BM’den Yemen’de krizden etkilenen valiliklere destek

Bu yıl 17,3 milyon kişinin insani krizden etkilenmesi bekleniyor.

El-Hudeyde’deki BM kampları yerinden edilenlere ev sahipliği yapıyor. (BM)
El-Hudeyde’deki BM kampları yerinden edilenlere ev sahipliği yapıyor. (BM)
TT

BM’den Yemen’de krizden etkilenen valiliklere destek

El-Hudeyde’deki BM kampları yerinden edilenlere ev sahipliği yapıyor. (BM)
El-Hudeyde’deki BM kampları yerinden edilenlere ev sahipliği yapıyor. (BM)

Yemen’de yardım kuruluşları, faaliyetlerine getirilen kısıtlamalar nedeniyle Husilerin kontrolündeki üç valilikte insani krizin yayılması konusunda uyarıda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarıyla birlikte halen ortak bir değerlendireme bulunmadı. Ancak Birleşmiş Milletler Merkezi Acil Müdahale Fonu, krizden etkilenen kişilerin acil ihtiyaçlarını karşılamak için 18 milyon dolar tahsis edildiğini duyurdu.

Fotoğraf Altı: Yerinden edilenlere ev sahipliği yapan kamlarda temel hizmetlerde eksiklik sürüyor. (Hükümet medyası)
Yerinden edilenlere ev sahipliği yapan kamlarda temel hizmetlerde eksiklik sürüyor. (Hükümet medyası)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, mart ayında kıtlığı önlemek, çatışmalar, ekonomik şoklar ve iklim değişikliğinin neden olduğu artan gıda güvensizliği düzeylerini ele almak için bu miktarı tahsis etmeyi kabul etti. Yemen’deki BM insani yardım ofisi tarafından dağıtılan ve bu miktarın kapsamlı ve entegre birçok sektörlü hizmet ve müdahale paketi sağlayacağını belirten bir açıklama yaptı. Söz konusu fon kıtlık riskini azaltma mekanizmasını hem ayni hem de çok amaçlı nakit yardım için ve artan yetersiz beslenme düzeylerini azaltmaya yönelik kullanılacak.

Fotoğraf Altı: BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths Taiz’deki bir kampı ziyaret etti. (Hükümet medyası)
BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths Taiz’deki bir kampı ziyaret etti. (Hükümet medyası)

BM tahminlerine göre Yemen hükümetinin kontrolü altındaki bölgelerde yürütülen entegre güvenlik sınıflandırmasının analizinden elde edilen kanıtlarda insani kriz bu yıl 17,3 milyon kişiyi etkileyecek. Son araştırma ayrıca, iki yaşın altındaki bebeklerin ve çocukların üçte ikisinden fazlasının uygun beslenme ve bakım almadığını ortaya koydu. Bu durum, beş yaşın altındaki çocuklar arasında akut ve kronik yetersiz beslenmenin artmasına zemin hazırlıyor.

Fotoğraf Altı: Husiler 4 milyon Yemenliyi yerinden etti. (Hükümet medyası)
Husiler 4 milyon Yemenliyi yerinden etti. (Hükümet medyası)

Yemen’deki BM İnsani Yardım Bürosu’na göre mayıs sonu itibariyle Yemen’e yönelik insani müdahale planı yalnızca yüzde 23,5 oranında finanse edildi.

Bu nedenle yetersiz beslenmeyi azaltmaya odaklanarak başta Hac, Hudeyde ve Taiz olmak üzere üç valilikteki en fazla yardıma ihtiyaç duyanlar desteklenecek. İnsani yardım koordinatörü David Gresley ise Yemen’deki insani müdahalenin ciddi şekilde yetersiz kaldığını ve binlerce insanı hayati yardımdan mahrum bıraktığını vurguladı.

Ofisin verilerine göre Merkezi Acil Müdahale Fonu tarafından finanse edilen projeler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Milletler Çocuk Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) aracılığıyla hayata geçirilecek. STK’larla yakın iş birliği içinde çalışan bu kurumlarla savunmasız olanlara zamanında erişimin iyileştirmesi ve insani yardımın sürdürülebilirliğinin sağlaması planlanıyor.

BM tarafından planlanan bu müdahale yaklaşımının, hizmetlerin sağlanması için ortak giriş noktaları ile coğrafi, tematik, operasyonel ve demografik yakınsamaya dayandığını düşünülüyor. Bu kapsamlı yaklaşım somut sonuçlar getireceğinden fonun bir sonraki standart tahsisi ile entegrasyon da dahil olmak üzere diğer bağışçılardan ek finansmanı artırmak için kullanılan başarılı bir uygulama olarak görülüyor.

Söz konusu adım, Husilerin yardım dağıtımını izlemek için çalışan en önemli şirketin kapatılması ve beş ay önce kendi kontrol alanlarında uygun olanların verilerini doğrulamasıyla birlikte geldi. Şimdiye kadar savcılar şirket müdürünün dosyasını yargıya havale etme ve işe dönmesine izin verme kararlarını reddederken, şirket çalışanları Husilerin sözde yargı muhafızı aracılığıyla mallarını ele geçirme girişiminde bulunmasından korkuyor.

Başsavcılık mektubu
Başsavcılık mektubu

Şarku’l Avsat’a konuşan Prodigy Systems’de çalışan kaynaklara göre şirketin kapanmasından bu yana beş ay geçmesine ve müdür Adnan el-Harazi’nin tutuklanmasına rağmen Husi istihbaratının direktifleriyle savcı, dosyayla ilgilenmeyi reddetti. Husiler, şirkete el koyma, binden fazla çalışanı olan kurumu yeni müdürle çalışmaya zorlama gibi tehditlerde bulunuyor.



Hizbullah ateşkes sonrası döneme siyasi olarak hazırlanıyor

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
TT

Hizbullah ateşkes sonrası döneme siyasi olarak hazırlanıyor

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)

Her türden siyasi güç, Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın kendisini bir kez daha Taif Anlaşması şemsiyesi altında konumlandırdığını yinelemesiyle uğraşıyor. Çünkü Kasım, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmasına hazırlık olarak İsrail'in girdiği bölgelerden çekilmesiyle birlikte Güney Lübnan'a sükunetin geri dönmesinden sonraki aşamaya yaklaşımında yol haritasının ana başlıklarını tanımlayarak ABD'nin ateşkese ulaşma vaatlerinin önüne geçmek istedi.

Siyasi kaynakların Şarku’l Avsat'a aktardığına göre Kasım'ın ateşkes sonrası sahneye yaklaşımında tanımladığı maddeler, Hizbullah'ın yönelimlerine Lübnanlılığı siyasi faaliyette bulunma noktasına kadar ekleme arzusuna işaret ediyor. Buna karşılık, Lübnanlılar arasında bölünmeye neden olan tek taraflı Gazze Şeridi'ni destekleme kararının yol açtığı tepkilere ilişkin değerlendirmeleri ışığında bölgede olup bitenlerle ilgilenme düzeyi azalıyor.

Kaynaklar, Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ni destekleme kararının dayattığı gerçekleri görmezden gelemeyeceğine inanıyor. Bunların başında direniş eksenindeki müttefiklerinin desteğinden yoksun olması geliyor. Bu çatışmada Hizbullah neredeyse tek başınaydı. Hizbullah'ın Meclis Başkanı Nebih Berri'ye Amerikalı arabulucu Amos Hochstein ile müzakere yetkisi vermesi ve güneyi sükûnete kavuşturacak bir taslak üzerinde anlaşmaya varmaları, kaçınılmaz olarak Gazze Şeridi ve Güney Lübnan cephelerini birbirine bağlayacak ve Hamas'ı destekleyecek bir taslağa yer olmadığı anlamına geliyor.

Hizbullah'ın geri çekilişi

Aynı kaynaklar Hizbullah'ın taslağa itiraz etmemesinin, Litani'nin güneyindeki konuşlanma alanını boşaltmayı ve geri çekilmeyi zımnen kabul ettiği anlamına geldiğine işaret ediyor. Buna ek olarak, Ağustos 2006'da 1701 sayılı kararın kabul edilmesinden bu yana yürürlükte olan angajman kuralları ve bu kuralların uygulanmasını kontrol altında tutan terör dengesi de iptal edilmiş oldu.

Aynı kaynaklar Hizbullah'ın içe çekilmekten başka çaresi olmadığını ve şu ana kadar elde edilenlerin ABD'nin vaatlerine bağlı bir ateşkese varmakla sınırlı kaldığını söylüyor. Lübnan-Suriye sınırı, ordunun Refik Hariri Uluslararası Havaalanı'nda uyguladığı modele uygun olarak kontrol edilmesine ve Lübnan'a ve Lübnan'dan her türlü kaçakçılığın önlenmesine karar verilmesinin ardından artık Hizbullah'a silah sevkiyatına açık değil. Diğer yandan Suriye rejimi, uluslararası toplumla ilişkilerini düzeltmek ve ABD'nin Sezar Yasası kapsamında kendisine uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını sağlamak amacıyla bu eksenden çekildiği için direniş ekseni aktif bir varlık gösteremedi.

Laricani

Bu bağlamda kaynaklar, İran Dini Lideri’nin kıdemli danışmanı Ali Laricani'nin Beyrut ziyareti sırasında kendisiyle görüşen direniş ekseninden bir heyete söyledikleri üzerinde duruyor: “İran Lübnan'a yardım ulaştırmak istiyor, ancak kara, deniz ve havadan bize uygulanan abluka yardım göndermemizi engelliyor. Yeniden inşada ortak olduğumuzu vurgulamaktan başka çaremiz yok.”

Hizbullah'ın Lübnan'ı güvenli bir liman haline getiren Taif Anlaşması'na katılmasının, direniş ekseninin yanında yer alması nedeniyle bozulan Lübnan-Arap ilişkilerinin düzeltilmesi ve Lübnan'ın bölgede yaşanan çatışmalardan uzak tutulması yerine mesajların verildiği bir platform haline getirilmesi bağlamında eleştirel bir gözden geçirme olup olmadığı soruluyor. İsrail geniş alanları tahrip etmeye devam ederken ateşkesi kabul etmekteki isteksizliğine rağmen ateşkese varmaktan başka çaresi olmadığına mı ikna oldu? Bu da Amerikan vaatlerinin akıbeti sorusuna kapı açıyor. Peki savaşın sona erdiğini ilan etmek için doğru zamanı seçmek Tel Aviv'in mi elinde?

Taif Anlaşması çatısı altında konumlanma

Kaynaklar, Berri'nin Hizbullah’a, içe dönmesi ve kendisini Taif Anlaşması çatısı altında konumlandırması tavsiyesinde bulunma rolünü de göz ardı etmedi. Özellikle de uluslararası toplum tüm bileşenleriyle muhalefete Lübnan'ın birikmiş krizlerinden kurtulması için iş birliği yapması yönünde el uzatmasını tavsiye ederken…

Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ne verdiği destekle aynı döneme denk gelen gelişmelere karşı temkinli olduğunu söyleyen kaynaklar, Hizbullah’ın İran'ın müdahalesine oynadığı bahsin yanlış olduğu gerçeği ışığında hesaplarını yeniden gözden geçirmeye karar verip vermediğini soruyor. İran, bölgedeki konumunun zayıflaması ihtimalini göz önünde bulundurarak rejimi korumak ve muhafaza etmekle ilgileniyor.

Dolayısıyla Hizbullah'ın Taif Anlaşması’nı restore etme kararı, kaynaklara göre sahip olduğu artı gücün siyasi denklemde harcanmayacağını anladıktan sonra Lübnan'ı kurtarmak için çözüm arayışında siyasi harekete katılmaya istekli olduğu anlamına geliyor. Ateşkes sağlanır sağlanmaz ülkenin yeni bir siyasi aşamaya girmeye hazır olmasıyla birlikte, 1701 sayılı kararın uygulanması için üzerinde anlaşmaya varılanları hayata geçirmeyi üstlenecek cumhurbaşkanının seçilmesine öncelik verecek şekilde, başta muhalefet olmak üzere ülkedeki ortaklarıyla iletişime geçecek kanalların aranmasına ihtiyaç var.

Bu nedenle, Kasım'ın Hizbullah'ı yeni bir siyasi aşamaya taşımaya hazırlanırken çizdiği yol haritasına muhalefetten ya da merkezcilerden gelebilecek tepkilere yer açmak için sabırlı olmak gerekiyor. Bunun için de muhaliflerine kabadayılık taslamaması, cumhurbaşkanının seçimini durgunluktan çıkarmak ve Taif Anlaşması’nın uygulanmasını tamamlamak için açık, esnek ve gerçekçi olması gerekiyor. Bunun karşılığında da kendisine aynı şekilde davranılmalı ve Gazze Şeridi'ni destekleme tekelinden önceki gücünün artık geçmişteki gibi olmadığı bahanesiyle ülkenin kurumlarını restore etme konusunda kendisini zayıflatmak istediklerini düşündürecek şekilde hareket edilmemelidir. Öyle ki İran'ın etkisinin azalması, direniş ekseninin vurucu gücünü oluşturan ve bölgedeki en güçlü kolu olduğu için Hizbullah'a destek sağlamada mütevazı sınırlarda bile olsa bir rol oynamayan arenaların birliğinin etkisizliği ile bağlantılı olarak ortaya çıktı. Dolayısıyla, devlet projesine yeniden kazandırmak için İran'ı kucaklamaya ihtiyaç var.