50 Afrika ülkesinden uzmanlar, Cezayir'de, Fransız sömürge dönemine (1830 - 1962) dayanan anti personel mayınlarla mücadele deneyimlerini inceliyor. Cezayir Mücahitler Bakanı el-İyd Rebika, ülkesinin ordusunun bu alandaki tecrübesini onların hizmetine sunarak mayın tehdidiyle karşı karşıya olan ülkelere yardım etme sözü verdi.
Başkentin batı banliyölerinde, Afrika ülkelerinden hükümet yetkilileri, anti-personel mayın temizleme uzmanları, üniversite öğretim üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla ‘Mayın Tehlikelerinden Uzak Bir Afrika İçin’ başlıklı konferans düzenleniyor.
Mücahitler Bakanlığından yapılan açıklamaya göre iki gün sürmesi planlanan konferansta dört konu üzerinde durulacak. Açıklamada konferansta ‘Sömürge dönemi ve mayın tarlaları, Mayın çalışmalarında Afrika deneyimleri, Mayın çalışmaları alanında Cezayir yaklaşımı, Mayınlar ve Ortak Afrika çalışma perspektifleri’ başlıklarının ele alınması planlanıyor.
Şarku’l Avsat’ın organizatörlerden aktardığı bilgilere göre Konferans, Cezayir'in mayın tehlikesi alanındaki deneyimini vurgulama fırsatı sunmakta ve mayınların temizlenmesi gereken bölgelerdeki çabalarını, patlayıcı mağdurlarının bakımı için gerekli insan ve maddi kaynakları sağlama çabalarına ışık tutacak. Cezayir, 1962'de Fransa'dan bağımsızlığını kazandıktan sonra, bağımsızlık savaşının mücahitlerinin silah almak için dolaşmasını önlemek için komşu ülkelerle olan sınırlara yerleştirilmiş 3 milyondan fazla mayını miras aldı.
Sorunun teşhisi
Mücahitler Bakanlığı, bu toplantıyla ilgili olarak Cezayirli uzmanların konferansta ‘sorunun doğasını, tüm boyutlarıyla, işbirliği, destek, bakım, eğitim alanlarında gerekenleri ve gelecekte zararın önlenmesine yönelik programları içeren ortak Afrika çalışması çerçevesindeki çabalarını’ sunacaklarını bildirdi. Afrika'nın ‘uluslararası anlaşmalar ve sözleşmeler çerçevesinde, güvenli ve mayınsız bir Afrika için uluslararası taahhütlerini yerine getirmek amacıyla, enerjisini bir araya getirmesi, koordinasyonu, işbirliğini ve deneyim paylaşımını arttırması gerektiği’ vurgulandı.
Bakan Rebika, konferansın başlangıcında ülkesinin ‘tarihi geçmişi, medeniyet derinliği ve Afrika kıtasıyla ilişkili stratejik konumu göz önüne alındığında, Afrika işbirliğini güçlendirmek, her alanda dayanışmayı teşvik etmek, kalkınmayı hızlandırmak ve ortak Afrika çalışmasını etkinleştirmek için vizyon sahibi bir şekilde çalıştığını’ belirtti. Bunun Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun tarafından çeşitli vesilelerle vurgulandığına dikkat çekti. Bakan, ülkesinin 1963'ten bu yana anti-personel mayınları temizleme çalışmalarına başladığını ve mayın mağdurlarının tıbbi, sosyal ve psikolojik olarak desteklendiğini vurguladı.
Ekonomik projeler
Rebika, ordu güçlerinin sınırlı bölgelerdeki mayın ve patlayıcı kalıntılarını temizlemedeki rolüne övgüde bulundu. Ekonomik projelerin başlatıldığı bu bölgelerin, ‘canlara kıyılan ve ölüm ekilen yasak bölgeler’ olmaktan çıktığını ve refahın ve zenginliğin kaynağı haline geldiğini belirtti. Hükümetin, Ottawa Sözleşmesi gereğince mayın temizleme planını başarıyla hayata geçirdiğini vurguladı.
Fransız yetkililerin, Cezayir'in Fas sınırında ‘Morice Hattı’ olarak bilinen elektrikli bir hat inşa ettiği ve yaklaşık 700 kilometrelik bir uzunluğa sahip olduğu biliniyor. Bu hat, eski Fransız Savunma Bakanı André Morice'nin adını taşıyor. 1957 yılının Temmuz ayından itibaren sürekli gözetim altına alınıp mayın tarlalarıyla donatıldı. Ayrıca, General Maurice Challe'ye atfen ‘Challe Hattı’ da doğu sınırlarında Tunus ve Libya ile olan sınırlar boyunca uzanıyor. 1958-1960 yılları arasında oluşturulan bu hat, Tunus sınırı boyunca 460 kilometrelik bir uzunluğa sahip bulunuyor.
Cezayir hükümeti, 2019 yılında Birleşmiş Milletlere ‘mayın temizleme çabaları ve mayınların tehlikelerine dair farkındalık çalışmaları’ konularını içeren bir rapor sundu. Raporda, Cezayir'deki mayınların temizlenmesi için onlarca yıldır yoğun çaba sarf edildiği ve bu süreçte 4 bin 830 sivilin devrim sırasında, bağımsızlıktan sonra ise birkaç yıl içinde 2 bin 470 sivilin hayatını kaybettiği belirtildi. Son istatistiklere göre, 2021 yılına kadar kaydedilen kayıplar 7 bin 300 kişiye ulaştı.