Gözaltındaki Sudanlı İslamcıların itirafları: Hile mi yoksa başarısızlık mı?

Sivil oluşumlara göre Enes ve el-Cezuli buzdağının sadece görünen kısmı.

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri unsurları. (AFP)
Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri unsurları. (AFP)
TT

Gözaltındaki Sudanlı İslamcıların itirafları: Hile mi yoksa başarısızlık mı?

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri unsurları. (AFP)
Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri unsurları. (AFP)

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), aşırılık yanlısı İslamcı lider Enes Ömer'in tutuklandığını duyurmasının ardından, İslamcı liderlere ve devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin destekçilerine karşı yürüttüğü koordineli tutuklama kampanyasını sürdürdü. Enes Ömer’in yanı sıra DEAŞ üyesi olmakla suçlanan Muhammed Ali el-Cezuli de devam eden savaş ile bunu körükleyen ve planlayan güçler hakkında ilginç itiraflarda bulundu.

Her ne kadar bu itiraflar tehdit altında alınmış olsa da itirafçıların ortaya koydukları görüntü ve anlattıkları ayrıntılar, (sivil güçlerin sürekli ilan ettikleriyle tutarlılıkları sayesinde) savaşın arkasında olduklarını ve iktidara geri dönmek için ülkedeki ateşi körüklediklerini teyit ediyor.

Enes Ömer

Devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir döneminde valilik yapan ve Ulusal Kongre Partisi ile İslami Hareket'in lideri Enes Ömer gayet rahat görünüyordu ve işkence belirtisi göstermiyordu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Rahat bir sandalyede oturan ve askeri üniforma giyen Ömer, bazılarının ‘tehlikeli’ olarak tanımladığı, bazılarının ise zaten bilindiğini söylediği itiraflarını yaptı.

hartum

Ömer’in nasıl ve nerede tutuklandığı tam olarak bilinmiyor. Ailesi ve Ulusal Kongre Partisi, HDK’nin evine baskın düzenleyerek onu tutukladığını iddia ederken sızan bilgiler, HDK’nin onu Hartum'un merkezinde orduyla yaşanan bir çatışma sırasında tutukladığını ve kendisinin de çatışmaya katıldığını belirtiyor. Bu bilgi onun neden askeri üniforma giydiğini açıklıyor.

Sivil yönetime düşmanlık

Kendi grubunun iktidarını yıkan sivil hükümete karşı şiddetli düşmanlığı ve İslami hareketin üstesinden kimsenin gelemeyeceği yönündeki tehdit ve tekrarlarıyla tanınan Ömer, partisinin Çerçeve Anlaşma’yı mümkün olan her şekilde engellemek için çalıştığını itiraf etti. Planlarının, eski Başbakan Abdullah Hamduk'un liderliğini yaptığı ‘halk seferberliği’ yoluyla hükümetin devrilmesiyle başladığını ve savaş hamlesinin ordu komutanları Korgeneral Abdulfettah el-Burhan, Korgeneral Şemseddin Kebaşi ve Korgeneral Yasir el-Ata ile koordineli olarak gerçekleştiğini söyledi. Ömer, İslamcıları kastederek “Onlar başlangıç saatini belirlediler” dedi.

HDK, Enes Ömer'in itiraflarıyla yetinmedi. Onu, Ömer el-Beşir rejiminin en aşırı destekçilerinden biri olan Hukuk Devleti Partisi lideri Muhammed Ali el-Cezuli'nin itirafları takip etti. El-Cezuli, terör örgütü DEAŞ ile bağlantısı olduğunu ve yıllar önce Suriye'de bir Amerikan bombardımanında öldürülen örgütün lideri Ebu Bekir el-Bağdadi'nin destekçisi olduğunu itiraf etti.

El-Cezuli

El-Cezuli, Çerçeve Anlaşma’nın siviller ve ordu arasında gerçekleştiğini ve Tümgeneral Hasan el-Bilal aracılığıyla Korgeneral Abdulfettah el-Burhan ile gizli koordinasyon yoluyla anlaşmayı bozmaya çalıştıklarını söyledi. İslami Hareket Genel Sekreteri Ali Karti'nin, ordunun çeşitli fraksiyonları ve İslamcı tugaylar tarafından HDK güçlerine yönelik saldırıya karıştığını da sözlerine ekledi.

El-Cezuli, savaş kıvılcımını ateşlemeye katılan İslamcı taburların başında Enes Ömer olduğunu söyleyerek HDK tarafından gözaltına alınan tutuklu arkadaşını suçladı. Hem İslami Hareket’in lideri Usame Abdullah'ın hem de Genel Sekreter Ali Karti'nin yardımıyla HDK’ye karşı darbe planlamasına katılan ve Sudan'da savaşın başlamasının arkasında kendilerinin olduğunu ifade etti.

Fotoğraf Altı: Hartum sokaklarında silahlı unsurlar devriyelerine devam ediyor. (AFP)
Hartum sokaklarında silahlı unsurlar devriyelerine devam ediyor. (AFP)

HDK’nin, kamuoyuna açıklanmayan çok sayıda İslamcıyı tutukladığı belirtiliyor. Sosyal medyada, el-Beşir'in eski yardımcısı el-Hac Âdem Yusuf'un ve Ulusal Kongre Partisi'ne mensup olduğuna inanılan bir dizi emekli ordu subayının tutuklandığı haberleri yayıldı. Mevcut savaş sırasında Kober Hapishanesi’nden kaçan el-Beşir'in yardımcısı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Ahmed Harun hakkında da benzer bilgiler dolaşıyordu. Ancak ne HDK ne de Ulusal Kongre Partisi bu bilgiyi doğrulamadı.

İtiraflar

Siyasi analist Amr Şaban'a göre, İslamcıları tutuklama ve itiraflarını kamuoyuna sunma hamlesi, HDK’nin savaşının orduya karşı değil, Beşir rejiminin kalıntılarına karşı olduğu fikrini güçlendirdi. HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) her zaman söylediği şey, savaşın kendisi ile İslami Hareket Genel Sekreteri Ali Ahmed Karti arasında olduğuydu.

Şaban konuya dair şu değerlendirmede bulundu:

“İtirafların alınma yöntemi ne olursa olsun, (ister isteyerek ister gönüllü olarak) savaş boyunca ve öncesinde sivil güçlerden öğrenilenler, devrik rejimin destekçilerinin savaşı ateşlemeyi planladıklarını doğruladı. HDK itiraflarını alarak bu bilgiyi doğrulamaya çalıştı. Ama işin özü, meselenin sadece eski rejimin bazı sembollerinin tutuklanması değil, daha çok kendisine karşı olan eski rejim kalıntılarının savaşı olduğu yönündeki iddialarını teyit etmesidir.”

Karti, Enes Ömer'in ikamet ettiği zengin mahallesi el-Mamure'nin, onun tutuklanmasının ardından yoğun bir bombardımana maruz kaldığını, bunun da ‘üçüncü bir tarafın’ askeri operasyonları kontrol ettiğini ve yönettiğini doğruladığını belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Enes ve el-Cezuli'nin tutuklanması, savaştaki üçüncü tarafın hesaplarını karıştırdı, hareketlerini kısıtlamaya katkıda bulundu ve belki de onları unsurlarını güvence altına alma girişimleriyle meşgul etti. Bu ister savaş alanını genişleterek ister doğrudan üçüncü bir kişinin girmesiyle savaşı etkileyecek bir şeydi.”

Kapatılan Ulusal Kongre Partisi ise tutuklama sürecini asi milisler tarafından gerçekleştirilen ‘kaçırma’ ve hukuka, Sudan ahlak ve değerlerine aykırı bir operasyon olarak nitelendirdi. Söz konusu girişimin, Sudan siyasetinde kınanmayı gerektiren yeni bir suç olduğunu vurguladı. Sosyal medya itiraflarla çalkalanırken, birçok aktivist bunu zorla gösteri yapanların zayıflığını ortaya çıkaran ve siyasi rakiplerini acı ve yıkımla tehdit etmeye devam eden bir ‘kırılma’ olarak değerlendirdi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.