Yemen’de iklim değişikliği ve Husilerin uygulamaları nedeniyle bal üretimi azaldı

Milislerin döşediği mayınlar ve kontrol noktaları, arıcıların meralar arasında hareket edilmesini engelliyor.

Kuşatma, başta Taiz olmak üzere Yemen’İn birçok bölgesindeki bal üretiminde düşüşe neden oluyor. (AFP)
Kuşatma, başta Taiz olmak üzere Yemen’İn birçok bölgesindeki bal üretiminde düşüşe neden oluyor. (AFP)
TT

Yemen’de iklim değişikliği ve Husilerin uygulamaları nedeniyle bal üretimi azaldı

Kuşatma, başta Taiz olmak üzere Yemen’İn birçok bölgesindeki bal üretiminde düşüşe neden oluyor. (AFP)
Kuşatma, başta Taiz olmak üzere Yemen’İn birçok bölgesindeki bal üretiminde düşüşe neden oluyor. (AFP)

Yemen’de arıcılık, piyasalarda sunulan çok miktarda kalitesiz bal, Husilerin uygulamaları, savaş, darbe ve iklim değişikliği nedeniyle büyük zorluklarla karşı karşıya. Bu zorluklar, bal üretiminde ciddi bir düşüşe neden oldu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Yemen bal üretiminin iklim değişikliği, ihracatının durdurulması, Husi darbecilerinin döşediği mayınlar, kovanların meralar arasında taşınmasının zorluğu ve arıları öldüren diğer uygulamaların etkisi nedeniyle uyarıda bulundu.

Ülkedeki iklim değişikliğinin etkilerine ek olarak kontrol noktalarının çoğalması ve yüksek yakıt fiyatları da üretimi zorlaştırıyor.

FAO’ya göre üretiminde Yemen’e özgü olan, kalitesi ve yüksek besin değeri ile karakterize edilen Sidr balını üreten arılar, zararlıları kontrol altına almak için zirai ilaç kullanımı nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya. Ayrıca zekat toplama altında kendilerine keyfi ücretler alan Husi darbecileri tarafından arıcılar zor durumda bırakılıyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre FAO, iklim değişikliğine adaptasyonu teşvik etmek, tarımsal üretim sistemlerini iyileştirmek ve Yemenli arıcıların arıları ölümden kurtarmasına yardımcı olmak için çeşitli müdahalelerle Yemen’deki arıcılara sağladığı desteğin önemini vurguladı. Arılar en önemli tozlayıcılardan biri olarak kabul ediliyor. Tarım ürünlerinin kalitesine ve verime yüzde 75 katkılarının olduğu tahmin ediliyor.

FAO arılara yönelik küresel tehditler ve bunların gıda üretim sistemlerini bozmalarına neden olabilecekleri konusundaki endişelerini dile getirerek, balın Yemen’deki sosyo-ekonomik rolünün arıları son derece önemli kılan ve Yemenli arıcıları küresel çabaları izlemeye iten önemli faktörlere dikkat çekti.

Yemen’deki FAO temsilcisi Hüseyin Cadin, FAO’nun tarım sistemlerinin restorasyonunu, arıların ve diğer tozlayıcıların korunmasını teşvik eden çevre dostu tarımsal üretim uygulamalarının benimsenmesini teşvik ettiğini söyledi.

Bal üretimi geçtiğimiz yıllarda önemli ölçüde azaldı ve yerini Yemen balı olarak tanıtılan büyük miktarlarda ithal bala bıraktı. Ancak doğal koşullar altında Yemenli arıcılar şu anda piyasada bulunan miktarların bir kısmını üretemedikleri için Yemen balı adı altında pazarlanan miktar şaşkınlığa neden oldu.

Darbecilerin gözü önünde hile

Başkent Sana’daki Husi milisleri tarafından kontrol edilen sanayi ve ticaret sektöründeki bir kaynağa göre, piyasalara bal ithal ediliyor, kaynağı ve kalitesi üzerinde herhangi bir kontrole tabi tutulmuyor. Milisler bu miktarlar üzerinde kontrol sahibi değiller. Tüccarları balın gerçek kökenini açıklamamaya zorluyorlar.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynağa göre milislerin ilgilendiği tek şey tüccarlardan ve tedarikçilerden aldıkları ücret. Arıcılar, faaliyetlerinin durdurulmasına yol açan önemli kayıplara maruz kaldıklarından, milislerin alternatif bir zenginleşme kaynağı olarak kullandıkları karıştırılmış bala tepki gösteriyor.

yemen

Kaynağa göre geçtiğimiz mart ayı başında başkent Sana’nın 198 km güneyindeki İbb kentinde yola dökülen tonlarca karıştırılmış bal yüklü kamyonun devrildiği olay, ithal malların pazarlanması ve satışında yürütülen sahtekarlığı gözler önüne serdi.

Bu olay, milislerin olayı ele almasının ciddi düzeyde olmadığını, arkasında kimin olduğunu açıklamadan veya onu sorumlu tutmadan davayı yönetmeye çalıştıklarını gösterdi.

Husilerin yağmalaması

Yemen bal ticaretindeki düşüş, Husi milislerin darbesinden bu yana kademeli olarak gerçekleşmeye başladı. Husiler bir yandan figürlerin ve darbe karşıtı partilerin mülkiyeti bahanesiyle Yemen balının üretimi ve pazarlanması konusunda uzmanlaşmış bir dizi dükkan ve şirketi ele geçirdi. Yemenli iş insanı Nezir Kadiri’ye göre Husiler, savaş nedeniyle komşu ülkelerle ihracat çıkışlarını kapattı.

Gerçek adını vermek istemeyen Kadiri’ye göre arı ve dükkan sahipleri, bir yandan büyük ve yüksek telif ücretleriyle milisler tarafından gasp ediliyor, diğer yandan da darbecilere hediye olarak büyük miktarlarda ürün sağlama zorunluluğuna tabi tutuluyor.

Kadiri, darbecilerin Yemen dosyasıyla ilişkisi olan uluslararası örgütlerdeki Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerine ve diplomatlara rüşvet olarak Yemen balı sağlamak için çalıştıklarını ve bu hediyelerin arıcılardan veya tüccarlardan doğrudan ücretsiz veya düşük fiyatlarla alındığını açıkladı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) geçtiğimiz haziran ayında Yemen balının 2014’teki Husi darbesinden bu yana ağır kayıplar yaşadığını duyurdu. ICRC açıklamasında “Üretim alanlarında silah kullanımından kaynaklanan kirliliğin etkisi ve iklim değişikliğinin etkileri; arıcıları şüpheye düşürerek üretim eksikliğine neden olmuştur” ifadesine yer verdi.

bal

ICRC çölleşmenin, arıların beslenmelerine bağlı olduğu çiçekli bitkilerin yetiştiği arazi alanında bir azalmaya yol açtığını ve çatışmanın iklim üzerinde önemli bir etkisi olduğunu vurgulayarak “Çevrede değişiklikler oldu. Arı ekosisteminde bozulmaya neden olarak tozlaşma süreçlerinde düşüş yaşandı” açıklamasında bulundu.

ICRC yetkilileri mayın korkusu ve savaşların hız kazanmasının arıcıların merada serbestçe dolaşmalarının sınırladığını vurguladı. Ayrıca birçok arıcının vurulduğuna, kovanlarının da tahrip edildiğine dikkat çekti.



Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)

ABD-İsrail görüşmelerinde Hamas ile İsrail arasında anlaşmazlık konusu ‘tek nokta’ olan, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki stratejik bir bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve Kahire'nin bunu reddetmesi konuşuluyor.

Mısırlı ve Filistinli kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da devam eden ateşkes görüşmelerinde ‘taraflar arasında uçurumlar’ ve ‘İsrail'in inatçılığı’ olduğunu vurguladılar.

İsrail basını, müzakere masasında bir ‘kriz’ olduğu yönünde sızıntıları aktarırken özellikle Mısır'ın, arabulucuların anlaşmaya varmak için çabalarını desteklemek üzere uluslararası toplumun ve Avrupa ülkelerinin arabulucu rolü almasını talep etmesi ve Katar heyetinin ABD'de bulunması bu sızıntılara neden oluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki bölgelerden, özellikle de ‘Philadelphia Koridoru 1 ve Philadelphia Koridoru 2’ bölgelerinden çekilmemeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin çıkmaza girebileceğini düşünüyor.

gthy
Salı günü Gazze'nin güneyindeki Morag Ekseni’nde seyir halindeki İsrail askeri araçları (AP)

Mısır, geçtiğimiz yıl sınırlarına yakın olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nun İsrail tarafından yeniden işgal edilmesini reddetmiş ve iki taraf arasında bu konuda gerginlikler yaşanırken derhal geri çekilmesini talep etmişti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz nisan ayında, ‘Philadelphia Koridoru 2’ olarak nitelendirdiği, Han Yunus’un hemen güneyinde uzanan bir askeri yol olan Morag Ekseni’nin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu koridorun işgal edilmesinin Filistin'in Refah bölgesini Gazze Şeridi'nden ayırmaya imkan vereceğini açıklamıştı.

"Stratejik riskler"

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak, Kahire'nin İsrail'in Philadelphia Koridoru veya Morag Ekseni gibi bölgelerden çekilmesinin önemine ilişkin tutumunun sarsılmaz olduğunu ve ‘Filistinlileri Refah'ta toplama gibi, bölgedeki istikrarı bozacak ve onların zorla yerlerinden edilmesine yol açacak başka planlar dayatılmasının kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Doha’daki mevcut müzakerelerin ‘gizli’ olduğunu ve ABD ve İsrail çevrelerinde yayılan söylentilerin aksine, müzakerelerin sona ermiş ve çıkmaza girmiş olabileceğini düşünen kaynak, buna karşın ABD’nin baskısıyla İsrail'in tutumunun değişmesi halinde bu durumun değişebileceğini belirtiyor.

fvbfrg
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Gazze şehrinde İsrail'in saldırısının ardından dumanların yükseldiği görüntü (AFP)

Filistinli bir kaynak, Morag Ekseni’nin müzakere belgesinde kalan veya temel sorun olmadığını, işgalci İsrail’in geri çekileceği bölgeler konusunda bir anlaşmaya varılması ve uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının insani yardımları ulaştırma rolünün yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini, bunun da Washington'ın işgalci İsrail’e karşı ciddi bir tutum sergilemesi ve anlaşmayı engellememesi veya başarısızlığa uğratmaması için baskı yapması halinde gerçekleşebileceğini’ belirtti.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Mısır’ın İsrail’in önerisini reddettiği ve bu konuda net bir tavır sergilediğini belirterek, Kahire’nin İsrail’in Refah bölgesindeki işgalinin Mısır'ın ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğunun ve Morag Ekseni gibi sınır şeridine yakın bölgelere düzensiz bir şekilde çekilmenin gelecekte ciddi gerginliklere yol açabilecek stratejik riskler barındırdığının farkında olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, başlıca anlaşmazlık noktasının İsrail'in Morag Eksenini kontrol altında tutma planıyla ilgili olduğunu aktardı. Gazete  bu konuyla ilgili olarak İsrail’de, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirebileceğini düşünenler ile İsrail'in, yerinden edilmiş kişileri Hamas üyelerinden ayırmak için bir şehir inşa etme girişimleri çerçevesinde bunun hayati önem taşıdığını düşünenler arasında görüş ayrılığı olduğunu bildirdi.

bgy
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi önünde cenaze töreni düzenleyen Filistinliler (AFP)

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz pazartesi günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Refah bölgesinde en az 600 bin Filistinliyi kabul etmek üzere yeni bir insani bölge kuracağını ve bu bölgenin Hamas’tan arındırılmış olacağını söyledi.

‘ABD baskısı’ kartı

Eski Mısır Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, İsrail'in Mısır için kabul edilemez olan sınırlarda kalma gibi tutumunu değiştirmediği sürece ateşkes için bir fırsat olduğunu düşünmüyor. Masada birtakım zorluklar olduğunu ve anlaşma için son şansın giderek azaldığını belirten Büyükelçi Urabi, İsrail'in anlaşmayı kabul etmek için henüz ciddi bir adım atmadığını vurguladı.

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, İsrail'in çekilmeyi engellemeye ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını aksatmaya çalıştığını belirterek, “İsrail'in Gazze'nin güneyinden ve doğusundan çekilmeme konusundaki ısrarı, zorla yerinden etme planının hâlâ geçerli olduğu yönündeki endişeleri güçlendiriyor ve bu da gerçek bir sükunet veya kapsamlı bir siyasi çözüm için gösterilen çabaları baltalıyor” dedi.

dfrgt
Dün Gazze şehrinin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda İsrail'in saldırısının yol açtığı yıkıma derin düşüncelerle bakan Filistinli bir genç (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise İsrail'in Morag Ekseni’nde kalma ısrarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve İsrail'in yerinden etme planını sürdürme niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Mısır'ın ‘ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu için bunu kabul etmeyeceğini’ ifade eden Nazzal, “Ancak genel olarak, ABD’nin Netanyahu üzerindeki baskısı, onun bu eksende güçlerini azaltmasına ve geçici bir anlaşmaya varmaya yöneltebilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği'nin rolü

İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasını tehdit eden bu hamleleri devam ederken Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ve ve Hollanda Dışişleri Bakanı Kasper Veldkamp ile dün Gazze'de ateşkese ilişkin müzakerelere dair son gelişmeleri, uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi ihtiyacını ve ateşkes çabalarını destekleme konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) rolünün önemini görüştü.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Katar heyetinin bu hafta Washington'a giderek ABD yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu, Başkan Donald Trump'ın ise salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray'da ikinci kez bir araya gelerek ‘Gazze konusunda azami baskı uygulamak’ için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün düzenlediği basın toplantısında,İsrail'in ‘Gazze'de ateşkes sağlanması konusunda ciddi olduğunu ve bunun gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu’ vurguladı. Sa’ar, “Geçici bir ateşkes sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız” dedi.

İsrail ve ABD'nin anlaşmayı desteklemesinin ‘gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını’ düşünen Urubi, “Washington İsrail’e baskı yapmadığı sürece, ateşkes anlaşması olmayacak ve bu da İsrail’in bölgede barışı engellemeden veya geciktirmeden gerçek bir yol izlemesini sağlayacak. Mısır’ın şu anki girişimleri akıllıca ve sorumluluk sahibidir ve arabulucuların çabalarına uluslararası ve Avrupa desteği sağlamak ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Medhun’a göre İsrail'in bu yaklaşımını sürdürmesi, daha fazla tırmanışa ve 60 günlük sınırlı bir ateşkes fikrinin önünü açacak, ancak nihai bir çözüm getirmeyecek. Medhun, böyle bir durumun ise Filistinliler tarafından kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Nazzal ise, anlaşmanın açıklanmasının ardından ABD'nin baskısıyla ‘İsrail'in, Hamas’ın çok sayıda rehineyi serbest bırakmasının ardından bölgeyi yeniden savaşa sürükleyecek mayınlar döşeyeceğini’ öngörüyor.