Rusya ile Somali arasındaki yakınlaşmanın göstergeleri neler?

Moskova, Mogadişu'ya silah sağlama teklifinde bulundu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Somalili mevkidaşı Abşir Ömer Çama ile Moskova'da (AP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Somalili mevkidaşı Abşir Ömer Çama ile Moskova'da (AP)
TT

Rusya ile Somali arasındaki yakınlaşmanın göstergeleri neler?

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Somalili mevkidaşı Abşir Ömer Çama ile Moskova'da (AP)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Somalili mevkidaşı Abşir Ömer Çama ile Moskova'da (AP)

Washington ve Batılı güçler, terörizme karşı yürüttüğü askeri harekatta Mogadişu ile iş birliği yaparken, Rusya'nın ülkeye silah sağlama teklif etti. Somali, yaklaşan Afrika-Rusya zirvesine katılacağını duyururken, iki ülke arasındaki yakınlaşma hakkında soru işaretleri oluştu.

Uzmanlar, “Somali'nin çeşitli uluslararası güçlerle yakınlaşma eğiliminin, devletin ihtiyaçlarının bir sonucu olduğuna ve Rusya'nın da çok önemli bir stratejik konuma sahip olan bu ülkede var olmak istediğine” inanıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Abşir Ömer Çama, cuma günü Moskova'da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptıkları açıklamada Lavrov, “Somali Devlet Başkanı Hasan Şeyh Mahmud ikinci Rusya-Afrika zirvesine katılacak” dedi. “Somali'nin Ukrayna'da olup bitenlerle ilgili aldığı dengeli tutum” için takdirini dile getiren Lavrov, terörle mücadele çalışmalarını desteklemek için ülkesinin Somali Ulusal Ordusu'nun ihtiyacı olan gerekli teçhizatları karşılamaya hazır olduğunu belirtti.

Amerika'nın Sesi Radyosu (VOA), cuma günü (isminin açıklanmaması şartıyla) konuşan Somalili diplomatların, Rusya'nın teklifini doğruladığını duyurdu. Lavrov, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) kendisine uygulanan silah ambargosunu eleştirirken, Somali hükümetinin meşru pozisyonlarını destekleyeceğini, çünkü, aslında Somali hükümetinin durumu istikrara kavuşturma çabalarının zaten engellendiğini” açıkça belirtti.

Faslı uluslararası ilişkiler profesörü ve Afrika Kamu Politikaları Dergisi Genel Müdürü el-Abbas el-Verdi, kıtadaki şiddetli uluslararası çatışma ve jeostratejik rekabet bağlamında Washington ve Batılı güçlerin denediği gibi Rusya'nın da daha fazla Afrikalı müttefik kazanmaya çalıştığı görüşünde. El-Verdi, Şarku'l Avsat'a, Moskova'nın çok kutuplu yeni bir dünya arayışı bağlamında, ‘önemli stratejik konumu nedeniyle’ Somali ile ilgilendiğini söyledi. Zira Somali, büyük güçlerin ihtilaf konusu olan Hint Okyanusu'na bakıyor. Bu durum, Moskova'nın Afrika Boynuzu'ndaki etki çevresini genişletme imkanına yardımcı oluyor.

Mısırlı Afrika meseleleri uzmanı Emani Tavil ise Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Açıklamalar ve ziyaret, Mogadişu'nun ekonomik ve askeri alanlarda Rus tarafından Batı'nın verdiğinden daha büyük, daha istikrarlı ve sürdürülebilir yardım ve ortaklığa olan iddiasının altını çiziyor. Öte yandan Moskova umutsuzca, Somali'nin Hint Okyanusu ve Kızıldeniz'deki stratejik kıyılarında var olmayı istiyor.”

Lavrov geçtiğimiz ay, ABD ve müttefiklerinin temmuz ayı sonlarında Rusya'nın St. Petersburg şehrinde yapılması planlanan ikinci Rusya-Afrika zirvesinin düzenlenmesini engellemeye ve Afrikalı ortakları foruma katılmaktan caydırmaya çalıştıklarını duyurdu. Lavrov, ABD'nin geçen yıl düzenlenen ABD-Afrika zirvesine askeri darbelere tanık olan bazı ülkeleri davet etmekten kaçınma kararı alması karşılığında, Moskova'nın tüm Afrika ülkelerini zirveye katılmaya davet ettiğini yineledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Özel Misyonlar Elçisi ve Rusya-Afrika Ortaklık Forumu Sekreteryası Başkanı Oleg Ozerov, geçen mart ayında yaptığı açıklamalarda, “Moskova, ülkelerin liderlerinin çoğunun, Batılı ülkelerin Afrika ülkelerinden Rusya ile iş birliğine son vermelerini talep eden ‘açık tehditler ve düpedüz şantajı’ görmezden geleceğine inanıyor” ifadelerini kullanmıştı.

El-Verdi, Somali'nin “diğer Afrika ülkeleri gibi ilişki ve ortaklıklarını çeşitlendirmenin öneminin farkına vardığını ve özellikle de devletin yeniden inşası bağlamında Mogadişu'nun karşı karşıya olduğu muazzam ekonomik ve güvenlik sorunları çerçevesinde bunun onun en doğal hakkı olduğuna” inanıyor. El-Verdi, Washington'ın Rusya-Somali yakınlaşmasının bir sonucu olarak Somali'ye yönelik sert pozisyonlar alma ihtimalini dışladı. Çünkü Washington, cezalandırıcı politikaların artık Afrika ülkeleriyle başa çıkmada geçerli bir yol olmadığını biliyor. Zira bu tür politikaları kıtada uygulayan ülkelerin popülaritesi azalırken Emani Tavil “Somali'nin ekonomik dosya ve silah ambargosunun kaldırılması konusunda Batı tarafından hayal kırıklığına uğratıldığını” söyledi.

BMGK, 1992 yılında Somali'ye silah ambargosu koydu ve mevcut hükümet de dahil olmak üzere birbirini izleyen tüm Somali hükümetleri, halen Somali Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden inşasına engel teşkil ettiğini söyledikleri bu ambargonun kaldırılması çağrısında bulunuyor Somali, büyük başarılar elde ettiğini söylediği aşırılık yanlısı Eş-Şebab Örgütü’ne karşı devam eden askeri operasyonlarında silah, asker ve istihbarat desteğinin yanı sıra ABD ve Batı ülkelerinden eğitim aldığını, ayrıca Washington ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de operasyonlara katılım gösterdiklerini belirtti.



Sudan'da bir köyde meydana gelen heyelan sonucu binden fazla kişi hayatını kaybetti

Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)
Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)
TT

Sudan'da bir köyde meydana gelen heyelan sonucu binden fazla kişi hayatını kaybetti

Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)
Sudan'ın Tersin köyünde meydana gelen heyelan sonrası geniş çaplı hasar oluştu. (Reuters)

Sudan Kurtuluş Hareketi/Ordusu (SLM) dün yaptığı açıklamada, Sudan'ın batısındaki Marra Dağları bölgesinde bir köyü yok eden heyelanda binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini ve sadece bir kişinin hayatta kaldığını duyurdu.

Abdulvahid Nur liderliğindeki SLM, heyelanın şiddetli yağışların ardından pazar günü meydana geldiğini bildirdi.

Darfur bölgesindeki alanı kontrol eden SLM, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarına kurbanların cesetlerinin çıkarılmasına yardım etmeleri için çağrıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre SLM, köyün ‘tamamen yerle bir olduğunu’ açıkladı.

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Kuzey Darfur eyaletinde çıkan savaştan kaçan sakinler, gıda ve ilaçların kıt olduğu Marra Dağları'na sığındı.

İki yıldır süren savaş, nüfusun yarısından fazlasını açlıkla karşı karşıya bıraktı ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir bombalanırken milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.

2023 yılının nisan ayı ortasından bu yana Sudan, ordu ile HDK arasında kanlı bir savaşın içine girdi. Söz konusu savaş, ülkeyi BM'nin modern tarihin en kötülerinden biri olarak nitelendirdiği ciddi bir insani krize sürükledi.

Heyelanların meydana geldiği Marra Dağları'nın çeşitli bölgelerini kontrol eden SLM, genel olarak çatışmaların dışında kaldı.

sdfrgt
Sudan'ın Marra Dağları bölgesinde meydana gelen heyelan Tersin köyünü yok ettikten sonra bölgede toplanan insanlar (Reuters)

Sudan Başbakanı Kâmil İdris, Marra Dağları bölgesindeki bir köyü yok eden heyelandan etkilenenlere yardım sağlamak için acil önlemler almaları konusunda yardım kuruluşlarına çağrıda bulundu.

İdris, hükümetinin etkilenenlerin durumunu izlediğini ve elinden gelen her türlü destek ve yardımı sağlayacağını belirterek, felaketin büyük çaplı bir insani yardım müdahalesi gerektirdiğini vurguladı.

rgthy
Şiddetli yağmur Sudan'ın başkenti Hartum'da bir caddeyi sular altında bıraktı. (AFP)

Darfur’un ordu yanlısı valisi Minni Arko Minavi ise olayı, Sudan'ın yaklaşık beşte birini kaplayan bölgenin sınırlarını aşan ‘insani bir trajedi’ olarak nitelendirdi. Minavi, ‘uluslararası insani yardım kuruluşlarına bu kritik anda acil olarak müdahale ederek destek ve yardım sağlamaları’ çağrısında bulundu. Ayrıca yaptığı açıklamada, “Bu trajedi, halkımızın tek başına üstesinden gelebileceğinden daha büyük” dedi.

Erişim zorluğu

Heyelanın meydana geldiği bölge de dahil olmak üzere Darfur'un büyük bir kısmına, çatışmalar nedeniyle insani yardım çalışanlarının erişimi neredeyse imkânsız durumda.

Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski müttefiki Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu liderliğindeki HDK arasında süren şiddetli savaş, on binlerce kişinin hayatına mal oldu, 14 milyondan fazla insanı yerinden etti ve BM'nin ‘dünyanın en kötü insani krizi’ olarak nitelendirdiği duruma yol açtı.

ı8
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir yakınlarındaki Zemzem Kampı’ndan yükselen dumanlar (Arşiv – AFP)

Savaş, Sudan'ı iki tarafın (ordu ve HDK) etki alanlarına böldü. Ordu, kuzey, doğu ve batının çoğunu kontrol ederken ve bu yıl Hartum'un kontrolünü geri kazanırken, HDK neredeyse tüm Darfur'u ve güneyin bazı bölgelerini kontrol ediyor.

HDK, Mayıs 2024'ten bu yana bölgede, ordunun kontrolünde kalan son büyük şehir olan ve yaklaşık 300 bin nüfusa sahip Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'i kuşatma altında tutuyor.

cdrgt
Darfur Valisi Minni Arko Minavi tarafından paylaşılan, Sudan'ın batısındaki Tersin köyünü vuran heyelanı gösteren fotoğraf (Darfur Valisi’nin Facebook hesabı)

Diğer yandan sağlık kaynaklarına göre cumartesi günü, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’i hedef alan hava saldırıları ve HDK'nin kontrolünde bulunan Nyala kentindeki bir kliniğe düzenlenen saldırılarda en az 19 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı.


İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları yoğunlaşırken, son bombardımanda 20 kişi hayatını kaybetti

Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları yoğunlaşırken, son bombardımanda 20 kişi hayatını kaybetti

Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)

Bugün şafak vakti İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 20 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Filistin Enformasyon Merkezi, sağlık kaynaklarına dayanarak hayatını kaybedenler arasında beş çocuk olduğunu bildirdi.

Şifa Tıp Kompleksi’nden yapılan açıklamada, “Gazze şehrinin güneybatısındaki Tel el-Heva mahallesindeki bir eve düzenlenen İsrail saldırısında, aralarında çocukların da bulunduğu dokuz Filistinli öldürüldü” denildi.

Gazze Ambulans ve Acil Durum Müdürlüğü, şehrin kuzeyinde bulunan Şeyh Rıdvan mahallesindeki iki eve düzenlenen saldırılarda ‘dört Filistinlinin öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını’ açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Enformasyon Merkezi’nden aktardığına göre, İsrail savaş gemileri bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah sahiline ateş açtı.

cdfgthy
Han Yunus'taki Nasır Hastanesi’nde tedavi görürken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cenaze namazından (Reuters)

Gazze şehrini kontrol altına almak için saldırı hazırlıkları yapan İsrail güçleri, son günlerde Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.

Birleşmiş Milletler'in (BM) tahminlerine göre, Gazze şehri ve çevresinde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor. Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC), ağustos ayı sonunda bu bölgenin kıtlıkla karşı karşıya olduğunu açıklamıştı.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından patlak verdi. İsrail'in resmi verilerine göre, saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.

u79o
İsrail ordusunun saldırısı sonucu yaralanan Filistinli bir kadın, tedavi için Deyr el-Balah'taki el-Aksa Hastanesi’ne naklediliyor. (AP)

BM'nin güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırıları ve askeri operasyonlarda çoğu sivil olmak üzere en az 63 bin 557 kişi hayatını kaybetti.


Kuzey İsrailliler, Lübnan sınırındaki kasabalara geri dönmemeye kararlı

Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)
Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)
TT

Kuzey İsrailliler, Lübnan sınırındaki kasabalara geri dönmemeye kararlı

Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)
Hizbullah'ın savaş sırasında gerçekleştirdiği bombalamalar, birçok İsraillinin kuzeydeki şehirlerden kaçmasına neden oldu. (Reuters)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Eğitim Bakanı Yoav Kisch'in dün okulların açılışını kutlamak ve hayatın normale döndüğünü göstermek için Lübnan sınırına yakın kuzeydeki okullarda bulunmalarına rağmen, yerel yetkililer ve Eğitim Bakanlığı'ndan alınan veriler, vatandaşların büyük bir kısmının geri dönmeyi reddettiğini gösteriyor.

Kasım 2024'te Lübnan ile ateşkes anlaşması imzalanmış ve hükümet, Ekim 2023'te yerinden edilen vatandaşlara mart ayına kadar geri dönmeleri için süre vermiş olsa da, on binlerce vatandaşın geri dönmeyi reddettiği ortaya çıktı. Bazı vatandaşlar, Lübnan ile savaşın henüz sona ermediğini ve Hizbullah'ın halen bir tehdit oluşturduğunu düşünürken, bazıları yıkılan evlerin yeniden inşası ve tazminatların ödenmesi konusunda memnuniyetsiz. Bazı vatandaşlar ise kuzeyi terk etmeye karar verdiklerini, iş bulduklarını ve merkezi bölgelere yerleştiklerini ifade etti.

Kuzeydeki kasabaların yeniden inşası ve restorasyonundan sorumlu Kuzey Ulaştırma Müdürlüğü'nün verilerine göre, İsrail hükümetinin roket saldırıları ve bunların sonuçlarından kaçma kararı üzerine 43 kasabanın yaklaşık 90 bin sakini evlerini terk etti. Bu kasabaların yüzde 37'sinde yaşayanların yüzde 85'inden fazlası geri dönmüş, ancak kasabaların yüzde 51'inde yaşayanların sadece yarısı geri dönmüş.

Verilere bakıldığında, kasaba sınıra ne kadar yakınsa, geri dönüş oranının o kadar düşük olduğu görülüyor, çünkü bu kasabalar daha ağır hasar gördü. Örneğin Şatula'da nüfusun sadece yüzde 20'si geri döndü. Metula'da ise nüfusun sadece yüzde 14'ü geri döndü.

Kasvetli bir okul yılı

Bu kasabalarda eğitim-öğretim yılına kasvetli bir başlangıç yapıldı. Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin yüzde 90'ının ve öğretmenlerin yüzde 97'sinin okula döndüğünü açıklasa da, Metula'daki tek okul açılmadı. Kiryat Şimona'da ise beş okuldan biri açılmadı. Okullardan birinde 240 öğrenciden sadece 40'ı okula döndü. Safed'de de hiçbir okul açılmadı. Otuz iki anaokulu kapatıldı. Ebeveynler, genel olarak İsrail'deki ve özellikle kuzeydeki okullarda güvenlik görevlisi sayısının azlığından şikâyet ettiler.

Gazze Şeridi'ne yakın güney kasabalarının sakinleri de savaş nedeniyle vatandaşları evlerine geri döndürme görevini yerine getirmeyen hükümetin politikasından mustarip. Ancak hiçbir hükümet yetkilisi bölgeyi ziyaret etmedi. Bunun yerine, ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, okul yılının açılışına katıldı. Ziyareti, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kalbinde sürdürdüğü amansız askeri operasyonların patlama sesleri eşliğinde gerçekleşti. Bölge sakinler ona yaklaşarak Netanyahu'ya takas anlaşmasını kabul etmesi için baskı yapmasını talep ettiler. Ayrıca, hükümetlerinin yıkılan evleri yeniden inşa etmek ve onarmak için acele etmemesinden yakındılar.

Güven krizi

Yedioth Ahronoth gazetesi, çok sayıda kişinin geri dönmemesinin, kuzeydeki güvenlik ve emniyetin yeniden sağlanamaması nedeniyle yerlerinden edilen kuzey ve güney sınır kasabalarının sakinleri ile siyasi ve askeri liderler arasında bir güven krizini yansıttığını doğruladı. Bu durum, kuzeyde güvenlik ve asayişin sağlanamaması, Hizbullah ile yeniden çatışma olasılığını artıran devam eden güvenlik gerginlikleri ve hükümetin yerinden edilmiş vatandaşlara tazminat ödememesi nedeniyle ortaya çıktı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre çok sayıda evde yıkım devam ediyor. Bu terk edilmiş evler, komşu evlerin sahiplerinin de evlerine dönmelerini engelleyen bir ‘sağlık tehlikesi’ haline geldi.