Libya’da savaş suçları işleyenler UCM tarafından yargılanıyor

Washington, seçimleri yıl sonundan önce düzenlemeye kararlı

Mişri, BM’nin Libya temsilcisi Abdullah Bathily’i kabul etti (DYK)
Mişri, BM’nin Libya temsilcisi Abdullah Bathily’i kabul etti (DYK)
TT

Libya’da savaş suçları işleyenler UCM tarafından yargılanıyor

Mişri, BM’nin Libya temsilcisi Abdullah Bathily’i kabul etti (DYK)
Mişri, BM’nin Libya temsilcisi Abdullah Bathily’i kabul etti (DYK)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han, dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine, savcıların 2011'den beri Libya'da işlendiğine inanılan suçlar için dört yeni gizli tutuklama emri çıkardığını açıkladı.

Savcı Han, Libya hakkında iki yılda bir hazırladığı raporunu sunmak üzere New York'ta BMGK genel merkezinde İsviçre başkanlığında düzenlenen oturumda konuştu. Söz konusu oturumun başında Rusya delegesi, ofisi Ukrayna savaşı bağlamında çocuklara yönelik zulüm nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin aleyhinde tutuklama emri çıkaran Han'ın gelişine itiraz etti. Ancak itiraz, Libya konulu oturumun akışını etkilemedi. Uluslararası adli yetkili, mahkemenin Libya makamlarıyla sürekli iş birliği içinde olduğunu ifade etti.  Mahkemeden bir heyetin önümüzdeki günlerde Libya makamlarıyla koordineli olarak mahkeme için bir ofis açılmasını görüşmek üzere Libya'yı ziyaret edeceğini açıkladı. Mahkeme ile Libya arasındaki iş birliğinin önümüzdeki dönemde ‘güçlendirileceğini’ vurguladı. Mahkemenin Libya'da yeni emir çıkarılması talebinin ardından şimdi de dört yeni tutuklama listesi çıkardığını açıkladı. Bu tutuklama emirlerinin UCM’nin bağımsız hakimleri tarafından düzenlendiğini vurguladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan eski rejimin Libya İstihbarat Servisi Başkanı Abdullah es-Senusi, bir duruşmada iken (Reuters)
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan eski rejimin Libya İstihbarat Servisi Başkanı Abdullah es-Senusi, bir duruşmada iken (Reuters)

Han, mahkemenin Libya'daki ihlallerin mağdurlarının aileleri ve onlardan hayatta kalanlarla temas halinde olduğunu vurgulayarak, BMGK ve UCM’yi Libya dosyasına önem vermeye sevk eden saikin ‘siyasi olmadığını’ vurguladı. Bu ülkede ‘saha incelemeleri sonucunda somut ilerleme’ kaydedildiğine işaret etti.

BMGK, Libya'daki durumu 2011'de Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne havale etti. UCM’nin internet sitesinde yer alan açıklamada, soruşturmanın odak noktasının ülkede 15 Şubat 2011'den bu yana insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları olduğu belirtiliyor.

Öte yandan ABD, BM'nin ülkedeki misyonunun başkanı Abdullah Bathily'nin Libya liderleriyle birlikte bu hak için gerekli yasal mevzuatın tamamlanmasını hızlandırma çabalarına paralel olarak Libya özel temsilcisi ve büyükelçisi Richard Norland aracılığıyla, ülkede genel seçimlerin bu yıl bitmeden yapılmasına yönelik desteğini vurguladı.

ABD’li Temsilci, son dönemde göreli bir durgunluğa tanık olan siyasi çizgiyi ilerletmek için son yirmi dört saat içinde Libyalı liderlerle görüşmelerini ve temaslarını yoğunlaştırdı. Temaslarını Başkanlık Konseyi Milletvekili Abdullah el-Lafi ile ‘ülke genelinde uzun vadeli barış ve refahı sağlamak için Libya'da ulusal uzlaşmayı teşvik etme ihtiyacını’ tartışarak tamamladı.

Norland, dün resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Lafi ile telefonda, Libyalı tarafların seçimlerin zamanında yapılması yönünde ilerleme kaydedilmesi ve gelirlerin adil bir şekilde dağıtılması için uyumlu ve somut çabalarına ihtiyaç duyulduğunu görüştüm” ifadelerini kullandı.

ABD’li Büyükelçi, birçok kez ‘petrol gelirlerini şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde yönetmenin önemine’ vurgu yaptı. Ayrıca daha önce, petrol gelirleri ve hükümet harcamaları konusundaki anlaşmazlıkları çözmek amacıyla Libya'daki hükümet harcamalarını yönetme mekanizması olan ‘faydalanıcı bir mekanizma’ öne sürmüştü.

Norland ve Maslahatgüzar Lizzie Ordman, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın ülkenin güneyinde barış ve dayanıklılık inşa etme stratejisi yoluyla istikrarı artırmak için Libyalı ve uluslararası ortakları harekete geçirmedeki rolüne övgüde bulundular. Norland, bu çabaların ‘ABD'nin Libya'da çatışmayı önleme ve istikrarı destekleme stratejisiyle tamamen uyumlu olduğunu’ söyledi. Libya’yı daha birleşik ve müreffeh bir hale getirmek için ülkesinin Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Libyalılarla verimli bir ortaklığa çok önem verdiğini kaydetti.

ABD’nin hamleleri, Abdullah Bathily’nin dün başkent Trablus’ta Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri ile yaptığı, siyasi süreç ve güvenlik ile askeri çabaları birleştirmenin yollarının tartışıldığı görüşmeyle uyumlu bir çerçevede geliyor.

Üst Kurul Medya Ofisi ise Mişri ve Bathily ile yapılan görüşmede Temsilciler Meclisi'ni ve DYK’yı temsil eden 6+6 Komitesinin ‘sorumluluklarını bir an önce yerine getirmesine’ destek olmanın ve seçim kazanımlarını elde etmeye doğru ilerlemek ve Libyalıların güvenli ve istikrarlı bir sivil devlet inşa etme isteklerini karşılamanın yollarının ele alındığını bildirdi.

Mişri ve Bathily arasında gerçekleştirilen görüşme, BM Temsilcisi’nin Trablus'taki Başkanlık Konseyi başkanı Muhammed el-Menfi ile başlattığı bir dizi görüşmenin parçası olarak geldi. Ardından Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih'i telefonla aradı. BM elçisine göre, Temsilciler Meclisi ve DYK tarafından oluşturulan 6 + 6 Komitesi'nin kapsamlı seçimler için yasal çerçeveyi hazırlama çalışmalarını hızlandırmak için acil gerekliliği konusunda anlaştılar.

Öte yandan Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanı Necla el-Menkuş, ülkesinin Sudan büyükelçisi Fawzi Boumrez ile son yaşananların ardından Sudan'ın bazı şehirlerinde meydana gelen güvenlik gelişmelerini ve büyükelçiliğin Sudan'da ikamet eden Libya toplumunu tahliye etmek için aldığı önlemleri takip etmenin yollarını görüştü.

Menkuş, Libya'nın Sudan'da çatışan taraflar arasındaki arabuluculuk çabalarını desteklemeye hazır olduğunu doğruladı (UBH)
Menkuş, Libya'nın Sudan'da çatışan taraflar arasındaki arabuluculuk çabalarını desteklemeye hazır olduğunu doğruladı (UBH)

Menkuş, Büyükelçinin Sudan arenasındaki son gelişmelerle ilgili brifingini dinledi. Ayrıca ‘bu koşullarda kardeş Sudan halkına yardım etmek için gösterilebilecek çabaları’, durumu sakinleştirmek ve sükunet ve istikrar çabalarını güçlendirmek için çatışmanın ilgili taraflarıyla iletişim kurma olasılığını ele aldı.

Görüşme sırasında Menkuş, Libya'nın Sudan'da çatışan taraflar arasındaki arabuluculuk çabalarının yanı sıra ‘Sudan halkının acılarını hafifletmeye çalışan insani çabaları desteklemeye’ hazır olduğunu teyit etti.



Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde tutulan esirleri kurtarmak için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, İsrail medyasında ordunun Gazze Şeridi'nin tamamını işgal edebileceğine dair haberlerin yayınlanmasının ardından geldi. Netanyahu, bir askeri eğitim tesisini ziyaretinde şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki düşmanı yenilgiye uğratmak, tüm esirlerimizi kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için gerekli.”

Netanyahu bugün, Gazze Şeridi'nde devam eden savaş için yeni bir plan sunmak üzere bir güvenlik toplantısı düzenleyecek. Bu plan, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesini içerebilir. Öte yandan İsrail, kuşatma altında harap olmuş Gazze Şeridi’ne ticari malların kısmen girişine izin verdi.

yuıo
İsrail ordusuna ait bir araç, İsrail'in Gazze Şeridi ile olan güney sınırında hareket ediyor. (AFP)

Netanyahu'nun Kudüs'te güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek yeni talimatlar vermesi bekleniyor. Bu toplantı, Gazze Şeridi'nde tutulan esirlerin acılarına dikkat çekmek için New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

İsrail Kanal 12 televizyonu, Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı ile bir araya geleceğini bildirdi. Kanal, Netanyahu'nun ofisindeki üst düzey yetkililerin, açıklanacak kararlar arasında Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesinin de yer alacağını söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığına göre Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamını kontrol etmesini istiyor.

Haberde, “Başbakanla görüşen bazı hükümet üyeleri, Netanyahu'nun esirlerin tutulduğu bölgeleri de kapsayacak şekilde savaşı genişletmeye karar verdiğini doğruladı” denildi.

Maariv ise “Karar verildi. Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmek üzereyiz” diye yazdı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün, “Gazze Şeridi'nde Hamas'ı yenmek ve esirlerin geri dönmesi için gerekli koşulları sağlamak, savaşın iki ana hedefi. Bunları gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

sdfrgtyh
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gıda yardımı almak için kamyonlara binen Filistinliler (Reuters)

Medyada tartışılan plan, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetinin öfkeli tepkisine neden oldu. Hükümet, ateşkes görüşmeleri konusundaki tutumunu değiştirmeyeceğini vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Husam Bedran AFP’ye yaptığı açıklamada, “Top işgalcilerin ve ABD'nin sahasında. Ne yazık ki ABD işgali desteklemeye devam ediyor. Bu da ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasını fiilen geciktiriyor” dedi.

Baskılar

22 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney sınırına düzenlediği saldırının ardından başlayan 22 aylık çatışmanın ardından Netanyahu, birçok cephede baskı altında.

İsrail'de, Gazze Şeridi'nde kalan 49 esirin aileleri, onların geri getirilmesi için ateşkes talep ediyor.

Uluslararası alanda ise insani yardım kuruluşları, ‘kitlesel açlık’ tehdidi altındaki Filistinlilere gıda yardımının ulaştırılması için baskı yapıyor. Batılı başkentler ise ABD ve İsrail'in şiddetli muhalefetine rağmen Filistin devletini tanıma planlarını açıkladı.

Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonundaki müttefikleri, savaşı, Gazze Şeridi'ni işgal etmek ve Batı Şeria üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmak için kullanmaya çalışıyor.

7 Ekim’deki Hamas saldırısında çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü. O zamandan beri İsrail, BM tarafından güvenilir olarak kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre çoğu sivil olmak üzere en az 61 bin 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bir askeri harekatla karşılık verdi.

Savaşın hedefleri

Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in savaş hedeflerinin halen ‘düşmanı yenmek, esirleri kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak’ olduğunu vurguladı.

Bu açıklamaları, aralarında eski istihbarat teşkilatı başkanlarının da bulunduğu 550 eski İsrail güvenlik yetkilisinin, ABD Başkanı Donald Trump'a Netanyahu'ya baskı yapması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi çağrısında bulunmasının ardından geldi.

Bu yetkililer Trump'a hitaben yazdıkları açık mektupta şu ifadeleri kullandılar: “Mesleki görüşümüz, Hamas'ın artık İsrail için stratejik bir tehdit oluşturmadığı yönündedir... Tüm askeri hedefleri gerçekleştirdik ve bu savaş artık adil değil... İsrail'in güvenliğini ve kimliğini kaybetmesine yol açıyor.”

Öte yandan esir aileleri yaptıkları açıklamada, “22 aydır kamuoyuna, askeri baskı ve yoğun çatışmaların esirleri geri getireceği söylendi... Gerçek şu ki, savaşın genişlemesi esirlerin hayatını tehlikeye atıyor… Onlar zaten doğrudan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Netanyahu, İsrail'i ve esirleri yıkıma sürüklüyor” ifadeleri yer aldı.

Temel gıda maddeleri

İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ne ticari malların girişine kısmen izin vereceğini ve böylece bölgenin BM ve diğer uluslararası kuruluşların sağladığı insani yardıma olan bağımlılığını azaltacağını duyurdu.

COGAT tarafından yapılan açıklamada, “Mekanizmanın oluşturulması kapsamında, savunma kurumu, çeşitli kriterlere uymak ve sıkı güvenlik denetimlerinden geçmek şartıyla sınırlı sayıda yerel tüccarı kabul etti” denildi.

İsrail, mart ayı başından itibaren Gazze Şeridi'ne abluka uyguladıktan sonra mayıs ayında ablukayı kısmen hafifleteceğini duyurdu ve Washington ile koordineli olarak, uluslararası kuruluşların eleştirilerine maruz kalan tartışmalı Gazze İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla yardım dağıtım sistemi kurdu. Son dönemde Gazze Şeridi'nde insani kriz ve temel ihtiyaç maddelerinin eksikliği daha da kötüleşti.

Geçen ay yardım konvoyları ve havadan yardım atma operasyonları yeniden başladı. Ancak BM, bölgeye giren gıda miktarının kıtlığı önlemek için yeterli olmadığını düşünüyor.

COGAT'ın açıklamasında, teslim edilecek malların ödemesinin denetimli banka havalesi yoluyla yapılacağı, sevkiyatların ise ‘Hamas'ın müdahalesini önlemek’ için Gazze Şeridi'ne girmeden önce İsrail ordusu tarafından denetleneceği belirtildi.

Yeni mekanizma kapsamında izin verilen malların temel gıda maddeleri, meyve ve sebzeler, bebek maması ve sağlık ürünlerini içereceği belirtildi.

COGAT, dün 300'den fazla yardım kamyonunun Gazze Şeridi'ne girdiğini ve ‘şu anda dağıtılmayı beklediğini’ duyurdu. Ayrıca bölgeye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün, Almanya, Kanada ve Belçika ile iş birliği içinde 120 yardım paketi bırakıldı.