UNRWA, yetersiz bağışlar nedeniyle ‘iç çöküş’ riskiyle karşı karşıya

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini (AP)
UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini (AP)
TT

UNRWA, yetersiz bağışlar nedeniyle ‘iç çöküş’ riskiyle karşı karşıya

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini (AP)
UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini (AP)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) dün ajans için fon toplamayı amaçlayan Taahhüt Konferansı’nda 100 milyon doların biraz üzerinde para topladı. Bu miktar Eylül ayı itibarıyla görevlerini sürdürmek için yetersiz bir rakam.

Geçtiğimiz yıl 1,2 milyar dolar toplayan UNRWA, Ocak ayında 2023 için sağlık merkezleri ve işletilen 700 okulun temel malzemeleri finanse etmek adına 4,6 milyar dolar çağrısında bulundu. Kalan miktar ise Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Suriye ve Lübnan'daki acil durum operasyonları için tahsis ediliyor.

Ancak, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres dün sabah konferansın açılışında yaptığı konuşmada, neredeyse tamamı bağışlarla ayakta duran UNRWA'nın mali çöküşün eşiğinde olduğunu söyledi.

Guterres, artan ihtiyaçlar karşısında fonların azaldığına değinerek şimdiye kadar ajansa en fazla destek sağlayan güvenilir donörlerin katkılarını azaltacaklarını dile getirdi.

UNRWA, konferansın 107,2 milyon dolarlık yeni bağış toplamayı mümkün kıldığını ve toplamın 812,3 milyona ulaştığını belirterek, bunun ‘Eylül ayı itibarıyla mali ihtiyaçları karşılamaya yeterli olmadığını’ açıkladı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, açıklanan vaatler için minnettar olduklarını ancak Eylül ayı itibariyle 700 okul ve 140 kliniğin olduğuna dikkati çekerek, ajan için iç çöküş tehlikesinden bahsetti. Açıklamasında kronik bütçe sorunlarına da değinen Lazzarini, uzun vadeli çözümler çağrısında bulundu.



Irak Başbakanı Sudani, Kalkınma Yolu Projesi’nin başladığını duyurdu

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (sağda), Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Igor Levitin (sol 3) ile başkent Bağdat’ta bir araya geldi (AA)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (sağda), Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Igor Levitin (sol 3) ile başkent Bağdat’ta bir araya geldi (AA)
TT

Irak Başbakanı Sudani, Kalkınma Yolu Projesi’nin başladığını duyurdu

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (sağda), Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Igor Levitin (sol 3) ile başkent Bağdat’ta bir araya geldi (AA)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (sağda), Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Igor Levitin (sol 3) ile başkent Bağdat’ta bir araya geldi (AA)

Irak Başbakanlık Basın Ofisi’nin yazılı açıklamasına göre Sudani, Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Igor Levitin ile Bağdat’ta bir araya geldi.

Sudani’nin ilerleyen günlerde Moskova’ya yapacağı ziyaretin değerlendirildiği görüşmede; Başbakan Sudani, Kalkınma Yolu Projesi ve Basra Fav Limanı projesinin başladığını ifade etti.

Kalkınma Yolu ve Fav Limanı projelerinin sürdürülebilir ekonomik projeler olduğunu anlatan Sudani, çoklu ekonomiye adım atmak isteyen hükümetin gelir kaynağı olarak sadece petrole bağımlı kalmak istemediğini kaydetti.

Rus Devlet Başkan Yardımcısı Levitin de Irak ile çeşitli alanlarda ilişkileri güçlendirmek istediklerini dile getirdi.

Kalkınma Yolu Projesi

Kalkınma Yolu Projesi, Irak'tan Türkiye'ye uzanan kara ve demir yolu ile bu kapsamda inşa edilecek limanlar ve kentleri barındırıyor.

Irak, projenin ilk ayağı olan Büyük Fav Limanı ile Türkiye üzerinden Asya ve Avrupa arasındaki seyahat süresini kısaltmayı ve bir transit merkezi olmayı amaçlıyor.

Orta Doğu'nun en büyük limanı olması hedeflenen ve 2025'te tamamlanması planlanan Büyük Fav Limanı'nı Türkiye sınırına bağlayacak 1200 kilometre uzunluğundaki demir yolu ve otoyolların 17 milyar dolara mal olması bekleniyor.


Fas Meclisi alternatif ceza önerilerini görüşüyor

Fas Temsilciler Meclisi (Şarku’l Avsat)
Fas Temsilciler Meclisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fas Meclisi alternatif ceza önerilerini görüşüyor

Fas Temsilciler Meclisi (Şarku’l Avsat)
Fas Temsilciler Meclisi (Şarku’l Avsat)

Fas Temsilciler Meclisi Adalet ve Mevzuat Komisyonu’nun elektronik bileklikle izleme, kamu yararına çalışma ve hapis cezalarına alternatif diğer tedbirleri öngören alternatif cezalara ilişkin yasa tasarısını yarın onaylaması bekleniyor.

Alternatif ceza seçenekleri arasında "hapishane günlerinin satın alınmasını" da içeren bir değişikliği de yer alıyor.

Değişiklikte, ceza sistemlerinde bu ceza türünü benimseyen bazı ülkelerin suç politikası eğilimleri doğrultusunda, alternatif cezalara “günlük para cezasının da eklenmesinin” hedeflendiği belirtildi.

Değişiklik metnine göre, hapis cezasına alternatif olarak günlük para cezası, bazı kabahatlerle mücadelede etkinliğini gösteren bir yasal seçenek olarak modern bir kınama ve ceza mekanizması yer alıyor.

Ayrıca mahkemenin, uygulanacak hapis cezasına alternatif olarak günlük para cezası verebileceği de belirtiliyor. Günlük para cezası, hapis cezasının her günü için mahkemece belirlenen mali tutar olup, velileri veya temsilcilerinin mutabakatı halinde çocuklar da günlük para cezasına çarptırılabilir. Ancak mağdurun veya ailesinin uzlaşma veya feragat ettiğini veya hükümlünün suçtan kaynaklanan zararları tazmin ettiğini veya giderdiğini gösteren deliller sunulmadıkça günlük para cezasına hükmedilemez.

Değişiklik teklifinde, verilen hapis cezasının her günü için kefalet olarak günlük para cezasının miktarı 100 dirhem (10 dolar) ila 2.000 dirhem (200 dolar) arasında belirlendi. Mahkeme günlük para cezasının belirlenmesinde hükümlünün mali gücünü, mali yükünü, işlenen suçun ciddiyetini ve bundan doğan zararı dikkate alıyor. Hükümlü, idari ödeme kararının verildiği tarihten itibaren altı ayı geçmemek üzere kendisi için belirlenen tutarı ödemeyi taahhüt etmeli.

Kanun tasarısında öngörülen alternatif cezalar arasında kamu yararına çalışma, izleme amacıyla elektronik bilezik takma, bazı hakların kısıtlanması veya kontrol tedbiri uygulanması yer alıyor.

Alternatif ceza kanunu taslağında, günlerce hapis cezasına karşılık gelen mali para cezası da yer alıyor, ancak hükümet tarafından onaylanan metin, hükümet içinde tartışmaların çıkması üzerine silindi.

Çoğunluk ekiplerinin bu değişikliği sunması, özellikle eleştirenlerin bu cezanın suç işleyen zengin insanlara fayda sağlayacağına inanması nedeniyle hapishane günlerinin satın alınması konusundaki tartışmayı yeniden canlandırdı.


İsrail, Gazze’deki gerilimi azaltmak için bir dizi önlem aldı

28 Eylül’de Erez Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasının ardından İsrail’e giren Gazze Şeridi’ndeki Filistinli işçiler (AFP)
28 Eylül’de Erez Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasının ardından İsrail’e giren Gazze Şeridi’ndeki Filistinli işçiler (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki gerilimi azaltmak için bir dizi önlem aldı

28 Eylül’de Erez Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasının ardından İsrail’e giren Gazze Şeridi’ndeki Filistinli işçiler (AFP)
28 Eylül’de Erez Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasının ardından İsrail’e giren Gazze Şeridi’ndeki Filistinli işçiler (AFP)

İsrail, Gazze Şeridi’yle gerilimi azaltmayı ve olası gerilimi önlemeyi amaçlayan bir dizi önlem almayı planlıyor.

Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Haaretz’den aktardığı habere göre İsrail, Gazze Şeridi’nden ülkeye girmesine izin verilen işçilerin sayısını artırmayı ve malların hareketine yönelik kolaylıklar getirmeyi planlıyor. Bir yandan da Hamas Hareketi’ne çalışanlarının maaşlarını ödeyebilmesi için mali yardımların aktarılması hususunda Katar’la temaslar kuruluyor.

Gazeteye göre İsrail hükümeti, “Suudi Arabistan Krallığı ile devam eden görüşmelerin sekteye uğramasını istemiyor ve Gazze’deki gerilimin tırmanmasının bu görüşmelere zarar verebileceğine inanıyor”.

Fotoğraf altı: 27 Eylül’de Filistinliler Han Yunus’ta İsrail güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmaların ortasında el yapımı patlayıcılar fırlatırken (AFP)
27 Eylül’de Filistinliler Han Yunus’ta İsrail güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmaların ortasında el yapımı patlayıcılar fırlatırken (AFP)

İsrail’in Gazze’ye yönelik yapmayı düşündüğü kolaylaştırmalar, arabulucuların Gazze sınırındaki gerilimi azaltma çabaları ışığında son iki haftadır devam eden görüşmelerin bir parçası olarak geliyor. Hamas sınırın yakınında protestolar yapmaya başlamış ancak görüşmelerde kaydedilen ilerleme ile birlikte geçen hafta protestolar durdurulmuştu.

İsrail, Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki ekonomik durumu iyileştirmesi için protestoların yeniden başladığını ve örgütün halka yönelik baskısını artırdığını tahmin ediyor.

Yakın zamanda Gazze Şeridi’ni ziyaret eden Batılı bir diplomat gazeteye verdiği röportajda “Bu baskılar, Gazze’de kötüleşen ekonomik sıkıntıdan, halka sağlanan uluslararası yardımların kesilmesinden ve Gazze Şeridi’nin karşı karşıya olduğu ve gittikçe artan zorluklardan kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.

İsrail hükümeti, Gazze Şeridi’nden İsrail’e geçmesine izin verilen işçilerin sayısını 15 binden 20 bine çıkarmayı ve Gazze Şeridi’ne mal giriş koşullarını hafifletmeyi planlıyor.

Göçmen kuşları yakalamanın Gazze Şeridi’nde mevsimlik iş fırsatları sağladığı Han Yunus sahilinde iki kişi ağlardan bir göçmen kuş türü olan bıldırcınları çıkarıyor (Reuters)
Göçmen kuşları yakalamanın Gazze Şeridi’nde mevsimlik iş fırsatları sağladığı Han Yunus sahilinde iki kişi ağlardan bir göçmen kuş türü olan bıldırcınları çıkarıyor (Reuters)

Haaretz, mevcut İsrail hükümetinin, işçilerin ve malların hareketi ve diğer ekonomik önlemlerin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere Gazze Şeridi’ndeki ekonomik duruma ilişkin önceki hükümetin politikasını sürdürmesinin şu ana kadar Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki aşırı sağ hareket de dahil olmak üzere hükümet erkanı tarafından kabul edildiğini, ancak bu çizginin desteklenmesinin daha ne kadar süreceğinin belli olmadığını ifade etti.

Netanyahu’nun konuyu İsrail hükümetinde tartışmaya açması ve Suudi Arabistan ile yapılan görüşmeler ışığında Filistin topraklarında sükunetin korunması gerekliliğinden hareketle bu önerilerin uygulanması için baskı yapması bekleniyor.

Fotoğraf altı: 28 Eylül’de Gazze’den İsrail’e girmeyi beklerken Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı’ndaki bir tarama odasında uyuyan Filistinli işçiler (Reuters)
28 Eylül’de Gazze’den İsrail’e girmeyi beklerken Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı’ndaki bir tarama odasında uyuyan Filistinli işçiler (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden, geçen hafta New York’ta yaptıkları görüşmede Netanyahu’ya, Filistinlilere yönelik gerilimi önlemenin yönetiminin Suudi Arabistan ile temaslarını güçlendirmesine yardımcı olacağını söylemişti.


Mısır’da İsmailiye Emniyet Müdürlüğü’nde çıkan büyük yangınla ilgili soruşturma başlatıldı

İsmailiye’deki Emniyet Müdürlüğü’nde yangın çıktı (Reuters)
İsmailiye’deki Emniyet Müdürlüğü’nde yangın çıktı (Reuters)
TT

Mısır’da İsmailiye Emniyet Müdürlüğü’nde çıkan büyük yangınla ilgili soruşturma başlatıldı

İsmailiye’deki Emniyet Müdürlüğü’nde yangın çıktı (Reuters)
İsmailiye’deki Emniyet Müdürlüğü’nde yangın çıktı (Reuters)

İsmailiye Emniyet Müdürlüğü’nde çıkan büyük yangının ardından Mısır’da üzüntü havası hâkimken, Mısırlı yetkililer dün yangınla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Başsavcı Müsteşar Muhammed Şevki, dün şafak vakti müdürlük binasında çıkan yangınla ilgili ivedilikle geniş çaplı bir soruşturma başlatılması talimatını vermişti.

Bu haberin yazımı sırasında hala ölü olup olmadığına dair resmi bir açıklama bulunmazken, Sağlık Bakanlığı 38 kişinin çeşitli şekillerde yaralandığını duyurdu.

Dün Başsavcılık’tan yapılan açıklamaya göre, savcılık geniş bir ekiple, yangının ihbarı gelir gelmez olayı incelemek ve bu konuda gerekli hukuki tedbirleri almak üzere Emniyet Müdürlüğü binasına ulaştı.

Savcılık, yapılan incelemeler sonucunda Emniyet Müdürlüğü binasının alevlerin içinde kaldığını ve alevlerin üst katlardan yükseldiğinin anlaşıldığını açıkladı. İtfaiye ekipleri ve sivil savunma ekiplerinin, silahlı kuvvetlere ait uçakların da desteğiyle, yoğun çabaların ardından yangını kontrol altına alarak söndürdüklerini belirtti. Aynı zamanda olay yerine gelen ambulanslarla yaralıların hastaneye sevk edildiğini kaydetti.

33 yaralıdan 29’unun İsmailiye Tıp Kompleksi’ne ve 4 kişinin de Süveyş Kanalı Heyet Hastanesi’ne kaldırıldığı, savcılık soruşturma ekibinin durumu elverişli olan bu kişilerden ifade aldığı ve savcılığın yangının nedenlerini belirlemek için soruşturmalarını sürdürdüğü belirtildi.

Öte yandan Sağlık ve Nüfus Bakanlığı, İsmailiye hastanelerinde yangın sonucu yaralananların kabul edilmesi için hazırlık durumunun artırıldığını duyurdu. Sağlık ve Nüfus Bakanlığı Sözcüsü Dr. Husam Abdulgaffar, yangının ihbarı üzerine 50 tane tam donanımlı ambulansın derhal yangın mahalline sevk edildiğini ve İsmailiye hastanelerinde tüm acil ilaçların ve kan gruplarının bulunduğunu vurguladı.

Abdulgaffar, 12 kişiye olay yerinde ambulanslarda müdahale edildiğine ve 24’ü boğulma ve ikisi yanık olmak üzere 26 vakanın İsmailiye Tıp Kompleksi’ne sevk edildiğine dikkat çekti. Bu kişilerden yedisinin tedavilerinin ardından hastaneden taburcu edildiğini, sağlık durumlarının iyi olduğunu ve takiplerinin yapılmaya devam edildiğini belirtti.

Mısır İçişleri Bakanı Mahmud Tevfik, İsmailiye Emniyet Müdürlüğü’ndeki yangının yaşandığı olay mahallinde incelemelerde bulundu ve yaralılara, iyileşene kadar gerekli tedavilerinin sağlanması talimatını verdi. Bakan ayrıca, yangının nedenlerinin belirlenmesi ve binanın yapısal güvenliğinin gözden geçirilerek en kısa sürede yeniden hizmet verebilmesi için bir danışmanlar komitesinin kurulmasını istedi.

İsmailiye Valisi Tümgeneral Şerif Fehmi Bişara, yangında yaralananları ziyaret etti. Burada sağlık durumlarını takip ederek yangın sonucu yaralananların sevk edildiği İsmailiye Tıp Kompleksi’nde her yönden gerekli tıbbi bakımın sağlık çalışanları tarafından sağlanması talimatını verdi.

Öte yandan İsmailiye’deki Bölgesel Kan Nakli Merkezi, vatandaşlara, çeşitli kan gruplarında sıkıntı yaşanmaması ve yangının ardından tıbbi ihtiyaçların karşılanması için hızlı bir şekilde kan bağışında bulunmaları çağrısında bulundu. İsmailiye’den milletvekilleri de halka kan bağışı çağrısında bulundu.


Onlarca yerleşimci, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi

Mescid-i Aksa girişlerinden birinde dini ritüellerini gerçekleştiren Yahudiler (AFP)
Mescid-i Aksa girişlerinden birinde dini ritüellerini gerçekleştiren Yahudiler (AFP)
TT

Onlarca yerleşimci, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi

Mescid-i Aksa girişlerinden birinde dini ritüellerini gerçekleştiren Yahudiler (AFP)
Mescid-i Aksa girişlerinden birinde dini ritüellerini gerçekleştiren Yahudiler (AFP)

İsrail polisinin korumasındaki çok sayıda fanatik Yahudi yerleşimci, bugün Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.

Şarku’l Avsat’ın, Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan alıntı yapan Alemu’l Arabi haber ajansından (AWP) aktardığına göre, yerleşimciler, Sukot (Çardaklar) Bayramı’nın dördüncü gününde, Megaribe Kapısı yönünden Mescid-i Aksa avlularına baskın düzenleyerek, burada dini ritüeller gerçekleştirdi.

FOTO: Yahudiler bir hafta süren Sukot Bayramı’nda Ağlama Duvarı’nda dua ediyor (AP)
Yahudiler bir hafta süren Sukot Bayramı’nda Ağlama Duvarı’nda dua ediyor (AP)

Söz konusu haberde, İsrail polisi tarafından korunan bin 941 yerleşimcinin dün de aynı kapıdan Mescid-i Aksa’ya baskın yaptığı ve Talmud ritüelleri gerçekleştirdikleri ifade edildi.

Sukot bayramıyla bağlantılı olarak Kudüs ve Filistin asıllı İsrail vatandaşlarının yaşadıkları bölgelerden gelenlerin girişine kısıtlamalar getiren İsrailli yetkililer, kimlik kontrolü yaptı ve bir kısmını da dış kapılarda gözaltına aldı.

Yahudilerin 29 Eylül’de başlayan Sukot Bayramı 6 Ekim’de sona eriyor.


Sudan’da sıtma vakası 700 bini aşarken dang humması vakası ise 3 bin 700’e yükseldi

WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
TT

Sudan’da sıtma vakası 700 bini aşarken dang humması vakası ise 3 bin 700’e yükseldi

WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)

Sudan’ın başkenti Darfur ve Kurdufan eyaletlerinde birden fazla noktada birçok sağlık kurumunun savaş nedeniyle hizmet dışı kaldığı bir dönemde, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre 11 eyalette 700 binden fazla klinik sıtma vakasının 21’inin hayatını kaybetti. WHO,  4 eyalette 3 can kaybı olmak üzere 3 bin 700 şüpheli dang humması vakasının raporlandığını açıkladı.

WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari ‘Çatışmalardan etkilenen bölgelerdeki sağlık kurumlarının yaklaşık yüzde 70’i hizmet dışı kalırken durumun istikrarlı olduğu eyaletlerdeki sağlık tesislerinin yaklaşık yüzde 20’si yetersiz ekipman ve personel eksikliğinden muzdarip’ açıklamasında bulundu.

Bölge Direktörü “Mevcut duruma yanıtımız, Sudan halkının halk sağlığı ihtiyaçlarına odaklanıyor. WHO, Sudan’da acil sağlık yardımına ihtiyaç duyan 7,6 milyon kişinin ihtiyaçlarının karşılanması ve Haziran ve Aralık 2023 arasında Orta Afrika, Çad, Mısır, Etiyopya ve Güney Sudan da dahil olmak üzere komşu ülkelere kaçmak zorunda kalan 500 bin kişinin ihtiyaçlarının karşılanması için 145,2 milyon dolar toplanması yönünde acil çağrıda bulundu” ifadelerini de sözlerine ekledi.

FOTOĞRAF ALTI: Sudan’ın el-Gadarif Eyaletindeki bir hastanede tedavi bekleyen vatandaşlar (AFP)
Sudan’ın el-Gadarif Eyaletindeki bir hastanede tedavi bekleyen vatandaşlar (AFP)

Çağrıya karşı sağlanan finansman oranı

Mandhari, çağrıya karşı sağlanan finansman oranının şu anda yüzde 30,1’e ulaştığına dikkat çekti. Buna, alınan fonlar ve onaylanan taahhütler dahil 43,7 milyon doların da dahil olduğunu belirtti. Kuruluşun, 2023 yılı Aralık ayı sonuna kadar hayat kurtarma operasyonlarını sürdürebilmesi için 101 milyon dolara ihtiyacı olacağına dikkat çekti. Ayrıca “Sudan’ın sağlık sistemi, yaklaşık 6 ay önce savaşın başlamasından önce bile çatışmalar, salgın hastalıklar ve kuraklığın yol açtığı açlık nedeniyle zaten zayıftı ve sıkıntı çekiyordu. Kitlesel yer değiştirme, artan açlık, tıbbi malzeme kıtlığı, mevcut malzemelere sınırlı erişimin yanı sıra sağlık tesislerine yönelik saldırıların yaşandığı devam eden savaş nedeniyle durum artık çok daha kötü” ifadelerini kullandı.

Birçok eyalette sıtma ve dang humması salgınının devam ettiğini vurgulayan Mandhari, raporlara göre 11 eyalette 700 binden fazla klinik sıtma vakasının kaydedildiğini, bu vakalardan 21’inin ölümle sonuçlandığını ayrıca 4 eyalette 3 ölüm dahil 3 bin 700’den fazla şüpheli dang humması vakasının kaydedildiğini belirtti. Çoğu eyalette faaliyet gösteren halk sağlığı laboratuvarlarının yokluğunda vakaları doğrulamanın zor olduğuna dikkat çekti.

Bölge Direktörü “30 yıldır Sudan’da su ve sanitasyonla bağlantılı hastalıkların, sıtma ve dang humması gibi vektör kaynaklı hastalıkların ve kızamık ve çocuk felci gibi aşıyla önlenebilir hastalıkların salgınları rapor ediliyor. Mevcut yağmur mevsiminin başlamasıyla birlikte, sıtma ve dang humması salgınlarının görülme sıklığı artıyor” dedi.

Sağlık çalışanlarının çoğu eyalette yaklaşık 6 aydır maaşlarını alamadığını belirten yetkili, operasyonel maliyetleri karşılayacak nakit sıkıntısının yanı sıra erişim ve hareket kısıtlamalarının tıbbi malzemelerin ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılmasını zorlaştırdığını da belirtti.

FOTOĞRAF ALTI: Sudanlı mülteciler toplanıyor... Sınır Tanımayan Doktorlar ekipleri, Çad’daki Adre Hastanesi’nde Batı Darfur, Sudan’daki savaş yaralılarına yardım sağlıyor (Reuters)
Sudanlı mülteciler toplanıyor... Sınır Tanımayan Doktorlar ekipleri, Çad’daki Adre Hastanesi’nde Batı Darfur, Sudan’daki savaş yaralılarına yardım sağlıyor (Reuters)

Ek malzemeler

Mandhari WHO’nun etkilenen eyaletlere sıtmaya karşı ilaçlar, damar içi sıvılar ve ağrı ve ateşi tedavi edecek ilaçlar sağladığını belirtirken “İlave ilaç ve malzeme gönderilmesi için çalışıyoruz, ancak tıbbi malzemelerin ihtiyaç duyulan yere zamanında ulaştırılması için engelsiz erişim ve hareketin sağlanmasına ihtiyaç var” dedi. Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “Sivrisinek üreme alanlarını azaltmak için topluluk katılımı sağlamanın yanı sıra, etkilenen bölgelerde pestisit kalıntılarının temizlenmesi de dahil olmak üzere vektör kontrol müdahalelerine katkıda bulunmaları için yerel gönüllüleri eğitiyoruz” açıklamasında bulundu.

Mandhari’ye göre, sağlıkla ilgili acil durumlara müdahale etmenin yanı sıra, WHO çocuklar için rutin aşılamanın yeniden başlatılması ve savaş nedeniyle aşı dozlarını olamayan çocuklara ulaşmak için aşı kampanyaları yürütülmesi de dahil olmak üzere temel sağlık hizmetlerini sunmak için sağlık sistemini yeniden inşa etmek için çalışıyor.

Mandhari “Birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek için 8 eyalette 18 gezici klinik açtık ve daha fazla geçici birinci basamak sağlık hizmeti birimi açma sürecindeyiz. WHO ve ortakları, hayat kurtarma operasyonlarında ihtiyaç duydukları hayati desteği sağlayarak sağlık tesislerine ve mobil birinci basamak sağlık birimlerine erişimi iyileştirmek için her fırsatı değerlendirecektir. Saha personelleri aynı zamanda kuruluşun sağlık müdahalesini koordine etmek için de çalışıyor” ifadelerini kullandı.


Libya hükümetinden "hac kontenjanlarının bir kısmını selzedelere tahsis etme" kararı

(AA)
(AA)
TT

Libya hükümetinden "hac kontenjanlarının bir kısmını selzedelere tahsis etme" kararı

(AA)
(AA)

UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin imzasıyla yayımlanan kararnamede, hac kontenjanlarının bir bölümünün selden etkilenen bölgelerin sakinlerine tahsis edileceği belirtildi.

Kararnamede, selzedelere tahsis edilecek kontenjanların Hac ve Umre Kurumu tarafından belirlenecek kurallara göre dağıtılacağına işaret edildi.

Libya'daki sel felaketi

Orta Akdeniz'de etkili olan ve 10 Eylül'de Libya'nın doğusunu vuran "Daniel Fırtınası" Bingazi, Beyda, Merc, Suse ve Derne kentlerinde sel felaketine neden olmuştu.

(AA)

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, sel felaketi nedeniyle 11 Eylül'de ülke genelinde 3 günlük yas ilan etmiş, Libya Başkanlık Konseyi de kardeş ülkelere ve uluslararası kurumlara selden zarar gören bölgeler için yardım çağrısında bulunmuştu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de Libya'da sel nedeniyle 4 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini ve 8 bin 500'den fazla kişinin halen kayıp olduğunu açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından son olarak yayımlanan rapora göre ise selden 250 bin kişi etkilendi, 40 bin kişi ülke içinde yerinden oldu ve 4 bin 255 kişi yaşamını yitirdi.


Filistinli mahkumlar ve İsrailli kadın gardiyanlar arasındaki yakın ilişkiler

İsrail Kamu Güvenliği Bakanı, Filistinli mahkumlar için Gilboa hapishanesine kadın gardiyanlar gönderen bir memuru görevden aldı (AFP)
İsrail Kamu Güvenliği Bakanı, Filistinli mahkumlar için Gilboa hapishanesine kadın gardiyanlar gönderen bir memuru görevden aldı (AFP)
TT

Filistinli mahkumlar ve İsrailli kadın gardiyanlar arasındaki yakın ilişkiler

İsrail Kamu Güvenliği Bakanı, Filistinli mahkumlar için Gilboa hapishanesine kadın gardiyanlar gönderen bir memuru görevden aldı (AFP)
İsrail Kamu Güvenliği Bakanı, Filistinli mahkumlar için Gilboa hapishanesine kadın gardiyanlar gönderen bir memuru görevden aldı (AFP)

Halil Musa 

Filistinliler ile İsrailliler arasındaki düşmanlığa rağmen, özellikle İsrail hapishanelerindeki mahkumlar ve gardiyanlar arasında insani ilişkiler, hatta cinsel ilişkiler kurulabiliyor.

Özellikle Filistinli mahkumlar ve İsrailli kadın gardiyanlar arasında bu tür ilişkilere yol açan birçok neden bulunuyor.

Her iki tarafın da bu ilişkideki nedenleri çok çeşitli: Bunlar kişisel çıkarlara dayalı, hapishane koşullarının iyileştirilmesi ve mahkumların cep telefonu gibi bazı yasaklanmış ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla olabilir.

Ayrıca, cinsel arzu veya bilgi elde etme motivasyonları da bu ilişkileri tetikleyebilir.

Her ne kadar bu vakalar bireysel kalsa ve yaygın bir fenomene dönüşmemiş olsa da kişisel ilişkilerin ve insani ihtiyaçların ulusal mücadele meselelerinden ve hatta mesleki görevlerden üstün olduğunu yansıtıyor.

İsrailli yetkililer, İsrail'in Ramon hapishanesinde bir Filistinli mahkûm ile beş İsrailli kadın gardiyan arasındaki cinsel ilişkiyi sadece nadir görülen tuhaf bir kişisel durum olarak açıkladı.

Independent Arabia'nın edindiği bilgilere göre beş İsrailli kadın gardiyan ile cinsel ilişkiye girmekle suçlanan Filistinli mahkûm, İkinci İntifada sırasında İsraillileri öldürme suçundan hüküm giymesi nedeniyle iki kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Çıkar ilişkisi

İsrail Ramon Hapishanesi kaynakları, Filistinli mahkûmun Ramallah şehrinden olduğunu, El Fetih hareketine mensup olduğunu ve 20 yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu söyledi.

İsrail hapishane yetkilileri tarafından yapılan bir soruşturma sırasında, İsrailli bir kadın gardiyan Filistinli mahkumla cinsel ilişki yaşadığını itiraf etti ve bu itiraftan sonra diğer dört meslektaşıyla da benzer ilişkiler yaşandığı ortaya çıktı.

Soruşturma, Filistinli mahkûmun hapishanede akıllı bir cep telefonu bulundurduğunu ve bu telefon aracılığıyla gardiyanlarla iletişim kurduğunu ve hapishane içerisinden fotoğraflar paylaştığını gösterdi.

İsrailli kadın gardiyanların hapishanelerde görev yapmaya başlaması, İkinci İntifada sırasında Filistinli mahkumların İsrail hapishanelerindeki sayısının 12 binden fazla olması ve bu nedenle insan kaynağına ihtiyaç duyulması nedeniyle oldu.

Kadın asker "dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla yargılanıncaya kadar ev hapsinde tutulurken, Filistinli tutuklu hakkında soruşturma sürüyor.

Eski Filistinli mahkûm ve İsrail Uzmanı İsmet Mansur, kameralar aracılığıyla yapılan yoğun gözetim nedeniyle mahkumlar ve kadın gardiyanlar arasında tam anlamıyla cinsel ilişkinin mümkün olmadığını, ancak bazı durumların mümkün olabileceğini belirtti.

Mansur, hapsedildiği süre boyunca aşk, ilişki ve bazen de tecavüz vakalarına tanık olduğunu belirterek, kadın gardiyanların yaklaşık 18 yaşında olduğunu ve deneyimsiz olduklarını kaydetti.

Filistinli Mahkumlar ve Eski Mahkumlar İşleri Dairesi Başkanı Kaddura Faris, Filistinli mahkûm ile İsrailli kadın gardiyanlar arasında cinsel ilişki olasılığını dışlasa da, "davanın bir güvenlik açığını yansıttığını ve bir aşk hikayesi olmadığını" belirtti.

Faris, esirlerin gardiyanlarla ilişki kurarak cep telefonları gibi eşyaları hapishaneye sokma amacı taşıdığını söyledi.

İsrail hapishane sistemi ile ilgili olarak, İsrail Ceza ve İnfaz Hizmetleri Başkanı Katy Perry, son aylarda geniş çaplı bir asker alım kampanyasının başlatıldığını ve bin yeni gardiyanın İsrail ordusundaki askerlerin yerini alacağını açıkladı.

Bu olaylar ve tekrarı, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in, kadın askerlerin cezaevlerinde görev yapmasını yasaklayan ve mahkumlarla temaslarını engelleyen bir karar çıkarmasına neden oldu.

Ben-Gvir, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Belirlediğimiz politika doğrultusunda, 2025 yılının ortalarına kadar hapishane koğuşlarında tek bir kadın asker bile kalmayacak. Bu olay, kadın askerlerin güvenlik mahkûmlarından uzaklaştırılmasının gerekliliğinin bir başka kanıtıdır.

Göreve başladıktan sonra İsrail hapishanelerinden sorumlu olan Ben-Gvir, asker kadınların hapishanelerde hizmet vermesini yasaklama kararı aldı, bu nedenle o zamandan bu yana kadınların varlıkları azaldı.

Kadın askerlerin uzaklaştırılması

Geçtiğimiz şubat ayında İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, altı ay içinde uygulanacak kararla, Filistinli tutukluların bulunduğu hapishanelerdeki zorunlu askerlik hizmetini durdurma kararı almıştı.

Bu adım, kadın gardiyanların cezaevi hizmetinde görev yaparken Gilboa Hapishanesi'nde o zamanlar "Kavade" olarak bilinen eylemle cinsel saldırıya uğramasının ardından geldi.

İsrailli kadın askerler, İsrail'in Gilboa hapishanesindeki subayları, kendilerini Filistinli mahkumlara teslim etmeleri ve askerlik hizmetleri sırasında cinsel saldırıya uğramalarıyla suçladılar.

Bu durum, dönemin İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Omer Barlev'in, birkaç yıl önce Filistinli mahkumları memnun etmek amacıyla Gilboa Hapishanesi'ne kadın gardiyanlar göndermedeki rolü nedeniyle bir memuru görevden almasına yol açtı.

Kadın askerler, "cinsel pazarlık aracı olarak mahkumlarla yakın temas kurmaya zorlandıklarını ve bu nedenle tacize ve saldırılara maruz kaldıklarını" belirtti.

Bir İsrail raporu emniyet, sınır güvenliği ve hapishane hizmetlerinde görev yapan birçok kadın askerin, zorunlu ulusal hizmetleri sırasında cinsel tacize veya kötü muameleye maruz kaldığını ortaya koyuyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe


Yahudi Yerleşimciler Arş Günü’nün üçüncü gününde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi

İsrail güçleri, Mescid-i Aksa’daki Bab es-Silsile’de aralarında bir kadının da bulunduğu Filistinlilerle çatıştı (DPA)
İsrail güçleri, Mescid-i Aksa’daki Bab es-Silsile’de aralarında bir kadının da bulunduğu Filistinlilerle çatıştı (DPA)
TT

Yahudi Yerleşimciler Arş Günü’nün üçüncü gününde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi

İsrail güçleri, Mescid-i Aksa’daki Bab es-Silsile’de aralarında bir kadının da bulunduğu Filistinlilerle çatıştı (DPA)
İsrail güçleri, Mescid-i Aksa’daki Bab es-Silsile’de aralarında bir kadının da bulunduğu Filistinlilerle çatıştı (DPA)

Yahudi Sukot (Arş) Bayramı’nın üçüncü gününde en az bin yerleşimci Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın avlularına baskın yaparken, binlerce kişi de Burak Meydanı’nda düzenlenen Birkat Kohanim (Kohenlerin Kutsaması) etkinliklerine katıldı.

Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyenlerin başında eski bakanlar ve Knesset üyeleri vardı. Eski Şehir sokaklarında dolaştıktan sonra Mescid-i Aksa avlusunda Talmudik ritüeller gerçekleştirdiler. Arş Bayramı’nın üçüncü gününde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyenlerin sayısı bine yükseldi. Bu sayı geçtiğimiz pazar günü 900’e ulaşmıştı.

Mescid-i Aksa’ya yönelik geniş çaplı baskın, ‘tapınak’ gruplarının Yahudi Sukot Bayramı boyunca Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınları yoğunlaştırma çağrısına yanıt olarak geldi. Cumartesi günü başlayan ve bir hafta devam edecek olan bayram sürecinin büyük gerilimlere sahne olması bekleniyor.

Bu yıl ‘tapınak’ grupları, destekçilerini Mescid-i Aksa’ya ulaşmaya ve ‘Tapınağı Temizleme’ ritüelleri için katılımcı açısından rekor kırmaya çağırdı. ‘Tapınak’ grupları, her gün tekrarlanan ve bazen yaygın şekilde cereyan eden baskınlarla Mescid-i Aksa’da yeni bir oldubitti dayatmaya çalışıyor. Bu bağlamda Filistin Yönetimi, bir din savaşına karşı uyarıda bulunuyor.

Mescid-i Aksa’nın çevresine çok sayıda İsrail polis gücü konuşlandırıldı. Polisin Mescid-i Aksa içinde ve dışında Filistinlilere karşı güç kullandığı çatışmalar patlak vermeden önce yerleşimcilerin gelişini kolaylaştırmak amacıyla Kudüs dışından gelen Filistinlilerin girişine kısıtlamalar getirildi.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Ulusal Konseyi Başkanı Ruhi Fettuh, İsrail işgal güçlerinin Mescid-i Aksa’ya saldırmasını, kadınlara güç kullanmasını, onları çeşitli şekillerde yaralamasını ve çok sayıda kadın murabıtı tutuklamasını “barbarca bir eylem ve vahşi bir suç olarak” nitelendirerek bunun “bu suçlara ortak olan uluslararası toplumun alnına çalınmış kara bir leke” olduğunu ifade etti.

Fettuh dün yaptığı açıklamasında, İsrail’in bu olaylarla “bir oldubittiyi dayatmak için durumu alevlendirmeye çalıştığını, ancak Filistinlilerin bedeli ne olursa olsun buna boyun eğmeyeceğini ve Kudüs’ün Filistin devletinin ebedi başkenti olarak kalacağını” söyledi.

Fettuh, işgal altındaki Kudüs’ü kuşatmanın ve Müslümanların Mescid-i Aksa’ya ulaşmasını engellemenin, faşist işgalci gücün Mescid-i Aksa’ya saldırmaya, yerleşimcileri korumaya, Müslümanlara saldırmaya ve Yahudileştirme planları ile radikallerin emellerini gerçekleştirmeye yönelik art niyetinin bir kanıtı olduğunu söyledi.

Mescid-i Aksa’da olduğu gibi Yahudi bayramları bahanesiyle Müslümanlara tamamen kapatılan El-Halil’deki İbrahim Camii’ne de yerleşimciler baskın düzenledi. El-Halil Vakıflar Bakanlığı Müdürü Nidal el-Caberi, işgalci gücün bu eyleminin İbrahim Camii’nin kutsallığını açıkça ihlal ettiğini ve Müslümanların ibadet yerlerine erişim hakkına provokatif bir saldırıyı temsil ettiğini söyledi.

İşgal güçleri, İbrahimi Camii’nin tüm girişlerini demir kapılarla kapatarak, Filistinlilerin cami çevresinde hareket etmesini engelledi.


Libya Temsilciler Meclisi’nden sivillerin ve askerlerin cumhurbaşkanlığına aday olabilmesine onay

Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ve UBH Başbakanı Dibeybe askeri yetkililerle bir araya geldiler (Libya Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ve UBH Başbakanı Dibeybe askeri yetkililerle bir araya geldiler (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Libya Temsilciler Meclisi’nden sivillerin ve askerlerin cumhurbaşkanlığına aday olabilmesine onay

Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ve UBH Başbakanı Dibeybe askeri yetkililerle bir araya geldiler (Libya Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ve UBH Başbakanı Dibeybe askeri yetkililerle bir araya geldiler (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya Temsilciler Meclisi (TM), pazartesi günü ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde bulunan binasında yapılan oturumda oybirliğiyle TM ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) tarafından oluşturulan Seçim Yasalarını Belirleme (6+6) Komitesi tarafından tamamlanan cumhurbaşkanlığı seçim kanunu ve Ulusal Meclis seçim kanununu onayladı. TM, onayın ardından ertelenen seçimleri düzenleyen yasalara ilişkin tutumuna nihayet karar verdi.

TM Başkanı Akile Salih, canlı yayınlanan oturum sırasında, cumhurbaşkanlığına adaylık için gerekli şartları yerine getiren kimsenin dışlamayacağını vurgulayarak “Seçim yasaları, sivillerin ve askerlerin hiçbir ayrım olmaksızın cumhurbaşkanlığına aday olmalarına izin verecek” ifadelerini kullandı.

Salih, onaylanan yasaların sivilleri ve askerilerin aday olmalarının önünü açtığını ve seçimde kaybeden kişinin eski işine geri dönebileceğini de belirtti. Ülkenin içinden geçtiği tüm koşulların dikkate alındığının altını çizen Salih, TM’nin anayasal kuralları oluşturduktan ve seçim yasalarını çıkardıktan sonra, uluslararası ve yerel düzeyde kendisinden beklenenleri yerine getirmiş olduğunu ifade etti. TM Başkanı, Libya'da iktidarın birleştirilmesinin temeli olarak gördüğü ve Libyalıların cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin yapılması arzusunun yerine getirilmesini sağlayacak olan bu çalışmayı, 6+6 Komitesi'nin bir başarısı olduğunu belirterek övgüde bulundu.

TM üyeleri, seçimlerin yapılması için planlanan 240 günlük süre için geri sayımın başladığını vurgulayarak, ‘seçimlerin ertelenmesini önlemek amacıyla birleşik bir hükümet kurma çalışmalarına başlanması’ çağrısında bulundular.

TM oturumu (YouTube)
TM oturumu (YouTube)

TM ve DYK, 2021 yılının sonlarında yapılması gereken seçimleri düzenleyen yasaların seçimler süresiz olarak ertelenmeden önce hazırlanmasında yavaş davrandıkları gerekçesiyle yerel ve uluslararası taraflarca eleştiri oklarının hedefi olmuşlardı. Öyle ki, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathiliy, Libya’daki yasama organlarının seçim yasaları üzerinde anlaşmaya varamaması durumunda ‘alternatif bir prosedür’ aranabileceği tehdidinde dahi bulundu.

Derne'deki sel felaketinin yansımaları

Öte yandan General Halife Hafter'e bağlı Libya Ulusal Ordusu (LUO) Sözcüsü Tümgeneral Ahmed el-Mismari, pazar günü 7 kişinin daha cesedine ulaşılmasının ardından, Derne’de yaşanan sel felaketinde ölenlerin sayısının 4 bin 168’e yükseldiğini açıkladı. Abdülhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu geçici Ulusal Birlik Hükümeti ise pazar akşamı Derne’nin yeniden inşası için bir plan geliştireceğini duyurdu.

Bathiliy, dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Derne’nin ve selden etkilenen diğer bölgelerin yeniden inşasına ilişkin Libyalı çeşitli taraflar ve kurumlar tarafından ‘tek taraflı ve birbiriyle çelişen girişimlerin’ ortaya çıkmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Bu tek taraflı çabaların geri tepeceğini, ülkedeki mevcut bölünmeleri derinleştireceğini ve yeniden yapılanma çabalarını sekteye uğratacağını belirten Bathiliy, bu durumun, Libya halkının felaket sonrası ülke genelinde ortaya koyduğu dayanışma, destek ve milli birlik ruhu ile de çeliştiğini vurguladı.

Sel felaketinden etkilenen bölgelerde, etkili ve verimli yeniden yapılan çalışmalarının ilerleyebilmesi için acil olarak ortak bir ulusal mekanizmanın kurulmasına ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Bathiliy, yeniden yapılanma sürecinin hızlı ilerlemesi, hasarın ve ihtiyaçların güvenilir, bağımsız ve objektif bir şekilde değerlendirilmesi, maliyetin profesyonelce tahmin edilmesi, sözleşme ve anlaşma süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğine dikkati çekti.

Bathiliy, Libya’nın ilgili makamlarına ve uluslararası ortaklarına, ‘yeniden inşa çabalarına öncülük edecek, şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlayacak, ortak ve koordineli bir mekanizma üzerinde anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaları’ çağrısında bulundu.

Libyalı liderleri bir kez daha bölünmeye son vermeye ve yeniden inşa çalışmaları için anlaşmak üzere bir araya gelmeye çağırdı. UNSMIL Başkanı, seçim yasalarının taslaklarını teslim almayı, tüm tartışmalı konularda siyasi bir çözüme varmak için Libyalı taraflar arasında bir an önce diyalogun başlamasını ve Libya halkının taleplerini yerine getirecek şekilde seçim sürecine ilişkin bir yol haritası üzerinde anlaşmaya varılmasını sabırsızlıkla beklediğini söyledi.

Dibeybe Trablus'ta Libya Denetim Bürosu Başkanı Şakşak'la bir araya geldi (UBH)
Dibeybe Trablus'ta Libya Denetim Bürosu Başkanı Şakşak'la bir araya geldi (UBH)

Öte yandan UBH Başbakanı Dibeybe, Libya Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak ile hükümetin sel felaketinden etkilenen bölgelerle ilgili çalışmalarını gözden geçirdi. Çalışmalar arasında, İdari Merkezler Kalkınma Ajansı aracılığıyla Derne’deki konutların tamamlanması ve Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu aracılığıyla hazır konutlar temin edilerek vatandaşlar için acil çözümler üretilmesi yer alırken Dibeybe, şeffaf ve sağlam prosedürlere ihtiyaç duyulduğuna ve çekilen sıkıntıların herhangi bir yasa dışı adımın atılması için istismar edilmemesi gerektiğine dikkat çekti.

Bu çerçevede UBH Planlama Bakanı Muhammed ez-Zeydani konuyla ilgili olarak BM Libya İnsani Yardım Koordinatörü Georgette Gagnon’a pazar akşamı yaptıkları toplantıda bilgi verdi. Bakan Zeydani, UBH’nin Derne'de sel felaketinden etkilenenlerin acil ihtiyaçlarını ve önceliklerini karşılamak ve Derne'nin yeniden inşası için 6 hafta içinde hayata geçirilecek bir plan geliştirdiğini söyledi.

Gagnon’ın Bakan Zeydani’ye, BM Libya İnsani Yardım Koordinatörlüğü’nün bu bağlamda Planlama Bakanlığı’na tam destek vermeye ve Derne Yeniden Yapılanma Fonu projesini hayata geçirmeye yönelik ortak bir plan geliştirmek üzere çalışmakta kararlı olduğunu söylediği aktarıldı.

UBH Başbakanı Dibeybe, pazar akşamı Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi başkanlığında düzenlenen ve Menfi’nin iki yardımcısının yanı sıra bazı askeri yetkililerin katıldığı toplantıda, askeri birliklerin çalışmalarının organize edilmesinin ve askeriyenin uzmanlık alanlarına uygun olarak idari prosedürlerin takip edilmesinin önemini vurguladı.

Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi, Libya'nın Kuveyt Büyükelçisi Süleyman es-Sahili’nin pazartesi günü Trablus'ta yaptıkları görüşmede kendisine "Kuveyt'in başta Derna olmak üzere Libya’nın doğusundaki bazı şehirleri vuran felaketinden etkilenenlere yaptığı insani yardımlar hakkında bilgi verdiğini söyledi.

Yeni seller

Libyalı yetkililer tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada, ülkenin güneybatısında etkili olan sağanak nedeniyle yalnızca maddi kayıp yaşandığı ve hiçbir can kaybı olmadığı belirtildi.

UBH, Libya Ambulans ve Acil Servis Sözcüsü Usame Ali’nin, Ubari kentinde kerpiçten yapılan 4 evin çökmesi sonucu iki vatandaşın hafif yaralandığını bildirdiğini, herhangi bir maddi hasarın ve can kaybının olmasının önlenmesi için sel oluşabilecek hattın yakınlarındaki bölgelerin tahliye edildiğini söylediğini aktardı. UBH’nin açıklamasına göre Ambulans ve Acil Servis, Gat şehrinde durumun iyi olduğunu bildirirken, Operasyon Odası ise hasarın küçük olduğunu belirtti.

Ubari Belediye Başkanı Ahmed Matku, pazartesi günü televizyon ekranlarından yaptığı açıklamalarda, kentte sağanak yağışların durmasından sonra durumun yeniden istikrarlı hale geldiğini söyledi. Yaklaşık 11 bin vatandaşın yaşadığı bir mahallede binden fazla evin kerpiçten yapılması nedeniyle hasar gördüğünü açıklayan Matku, Güney Projesi’nde ve bir eğitim kurumunda maddi hasarın meydana geldiğini ifade etti.