet sisteminde değişiklik ve yargıyı zayıflatma planını destekleyeceği bir anlaşma yapılmasını teklif etti.

İsrail Kanal 12 televizyonunda yer alan habere göre Levin, koalisyon partilerinden birinin planı desteklemekten vazgeçmesi durumunda önce hükümet için yedek bir güç oluşturmak ve ayrıca İslami Hareket’in Gantz-Lapid kampıyla mevcut ittifakını bozmak istiyor.

Mansur Abbas, bu temasların varlığını inkâr etmedi ve net bir şekilde müzakerelerin varlığını teyit eden bir açıklama yaptı. Abbas, Birleşik Arap Listesi’nin masa altından destek vermeye hazır olmadığını, ancak müzakerelerini açık bir şekilde yürüttüğünü belirterek, “Herhangi bir anlaşma olması halinde, yargıçların atanması konusunda Birleşik Arap Listesi'nin de etkisi olmalıdır. Çünkü mesele, İsrail'deki Arap toplumunda suç ve şiddetle mücadele, Birleşik Arap Listesi üzerindeki boykotu kaldırmak ve onu meşru bir ortak yapmakla bağlantılıdır” ifadelerini kullandı.

İsrail'deki Arapların tek bir blokta ‘Ortak Liste’de yer alan, ancak daha sonra 3 parti grubuna ayrılan ve bugün her biri beş milletvekilinden oluşan iki liste ile temsil edildiği biliniyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Barış ve Eşitlik İçin Demokratik Cephe, milletvekilleri Eymen Avde ve Ahmed et-Tibi başkanlığındaki Arap Değişim Hareketi ve Mansur başkanlığındaki İslami Hareket Birleşik Arap Listesi. Sami Ebu Şehade liderliğindeki Ulusal Demokratik Birlik Partisi ise seçim barajını aşamadı ve Knesset'in dışında kaldı.

Maarib gazetesinin dün (Cuma) yayınladığı bir kamuoyu yoklaması, Arapların şimdi seçim yapılsa bir sandalye kaybederek dokuz sandalye kazanacaklarını, ancak yine de terazinin kefesini ellerinde tutacaklarını gösteriyor. İslami Hareket, Gantz-Lapid kampında kalırsa onlar kazanarak iktidarı elde edecek. Şayet Likud Partisi ve Bakan Levin'nin çağrısına cevap verirse Netanyahu iktidara gelemeyecek ama Gantz ve Lapid'in hükümet kurması zor olacak. Avde ve et-Tibi liderliğindeki ikinci Arap bloğu ise herhangi bir koalisyona katılmayı reddediyor. Ancak Araplara belirli taahhütler verilmesi karşılığında sağ iktidarı önleyen bir bloğu desteklemeye hazırlar.

Vatandaşlara bugün seçim olsa kime oy verecekleri soruldu ve ankete göre sonuçlar şu şekilde oldu:

Gantz liderliğindeki Resmi Kamp koalisyonu şu an elinde bulunan 11 sandalyeyi 31'e çıkartıyor. Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi 32 sandalyeden 25'e, Lapid liderliğindeki Yeş Atid (Gelecek Var) 24 sandalyeden 17'ye ve Ultra Ortodoks Şas Partisi ise 11 sandalyeden 10 sandalyeye düşüyor. Dindar Aşkenaz Yahudilerinin Birleşik Tevrat Yahudiliği Partisi 7'den 8'e yükselirken, Avigdor Liberman liderliğindeki Yisrael Beiteinu (İsrail Evimiz) 6 sandalyelik gücünü koruyor. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) ise 6 sandalyeden 5'e düşerken, Avde ve et-Tibi liderliğindeki Arap Değişim Hareketi mevcut 5 sandalyesini koruyor. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm Partisi ise 8 sandalyeden 5'e düşüyor. Ayrıca son seçimlerde baraj altı kalan sol görüşlü Meretz Partisi barajı aşarak 4 sandalyeyle temsil ediliyor. Mansur Abbas liderliğindeki Birleşik Arap Listesi ise bir sandalye kaybederek 4 sandalyede kalıyor.

Bu, Gantz ve Lapid kampının 58 sandalyeden, Netanyahu kampının 53 sandalyeden oluşacağı ve aralarında 9 kişilik iki Arap listesi olacağı anlamına geliyor.



Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

TT

Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

Üst düzey bir Filistinli yetkili bugün Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım erişimini engellemeyi bir ‘savaş silahı’ olarak kullandığını söyledi.

Filistinli yetkili Ammar Hicazi, İsrail'in insani yükümlülüklerine ilişkin bir hafta sürecek duruşmalar başlarken yargıçlara “Bir açlık operasyonuyla karşı karşıyayız. İnsani yardım bir savaş silahı olarak kullanılıyor” dedi.

dfgthy
Filistinli yetkili Ammar Hicazi (sağda) Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) bir duruşmaya katıldı. (EPA)

Hicazi, “Gazze Şeridi'nde Birleşmiş Milletler (BM) destekli tüm fırınlar kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Her on Filistinliden dokuzu güvenli içme suyuna erişemiyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşların depoları boş” ifadelerini kullandı.

‘Sistematik zulüm’

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistinlilere yönelik insani yükümlülüklerine ilişkin duruşmaların ülkesine yönelik ‘sistematik zulmün’ parçası olduğunu söyledi.

Saar yaptığı basın açıklamasında, “Bu dava, İsrail'i gayri meşrulaştırmak ve zayıflatmak için yapılan sistematik bir zulmün parçasıdır. Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” diyerek Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na atıfta bulundu.

İsrail duruşmalara katılmıyor, ancak müttefiki ABD çarşamba günü katılacak.

UAD bugün, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'ne yönelik yardıma tam bir abluka uyguladıktan 50 günden fazla bir süre sonra İsrail'in Filistinlilere karşı insani yükümlülükleri üzerine bir haftalık duruşmalar başlattı.

dfvgrthy
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) heyeti, mahkemenin İsrail'in insani yükümlülüklerine ilişkin bir hafta sürmesi planlanan duruşmalarının ilkinde (EPA)

Lahey’deki BM temsilcileri, BM'nin en yüksek mahkemesi olan UAD’da beş gün sürecek maratona saat 10:00'da 15 yargıçtan oluşan bir heyet önünde başladı. Filistin devleti günün büyük bir bölümünde argümanlarını sunacak olan ilk ülke olacak.

Bu hafta, aralarında ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Afrika Birliği'nin (AfB) de bulunduğu 38 ülke daha görüşlerini sunacak.

Geçtiğimiz aralık ayında BM Genel Kurulu, Norveç tarafından desteklenen ve UAD'dan tavsiye niteliğinde bir görüş bildirmesini isteyen kararı ezici bir çoğunlukla kabul etti.

Kararda UAD'dan İsrail'in BM'nin, kurumlarının, uluslararası örgütlerin ya da üçüncü devletlerin varlığı karşısında ‘Filistinli sivil nüfusun hayatta kalması için gerekli olan acil yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasını ve kolaylaştırılmasını sağlamak için’ ne yapması gerektiğine açıklık getirmesi isteniyor.

İsrail, eşi benzeri görülmemiş bir insani kriz yaşayan Gazze Şeridi'ndeki 2,4 milyon Filistinli için hayati önem taşıyan tüm uluslararası yardım akışını kontrol ediyor. İsrail bu yardımı 2 Mart'ta, 15 ay süren kesintisiz çatışmaların ardından kırılgan bir ateşkesin çökmesinden sadece günler önce kesti.

dsfgth
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yiyecek almak için sıraya giren yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini cuma günü yaptığı açıklamada, ‘siyasi amaçlı kıtlığı’ kınadı.

BM'ye göre iki aylık ateşkesin sona ermesinden bu yana yaklaşık 500 bin Filistinli yerinden edildi.

İsrail'in 18 Mart'ta hava ve kara saldırılarına yeniden başlaması, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasıyla tetiklenen savaşın başlangıcından bu yana BM'nin Gazze Şeridi'nde ‘belki de en kötü’ insani kriz olarak nitelendirdiği duruma yol açtı.

Hayal kırıklığı

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, 7 Ekim saldırısında İsrail tarafında çoğu sivil bin 218 kişi öldü.

BM'nin güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre o tarihten bu yana İsrail askeri misillemeleri Gazze Şeridi'nde çoğu sivil en az 52 bin 243 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 18 Mart'tan bu yana ise en az 2 bin 111 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrailli yetkililer, Hamas'ı Gazze Şeridi'nde halen tutulan 58 esiri serbest bırakmaya zorlamanın tek yolunun askeri baskı olduğunu söylüyor.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkımdan (AFP)

UAD'ın tavsiye niteliğindeki görüşlerinin yasal bağlayıcılığı yok, ancak bu tavsiye niteliğindeki görüş İsrail üzerindeki diplomatik baskıyı arttırabilir.

Ocak 2024'te UAD, İsrail'i olası bir soykırım eylemini önlemeye ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine izin vermeye çağırdı. Mart 2024'te, İbrani devletini soykırımla suçlayan Güney Afrika'nın talebi üzerine mahkeme, Filistin bölgesindeki yaygın ‘kıtlıkla’ başa çıkmak için İsrail'in yeni önlemler alması çağrısında bulundu.

Cenevre'deki Graduate Institute'de doktora öğrencisi olan Haris Horimajic, “Çatışmaya dahil olan taraflar uluslararası hukuka saygı gösterme konusunda çok az kararlılık gösterdiler. Danışma görüşü talebi, Gazze Şeridi'ndeki feci durumun ele alınması için anlamlı bir diyalog kurulamamasından duyulan yaygın hayal kırıklığını yansıtıyor” dedi.

Geçtiğimiz temmuz ayında UAD İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini ‘yasadışı’ ilan eden ve mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi çağrısında bulunan bir tavsiye kararı yayınladı.