Lübnan’da cumhurbaşkanı seçim tarihine 5 ülkeden destek

Lübnan Meclis başkanı Nebih Berri seçimin haziran ayında yapılacağını duyurdu.

Beyrut'ta hükümet binası önündeki ordu güçleri. (AFP)
Beyrut'ta hükümet binası önündeki ordu güçleri. (AFP)
TT

Lübnan’da cumhurbaşkanı seçim tarihine 5 ülkeden destek

Beyrut'ta hükümet binası önündeki ordu güçleri. (AFP)
Beyrut'ta hükümet binası önündeki ordu güçleri. (AFP)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin cumhurbaşkanının en geç 15 Haziran'a kadar seçilmesi yönündeki çağrısı Arap dünyasında ve uluslararası düzeyde yoğun ilgi gördü. Zira Berri, yalnızca cumhurbaşkanlığı seçimi için parlamentoyu davet etmesi yönündeki baskıları sindirmeyi değil, aynı zamanda bir Arap diplomat kaynağının Şarku'l Avsat'a söylediği gibi; uluslararası toplumla görüşmeyi amaçlıyordu. Uluslararası toplum, cumhurbaşkanının seçilmesini destekleyen beş ülkenin, seçilmesini engelleyen tüm taraflardan kendilerini doğrudan sorumlu tutacak bir konuma sahip olacağı yönünde ilgili güçlerin çoğunu bilgilendirdi.

İsmini vermek istemeyen bir Arap diplomatik kaynağın ifade ettiğine göre cumhurbaşkanlığı seçiminde etkili tarafların çoğuyla ilişkisi içerisinde olan, Lübnan'da aktif ülkeler cumhurbaşkanının seçilmesine engel olduğu tespit edilenlere yaptırım uygulama tehdidinde bulundu.

Kaynak, Berri'nin cumhurbaşkanlığı seçimi çağrısının tahmin ve spekülasyondan kaynaklanmadığına, aksine uluslararası toplum açısından tanınan sürenin dolmak üzere olduğu yönündeki verilere dayandığına dikkat çekti. Haziran ayının cumhurbaşkanlığındaki boşluğun doldurulması, seçim oturumunun önceki oturumlar gibi bir maskaralığa dönüştürülmemesi için bir fırsat sayıldığını da ekledi.

Lübnan'ın başıboş bırakılmayacağını, seçimin engellenmesi konusunda ana blokların sorumluluk taşıdığını, Suudi Arabistan ile İran arasındaki mutabakatın imzalanması ardından bölgede yaşanan dönüşümlerden önce bu engellerin durdurulması gerektiğini vurgulayan kaynak, önceki deneyimlerden ders alınması gerektiğine dikkat çekti.

Lübnan'da yeniden istikrarın sağlanması ile ilgilenen ülkelerin cumhurbaşkanı seçmemeyi haklı çıkarmak için kullandıkları bazı bahaneleri bir kenara bıraktığına değinen kaynak, topun yeniden Lübnan’da olduğunu, ana güçlerinin uluslararası toplumun tepkisine karşı temkinli olması gerektiğini vurguladı.

Siyasi kaynak, Suudi Arabistan'ın Lübnan Büyükelçisi Velid el-Buhari tarafından düzenlenen bir dizi toplantının Krallığın her kesime aynı mesafede durduğunu doğrulamayı amaçladığını kaydetti.

Büyükelçi Buhari ile görüşenlerin çoğu, Krallığın cumhurbaşkanlığı seçeneği yaklaşımını parlamenter bloklara bıraktığı, hiçbir cumhurbaşkanlığı adayını dışlamadığı, amacının mutabakata dayalı bir cumhurbaşkanı seçmek olduğu konusunda hemfikir.

Şii ikili olarak adlandırılan Hizbullah ve Emel Hareketi'nin desteklediği aday Süleyman Franciyye karşısında muhalefetin bir isim üzerinde uzlaşmaya varamadığına dikkat çeken kaynak, özellikle zamanın daralmış olması dolayısıyla, bir aday için anlaşmak yerine seçim oturumlarını engellemenin doğru olmadığını belirtti.

Meclisteki bağımsız blok da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tutumlarını belirlemek için harekete geçti. Milletvekili Ahmed el-Hayr, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Beyrut, Akkar ve Minieh-Danniyeh bölgesinden temsilcilerin yer aldığı iki bloğun seçim oturumunu boykot etmeyeceğini söyledi. Siyasi safların dışında duracaklarını, reformların uygulanmasının tamamlanması için kararlı olduklarını, Lübnan ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri düzeltmek için çalışan, rızaya dayalı bir cumhurbaşkanı seçmekte ısrar ettiklerini belirtti.

Körfez ülkeleri ile Lübnan arasındaki ilişkiler, Mişel Avn’ın görevi devralması ardından kötüleşmişti. Hayr, iki bloğun Lübnan'ın krizden kurtulmasını sağlayacak özelliklere sahip bir aday için destek arayan parlamento bloklarının çoğuyla temas halinde olduklarını kaydetti.



Batı Şeria'da onlarca yerleşimci İsrail askerlerine karşı ayaklandı: 5 yerleşimci gözaltına alındı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
TT

Batı Şeria'da onlarca yerleşimci İsrail askerlerine karşı ayaklandı: 5 yerleşimci gözaltına alındı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, Batı Şeria’daki Itamar yerleşim biriminde onlarca yerleşimcinin İsrail askeri personeline karşı ayaklandığını duyurdu.

Açıklamada kalabalığın dağıtıldığı ve 5 yerleşimcinin gözaltına alındığı belirtilirken, askeri personele yönelik her türlü şiddet eyleminin kınandığı ifade edildi.

İsrail gazetesi Haaretz'in haberine göre İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, cuma günü Batı Şeria'nın El Halil kentinde yaklaşık 30 İsrailli gencin Merkez Komutanı Binbaşı Avi Bluth ve diğer subaylara yönelik saldırısını kınadı.

Gazete, gençlerin Binbaşı Bluth'a ‘hain’ ve ‘İsrail Devleti düşmanı’ diyerek hakaretler yağdırdığını da ekledi.

Katz, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada “Kolluk kuvvetlerinin El Halil’deki ayaklanmalara karışanları hızla yargı önüne çıkarmasını bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Haaretz gazetesi, cumartesi günü bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde yüzlerce İsraillinin El Halil'deki bir askeri kontrol noktasına saldırmaya ve yasak bölgeye girmeye çalıştığını bildirdi.

Gazete, İsraillilerin geçmeye çalıştığı askeri kontrol noktasının, Yahudi yerleşimlerinin yoğun olduğu bir bölgeyi El Halil'in Eski Şehir bölgesinden ayırdığını kaydetti.

Katz, cuma günü işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldırmakla suçlanan Yahudi yerleşimcilere yönelik idari gözaltı emirlerinin çıkarılmasını askıya aldıklarını duyurdu.

Katz, açıklamasında şunları söyledi:

"Yahudiye ve Samiriye'deki (Batı Şeria) Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistin terör tehditlerine ve haksız uluslararası yaptırımlara maruz kaldığı bir gerçeklikte, İsrail'in onlara karşı bu kadar sert bir adım atması uygunsuzdur.”

Öte yandan Filistin Yönetimi, İsrail'i ‘fanatik yerleşimcileri Filistinlilere karşı terör eylemlerinde bulunmaya’ teşvik etmekle suçladı.

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Bakanlık, bu kararın fanatik yerleşimcileri Filistinlilere, onların topraklarına ve mülklerine karşı terör eylemleri gerçekleştirmeye teşvik ettiğine ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğine inanıyor” ifadeleri yer aldı.