Libya’da ‘umuda ve ölüme’ açılan kapı

Libya’da ‘umuda ve ölüme’ açılan kapı
TT

Libya’da ‘umuda ve ölüme’ açılan kapı

Libya’da ‘umuda ve ölüme’ açılan kapı

İnsan tacirleri, Afrika ve Asya’dan olan ve ‘Avrupa cenneti’ düşleyen erkek çocuklarını zorla çalıştırıyor, fuhuşta kullanıyor ve onları silahlı oluşumlara katılmaya zorluyor.

Şarku’l Avsat, Arap ve Afrika ülkelerinden Libya’ya uzanan bir yolculukla, uluslararası ağlar aracılığıyla binlerce çocuğun istismar edilmesini yakından inceledi.

Gazete, Nil Deltası’ndan Libya sınırına yakın Sidi Barrani’ye, Sudan ve Çad’ın da aralarında bulunduğu diğer ülkelere kadar devam eden bu olayda, özellikle çocuk kaçakçılığına yönelik büyük çaplı operasyonları belgeledi.

Yılın başlamasıyla birlikte Mısırlı, Afrikalı ve Suriyeli bazı çocukların Libya’ya seyahat etmesinin ardından, aileleri kendilerinden haber alamadıklarından şikayet etmeye başladı.

Aileler ayrıca, çocuklarının ‘komisyoncular’ tarafından aldatıldığını vurguladı.

Çocuklar nasıl gidiyor?

Bu çocukların aileleri, günlük nafakalarından, daha iyi bir hayat ümidiyle hareket eden çocukların yol (tek yön) masraflarını karşılıyor.

Ancak çocukların büyük kısmı insan kaçakçılarının eline geçiyor ve aileler bazı durumlarda fidye ödemek zorunda kalıyor.

Bu çocuklardan bir kısmı, Akdeniz’de boğularak ölmekten nasıl kıl payı kurtulduklarını ve güvenlik güçlerinin onları hapishanelere ve sığınma evlerine kapattığını anlattı.

Şarku’l Avsat’a konuşan, Mısır’ın Mansure şehrinden Emir Said Enver, 18 kişiyle yolculuk eden çocuğunun bulunduğu teknenin Libya açıklarında battığını ağlayarak anlattı.

Enver, “Oğlumun cesedini bulamadılar. Onu sonsuza dek kaybettim” dedi.

Oğlunun yolculuğu için 30 bin Mısır lirası ödediğini söyleyen Enver, “Komisyoncu, Libya’ya gittikten sonrası için de, İtalya’ya seyahat etmek için 70 bin lira daha istedi” dedi.

Düzensiz göç eylemlerinin el altından yürütüldüğü göz önüne alındığında, bu konuda resmi bir istatistik yok.

Ancak Uluslararası Göç Örgütü, Aralık 2021 ile Ocak 2022 arasında Libya’da 117 binden fazla Mısırlı göçmen olduğunu raporlarında belirtti.

İtalya tarafından hazırlanan ‘Bilgi güvenliği politikası’ konulu 2022 yılına ait raporda ise, “2022’de özellikle Afrika, Ortadoğu ve Asya’dan olmak üzere İtalya ve Avrupa’ya yönelik düzensiz göç akışlarının artması, siyasi istikrarsızlık, silahlı çatışmalar, şiddetli iklim değişikliği ve güçlü bir demografik baskı gibi faktörlere bağlıdır” denildi.

Son bir yılda Libya’ya kaçanların büyük bir kısmının 12-17 yaş arası çocuklar olduğu biliniyor.

Bunlardan bir kısmı Libya’da gözaltında veya cezaevinde bulunurken, bir kısmının da hala insan kaçakçılığı çetelerinin elinde olduğuna inanılıyor.

Bu çocuklardan bazıları da ülke değiştirirken bulundukları teknenin batması sonucu boğuldu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 2023 yılı raporuna göre, ülkelerindeki ‘komisyoncuların’ kendilerine vaat ettiği ‘Avrupa’da zengin bir hayat’ hayaline kapılan çocuklar, insan kaçakçıları ve silahlı grup üyelerinin kötü muamele, cinsel saldırı, zorla çalıştırma ve gaspına maruz kalıyor.

Trablus’taki yasadışı göçmenlik teşkilatından üst düzey bir lider, çocukların Afrika’nın birçok ülkesinden Libya’ya getirilmesine değinerek, “2022 yılında, fuhuş veya dilendirmek için Libya’ya çocuk göçündeki önemli artışın nedeni farklı yabancı çetelerdir” dedi.

Uluslararası İnsancıl Hukuk Merkezi Bilimsel İşler Direktörü Ahmid Murabit Zaydani, “Bu suçlar Libya’nın güneybatısı ve güneydoğusunda işleniyor” diye konuştu.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.