Somali gelecek yıl düzenlenecek ‘doğrudan seçimlere’ hazırlanıyor

Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)
TT

Somali gelecek yıl düzenlenecek ‘doğrudan seçimlere’ hazırlanıyor

Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)

Somali’de yaklaşan seçimlerde oylama sistemiyle ilgili tartışmayı çözüme ulaştıran yetkililer, eşi benzeri görülmemiş bir tarihi anlaşma ile siyasi sistemde kapsamlı bir reform başlattı. Bu anlaşma, 30 yıldır çatışmaların yaşandığı ülkede dolaylı oylama sistemini nihayete erdiriyor.

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, uzun yıllardır dolaylı yoldan gerçekleştirilen seçimler yerine ilk kez ‘doğrudan seçim’ düzenleme niyetini açıkladı. Mogadişu'daki cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlenen, Başbakan Hamza Abdi Barre, Jubaland, Galmudug, South West, Hirshabelle ve Benadir illeri başkanlarının katıldığı basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Halk gereğinden uzun süren dolaylı seçimlerden bıktı. Önümüzdeki dönemde ‘bir kişi bir oy’ seçim deneyimini yaşamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Ülkenin çoğu bölgesinin kurtarılması dahil olmak üzere birçok alanda ilerleme kaydedilmesiyle hükümetin bu yıl içinde elde ettiği başarılara işaret eden Somali Cumhurbaşkanı, ülkenin yeniden yapılanma ve altyapının eşiğinde olduğuna işaret etti.

Somali Ulusal Haber Ajansı’nın (SONNA) haberine göre Ulusal Danışma Konseyi, 2024 itibariyle ‘bir kişi, bir oy’ ilkesine dayalı bir şekilde seçimlerin yapılmasına onay verdi. Bu karar, tartışmalara yol açan dolaylı ve karmaşık seçim sistemine son veren tarihi bir anlaşma kapsamında alındı.

Başbakan Hamza Abdi Barre ve yardımcısı Salih Cami’nin pazar günü yerel eyalet başkanları ile imzaladığı anlaşma, seçimlerin 2024 itibariyle genel oya dayalı olarak yapılmasını öngörüyor. Anlaşma, ülkenin hükümet yapısında cumhurbaşkanı ve başbakandan cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısına geçişi sağlıyor. Bu da başbakanlık makamının kaldırılması anlamına geliyor. Aynı zamanda ülkede iki siyasi partinin kurulması, Ulusal Seçim Komisyonu’nun kurulması, iller ve federal bölgeler düzeyinde bireysel seçimlerin yapılması kararlaştırıldı.

Nihai açıklamada, Ulusal Konsey’in daha sonra kuzey illeri temsilcilerinin pozisyonları ile ilgili bir karara varılacağı belirtildi.

Somali'de 1969'dan bu yana uygulanmayan oylama sistemine önümüzdeki yıl 30 Haziran'da yapılacak yerel seçimler ile geçilecek. Aynı yıl 30 Kasım'da milletvekillerini ve bölge başkanlarını seçmek için seçimler düzenlenecek.

Anlaşmaya varılması ardından hükümet tarafından yapılan açıklamada, “Temel ilke, Somali Federal Cumhuriyeti seçimlerinin, halka bir kişi bir oy ilkesine göre demokratik bir şekilde oy kullanma fırsatı vermesidir” ifadeleri kullanıldı.

Politikacılar arasındaki anlaşmazlıklar ve ülke genelinde devam eden güvensizlik, hükümeti dolaylı bir oylama sistemini sürdürmeye, 2020'de genel oy hakkına geçişi ertelenmeye zorlamıştı.

2022 yılının ortalarında seçilen Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, geçtiğimiz mart ayında, yaklaşan ulusal ve bölgesel seçimlerin ‘bir kişi, bir oy’ ilkesince yapılacağına dair söz vermişti.

ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM), Somali hükümeti ve Afrika Birliği Somali Misyonu’nun (AMISOM) Somali'deki eş-Şebab hareketine karşı yürüttüğü operasyonlara destek amacıyla ileri harekat üssü çevresinde militanlara yönelik hava saldırısı başlattığını duyurdu.

AFRICOM’un Almanya'nın Stuttgart şehrindeki merkezinden cumartesi akşamı yapılan açıklamada, cuma günü düzenlenen hava saldırısında, Şebab militanları tarafından yasadışı yollarla ele geçirilen silah ve teçhizatın imha edildiği bildirildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ilk tahminin, hiçbir sivilin yaralanmadığı veya ölmediği yönünde olduğuna dikkat çekildi. Sivil kayıpları önlemek için önemli önlemlerin alındığı, sivilleri korumanın liderliğin daha güvenli ve istikrarlı bir Afrika'yı teşvik etme operasyonlarının hayati bir parçası olmaya devam ettiği vurgulandı.

Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni cumartesi akşamı geç saatlerde yaptığı açıklamada, Şebab hareketinin AMISOM güçleri bünyesinde faaliyet gösteren Ugandalı barış güçlerini barındıran bir askeri üsse düzenlediği saldırıda kayıplar olduğunu itiraf etti.

Uganda güçleri arasında kayıpların olduğuna değinen, ancak herhangi bir sayı vermeyen Museveni şu açıklamayı yaptı:

“Ülkeye ve hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Ordu, olup bitenleri araştırmak üzere bir komite kurdu. Saldırı sırasında oradaki bazı askerler beklendiği gibi performans göstermedi. Panikledikleri için bir karışıklık yaşandı. Şebab ise üsse saldırmak ve bazı ekipmanları imha etmek için bu karışıklıktan yararlandı.”

Saldırganların sayısının 800 civarında olduğuna dikkat çeken Museveni, saldırı sırasında Ugandalı güçlerin yaklaşık dokuz kilometre uzaklıktaki bir üsse çekilmek zorunda kaldığını söyledi.

Şebab militanları cuma günü başkent Mogadişu'nun 130 km güneybatısındaki Bulo Marer kasabasında bulunan üsse saldırmıştı. Ancak AMISOM, kayıpların sayısını henüz açıklamadı.

Somali, 1991'de diktatör Siad Barre'nin devrilmesi ardından uzun yıllardır kronik bir istikrarsızlık ile mücadele ediyor. Ülkede iç savaş kaydedilmiş, ardından ise Şebab hareketinin önderliğinde kanlı bir isyan çıkmıştı. Şebab hareketi, en az 15 yıldır ülkede İslam hukukunu uygulama gerekçesiyle, uluslararası toplumun desteklediği federal hükümete karşı mücadele veriyor.



Mısır İçişleri Bakanı’ndan İsmailiye’deki yangın için komisyon kurma talimatı

Mısır'da İsmailiye Emniyet Müdürlüğü'nde çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler ( Reuters)
Mısır'da İsmailiye Emniyet Müdürlüğü'nde çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler ( Reuters)
TT

Mısır İçişleri Bakanı’ndan İsmailiye’deki yangın için komisyon kurma talimatı

Mısır'da İsmailiye Emniyet Müdürlüğü'nde çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler ( Reuters)
Mısır'da İsmailiye Emniyet Müdürlüğü'nde çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler ( Reuters)

Mısır İçişleri Bakanı Mahmud Tevfik günün erken saatlerinde İsmailiye Emniyet Müdürlüğü binasında çıkan büyük yangının nedenlerini araştırmak için uzmanlardan oluşan bir komisyonun kurulduğunu ifade etti.

Mısır Sağlık Bakanlığı, yangın sebebiyle 38 kişinin yaralandığını açıkladı. Mısır Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Hüsam Abdulgaffar, sağlık ekiplerinin 12 yaralıya olay yerinde müdahale ettiğini, 26 kişinin sağlık kuruluşlarına nakledildiğini aktardı. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü bu kişilerden 7'sinin ise tedavilerinin ardından hastaneden taburcu edildiğini belirtti.

İçişleri Bakanı ise olay yerine gelerek, bölgeyi inceledi ve yaralılara tamamen iyileşene kadar her türlü bakımın sağlanması talimatını verdi.

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yangının nedenlerini belirlemek ve binanın yapısal güvenliğini incelemek, verimliliğini mümkün olan en kısa sürede geri kazandırmak adına uzmanlardan oluşan bir komisyonun kurulması talimatı verildiğini aktardı.

Yangın binada büyük bir hasara neden olurken, görgü tanıkları sivil koruma araçları ve ambulanslardan önce bölgedeki halkın yangına müdahalede bulunduğunu ifade etti. Alanda bulunan vinçlerle yangına müdahale edildi. Güvenlik kaynakları kaza yerinin etrafına güvenlik kordonu çekildiğini ve adli tıp uzmanlarının gerekli incelemeyi yaptığını belirtti. İsmailiye Valiliği’nde hastanelerde olağanüstü hal ilan edildi.

Bakanlığın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 50 ambulansın olay yerine sevk edildiğini kaydetti.


Harem-i Şerif'te kurban kesmek isteyen İsrailli gözaltına alındı

Aktivist, hayvanla metroya binmek isterken yakalandı (The Jewish Press)
Aktivist, hayvanla metroya binmek isterken yakalandı (The Jewish Press)
TT

Harem-i Şerif'te kurban kesmek isteyen İsrailli gözaltına alındı

Aktivist, hayvanla metroya binmek isterken yakalandı (The Jewish Press)
Aktivist, hayvanla metroya binmek isterken yakalandı (The Jewish Press)

Kudüs'teki İsrailli bir kişi, Harem-i Şerif'te kurban kesmek isteyince gözaltına alındı.

İsrail polisinden yapılan açıklamada, Yair Hanoch adlı kişinin, Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yanındaki koyunla Harem-i Şerif'e giderken yakalandığı bildirildi.

Polis, Hanoch'un "Tapınak Dağına Dönüş" (Chozrim L'Har) adlı fanatik Yahudi grubunun üyesi olduğunubelirtti.  

Grupsa aktivistin gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, "Tapınak Dağının kontrolü artık Müslümanlara bırakılamaz" dedi.

Radikal sağcı grubun açıklamasında, Harem-i Şerif'te kurban kesilmesi için eylemlerin sürdürüleceği belirtilerek, "Sayın İsrail devleti ve Araplar, yanlış nesle bulaştınız" ifadeleri kullanıldı.

Yahudiliğin en kutsal mekanı olan Tapınak Dağı, Müslümanların ilk kıble olarak kabul ettiği Mescid-i Aksa'ya ev sahipliği yapıyor. 

Tapınak Dağına Dönüş hareketinden iki eylemci, Yahudilerin 5-13 Nisan'da kutladığı Hamursuz Bayramı'nda da Mescid-i Aksa'da kurban kesmeyi planladığı gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.

Grup, Mescid-i Aksa'da kurban kesenlere 20 bin şekel (yaklaşık 145 bin TL), kurban kesme teşebbüsüyle gözaltına alınanlaraysa 5 bin şekel (yaklaşık 36 bin TL) para ödülü verileceğini de duyurmuştu.

Independent Türkçe


UGTT’den Tunus’ta dışlanmanın önlenmesi çağrısı

UGTT Genel Sekreteri  Nureddin et-Tabubi. ( AFP)
UGTT Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi. ( AFP)
TT

UGTT’den Tunus’ta dışlanmanın önlenmesi çağrısı

UGTT Genel Sekreteri  Nureddin et-Tabubi. ( AFP)
UGTT Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi. ( AFP)

Tunus Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) Genel Sekreteri  Nureddin et-Tabubi, ulusal egemenlik ve ulusal karar alma mekanizmalarının bağımsızlığının dışlamayla değil, ulusal birlikle belirlendiğini söyledi. Tabubi bir konferansta yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bizler ulusal egemenliği yücelten ve savunanız, ulusal karar almanın bağımsızlığını savunuyoruz ama bu dışlamayla çözülmez. Demokrasiyi savunan, ona inanan, insan özgürlüğünü, örgütlenme özgürlüğünü ve temel konuları savunan ilke ve değerlere inancı olan herkesle milli birlik içindeyiz.”

Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre Tunuslu yetkililer geçtiğimiz şubat ayında muhaliflere karşı bir kampanya başlatarak, parti liderlerini ve siyasi aktivistleri tutukladı. Tabubi, Tunus hükümetini sübvansiyonların arttırılması ve kamu kurumlarının satılmasının yanı sıra sosyal müzakereleri aksatmak ve ekonomik reformları uygulamamakla eleştirdi. UGTT Genel Sekreteri, ulusal karar alma mekanizmasının bağımsızlığının ihanet, şeytanlaştırma ve hedefleme yoluyla değil, fikirler ve çabalar yoluyla zenginlik yaratmaktan geldiğini vurguladı.

Tunus ciddi bir ekonomik krizden mustarip ve geçtiğimiz yılın sonlarında uzman düzeyinde bir anlaşmaya varılmasına rağmen Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) finansman almaya yönelik müzakereleri sekteye uğradı.

Tabubi, kamu kurumlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade ederek ekonomik, sosyal ve gerçek yapının çöküşü önleyeceğini vurguladı.


Mısır kamuoyu çocuğunu öldürüp pişiren kadının beraatine tepkili

Şarkiye’de bir çocuğun vahşice öldürülmesi Mısırlıları şok etti. (Facebook)
Şarkiye’de bir çocuğun vahşice öldürülmesi Mısırlıları şok etti. (Facebook)
TT

Mısır kamuoyu çocuğunu öldürüp pişiren kadının beraatine tepkili

Şarkiye’de bir çocuğun vahşice öldürülmesi Mısırlıları şok etti. (Facebook)
Şarkiye’de bir çocuğun vahşice öldürülmesi Mısırlıları şok etti. (Facebook)

Mısır yargısının, psikolojik rahatsızlığı nedeniyle çocuğunu öldürüp cesedini kesip pişiren annenin beraatine ilişkin kararı Mısır kamuoyunda geniş bir yankı uyandırarak tartışmalara yol açtı.

Geçtiğimiz Nisan ayında, Bayan Fagus olarak bilinen olarak Hana Muhammed’in (37) 5 yaşındaki çocuğunu öldürmesinin ayrıntılarının medyada yer alması Mısırlıları şok etti.

Kahire’nin kuzeydoğusunda yer alan Şarkiye Zagazig Ceza Mahkemesi geçtiğimiz Cumartesi günü sanığın 12. duruşmadan sonra masum olduğuna karar verdi. Karar, iki uzman komiteye sunulduktan sonra kadının akıl sağlığını yitirdiğinden cezai ehliyete sahip olmadığı cezalandırılmaya değil tedaviye ihtiyacı olduğu belirtildi.

Şarku’l Avsatın yerel basından aktatrdığına göre sanığın avukatının mahkemenin müvekkilini beraat ettirme kararını tarihi bir karar olarak nitelendirdiği basın açıklamaları yer aldı.

Mısır Kadın Sorunları Vakfı’ndaki adalete erişim programı direktörü Mısırlı Avukat Cevahir et-Tahir kararın sanığın psikolojik durumu göz önüne alındığında soru işaretleri yarattığını belirtti.

Tahir, “Mahkemenin akıl hastalığı konusunu dikkate alması olumlu bir adım. Ancak mahkumiyeti hak eden bir cinayetle karşı karşıyayız. Özellikle akıl hastalığı konusu suçlardan çıkış yolu olabilecek dikenli konulardan biri. Mahkemenin bu kararı sorgulanır” dedi.

Sanığın avukatı, sanığı psikiyatri ihtisas komitesine sunma, zihinsel gücünün kapsamını ortaya koyma gereğini talep eden bir savunma konuşması yapmış, hiçbir normal annenin kendi çocuğunu öldüremeyeceğini belirtmişti.

Mahkemenin dayandığı Adli Ruh Sağlığı Raporu, sanığın suçu işlediği sırada psikolojik bir rahatsızlıktan mustarip olduğu, zihinsel yetenek eksikliği olan şeyler hakkında öngörüsünü ve doğru yargısını kaybettiği iddiasına dayanıyor. Suçunu patolojik durumunun etkisi altında işlediği ve bilinçsiz olduğu, söz konusu suç eyleminden sorumlu olmadığı düşünülüyor.


İsrail ordusu Batı Şeria’da 10 Filistinliyi gözaltına aldı

İsrail polisi bir kadının Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde gösteri yapmasını engelledi ( EPA)
İsrail polisi bir kadının Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde gösteri yapmasını engelledi ( EPA)
TT

İsrail ordusu Batı Şeria’da 10 Filistinliyi gözaltına aldı

İsrail polisi bir kadının Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde gösteri yapmasını engelledi ( EPA)
İsrail polisi bir kadının Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde gösteri yapmasını engelledi ( EPA)

Filistinli kaynaklar bugün, İsrail ordusunun Batı Şeria'da bir dizi operasyon başlattığını duyurdu. Operasyonlarda en az on Filistinlinin gözaltına alındığı bildirildi.

ANA haber ajansının kaynaklardan aktardığına göre, Cenin valiliğindeki Yabad kasabında, İsrail ordusunun düzenlediği büyük baskında dört Filistinli gözaltına alındı.

Görgü tanıkları, baskının ardından kentte çatışmaların çıktığını ve herhangi bir yaralanma yaşanmadığını söyledi. Beşinci bir Filistinli de Cenin şehrinde gözaltına alındı.

Kaynaklara göre İsrail ordusu, şehrin doğu kesimine baskın yaptıktan sonra Nablus'tan bir Filistinliyi gözaltına aldı.

Açıklamada, İsrail ordusunun Ramallah Valiliği'ndeki Turmus Ayya kasabası ve Calazon mülteci kampı olmak üzere toplam dört Filistinlinin gözaltına alındığı aktarıldı.


Libya: Derne şehrinin yeniden inşasına yönelik Uluslararası Konferans kasım ayına ertelendi

Reuters
Reuters
TT

Libya: Derne şehrinin yeniden inşasına yönelik Uluslararası Konferans kasım ayına ertelendi

Reuters
Reuters

Libya’da Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO), Derne’de meydana gelen sel felaketinde ölü sayısının 4 bin 156’ya yükseldiğini duyurdu. Usame Hammad liderliğindeki Libya İstikrar Hükümeti ise, Derne şehrinin yeniden inşasına yönelik 10 Ekim’de yapılması planlanan uluslararası konferansın kasım ayına ertelendiğini bildirdi.

Uluslararası konferansın hazırlık komitesi başkanı Sakr el-Cibani dün yaptığı açıklamada, Derne ve Bingazi şehirlerinde düzenlenecek olan konferansın 1-2 Kasım tarihine ertelendiğini belirtti.

Cibani açıklamasında ayrıca şu ifadeleri kullandı:

“Komite, selden etkilenen şehir ve bölgelerdeki belediyelerin ve yerel konseylerin yanı sıra konferansa katılmaya istekli, teknik olarak yetenekli olan bir dizi uluslararası şirketin taleplerine yanıt verdi. Ertelemenin amacı, yeniden yapılanma sürecine katkıda bulunacak, sürdürülebilir insani, mesleki gelişimi sağlayacak etkili çalışma ve projelerin sunulmasına zaman tanımaktır”

Uluslararası tanınırlığa sahip olmayan ve çalışmaları ülkenin doğu ve güney bölgeleriyle sınırlı olan Hammad hükümetinin konferansı erteleme kararı, çatışan iki hükümet arasında koordinasyon eksikliğine ilişkin uluslararası taraflardan itirazlar geldiği bir dönemde alındı.

ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, konferans düzenleme konusunda çeşitli taraflar arasında ‘ortak ve kapsamlı koordinasyon’ çağrısında bulundu.

Bu duruş İsviçre, Hollanda ve Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu (UNSMIL) tarafından da desteklendi.

Söz konusu uluslararası taraflar, Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti ile Libya İstikrar Hükümeti arasında, Derne felaketinin yansımaları ve yeniden yapılanma sürecine ilişkin, mevcut siyasi çatışmadan uzak bir şekilde çabaların koordine edilmesi çağrısında bulundu.

Öte yandan, Hafter’in Sözcüsü Tümgeneral Ahmed el-Mismari, son olarak iki cesedin daha gömüldüğünü, böylece Derne’deki sel mağduru sayısının 4 bin 156’ya çıktığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’a konuşan LUO’dan bir askeri yetkili de, cumartesi günü Derne açıklarında denizden 5 ceset çıkarıldığını bildirdi.

Hammad hükümeti, Dışişleri Bakanlığı’nın Derne kentindeki kurtarma çalışmalarına katılan Fransa ve Cezayir’den gelen ekipleri onurlandıracağını duyurdu.

Diğer yandan, Ulusal Birlik Hükümeti’nin açıklamasına göre, Dibeybe, Derne ve komşu belediyelerde Sivil Statü, Pasaport ve Vatandaşlık Hizmetleri tarafından görevlendirilen acil durum komitelerinin, sel ve su baskını nedeniyle bölge sakinlerinin acılarını hafifletmek amacıyla yürüttüğü çalışmaları takip etti.

Ayrıca Genel Elektrik Şirketi’ne bağlı bakım ekiplerinin, Derne kenti ile Cabal el Akhdar’ın selden etkilenen bölgelerde çalışmalara devam edeceği açıklandı.

Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, sel ve su baskınlarından zarar gören 15 belediyede eğitim kurumlarında bakım çalışmalarının devam etmesine paralel olarak, okullar yeniden açıldı.

Trablus’taki Kamu Hizmetleri Şirketi, Derne sakinlerinin hayatını tehdit eden zararlıların yayılmasını sınırlamak için mahallelere ve limana sterilizatörler ile böcek ilaçları püskürtmeye devam etti.

Hükümet, şirket ekiplerinin şehrin sokaklarındaki atıkları taşımak için gerçekleştirdiği sefer sayısının 423'e ulaştığını da bildirdi.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Yusuf el-Akuri, Almanya’nın Trablus Büyükelçisi Michael Unmacht ile Bingazi şehrinde görüştü.

Akuri, ülkenin doğusundaki şehirlerin yaşadığı felaketin, Libya devletinin imkanlarının ötesinde olduğunu vurguladı. Ayrıca, yıkılan alanların en iyi standartlarda yeniden inşası için uluslararası uzmanlıktan faydalanmanın önemine dikkat çekti.

Akuri, şu anda önceliklerin yerinden edilmiş binlerce insana konut bulmak olduğunu dile getirdi. Tüm çabaları birleştirmek ve bu krizden çıkmak için farklılıkların, bölünmelerin üstesinden gelmek zorunda olduklarını aktardı.

Unmacht ile koordinasyonun devamı konusunda mutabakata vardıklarını söyleyen Akuri, yerel ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği ve etkilenen bölgelere yardım etmek için tüm çabaların yoğunlaştırılmasının önemini sözlerine ekledi.


Tunus Başbakanı Haşşani’nin ilk yurtdışı ziyareti Cezayir'e

Tunus Cumhurbaşkanı Said, geçen ağustos ayında anayasa yemini eden Başbakan Ahmed el-Haşşani ile el sıkışırken (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Said, geçen ağustos ayında anayasa yemini eden Başbakan Ahmed el-Haşşani ile el sıkışırken (Reuters)
TT

Tunus Başbakanı Haşşani’nin ilk yurtdışı ziyareti Cezayir'e

Tunus Cumhurbaşkanı Said, geçen ağustos ayında anayasa yemini eden Başbakan Ahmed el-Haşşani ile el sıkışırken (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Said, geçen ağustos ayında anayasa yemini eden Başbakan Ahmed el-Haşşani ile el sıkışırken (Reuters)

Yeni Tunus Başbakanı Ahmed el-Haşşani’nin göreve gelmesinden bu yana ülke dışına yapacağı ilk ziyaret olarak çarşamba günü Cezayir’e gitmesi planlanıyor.

Haşşani, 2 Ağustos’ta Necla Buden’in yerine Tunus hükümetinin başbakanlığını devraldı.

Şarku’l Avsat’ın Tunus yerel basınından aktardığına göre Haşşani Tunus-Cezayir Ortak Yüksek Komitesi’nin 22. oturumuna katılmak üzere iki gün süreyle Cezayir’i ziyaret edecek.

Haşşani’ye bir hükümet heyeti eşlik edecek ve komite, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari projeler ile güvenlik ve askeri iş birliğini ele alacak. Cezayir ile Tunus güçlü ilişkilere sahip ve hem güvenlik alanında hem de yakın tarihi bağlarla birbirine bağlı bulunuyorlar.

İki ülke ayrıca doğuda Tunus kıyılarına ulaşmak ve Akdeniz'i geçerek yakındaki İtalyan adalarına doğru gitmek amacıyla Sahra altı Afrika ülkelerinden gelerek, Cezayir Sahrası ve ardından ortak sınır üzerinden geçen binlerce göçmenin akınının yol açtığı krizle yüzleşiyor. Tunus, kıyılarından yayılan göç dalgalarıyla mücadele etmek için Avrupa’nın baskısına maruz kalıyor.


Libya'nın güneyinde sel tehlikesi uyarısı

Libya'nın Derne kentinde 18 Eylül 2023'te meydana gelen fırtına ve sel felaketinin ardında büyük bir yıkım bıraktı. (Reuters)
Libya'nın Derne kentinde 18 Eylül 2023'te meydana gelen fırtına ve sel felaketinin ardında büyük bir yıkım bıraktı. (Reuters)
TT

Libya'nın güneyinde sel tehlikesi uyarısı

Libya'nın Derne kentinde 18 Eylül 2023'te meydana gelen fırtına ve sel felaketinin ardında büyük bir yıkım bıraktı. (Reuters)
Libya'nın Derne kentinde 18 Eylül 2023'te meydana gelen fırtına ve sel felaketinin ardında büyük bir yıkım bıraktı. (Reuters)

Libya İçişleri Bakanı İmad Trabelsi, ülkenin güneybatısındaki Gat bölgesinde şiddetli yağışların tehdit edebileceği vadi yolundaki tüm evlerin boşaltılması talimatı yayınladı.

Facebook’dan yapılan açıklamada, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Yerel Yönetimler Bakanı Bedreddin et-Tumi’nin yağış ve vadi akıntılarından kaynaklanabilecek zararların önlenmesi için kamu hizmetlerine, su ve sanitasyon şirketlerine ve Ulusal Güvenlik Otoritesine Gat şehrine taşınmaları ve gerekli tedbirleri almaları talimatını verdiği aktarıldı.

Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre Libya Meteoroloji Merkezi Medya Direktörü Muhyiddin Ali, ülkenin güneybatısında hakim olacak gök gürültülü sağanak yağış miktarının artmasıyla tehlike derecesinin turuncuya (orta derece) yükseltildiğini belirterek dikkatli olunması gerektiğini hatırlattı.

Yerel medyada, ülkenin güneyindeki Ubari Güvenlik Müdürlüğü'nün vadilerdeki ve çöküntülerin yakınındaki vatandaşları ‘yüksek yağmur suyu seviyeleri, vadilerin akışı ve vadileri birbirine bağlayan  Ubari ve Gat yolu nedeniyle’ uyardığı aktarıldı.

UBH Başbakanı Abdulhamid ed Dibeybei Tumi’ye yağış nedeniyle oluşabilecek tehlikeye karşı hava durumunun takip edilmesi ve Gat bölgesi ve çevresindeki belediyelerin başkanları ile iletişime geçmesi konusunda talimat verdi. Dibeybe ayrıca bakana iletişim kesintilerini önlemek için gerekli önlemlerin alınmasını, Gat bölgesi ve komşu bölgelerde elektrik kesintisinin yaşanmaması için elektrik şirketiyle iletişim kurulmasını istedi.

Binlerce kişinin hayatına mal olan, geniş çapta yıkım ve altyapıda ciddi hasara yol açan Daniel Kasırgası nedeniyle doğu Libya bölgeleri sağanak yağışlara maruz kaldı.


Sisi: Devlet projeleri ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ‘Bir Vatan Hikayesi’ konferansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ‘Bir Vatan Hikayesi’ konferansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi: Devlet projeleri ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ‘Bir Vatan Hikayesi’ konferansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, ‘Bir Vatan Hikayesi’ konferansı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün yaptığı açıklamada, devletin uyguladığı projelerin ‘zor şartlar altında taşıdığı maliyete rağmen ulusal güvenliği korumayı amaçladığını’ söyledi.

Sisi, Bir Vatan Hikayesi konferansının ikinci günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Milli Projeler ve Altyapı oturumuna katılarak, hükümete liman, demiryolları ve karayollarındaki kalkınma projelerinin en geç 2025 yılına kadar tamamlanması talimatını verdi.

Mısır Cumhurbaşkanı riskli gecekondu bölgelerinde yaşayan ailelere dayalı döşeli konutlar ve insan onuruna yakışır bir yaşam sağlamak amacıyla devletin yaklaşık 85 milyar liralık (bir dolar yaklaşık olarak 30,8 Mısır lirası9 bir maliyetle gecekondulara alternatif konut alanında harekete geçtiğine dikkat çekti.

Hükümetin yalnızca projelere 10 trilyon lira harcadığına ve Mısırlı şirketler değil de yabancı şirketlerin yatırımıyla bu projeler yapılsaydı maliyetin daha fazla olacağına dikkat çeken Sisi “Bu projeleri yabancı şirketler hayata geçirseydi maliyet 30 trilyon lirayı bulacaktı” dedi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Mısır Cumhurbaşkanı, demiryolu ve metro projelerinin Mısır’ın sermayesi ve mülkü olduğunu vurgulayarak ‘bu projelerin bu şekilde yapılmasının, yabancı yatırımcılar tarafından hayata geçirilmesi durumunda beklenen bilet fiyatına kıyasla bilet fiyatının düşmesini sağladığını’ kaydetti.

Sisi, Dışişleri Bakanı Samih Şukri’ye ‘Afrika ülkelerinin vatandaşlarına petrol, elektrik ve diğer hizmetler konusunda destek sağlamadığını gösteren raporları vatandaşlara sunması’ talimatı verdi.


Saadeddin İbrahim: Siyaset, Müslüman Kardeşler ve Batı arasında dikenli bir köprü

Siyaset sosyolojisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan merhum sosyolog Saadeddin İbrahim (YouTube)
Siyaset sosyolojisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan merhum sosyolog Saadeddin İbrahim (YouTube)
TT

Saadeddin İbrahim: Siyaset, Müslüman Kardeşler ve Batı arasında dikenli bir köprü

Siyaset sosyolojisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan merhum sosyolog Saadeddin İbrahim (YouTube)
Siyaset sosyolojisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan merhum sosyolog Saadeddin İbrahim (YouTube)

İnci Mecdi 

Mısırlı sosyolog Saadeddin İbrahim, arkasında tartışmalı tutumlarından oluşan bir miras ve demokrasi ile azınlık haklarını savunan bir tarih bırakarak 85 yaşında vefat etti.

Eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Hüsnü Mübarek'in rejimiyle defalarca çatışan İbrahim, 21'inci yüzyılın ilk on yılını ya gözaltında ya da sürgünde, Mısır dışında yaşamaya zorlanarak geçirdi.

Suzan Mübarek hocasını korudu mu?

İbn Haldun Kalkınma Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü İbrahim Hasan'ın yaptığı bilgilendirmeye göre, İbrahim'in cenazesi 2 Ekim Pazartesi günü (yarın) Kahire'nin merkezindeki Ömer Mekram Camii'nde kaldırılacak.

Ölüm nedeni ve cenazenin nereye defnedileceğiyle ilgili ayrıntılar ise henüz netlik kazanmadı.

1938 yılında Nil Deltası'nın kuzeyindeki Mansure şehrinin Bedin köyünde doğan Saadeddin İbrahim, 1980'li yıllarda Mübarek rejimine karşı çıkmada önemli rol oynayan iki insan hakları örgütü kurdu: Arap İnsan Hakları Örgütü ve ardından İbn Haldun Kalkınma Araştırmaları Merkezi.

Cumhurbaşkanlarının oğullarının yönetimi devraldığı cumhuriyetler anlamına gelen 'el-Cemlukiyye' tabirini ilk kez kullanan İbrahim'di. İbrahim bu ifadeyi ilk kez kendisinin cezaevine konulmasına sebep olan bir fikir yazısının başlığı olarak kullandı.

O, cumhurbaşkanlarının iktidarı çocuklarına devretme çabaları ışığında cumhuriyetlerin monarşilere dönüştüğünü düşünüyordu. Suriye'de, Mısır'da, Libya'da ve Yemen'de böyle oldu.

Saadeddin İbrahim 2012 yılında Al Majalla'ya verdiği bir röportajda, Ala ve Cemal Mübarek'in hocası olması nedeniyle Mübarek ailesinin kendisine karşı kibar ve sadık olduğunu söyledi.

İbrahim ayrıca, Hüsnü Mübarek'in eşi Suzan Mübarek'in Kahire'deki Amerikan Üniversitesi'nde hazırladığı yüksek lisans tezini de yönetmişti.

İbrahim'in Mübarek ailesiyle arasındaki olumlu ilişkiler 'el-Cemlukiyye' makalesinin yayınlanmasıyla değişti. Ancak Susan hocasına daha sadıktı ve bu süreçte onu korumuştu.

İbrahim, röportajın devamında şu ifadeleri kullandı:

Makalem dünyayı altüst etti. Çünkü ben Mısır yönetimindeki veraset sisteminden bahsetmiştim ve tabii ki bu Hüsnü Mübarek'i çok kızdırdı.

Mübarek, Susan'dan kocası ile hocası arasında bir seçim yapmasını istedi ve o da kocasını seçti.

Veraset sistemine karşı çıkmak ve cumhurbaşkanının oğlunun adaylığını desteklemek
İşin ironik yanı İbrahim'in 2010 yılında, ocak ayında halk devriminin gerçekleştiği 2011 yılında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cemal Mübarek'in adaylığına destek çağrısında bulunan bir bildiriyi imzalamasıydı.

O dönemde ülkenin dört bir yanına yayılan protestolar, Mübarek'in aynı yılın 11 Şubat'ında cumhurbaşkanlığından istifa ettiğini açıklamasına ve askeri konseyin hükümet işlerini devralmasına kadar devam etti.

İbrahim Mısır gazetesi ed-Dustur'a yaptığı açıklamada, "Cemal Mübarek'in Mısır vatandaşı olarak aday olma hakkını desteklemek için bildiriyi imzaladığını ancak ona destek vermediğini" söyledi.

İbrahim, 2000 yılında Kahire'deki Amerikan Üniversitesi'nde profesör iken, kurucusu olduğu İbn Haldun Kalkınma Araştırmaları Merkezi için Mısır hükümetinden lisans almadan Avrupa Birliği'nden (AB) fon aldıktan sonra tutuklandı.

Yargılandığı duruşmada Mısır'ın imajını karalamak da dahil olmak üzere çeşitli suçlarla karşı karşıya kaldı ve 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ancak daha sonra tüm suçlamalardan beraat etti ve 2003 yılında serbest bırakıldı.

Şartlı ABD yardımı

Mahkumiyet süreci İbrahim'i demokratik yönetimin kurulması çağrısına yönelik çalışmaktan caydırmadı. Cezaevinden çıktıktan sonra Mısır'da demokratik reform çağrısını sürdürdü.

Yazılarında ve konuşmalarında ABD'yi Mısır'a yardımını daha fazla siyasi özgürlük şartına bağlamaya çağırdı. Bu da kendisine yönelik bazı suçlamalara neden oldu.

Sürgündeki sosyolog, 2007 yılında eski ABD Başkanı George W. Bush'la yaptığı görüşmeden kısa bir süre sonra, Mısır'a daha fazla demokratik reform baskısı yapılması çağrısında bulundu.

Ertesi yıl yine ülkenin imajını karalamakla suçlandı ve gıyaben iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak 2010 yılında tekrar Kahire'ye döndü.

Daily News Egypt gazetesine verdiği röportajda toplumdaki değişime tanık olmak için geri döndüğünü duyurdu ve "İnsanlar Mübarek sonrası döneme hazırlanıyor" dedi.

Müslüman Kardeşler, İsviçre Kulübü ve Türkiye

Saadeddin İbrahim'in yönelimleri ve görüşleri Müslüman Kardeşler ideolojisine aykırı olsa da onlarla olan ilişkisi kariyerinin bir başka heyecan verici noktasıydı.

Cezaevinde kaldığı süre boyunca tanıştığı grubun liderleri için Kahire'de Batılı diplomatlarla toplantılar düzenleyerek onlara yardım ettiğini itiraf etti.

Eylül 2013'te Al Arabiya kanalına verdiği bir röportajda, Kahire'de İmbaba mahallesindeki İsviçre Kulübü'nde bir grup Batılı diplomatla Müslüman Kardeşler için üç toplantı ayarladığını söyledi.

Aynı şekilde parti liderlerinin kendisinden talep etmesi üzerine Selefi eğilimli Nur Partisi ile ABD'liler arasında bir iletişim kanalı açtı.

2016 yılında daha önceki çağrıları doğrultusunda 'diyaloğa olan inancını' temel alarak Müslüman Kardeşler ile uzlaşma girişiminde bulunulmasını önerdi.

Ayrıca kaçak Müslüman Kardeşler liderleriyle İstanbul'da yaptığı ve ülke içinde öfke ve eleştirilere yol açan bir toplantıyı da açıkladı.

Lehinde ve aleyhinde!

Mısır Gazeteciler Sendikası Konseyi üyesi Hüseyin ez-Zenati, el-Ahram gazetesinde yazdığı bir yazıda İbrahim'in yurt dışındaki ilişkilerini anlattı. Ez-Zenati şu ifadeleri kullandı:

Saadeddin İbrahim, daha önceki açıklamalarına göre, Ocak Devrimi günlerinde Beyaz Saray'da ikamet ediyordu. O dönemde Mısır'da olup bitenleri takip etmek için Beyaz Saray'da oluşturulan operasyon ekibinden biriydi. Kendisinin de söylediği gibi, Tahrir Meydanı'ndaki eşiyle günün her saatinde temas halindeydi ve eşi ona orada olup bitenleri tam olarak aktarıyordu. Ulusal güvenlik hususlarında buna ne diyoruz?

İbrahim, Müslüman Kardeşler'in müttefiki değildi. Çünkü onları ve Katar ile Türkiye'yi onlarla bir araya getiren ilişkileri sürekli eleştiriyordu.

Sadece bu da değil. Aynı zamanda önde gelen uluslararası insan hakları kurumlarını da eleştiriyordu.

İbrahim, Ağustos 2020'de Independent Arabia ile yaptığı röportajda, örgütün Mütevelli Heyeti üyesi olmasına rağmen İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (HRW) duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi.

Ayrıca kuruluşların devletlerle, devletlerin de kuruluşlarla iş birliği yapma zorunluluğunun ayrıntılarını anlattı.

Londra'da Uluslararası Af Örgütü'nde aldığı üç aylık eğitim sırasında öğrendiklerini ve daha sonra iş ilkelerinin uygulanmamasını, raporlarının güvenilirliğinin ve şeffaflığının olmayışını nasıl araştırdığını anlattı.

Eleştirilerinden biri, 2013 yılında Mısır'daki Rabiatü'l Adeviyye Meydanı'nda gerçekleşen oturma eyleminin dağıtılmasına ilişkin raporla ilgiliydi ve kendisine göre bu, Müslüman Kardeşler'in çıkarlarına hizmet ediyordu.

Tel Aviv ziyareti

İbrahim, İsrail ziyareti nedeniyle Mısırlılar tarafından saldırıya uğradı. Hatta Mısır basını onu 'İsrail'in dışlanmış adamı' olarak nitelendirdi.

Zira 2018 yılında Tel Aviv Üniversitesi'nde 1919 Devrimi ve Arap Baharı devrimlerinin tartışıldığı bir sempozyuma katıldığında Filistinli öğrenciler onu boykot etmişti.

İbrahim, daha önce Mısır gazetesi el-Yevm es-Seba'ya verdiği bir röportajda İsrail'le ilişkileri savunmuş ve şöyle demişti:

Tüm detaylarıyla barıştan yanayım. Çünkü artık dünya barış dönemine döndü. Geçmişte var olan sorunlar ve bağlamlar artık yok.

İbrahim, Kahire Üniversitesi Sanat Fakültesi, Washington Üniversitesi, Indiana'daki DePauw Üniversitesi ve Beyrut Amerikan Üniversitesi, Purdue Üniversitesi ve Indiana Üniversitesi'nde çalıştı.

Mısır'a döndükten sonra 1975'ten beri Kahire'deki Amerikan Üniversitesi'nde profesör olarak görev yaptı.

İbrahim'in akademi yolculuğu 1960 ile 1995 yılları arasında devam etti ve bu süre zarfında Yugoslavya, Sudan, Irak, Ürdün ve Mısır hükümetleri de dahil olmak üzere pek çok sosyal, akademik ve danışmanlık görevinde bulundu.

Independent Arabia - Independent Türkçe