Cezayir-Fransa ilişkilerinde yeni bir gerilim dönemi yaşanması bekleniyor

Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Cezayir-Fransa ilişkilerinde yeni bir gerilim dönemi yaşanması bekleniyor

Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abculmecid Tebbun’un haziran ayında Fransa'ya yapacağı ziyarete ilişkin hazırlıklar sürüyor. Cezayir medyasında yer alan haberlere göre Cezayir makamları, sağcı Fransız siyasetçilerin 27 Aralık 1968'de iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın askıya alınması çağrılarını endişeyle karşıladı. Söz konusu anlaşma, Akdeniz'in iki kıyısı arasındaki insan hareketliliğin koşullarını, Cezayirlilerin Fransa'da ikamet etme usullerini, Fransız topraklarındaki iş ve ticaret olanaklarını belirliyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre söz konusu anlaşma ikamet, eğitim, iş ve ticaret açısından diğer ülke vatandaşlarına kıyasla Cezayirlilere verilen ayrıcalıklar sayesinde son 50 yılda Fransa'ya yönelik göçe getirilen tüm kısıtlamalara karşı yapılmıştı.

Sağcı Cumhuriyetçi Parti, aylar önce hükümete ikili bir teklif sunmuştu. Bunlardan ilki göçe yeni kısıtlamaların getirilmesiyle, ikincisi ise Fransa'ya göç ve burada ikamet ile ilgili meselelerde ulusal mevzuata, Avrupa yasalarına ve uluslararası ikili anlaşmalara göre öncelik veren bir anayasal denetimle ilgiliydi. Cezayir vatandaşlarının Fransız topraklarındaki yoğunluğu ve göç açısından en çok talepte bulunan vatandaşlar olmaları temelinde Cezayir ile 1968’da yapılan anlaşmaya odaklanıldı.

Cumhuriyetçi Parti üyeleri ve lideri Eric Ciotti'nin bakış açısıyla, Avrupa yasalarıyla ve Cezayir'in bazı ülkelerle imzaladığı anlaşmalarla ters düşmesi nedeniyle göç dalgalarını sınırlayan bu yeni tedbirlerin uygulanması mümkün değil. Ciotti ve parti liderleri, şubat ayı sonlarında, düzensiz Cezayirli göçmenlerin sınır dışı edilmesinde gereken kararlılığı göstermediği, Fransa'daki Cezayir konsolosluklarına karşı hoşgörülü olduğu gerekçesiyle Fransa lideri Emmanuel Macron'un hükümetini eleştirmişti. Nitekim bu mesele, iki ülke arasında ciddi bir krize sebebiyet veriyor. Neticede Paris, Cezayir'e verilen vize payını yarı yarıya azaltmış durumda. 2021'de alınan bu karar, Fas ve Tunus'u da kapsıyordu.

FRANSA

1968 yasasının yürürlükten kaldırılması yönündeki çabalara ciddi destek veren Fransa'nın eski Cezayir Büyükelçisi Xavier Driencourt, bu ayın 25'inde Le Figaro gazetesine verdiği röportajda, Cezayirliler için fazla ayrıcalıklı olduğunu, hükümetin Fransa'ya göçü sınırlamaya yönelik önlemlerini engellediğini savunarak belgenin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı’nı Cezayir'i kızdırsa dahi bu adımı atmaya teşvik eden Driencourt, göçün ikili ilişkilerin önemli bir bileşeni olduğunu, ilişkileri yeni bir mantığa göre yeniden inşa eden güçlü bir dengenin kurulması gerektiğini ifade etti. Cezayirlilerin Fransa'daki göçmenlerin yüzde 12'sini oluşturduğunun altını çizen Driencourt, diğer ülkelerden gelen göçmenlerin, Cezayir’e kıyasla kendilerine koruma ve diğer ayrıcalıklar sağlayan böyle bir yasadan yararlanmadığına dikkat çekti. Driencourt, Cezayir'deki Fransız diplomatik misyonlarını 2008 ile 2012 ve 2017 ile 2020 yılları arasında yönetmişti.

Cezayir medyası ise Driencourt’u şiddetle eleştirerek onun Marine Le Pen’in ve babası Jean-Marie Le Pen’in özelliklerine sahip bir sağcı olduğunu vurguladı. Radikal sağdan Ulusal Cephe'nin kurucusu Jean-Marie Le Pen, Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda (1954-1962) Fransız kuvvetlerinde paraşütçü olarak görev almıştı.



İsrail, Güney Lübnan'a savaş atmosferini geri getiriyor

 İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Nebatiye'ye düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Nebatiye'ye düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
TT

İsrail, Güney Lübnan'a savaş atmosferini geri getiriyor

 İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Nebatiye'ye düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseldi (EPA)
İsrail'in dün Güney Lübnan'daki Nebatiye'ye düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseldi (EPA)

Savaş havası dün Güney Lübnan'a geri döndü. İsrail topçuları Nebatiye bölgesini ateş çemberi ile çevreleyerek, bir dizi şiddetli saldırıyla hedef aldı.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırılarda bir kişinin öldüğünü ve sekiz kişinin yaralandığını bildirirken, İsrail ordusu, güney Lübnan'da Hizbullah'ın "ateş ve savunma sistemlerini işletmek için kullandığı" bir "altyapı tesisini" bombaladığını duyurdu. Saldırılarda "Hizbullah unsurlarının yanı sıra silah ve tünel girişlerinin de hedef alındığı" ifade edildi.

Bu tırmanış, özellikle İsrail ordusunun Litani Nehri'nin kuzeyinde sığınak delici bombalar kullanması göz önüne alındığında, oldukça tehlikeli bir askeri mesaj olarak ortaya çıktı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu bombalar Lübnan'da daha önce Hizbullah'ın eski genel sekreterleri Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin'in suikastları dışında hiç kullanılmamıştı.

Güvenlik, savunma ve strateji uzmanı Tuğgeneral Hasan Cuni, İsrail operasyonlarının "özellikle yer altında belirli derinliklere ulaşan nüfuz edici mühimmat kullanımıyla yeni bir hedefleme örüntüsüne işaret ettiğini" söyledi.