Mısır’da ulusal diyalogdaki ilk siyasi farklılıklar ortaya gün yüzüne çıktı

Muhalefetin taleplerine hükümet olumlu yaklaşmıyor.

Mısır'daki Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan siyasi eksen oturumlarının açılışını gerçekleştirdi.
Mısır'daki Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan siyasi eksen oturumlarının açılışını gerçekleştirdi.
TT

Mısır’da ulusal diyalogdaki ilk siyasi farklılıklar ortaya gün yüzüne çıktı

Mısır'daki Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan siyasi eksen oturumlarının açılışını gerçekleştirdi.
Mısır'daki Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan siyasi eksen oturumlarının açılışını gerçekleştirdi.

Kahire’de Ulusal Diyalog Heyeti tarafından geçtiğimiz pazar günü başlatılan siyasi eksenin ilk oturumları, katılan partilerin temsilcileri arasında en uygun seçim sistemi ve gelecekte benimsenmesi gereken seçim listelerinin yöntemi hakkında fikir ayrılığını ortaya çıkardı.

Diyaloga katılan muhalefet partilerinin çoğunluğu ‘nispi açık listeyi’ savunurken, Mısır makamlarına yakın olarak nitelendirilen Mısır Parlamentosu’nda temsil edilen partiler, şu an yürürlükte olan ve mevcut parlamentonun temelinde seçildiği ‘mutlak liste’ sistemi konusunda ısrarlı.

Kapalı veya mutlak liste, listenin sahibi olan parti veya parti bloğu tarafından onaylanan adayların sırasını seçmenin değiştiremeyeceği sabit bir liste olarak biliniyor. Liste tüm parlamento temsilini kazanıyor veya hepsini kaybediyor. Açık nispi listede ise her parti, aldığı oy oranında milletvekilliği kazanıyor.

Siyasi eksen oturumlarının her ikisinde de muhalefet partilerinin çoğunlukta olduğu göreli listesi lehindeki görüşler karşısında parlamentoda çoğunluğa sahip olan Müstakbel Vatan partisinden iki milletvekili, Eşref Reşad ve Alaa Abid, Hamatu Vatan partisi temsilcileri, Parti Gençlik Koordinasyonu, et-Tecemmu’, İradetu Ciyl, el-İrade, eş-Şabu’l Cumhuri ve el-Hurriye el-Mısri gibi partiler, mutlak listeyi savundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Ulusal Diyalog Teknik Sekreterliği Başkanı Müsteşar Mahmud Fevzi, kapalı liste sisteminin ‘anayasaya uygun olduğunu ve oyları boşa harcamadığını’ ayrıca Anayasada belirtilen belirli grupların yeterince temsil edilmesini sağladığını vurguladı. 

Ulusal Gelecek Partisinin Birinci Genel Başkan Yardımcısı olan temsilci Alaa Abid, partisinin kapalı liste sistemine bağlılığının altını çizerken bunun, ‘istikrarlı rejimleri istikrarsızlaştıran nispi listenin aksine, herhangi bir rejim için siyasi istikrar sağladığını söyledi.

Mutlak listeyi kadınların ve engellilerin temsil oranı gibi bazı gruplar için pozitif ayrımcılık yoluyla anayasal yükümlülükleri yerine getirme konusunda en yetkin olan olarak nitelendirdi.

Diğer yandan diyaloga katılan muhalefet partilerinin temsilcileri de kapalı listeyi eleştirdi. Islah ve Tenmiye Partisinin Temsilcisi Alaa Abdunnebi, bunun ‘seçmenin oylarının israfını temsil ettiğini’ söyledi. Mısır Sosyal Demokrat Partisinin Temsilcisi eski Milletvekili Basim Kamil, nispi listeye desteğini dile getirerek, anayasaya aykırılık şüphesinden bahsetmenin ‘çözümüi olduğunu’ belirtti.

Mevcut Mısır seçim yasası, parlamento koltuklarının bireysel sistem ve mutlak listeler arasında eşit olarak dağıtılmasını gerektiriyor. Temsilciler Meclisi seçiminin her sistem için 284 sandalye olmasını ve her birinde partilerin ve bağımsızların aday olma hakkını şart koşuyor.

2019'da onaylanan anayasa değişiklikleri ile Mısırlı kadınlara parlamento koltuklarının en az yüzde 25'i verildi. Seçim yasasına göre her parti listesinin 100 koltuk için ayrılmış olması gerekiyor. Bunun içinde dokuz Hristiyan aday, altı işçi ve çiftçi aday, altı gençlik adayı, üç engelli aday ve üç yurt dışında yaşayan Mısırlı aday bulunması gerekiyor. Bu niteliklere sahip veya sahip olmayan en az 50 kadın aday olmalı.

Mısır'daki Helwan Üniversitesi'nde Kamu Hukuku Profesörü olan Dr. Cemal Cibril Şarku'l Avsat’a şu açıklamada bulundu:

"Mısır Anayasası belirli bir seçim sistemi belirlememekte ve yasama organının en uygun seçim yöntemini belirleme özgürlüğünü bırakmaktadır. Çünkü siyasi ve demografik koşullar zaman içinde değişmektedir. Kadınlar gibi bazı gruplara pozitif ayrımcılık yapılmasına yönelik anayasal yükümlülükler nispi liste yöntemiyle çelişmez. Temsili liste uygulaması ile anayasal yükümlülükler arasında uzlaşma için çözümler bulunmaktadır. Bu çözümler arasında seçim bölgelerinin yeniden yapılandırılması yer almaktadır. Olumlu ayrımcılığa tabi tutulan gruplara ayrılmış kapalı bölgelerin oluşturulması veya bu grupların parti listelerinde öncelikli olarak yer alması gibi önlemler alınabilir. Böylece bu gruplara daha büyük başarı şansları sunulabilir.”

Helwan Üniversitesi'nden Kamu Hukuku Profesörü, kapalı listenin ‘küresel olarak seçim sistemlerinde artık yaygın olarak kullanılmadığını ve tamamen ortadan kalkmış olabileceğini’ söyledi.

Bununla birlikte, Mansura Üniversitesi Anayasa Hukuku Profesörü Dr. Salah Fevzi, ‘Mısır Anayasası'nın meclislerde bazı grupların temsil edilmesini zorunlu kıldığını ve bu sebeple seçim sisteminde bu kotaların korunmasının önemli olduğunu’ ifade etti. Ayrıca, ‘bu grupların temsilinin devamını sağlayan tek yolun mutlak kapalı liste sistemi olduğunu’ vurguladı.

Fevzi, Şarku'l Avsat’a erdiği röportajda, proporsiyonel liste sisteminin ‘uygulanması zorlukları ve karmaşık hesaplamalara ihtiyaç duyması ve ayrıca uygulama sürecinde birçok yasal sorunun beraberinde getirdiği davalardan kaynaklanan sorunlar gibi bazı eksiklikleri olduğunu kaydetti.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.