Somali gelecek yıl düzenlenecek ‘doğrudan seçimlere’ hazırlanıyor

Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)
TT

Somali gelecek yıl düzenlenecek ‘doğrudan seçimlere’ hazırlanıyor

Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)
Somali Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. (SONNA)

Somali’de yaklaşan seçimlerde oylama sistemiyle ilgili tartışmayı çözüme ulaştıran yetkililer, eşi benzeri görülmemiş bir tarihi anlaşma ile siyasi sistemde kapsamlı bir reform başlattı. Bu anlaşma, 30 yıldır çatışmaların yaşandığı ülkede dolaylı oylama sistemini nihayete erdiriyor.

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, uzun yıllardır dolaylı yoldan gerçekleştirilen seçimler yerine ilk kez ‘doğrudan seçim’ düzenleme niyetini açıkladı. Mogadişu'daki cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlenen, Başbakan Hamza Abdi Barre, Jubaland, Galmudug, South West, Hirshabelle ve Benadir illeri başkanlarının katıldığı basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Halk gereğinden uzun süren dolaylı seçimlerden bıktı. Önümüzdeki dönemde ‘bir kişi bir oy’ seçim deneyimini yaşamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Ülkenin çoğu bölgesinin kurtarılması dahil olmak üzere birçok alanda ilerleme kaydedilmesiyle hükümetin bu yıl içinde elde ettiği başarılara işaret eden Somali Cumhurbaşkanı, ülkenin yeniden yapılanma ve altyapının eşiğinde olduğuna işaret etti.

Somali Ulusal Haber Ajansı’nın (SONNA) haberine göre Ulusal Danışma Konseyi, 2024 itibariyle ‘bir kişi, bir oy’ ilkesine dayalı bir şekilde seçimlerin yapılmasına onay verdi. Bu karar, tartışmalara yol açan dolaylı ve karmaşık seçim sistemine son veren tarihi bir anlaşma kapsamında alındı.

Başbakan Hamza Abdi Barre ve yardımcısı Salih Cami’nin pazar günü yerel eyalet başkanları ile imzaladığı anlaşma, seçimlerin 2024 itibariyle genel oya dayalı olarak yapılmasını öngörüyor. Anlaşma, ülkenin hükümet yapısında cumhurbaşkanı ve başbakandan cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcısına geçişi sağlıyor. Bu da başbakanlık makamının kaldırılması anlamına geliyor. Aynı zamanda ülkede iki siyasi partinin kurulması, Ulusal Seçim Komisyonu’nun kurulması, iller ve federal bölgeler düzeyinde bireysel seçimlerin yapılması kararlaştırıldı.

Nihai açıklamada, Ulusal Konsey’in daha sonra kuzey illeri temsilcilerinin pozisyonları ile ilgili bir karara varılacağı belirtildi.

Somali'de 1969'dan bu yana uygulanmayan oylama sistemine önümüzdeki yıl 30 Haziran'da yapılacak yerel seçimler ile geçilecek. Aynı yıl 30 Kasım'da milletvekillerini ve bölge başkanlarını seçmek için seçimler düzenlenecek.

Anlaşmaya varılması ardından hükümet tarafından yapılan açıklamada, “Temel ilke, Somali Federal Cumhuriyeti seçimlerinin, halka bir kişi bir oy ilkesine göre demokratik bir şekilde oy kullanma fırsatı vermesidir” ifadeleri kullanıldı.

Politikacılar arasındaki anlaşmazlıklar ve ülke genelinde devam eden güvensizlik, hükümeti dolaylı bir oylama sistemini sürdürmeye, 2020'de genel oy hakkına geçişi ertelenmeye zorlamıştı.

2022 yılının ortalarında seçilen Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, geçtiğimiz mart ayında, yaklaşan ulusal ve bölgesel seçimlerin ‘bir kişi, bir oy’ ilkesince yapılacağına dair söz vermişti.

ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM), Somali hükümeti ve Afrika Birliği Somali Misyonu’nun (AMISOM) Somali'deki eş-Şebab hareketine karşı yürüttüğü operasyonlara destek amacıyla ileri harekat üssü çevresinde militanlara yönelik hava saldırısı başlattığını duyurdu.

AFRICOM’un Almanya'nın Stuttgart şehrindeki merkezinden cumartesi akşamı yapılan açıklamada, cuma günü düzenlenen hava saldırısında, Şebab militanları tarafından yasadışı yollarla ele geçirilen silah ve teçhizatın imha edildiği bildirildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ilk tahminin, hiçbir sivilin yaralanmadığı veya ölmediği yönünde olduğuna dikkat çekildi. Sivil kayıpları önlemek için önemli önlemlerin alındığı, sivilleri korumanın liderliğin daha güvenli ve istikrarlı bir Afrika'yı teşvik etme operasyonlarının hayati bir parçası olmaya devam ettiği vurgulandı.

Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni cumartesi akşamı geç saatlerde yaptığı açıklamada, Şebab hareketinin AMISOM güçleri bünyesinde faaliyet gösteren Ugandalı barış güçlerini barındıran bir askeri üsse düzenlediği saldırıda kayıplar olduğunu itiraf etti.

Uganda güçleri arasında kayıpların olduğuna değinen, ancak herhangi bir sayı vermeyen Museveni şu açıklamayı yaptı:

“Ülkeye ve hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Ordu, olup bitenleri araştırmak üzere bir komite kurdu. Saldırı sırasında oradaki bazı askerler beklendiği gibi performans göstermedi. Panikledikleri için bir karışıklık yaşandı. Şebab ise üsse saldırmak ve bazı ekipmanları imha etmek için bu karışıklıktan yararlandı.”

Saldırganların sayısının 800 civarında olduğuna dikkat çeken Museveni, saldırı sırasında Ugandalı güçlerin yaklaşık dokuz kilometre uzaklıktaki bir üsse çekilmek zorunda kaldığını söyledi.

Şebab militanları cuma günü başkent Mogadişu'nun 130 km güneybatısındaki Bulo Marer kasabasında bulunan üsse saldırmıştı. Ancak AMISOM, kayıpların sayısını henüz açıklamadı.

Somali, 1991'de diktatör Siad Barre'nin devrilmesi ardından uzun yıllardır kronik bir istikrarsızlık ile mücadele ediyor. Ülkede iç savaş kaydedilmiş, ardından ise Şebab hareketinin önderliğinde kanlı bir isyan çıkmıştı. Şebab hareketi, en az 15 yıldır ülkede İslam hukukunu uygulama gerekçesiyle, uluslararası toplumun desteklediği federal hükümete karşı mücadele veriyor.



Gazze ateşkesi: Geri çekilmeler anlaşmayı tehdit ediyor ve müzakereleri kurtarmak için ertelenmesi talep ediliyor

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Geri çekilmeler anlaşmayı tehdit ediyor ve müzakereleri kurtarmak için ertelenmesi talep ediliyor

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi’nde işgal ettiği yeni bölgelerden çekilme görüşmelerinin son iki aydır tıkanması, Katar’ın başkenti Doha'daki (yedinci gününe giren) ateşkes müzakerelerini yeni bir ‘karanlık tünele’ soktu. Hamas Hareketi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti tarafından önerilen yeniden konuşlandırmayı reddetti.

Medyada yer alan sızıntılara göre arabulucular, özellikle Washington, müzakerelerin sonuna kadar çekilme maddesinin ertelenmesini talep ettiler. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar bu durumu, müzakereleri ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin istemediği yeni bir başarısızlıktan kurtarmak için son bir girişim olarak görüyorlar ve bu yüzden Netanyahu'ya esneklik göstermesi için baskı yapabileceğini düşünüyorlar. Uzmanlara göre bunun aksi bir durum söz konusu olursa Hamas, İsrail'in bu şekilde kalmasının, sürgün planını hızlandırmak, olası ateşkesin sona ermesinden sonra askeri bölgeler dayatmak ve anlaşmayı bozmak için bir manevra olduğunu düşünerek bunu reddedecek.

İki Filistinli kaynak cumartesi günü, Doha’daki müzakerelerin, İsrail'in cuma günü sunduğu, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve konumlandırılması için hazırladığı çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle, karmaşık zorluklarla karşı karşıya olduğunu bildirdi. Bu plan, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında kalmasını öngörüyor, ancak Hamas bunu reddediyor.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan kaynaklardan biri, ‘Hamas’ın müzakere heyetinin İsrail'in sunduğu haritaları kabul etmeyeceğini, çünkü bu haritaların Gazze Şeridi'nin yaklaşık yarısının yeniden işgalini meşrulaştırdığını ve İsrail'in insani olduğunu söylediği ve Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alacak ve yaklaşık 600 bin Filistinliyi barındıracak olan şehre atıfla Gazze Şeridi'ni Nazi kampları gibi geçiş noktaları ve seyahat özgürlüğü olmayan izole bölgeler haline getirdiğini’ vurguladı.

Diğer kaynak, Hamas'ın İsrail güçlerinin 2 Mart'tan sonra, yani iki ay süren ateşkesin çökmesinden sonra yeniden kontrol altına aldığı tüm bölgelerden çekilmesini talep ettiğini belirtti. İsrail’i, ‘soykırım savaşını sürdürmek için oyalamaya devam etmek ve anlaşmayı engellemekle’ suçladı.

Kaynak, Katarlı ve Mısırlı arabulucuların ‘taraflara, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Doha'ya gelene kadar çekilme müzakerelerini ertelemelerini’ istediklerini, ancak ‘yardımlar ve esir takası konusunda ilerleme’ kaydedildiğini belirtti.

ABD merkezli haber sitesi Axios, bazı kaynaklardan, ABD'nin Hamas'tan İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesini tartışmayı ertelemesini ve diğer konulara geçmesini istediğini, böylece esir takası anlaşması müzakerelerinin çökmesini önlemeye çalıştığını aktardı.

juı
Yaralıları Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan Kızıl Haç kliniğine taşıyan Filistinliler (AFP)

Reuters, cumartesi günü Filistinli ve İsrailli kaynaklardan benzer bir doğrulama aktardı. Doha görüşmelerinin, İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi konusunda tıkanma yaşadığını, Hamas Hareketi’nin İsrail'in önerdiği çekilme haritalarını reddettiğini, çünkü bu haritaların toprakların yaklaşık yüzde 40'ını İsrail kontrolünde bırakacağını, bunların arasında güneydeki Refah bölgesi ve Gazze'nin kuzeyindeki ve doğusundaki diğer bölgelerin de bulunduğunu belirtti. Kaynaklar, ‘görüşmelerin devam etmesinin beklendiğini’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, İsrail'in, güneydeki Morag Ekseni de dahil olmak üzere birçok yerden çekilmeyerek Filistinlileri sürmeye devam etmek gibi kendi şartlarını dayatmak istediğini düşünüyor. Kuzey bölgesini askeri olarak kontrol altına alarak buradaki nüfusu sürme olasılığı olduğunu ifade eden Hasan, böylece ateşkes sona erdikten sonra Filistinlilerin sürülmesinin kolaylaşacağına dikkati çekti. Hasan, ABD'nin İsrail'e baskı yapmamasının müzakerelere zarar verdiğini ve bu tür konuların ertelenmesinin bir fayda sağlamayacağını, bunların erken çözülmesi gerektiğini, çünkü bu konuların belirleyici olduğunu vurguladı.

Hasan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anlaşmaya varılmasının gecikmesi, engellerin devam etmesi ve Filistinlilerin hedef alınması nedeniyle, direnişin İsrail'e teslim olmasını isteyen bir manevra ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyoruz ve Hamas bunu kabul etmeyecektir. ABD’nin İsrail'e baskı yapmaktan başka seçeneği yok. Özellikle Kahire'nin talep ettiği Mısır sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme gibi henüz çözülmemiş ve belirsizliği devam eden başka konular da var.”

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, Hamas'ın talebi olan İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesinin gerçekleşmemesi halinde bunun müzakereleri engelleyebileceğini düşünüyor. Nazzal, çekilme maddesinin ertelenmesinin müzakereleri kurtarmak için yapılan bir girişimden ibaret olduğunu ve Netanyahu hükümetinin çekilme gibi siyasi konularda taviz vermediği sürece, Washington veya İsrail'in iddia ettiği gibi anlaşmanın yakın zamanda imzalanmayacağını belirtti.

Cuma günü ABD ziyaretinden dönmeden önce, ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, perşembe günü yaptığı açıklamada, “Birkaç gün içinde (anlaşmayı) tamamlayabileceğimizi umuyorum” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray'da Netanyahu ile iki kez görüşen Trump, yakın zamanda ateşkes sağlanacağına dair açıklamalarını yineledi ve bu haftayı (yani birkaç gün sonra) olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da perşembe günü yaptığı açıklamada, anlaşmaya varılması konusunda ‘büyük umutları’ olduğunu söyledi.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye’ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Ancak sahada durum bu umutların aksine gelişiyor. Gazze Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal yaptığı açıklamada cumartesi günü 20'den fazla Filistinlinin öldüğünü ve İsrail ordusunun son 48 saat içinde Gazze Şeridi'nde ‘yaklaşık 250 terörist hedefi vurduğunu’ söyledi.

Hamas, İsrail ordusuna karşı operasyonlarını sürdürürken, İsrail ordusu cuma günü, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde çıkan çatışmalarda Golani Tugayı'na bağlı keşif biriminden bir subayın öldürüldüğünü, ayrıca Gazze'nin kuzeyinde çıkan çatışmada iki askerin yaralandığını açıkladı. Bu açıklamadan iki gün önce Gazze'nin güneyinde kaçırılmak üzere olan bir İsrail askerinin öldürüldüğü bildirilmişti.

Birleşmiş Milletler (BM), cumartesi günü yaptığı ortak açıklamada, Gazze'deki yakıt kıtlığının kritik seviyelere ulaştığı konusunda uyarıda bulundu. BM’nin aralarında İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Gıda Programı (WFP) da bulunduğu yedi ayrı kuruluşu tarafından yapılan ortak açıklamada, “Yakıt, Gazze'de hayatta kalmanın bel kemiğidir” denildi.

Bu olumsuz gelişmeler devam ederken Reha Ahmed Hasan, Trump'ın dün değil, bugün bir anlaşma sağlayabileceğini düşünüyor. Hasan’a göre ABD'nin tutumu, İsrail'e baskı uygulayarak bir anlaşma sağlamaya ve Gazze'yi yerinden etme ve yok etme planlarından vazgeçmeye yönelik gerçek bir adım atarak tüm bu sorunları sona erdirebilir.

Bu görüşe katılan Nizar Nazzal da Washington'ın, Nobel Barış Ödülü almayı uman Trump'ın çabalarının başarısız olmaması için müdahale edeceğini ve Netanyahu'yu daha geniş çaplı yayılma haritasını kabul etmeye zorlayacağını (bu cümle tuhaf geldi ama böyle yazıyordu) vurguladı. Ateşkes yapılmaması halinde İsrail Başbakanı’nın popülaritesinin daha da zarar göreceği ve İran'a karşı savaşından elde ettiği son siyasi kazanımlarını kaybedebileceği uyarısında bulunan Nazzal, bu nedenle Netanyahu'nun çıkarlarına en uygun olanın anlaşmayı geçici olarak kabul etmek olduğunu belirtti.