Lübnan’da 5 kişi 1 UNIFIL askerini öldürmekten yargılanıyor

Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)
Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)
TT

Lübnan’da 5 kişi 1 UNIFIL askerini öldürmekten yargılanıyor

Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)
Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)

Lübnan askeri yargı, 14 Ocak'ta Lübnan'ın güneyinde konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücü (UNIFIL) bünyesinde faaliyet gösteren İrlanda taburunun devriyesine düzenlenen saldırının koşullarını açıkladı. Saldırı sebebiyle bir İrlanda askeri ölürken, 3 asker de yaralanmıştı. Askeri Savcı Fadi Savan, davadaki tek tutuklu Muhammed Ayyad ve adaletten kaçan Ali Halife, Ali Selman, Hüseyin Selman ve Mustafa Selman’ı İrlandalı bir askeri kasten öldürmekten suçluyor. Olaya karışan diğer kişilerin kimliğini ortaya çıkarmak, onları tutuklamak ve adalete teslim etmek için araştırma ve soruşturmalar devam ediyor.

Savan tarafından hazırlanan iddianamede, bahsi geçen Hizbullah üyesi sanıkları ‘şer örgütü oluşturmak ve bir suç projesi uygulamakla’ suçlandı. İddianameye göre, tutuklanan Muhammed Ayyad ve adaletten kaçan dört kişinin eylemleri, Lübnan Ceza Kanunu’nun 549. maddesinin beşinci fıkrası kapsamına giriyor. Bu maddede, “Bir memura karşı, görevinin ifası sırasında veya görevinden dolayı suç işlenirse, bunun cezası ölümdür” ifadeleri yer alıyor.30 sayfalık mahkeme kararında, söz konusu kişiler ‘kasten öldürmekle’ suçlandı.

Lübnan hükümeti ile Birleşmiş Milletler arasında imzalanan anlaşmanın 45. Maddesi, UNIFIL kuvvetlerine veya onun unsurlarından birine karşı işlenen suçların, yerel kuvvetlere karşı işlenen suçlar için geçerli olan aynı metne tabi olduğunu ortaya koyuyor.

Askeri mahkemeden bir adli kaynak 30 sayfalık iddianamenin, tanık ifadeleri ve İrlanda devriyesinin pusu alanı civarında yakalanan güvenlik kameralarının ses ve video kayıtları da dahil olmak üzere soruşturma yargıcının güvendiği tüm kanıtları içerdiğini söyledi. Kaynak, kayıtların içeriğinin saldırıya uğrayan devriyenin dört bir yandan kuşatıldığını, silahlı kişilerce saldırıya uğradığını ve  birinin devriyeye bağırarak “Biz Hizbullah’tanız” dediğini açıkça ortaya koyduğunu aktardı.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, kazanın önceden tasarlanarak planlanmış olmadığını, ani bir sonuçla geliştiğini ve devriyenin halka açık bir yoldan ayrılması sonucunda meydana geldiğini aktardı. Ayrıca, Savan’ın savcılığın iddiasını kasten öldürme suçuyla değiştirdiğini ifade etti. Kaynak, kararda UNIFIL devriyesinin Akabiye beldesinden Beyrut’a doğru yol alırken, yolunu kaybettiğini, güneyde bir tali yola girdiğini ve her yönden sivil arabalarla çevrili olduğunu bildirerek, kısa süre sonra silahlı adamların gelerek zırhlı aracın kapısını yumruklamaya başladığını söyledi. Kaynak, iddianamede silahlı adamların araçtaki teçhizatı ele geçirmeyi başardığını ve bu esnada devriye unsurlarından birinin devriyeyi bitirdikleri sırada bir aracın kendilerine kasten çarparak o sırada silahlı kişilerin ateş açmaya başladığını söylediğini aktardı.

İddianamede, Hizbullah üyeleri ‘şer örgütü oluşturmak ve bir suç projesi uygulamakla’ suçlandı.

Şarku’l Avsat’a konuşan adli kaynağa göre karar, saldırıya uğrayan araçla birlikte İrlanda taburuna ait ikinci bir aracı etkileyen başka bir saldırıyla ilgili.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.