Libyalılar Türkiye’deki seçim mücadelesine nasıl bakıyor?

Erdoğan'ın müttefikleri iktidarda kalmasından yana iken doğulu güçler ise değişim bekliyor.

Dibeybe, İstanbul'da düzenlenen yedinci Teknofest etkinlikleri sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sarıldı. (UBH)
Dibeybe, İstanbul'da düzenlenen yedinci Teknofest etkinlikleri sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sarıldı. (UBH)
TT

Libyalılar Türkiye’deki seçim mücadelesine nasıl bakıyor?

Dibeybe, İstanbul'da düzenlenen yedinci Teknofest etkinlikleri sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sarıldı. (UBH)
Dibeybe, İstanbul'da düzenlenen yedinci Teknofest etkinlikleri sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sarıldı. (UBH)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya rakibi Kemal Kılıçdaroğlu arasında yarışı kazanacak olan aday kim olursa olsun, gözlemcilerin tahminlerine göre sonuç sadece Ankara'nın kaderini, politikalarını ve yönetim sistemini belirlemeyecek; aynı zamanda bölgedeki birçok değişiklik ve ittifakları da beraberinde getirecek. Güç dengelerinde değişikliklere neden olacak. Bu durum Türkiye'nin son zamanlarda ülke dışında siyasi ve askeri olarak attığı adımları da etkileyecek. Bunlar arasında Libya da bulunuyor.

Libya'daki güçlü aktörler, özellikle geçici Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, üst düzey yardımcıları ve müttefikleri, Libya'nın batısı, Erdoğan'ın zaferini umuyor. Öte yandan, ülkenin doğusundaki siyasi ve askeri güçler, muhalefet adayının zaferini umarak, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği ve imzalanan anlaşmaların kaderi hakkında ‘daha iyi anlaşmalar’ yapmayı umut ediyorlar.

Libya Meclis Üyesi Ali Tekbali, Erdoğan'ın yenilgisinin Dibeybe ve destekçileri için bir meydan okuma oluşturabileceğini, zaferinin ise konumlarını güçlendirebileceklerini söyledi. Libya'nın doğusundaki siyasi ve askeri güçlerin, Türk muhalefetinin zaferini umarak ilişkilerin geleceği ve imzalanan anlaşmaların kaderi hakkında ‘daha iyi anlaşmalar’ yapmayı dilediklerini aktardı. Tekbali, Türk muhalefetinin kazanması durumunda, ‘Erdoğan'a yakın bir kişiyle çalışma konusunda pek mutlu veya rahat olmayabileceklerini’ belirtti. Dibeybe ve Libya Merkez Bankası Başkanı Sadık el-Kebir'in Erdoğan’ın seçim kampanyasının bir parçası olarak yakın zamanda İstanbul'da düzenlenen 2023 Teknofest fuarındaki etkinliklerinde Erdoğan'la birlikte yer aldıklarına dikkat çekti.

Tekbali bu konuda ayrıca şunları söyledi:

"Bu, Türkiye muhalefetinin yeni durumdan yararlanmasını engellemez. Çünkü onlar, Dibeybe'nin Trablus'taki gücünü korumak için tamamen Erdoğan'ın desteğine güvendiğini ve hükümetinin Ankara ile imzaladığı özellikle petrol sektörüne ilişkin anlaşmaların ve geçtiğimiz şubat ayında Türkiye'de meydana gelen yıkıcı depremden sonra yaptığı büyük maddi yardımların bu desteğin bir bedeli olduğunu biliyorlar.”

Dibeybe bir süre önce, Trablus'taki Türkiye Büyükelçiliği heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. (UBH)
Dibeybe bir süre önce, Trablus'taki Türkiye Büyükelçiliği heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. (UBH)

Tekbali, Türkiye seçimleri çerçevesinde Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih ve Libya Ulusal Ordusu Lideri Halife Hafter'in durumu hakkında ise “İkisi de Türkiye seçimleriyle ilgili net bir ilgi göstermese de muhalefetin kazanmasına eğilimliler” ifadelerini kullandı. Libya'da iki ülke arasında imzalanan anlaşmalarla ilgili daha iyi anlaşmalar yapma konusunda umutları olduğunu belirten Tekbali “Şu an, Libya parlamentosu bazı anlaşmaları onaylamayı reddediyor. Çünkü bunlar yetkisini kaybetmiş bir hükümet tarafından imzalandı ve Libya çıkarlarını tam olarak karşılamayabilir” diyerek Erdoğan'ın BM tarafından tanınan ve aynı zamanda ülkenin hazinesini de kontrol eden Dibeybe hükümetiyle çalışmayı tercih etmeye devam ettiğini belirterek, ekonomik durumunu güçlendirmenin yolunun bu olduğuna dikkat çekti.

Libyalı siyasi analist Abdullah el-Kebir de Şarku'l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:

“Libya'nın batısı Erdoğan'ın iktidarda kalmasını destekliyor. Bu, sadece anlaşmaların ve çıkarların devam etmesi için değil, daha ziyade, oradaki insanlara, özellikle de başkent Trablus'ta yaşayanlara, doğu güçlerinin üç yıl önce başlattığı saldırı karşısında burayı savunmadaki rolünü hatırlatmak için. Muhalefet adayının zaferi, Dibeybe hükümetinin yeni ittifaklar ve anlaşmalar yapmaya zorlanacağı anlamına gelecek, başka bir şey değil. Aynı zamanda Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ve parlamento tarafından atanan Hükümet Başkanı Fethi Başağa da bu durumda olabilir.”

Kebir, Mişri ve Başağa'nın ‘Dibeybe ile düşmanlıkları olmasına rağmen, Erdoğan ve grubuyla ilişki kurmakta deneyimli olduklarını ve bu nedenle onun kalmasının bu isimler için daha iyi olacağını’ vurguladı.

Kebir, Salih ve Hafter konusunda da “Kahire'nin konumundan etkilendiler. Özellikle iki ülkenin son zamanlarda tanık olduğu sınırlı yakınlaşma ışığında Erdoğan yönetiminin iktidarda kalmasını mı yoksa gitmesini mi tercih edecekler?” diye sordu. Eski Savunma Bakanı Muhammed Mahmud el-Berğasi ise ‘muhaliflerin zafer kazanması durumunda, askeri ve güvenlik alanındaki Libya sahnesinde değişiklikler ve dönüşümler olabileceğini’ öngörürken Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Herkesin Türkiye'ye yakın olduğunu bildiği batı bölgesinde konuşlu silahlı birimlerin nüfuzunun zayıflaması muhtemeldir. Ayrıca Türk muhalefeti, Libya pazarından iyi ekonomik teklifler bulursa, Erdoğan yönetiminin başkent savaşı sırasında Suriye'deki silahlı gruplardan topladığı ve şu anki sayıları sekiz bine yakın olan paralı askerleri kademeli olarak geri çekmeyi düşünebilir. Türkiye ile bağlantılı oluşumların etkisinin azalması ve Suriyeli paralı askerlerin sınır dışı edilmeye başlanması, askeri teşkilatın birleştirilmesi yolunda önemli bir adım olabilir.”

Diğer yandan Kahire'deki el-Ahram Stratejik ve Siyasi Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye konusunda uzman olan araştırmacı Kerim Said, Türk muhalefetinin dış politikasının ‘önceliklerinin Batılı güçlerle, özellikle ABD ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin yeniden güçlendirilmesi üzerine olacağını’ savundu. Ayrıca Türkiye'nin Suriye, Libya ve diğer ülkelerdeki angajmanının ‘azaltılmasına yönelik adımlar atabileceği’ öngörüsünde bulundu.

Said değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Hangi tarafın kazanacağından bağımsız olarak; Türkiye'de petrol arama ve Akdeniz'deki deniz sınırlarının savunması gibi Türkiye'nin ulusal çıkarlarını etkileyen ve bunlarla kesişen dosyalarda herhangi bir geri çekilme ve hatta esneklik göstermeme yönünde bir hassasiyet var.”



El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
TT

El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerini öldürdüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Filistin merkezli Safa haber ajansından aktardığına göre, el-Kassam Tugayları tarafından X platformunda yayınlanan paylaşımda, “Mücahitlerimiz, bir Kassam grubunun çok sayıda askerin barikat kurduğu eve baskın düzenleyerek askerlerle sıfır mesafeden çatışmaya girmesi ve ardından Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda yer alan et-Tanur mahallesi bölgesinde bir anti-personel düzeneğini patlatmasının ardından 15 Siyonist askeri ortadan kaldırmayı başardı” ifadesi yer aldı.

Almsn Haber Ajansı DPA'ya göre açıklamanın devamında, “Aynı bölgede bir Siyonist Merkava 4 tankı Yasin 105 füzesiyle hedef alındı” denildi.

İsrail ordusu, İsrail'in askeri operasyonları sonucunda Gazze Şeridi'nin dört bir yanından yerinden edilen yaklaşık 1,5 milyon Filistinliye ev sahipliği yapan kentte askeri operasyon başlatmanın yansımaları konusunda bölgesel ve uluslararası uyarıların ortasında, pazartesi günü Refah'ın doğusunda bir operasyon başlattı.

İlgili bağlamda Safa haber ajansı, İsrail ordusunun Cibaliye Mülteci Kampı’na yönelik işgalini yedinci gününde de sürdürdüğünü ve bu sabah yerel saatle 9:30'da kampın batı bölgelerine yeniden topçu ateşi açtığını bildirdi. Ajans ayrıca, İsrail işgal güçlerinin günlerdir sağlık ekiplerinin sokaklardaki ölülere ulaşmasını engellediğini de belirtti.


Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
TT

Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)

Hizbullah İsrail ile çatışmalarında zaman zaman yeni silahlar duyuruyor. Son olarak perşembe günü, hedeflerinin üzerine saldırmadan önce füze fırlatan bir insansız hava aracını (İHA) yedi ay önce başlayan gerginlikten beri ilk kez kullandı. Peki, Hizbullah'ın İsrail'e yönelik saldırılarında kullandığı bu yeni silahların en öne çıkanları hangileri?

Silahlı saldırı SİHA’ları

Hizbullah, perşembe günü İsrail'in Metula kentindeki bir askeri alana iki adet S-5 füzesi ile donatılmış ‘silahlı saldırı SİHA’sı’ ile operasyon düzenlediğini ve ardından SİHA’nın infilak ettiğini duyurdu. Hizbullah, SİHA’nın tankların bulunduğu bölgeye doğru uçuşunu, iki füze ateşlemesini ve ardından patlamasını belgeleyen bir video yayınladı.

Görsel kaldırıldı.

Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında başlayan savaşın ardından, İsrail ile karşılıklı bombardıman yapılmasından bu yana ilk kez böyle bir silah kullandığını duyurdu. İsrail ordusu perşembe günü SİHA patlaması sonucu üç askerin yaralandığını açıkladı.

Hizbullah medyası tarafından verilen bilgiye göre SİHA'nın savaş başlığı 25 ila 30 kilogram ağırlığında yüksek patlayıcı içeriyordu.

Askeri analist emekli Tuğgeneral Halil el-Hilu AFP'ye yaptığı açıklamada, bu SİHA’nın öneminin İsrail toprakları içinden saldırı düzenleyebilmesi olduğunu belirterek, Hizbullah'ın ‘kolayca kontrol edilebilen ve radarlar tarafından tespit edilmeden alçak irtifada yavaşça uçabilen İHA’lar’ gönderebilme kabiliyetinden faydalandığını kaydetti.

Hizbullah çarşamba günü, Lübnan sınırına 30 kilometreden fazla uzaklıktaki Tiberya kentinin batısında bulunan bir İsrail üssüne ‘bir dizi saldırı SİHA’sı” ile saldırı düzenlediğini duyurdu. Analistlere göre bu, karşılıklı bombardımanın başlamasından beri İsrail toprakları içinde düzenlenen en derin saldırı oldu.

Güdümlü ve ağır füzeler

Hizbullah son haftalarda, askeri mevzileri ve araçları hedef almak için İHA’lar ve güdümlü füzeler kullandığı ‘karmaşık’ olarak tanımladığı saldırılar düzenlediğini duyurdu.

Hizbullah ayrıca son zamanlarda İran yapımı Burkan ve Elmas ile adını 2015 yılında Suriye'de öldürülen bir Hizbullah komutanından alan Cihad Muğniye gibi güdümlü ve ağır füzeler kullandığını da açıkladı.

Görsel kaldırıldı.

İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

Hilu ayrıca, Hizbullah'ın halen ağırlıklı olarak 5 ila 8 kilometre menzile sahip Kornet tanksavar füzelerine güvendiğini ve bunları daha uzak mesafelerde de kullanabileceğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Hizbullah diğer yandan Demir Kubbe'yi atlatan ve sadece tanklar tarafından durdurulabilen bir başka zırh delici güdümlü füze olan Rus Konkurs füzesini de kullanıyor.

Hizbullah'ın büyüklüğü tam olarak bilinmemekle birlikte son yıllarda gelişen devasa bir silah cephaneliği bulunuyor. Hizbullah birçok kez İsrail'in derinliklerine ulaşabilen çok sayıda gelişmiş silah ve füzeye sahip olduğunu açıkladı.

Son yedi aydır Hizbullah ve İsrail, analistlerin deyimiyle, her iki tarafın da birbirlerinin saldırı yöntemlerini ve askeri taktiklerini test ettiği günlük bir yıpratma savaşı yürütüyor.


Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
TT

Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)

Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar, Hizbullah’ın operasyonlarındaki ‘taktiksel’ gelişmeyle daha önce görülmemiş bir gerilime tanık oluyor. Ancak bu durum, görüldüğü üzere ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz saatlerde Lübnan'ın iç kesimlerinde, ilki güneyde Sayda bölgesinde, ikincisi ise Lübnan'ı Suriye'ye bağlayan uluslararası yol üzerindeki Bekaa Vadisi'nde olmak üzere iki suikast kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre ilk saldırıda bir Hizbullah üyesi ve iki Suriyeli çocuk öldürülürken, Mecdel Encar'daki ikinci saldırıda bir el-Kassam Tugayları yetkilisi hedef alındı. Hizbullah suikastlara birkaç operasyonla karşılık verdi. Bunlardan biri insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan hava saldırısıyla Catun'daki topçu taburu karargahının, diğeri ise 50 Katyuşa roketiyle Suriye'nin Golan bölgesindeki Tsnobar lojistik üssünün hedef alınmasıydı.

Uzmanların kanaatine göre Lübnan'ın güney cephesinde artan gerilimin, ABD ve İran'ın çatışmaların genişlemesine karşı çıkan kararlarıyla ilgili nedenlerden dolayı ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalması bekleniyor.


‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
TT

Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)

İsrail ordusu dün akşam (Cuma) bir savaş uçağının Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı’nda bir evi bombaladığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre Cenin'deki bombalama eylemi saldırı planlayan bir hücreyi hedef aldı. Filistinli medya kuruluşları daha sonra ölen kişinin İslam Hamayse adlı Cenin Taburu komutanı olduğunu bildirdi.

İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri’ne bağlı Cenin Taburu, Komutan İslam Hamayse’nin öldürüldüğünü duyurdu.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda bir Filistinli’nin öldüğünü ve sekiz kişinin de yaralandığını açıkladı.

Bakanlık açıklamasında sekiz yaralıların durumunun ‘stabil’ olduğunu ve iki hastanede tedavi gördüklerini bildirdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Durumu stabil olan beş şarapnel yaralanması Cenin Devlet Hastanesi'ne, durumu stabil olan üç yaralanma ise İbn Sina Hastanesi'ne ulaştı.”

İsrail ordusu, operasyonun savaş uçakları ve bir helikopter tarafından gerçekleştirildiğini ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden çok önce şiddet olaylarının arttığı Batı Şeria'da nadir görülen bir olay olduğunu belirtti.

Ordu, militanlar tarafından operasyon merkezi olarak kullanılan bir yerleşkeyi vurduğunu ve Hamayse'nin İsraillilere yönelik birçok saldırıdan sorumlu olduğunu söyleyerek öldüğünü doğruladı.

İsrail ordusu ayrıca, saldırının ‘yakın bir tehdidi bertaraf etmek için gerçekleştirildiğini’ ifade etti, ancak hangi tehdit konusunda bilgi vermedi..


ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
TT

ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)

ABD'nin Sudan özel elçisi Tom Perriello dün (Cuma) yaptığı açıklamada, devrik rejimin destekçileri olan İslamcıların mevcut sahnedeki varlığının "bizim ve Sudanlılar için büyük bir sorun teşkil ettiğini" söyledi. Perriello: "Ordu içinde savaşçılar olduğunu biliyoruz ve ülke dışından gelip savaşa katılanlar da var" ifadelerini kullandı. Kenya'nın başkenti Nairobi'de bir grup Sudanlı ile yaptığı toplantıda Perriello, ülkesinin kurumları ve bireyleri etkileyecek yaptırım silahının kullanımını genişleteceğini ve bunların çeşitli ülkelerdeki çalışmalarını etkileyeceğini belirtti. Perriello, "Vahim sonuçları olacağı nedeniyle" El Fashir'e askeri müdahaleye karşı Hızlı Destek Kuvvetleri’ne güçlü uyarılarda bulunduğunu belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ise El Faşhir'in saldırıya uğraması halinde insani bir felaket yaşanabileceği uyarısında bulundu.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.


"Hamas, Filistin Devlet Başkanı'nın Arap Zirvesi'nde yaptığı konuşmadan üzüntü duyuyor ve birlik konusundaki kararlılığını teyit ediyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)
TT

"Hamas, Filistin Devlet Başkanı'nın Arap Zirvesi'nde yaptığı konuşmadan üzüntü duyuyor ve birlik konusundaki kararlılığını teyit ediyor

Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)

Hamas hareketi yaptığı açıklamada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Bahreyn'in başkenti Manama'daki Arap zirvesi öncesinde, 7 Ekim operasyonuna ilişkin konuşmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Abbas zirvede, Hamas'ın "7 Ekim'deki askeri operasyonu tek taraflı bir kararla gerçekleştirdiğini ve İsrail'e Gazze'ye saldırması için daha fazla bahane sağladığını" söyledi. Hamas ise İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçlar için "bahane beklemediği" yanıtını verdi.

Abbas konuşmasında, Hamas'ın "bölünmüşlüğe son vermeyi ve Filistin meşruiyet şemsiyesine geri dönmeyi reddeden tutumunun, işgal hükümetinin Gazze Şeridi'nin, Batı Şeria ve Kudüs'ten ayrılmasını pekiştirmek, bir Filistin devletinin kurulmasını engellemek ve Ulusal Otorite ile Filistin Kurtuluş Örgütü'nü zayıflatmak için 7 Ekim'den önce uygulamaya çalıştığı İsrail planına hizmet ettiğini" belirtti.

Ancak Hamas yaptığı açıklamada "ulusal birlik konusundaki kararlılığını defalarca vurguladığını, Filistin iç cephesini güçlendirmek ve ulusal safları birleştirmek için her aşamada gerekli esnekliği gösterdiğini" ısrarla vurguladı.


Heniye: İsrail müzakereleri "bilinmeyen bir kadere" sürükledi

Han Yunus kentindeki yıkılmış binaların ortasında yürüyen yerinden edilmiş Filistinliler (AP)
Han Yunus kentindeki yıkılmış binaların ortasında yürüyen yerinden edilmiş Filistinliler (AP)
TT

Heniye: İsrail müzakereleri "bilinmeyen bir kadere" sürükledi

Han Yunus kentindeki yıkılmış binaların ortasında yürüyen yerinden edilmiş Filistinliler (AP)
Han Yunus kentindeki yıkılmış binaların ortasında yürüyen yerinden edilmiş Filistinliler (AP)

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah sınır kapısını işgal etme ve kente yönelik saldırılarını genişletme konusundaki ısrarının tüm müzakereleri "bilinmeyen bir kadere" sürüklediğini söyledi.

Heniye, Hamas'ın Refah'taki İsrail operasyonuyla ilgili olarak Mısır ile temas halinde olduğunu ve "İsrail'in Refah sınır kapısından derhal çekilmesi gerektiği konusunda" Mısır ile hemfikir olduğunu belirtti.

Nekbe'nin 76. yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada Haniye, savaştan sonra Gazze Şeridi'nin yönetimine hareketin "ulusal toplumla" birlikte karar vereceğini, "(Hamas'ın) saldırıyı durdurmak için hiçbir çabadan kaçınmadığını ve arabulucuların çabalarına olumlu yaklaştığını" ifade etti.

Heniye, ateşkes ve tutukluların serbest bırakılmasına yönelik herhangi bir çaba ya da anlaşmanın, "kalıcı bir ateşkesi ve Gazze Şeridi'nin tamamından kapsamlı bir çekilmeyi" garanti etmesi gerektiğini vurguladı.

fdvbgt
Yerinden edilmiş Filistinliler Refah’tan çıktıktan sonra Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr Belah'ta (AP)

Heniye, İsrail'in ateşkes önerileri karşısındaki tutumunu "Gazze'ye yönelik savaşı sürdürme yönündeki tasarlanmış niyetlerinin doğrulanması" olarak nitelendirdi.

Haniye'nin konuşması, İsrail ordusu ile hükümet arasında, Gazze'deki savaşın bitiminden sonra, yani "savaşın ertesi günü" Gazze Şeridi'nin yönetimi konusunda yaşanan tartışmanın ortasında geldi.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu konuşmasında, Hamas Gazze'de iktidarda kaldığı sürece "savaşın ertesi günü için yapılacak düzenlemelerden bahsetmenin bir anlamı olmadığını" söyledi. Savunma Bakanı Yoav Galant ise Gazze'de bir İsrail askeri yönetimini kabul etmeyeceğini, savaştan sonra İsrail'in Gazze'de güvenlik varlığının “İsraillilerin gereksiz yere can kaybına” yol açacağını söyledi.


Hizbullah'a ait insansız hava aracı İsrail'i ilk kez vurdu

İsrail'in bölgeyi hedef alan bombardımanının ardından Güney Lübnan'da dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in bölgeyi hedef alan bombardımanının ardından Güney Lübnan'da dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

Hizbullah'a ait insansız hava aracı İsrail'i ilk kez vurdu

İsrail'in bölgeyi hedef alan bombardımanının ardından Güney Lübnan'da dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in bölgeyi hedef alan bombardımanının ardından Güney Lübnan'da dumanlar yükseliyor. (AFP)

Hizbullah’a ait insansız hava aracı (İHA) dün (Perşembe) İsrail'i ilk kez bombalarken, iki taraf arasındaki çatışmalar ilk aylara göre eşi benzeri görülmemiş bir şekilde ve yüksek bir hızla tırmanarak ‘yıpratma savaşına’ dönüştü.

Hizbullah, savaşçılarının Metula bölgesine iki adet S5 füzesiyle donanmış bir İHA’yla saldırdığını duyurdu. Hizbullah ilk kez bu tür güdümsüz konvansiyonel füze kullanmış oldu.

Güney cephesi, askeri uzman emekli Tuğgeneral Halil el-Hilu'nun İsrail'in iki tarafı geniş bir savaşa girmemeye zorlayan gerçekler ışığında ‘tampon bölge’ yaratmaya çalıştığı bir ‘yıpratma savaşı’ olarak tanımladığı, her iki tarafın da ilk kez bölgeleri bombaladığı büyük bir tırmanışa tanık oldu.

Söz konusu gerilim, Çarşamba günü Hizbullah tarafından gerçekleştirilen ve biri Tiberya yakınlarında olmak üzere üç İsrail askeri üssünü hedef alan askeri operasyonların ardından, ‘suikastlara yanıt olarak’ geldi. Hizbullah, iki taraf arasındaki savaşın başlamasından bu yana en şiddetli bombardımanla karşılık vererek Lübnan'ın doğusundaki birçok noktayı hedef aldı.

Batı Tiberya'ya yapılan saldırı savaşın başlangıcından bu yana İsrail içinde gerçekleştirilen en şiddetli saldırı olurken, Hizbullah saldırının ‘bir dizi saldırı uçağı’ tarafından gerçekleştirildiğini ve ‘hava kuvvetlerinin kapsamlı gözetleme ve tespit sisteminin bir bölümünü’ hedef aldığını açıkladı. Hizbullah ayrıca, bu sabah Golan Tepeleri'ndeki İsrail askeri bölgelerine saldırı düzenledi.