Gemilerin Süveyş Kanalı’nda karaya oturmasının ve kazaların nedenleri
Süveyş Kanalı'nı geçerken arızalanan Katar petrol tankerinin kurtarılması için operasyon düzenlendi. (Mısır Kabine Başkanlığı)
Rusya'dan yola çıkan bir petrol tankerinin pazar günü Süveyş Kanalı'na varmasının ardından arızalanması, Mısır su yolunu geçerken tekrarlanan karaya oturma ve gemi kazalarının nedenleri hakkında soru işaretleri yarattı.
Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Korgeneral Usame Rabie dün yaptığı resmi açıklamada, “Motoru bozulan petrol tankerinin çekilmesi işlemini tamamlamak için üç lokomotif kullanıldı. Arıza, Rusya'dan Çin'e giden kuzey konvoyunun bir parçası olan geminin kanalı geçtiği sırada meydana geldi” dedi.
Malta bayrağı taşıyan tanker 274 metre uzunluğunda, 48 metre genişliğinde ve yükü 82 bin ton ağırlığında. Rabie açıklamasında kanaldaki seyir hareketinin her iki yönde de düzenli olduğunu bildirdi. Petrol tankeri makinelerinde meydana gelen teknik arızaya kısa sürede müdahale çalışmaları başarılı oldu. Rabie'ye göre kanaldaki seyir trafiği dün toplam net tonajı 3,5 milyon ton olan 60 geminin her iki yönden geçişine tanık oldu.
Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı, ‘Süveyş Kanalı Otoritesi’nin navigasyon becerileri, deniz kurtarma çalışmalarında birikmiş deneyim ve deniz kurtarma, deniz sigortası ve kirlilik kontrolünde uzmanlaşmış özel deniz birimleri ile dolu entegre bir sistem aracılığıyla olası acil durumlarla başa çıkmaya hazır olduğunu’ teyit etti.
Süveyş Kanalı'nı geçerken arızalanan Katar petrol tankeri. (Mısır Kabine Başkanlığı)
Süveyş Kanalı'ndan geçişleri sırasında gemiler sıklıkla karaya oturuyor ya da arızalanıyor. Dev petrol tankeri Ever Given’in Mart 2021'de karaya oturması büyük ses getirmişti. Bu, Süveyş Kanalı'ndaki seyrüseferin altı gün süreyle askıya alınmasına yol açtı.
Süveyş Kanalı İdaresi geçtiğimiz bir süredir kanalda meydana gelen kazalara seyir trafiğini etkilemeden müdahale edebiliyor. Ancak sorun devam ediyor. Ocak ayında Glory gemisi motorlarındaki sorun nedeniyle karaya oturmuştu. Şubat ayında da Singapur bandıralı bir gemi dümen dişlisindeki arıza nedeniyle benzer bir sorunla karşı karşıya kaldı. Süveyş Kanalı İdaresi, 25 Mayıs'ta karaya oturan Shin Hai Tong 23 adlı kargo gemisini de yüzdürmeyi başardı. Geçen eylül ayında da dev bir petrol tankeri karaya oturdu ve Süveyş Kanalı'ndaki trafik birkaç saatliğine kesintiye uğradı.
Süveyş Kanalı'nı geçerken arızalanan Katar petrol tankeri düzenlenen operasyonla kurtarıldı. (Mısır Kabine Başkanlığı)
Mısır Limanlar İdaresi'nin eski başkanı Tümgeneral Müh. Hişam Ebu Sünne’ye göre, ‘gemilerin Süveyş Kanalı'nı geçerken karaya oturmasının veya arızalanmasının belirgin nedenleri var.
Ebu Sünne, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Olaylar bazen, örneğin rüzgar hızı veya geminin geçiş yönünün tersine yön değişikliği dahil olmak üzere hava faktörleriyle ilgili nedenlerden kaynaklanıyor. Geçiş sırasında rüzgar hızında ve yönünde değişiklikler olduğu için son petrol tankerinde yaşanan da buydu. Bazen gemiler, büyük boyutu veya ağır yükü nedeniyle ve kaptanın değişen hava koşulları nedeniyle, dümenin kontrol edilememesi sonucu karaya oturuyor.”
Mısır, kanalın seyir rotasını geliştirmek için yeni Süveyş Kanalı'na eklenecek 10 km uzunluğundaki bir kanalı 72 yerine 82 km yaparak, alanı 122 kilometreden 132 kilometreye çıkarmayı amaçlayan bir proje uyguluyor. Projeyle ayrıca Süveyş Kanalı'nın güney bölgesinin 132 kilometreden 162 kilometreye çıkarılmasıyla genişletilip derinleştirilmesi amaçlanıyor.
Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, arabulucu ABD'nin Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes için sunduğu yeni öneriyle yeni bir aşamaya girdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı açıklamada, ilk kez Hamas'ın talep ettiği savaşın sona erdirilmesi konusunun tartışılacağı vurgulanırken Hamas’ın öneriyi kabul etmesi gerektiği, aksi takdirde durumun daha da kötüye gideceği belirtildi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas liderlerinden biri, bu sözlerin müzakerelere ivme kazandırdığını ve ABD tarafından İsrail üzerinde gerçek bir baskısı oluşturulması durumunda bir ateşkes anlaşması imzalanabileceğine dair yeni bir işaret taşıdığını söyledi.
Hamas Hareketi tarafından dün yazılı olarak yapılan basın açıklamasında, arabulucu kardeş ülkelerin, savaşan taraflar arasındaki uçurumun kapatılması, bir çerçeve anlaşmaya varılması ve ciddi müzakerelerin başlatılması için yoğun çaba sarf ettikleri belirtildi. Açıklamada Hamas’ın yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini ve arabulucuların önerilerini tartışmak üzere ulusal istişareler yürüttüğünü, saldırıların sona erdirilmesi, geri çekilmenin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki halkımızın acil olarak yardım alması için bir anlaşmaya varılması için çalıştığını vurguladı.
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda ölen Filistinlilerin cenaze töreninde yakınlarını kaybedenlerin gözyaşları ve feryatları (AFP)
Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, müzakere masasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce önerdiği çerçeve anlaşmasını içeren ve Katar'ın arabuluculuğunda üzerinde değişiklikler yapılan bir öneri olduğunu ve bu önerinin 60 günlük bir ateşkes ve bu süre içinde savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma sağlanmasını öngördüğünü söyledi.
Hamas’ın İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımını sona erdirecek tüm önerilere açık olduğunu vurgulayan kaynak, Kahire'de bir Hamas heyetinin bulunduğunu belirterek, savaşın tamamen durdurulması, yardımların ulaştırılması ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi olmak üzere üç temel talebin yerine getirilmesinin önemine dikkati çekti.
Hamas'ın şu anki tutumunu, Trump'ın Washington'da ABD’li ve İsrailli yetkililerle yaptığı toplantının ardından sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı, “İsrail, 60 günlük ateşkesin tamamlanması için gerekli şartları kabul etti ve bu süre zarfında savaşı sona erdirmek için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” şeklindeki açıklamasından sonra sergilemeye başladı.
İsrail'in Han Yunus'un kuzeyindeki mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
Barışı sağlamak için yoğun çaba sarf eden arabulucular Katar ve Mısır’ın bu nihai öneriyi sunacaklarını söyleyen Trump, “Ortadoğu'nun iyiliği için Hamas'ın bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Aksi takdirde durum düzelmeyecek, hatta daha da kötüye gidecek” ifadelerini kullandı.
Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Başkan Yardımcısı JD Vance ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile bir araya geldi.
İsrail gazetesi Haaretz, İsrailli bir kaynağın Dermer'in yeni öneriye insani yardım ve ateşkes süresince İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini öngören maddeyi kabul ettiğini söylediğini bildirdi. Bunu ‘İsrail'in verdiği bir taviz’ olarak değerlendiren kaynak, buna karşın önerinin savaşı sona erdirmek için açık ve net bir taahhüt içermediğinin altını çizdi.
ABD Başkanı Trump salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, önümüzdeki hafta rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkes anlaşması sağlanmasını umduğunu söyledi. ABD merkezli haber sitesi Axios'a göre Trump, pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile görüşecek.
“Temel sorun”
Filistinli siyasi analist ve Hamas uzmanı İbrahim el-Medhun, mevcut bilgilere göre önerinin Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesi veya silahlarının toplatılmasına ilişkin açık bir madde içermediğini söyledi. Medhun, “Öneri, ateşkesin sağlanmasına ve aşamalı bir takas anlaşmasının uygulanmasına odaklanıyor. Anlaşma, ilk günlerde sekiz rehinenin serbest bırakılmasıyla başlayacak ve 60’ıncı güne kadar aşamalı olarak devam edecek” dedi.
Ancak Medhun, Hamas’a göre önerinin savaşın kalıcı ve kapsamlı bir şekilde durdurulması için gerçek garantiler sunmaması ve özellikle Gazze Şeridi'ndeki felaketi ele almak için etkili bir insani protokolün uygulanmasını garanti etmemesi temel bir sorun teşkil ediyor.
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı UNRWA'ya ait bir okuldaki yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)
Hamas'ın bu konudaki tutumuna değinen Medhun, Hamas’ın devam eden girişimlere büyük bir ciddiyet ve açıklıkla yaklaşacağını ve anlaşmanın sağlanacağına dair işaretlerin artmasıyla birlikte şartlı bir esneklik sergilediğini düşünüyor. Medhun’a göre bu tutum, iki önceliğe dayanıyor. Bunlardan biri saldırıların tamamen durdurulması, ikincisi ise herhangi bir bahaneyle soykırım ve açlık politikasına geri dönülmeyeceğine dair gerçek garantiler verilmesi ve bunun süre dolduğunda kapsamlı bir anlaşmaya varılamaması durumunda da geçerli olması.
Medhun'a göre Hamas, aşamalı çözümleri kabul etmeye karşı değil, ancak bunun için ‘önce savaşın durdurulması, ardından saldırı sonrası düzenlemelere geçilmesi, şantaj veya askeri baskı yapılmaması’ gibi açık ve kesin şartlar konulması gerektiğini savunuyor.
Washington'ın müzakerelere başlamadan önce savaşın durdurulmasını şart koşarak İran meselesini ele aldığı önceki deneyiminin, bu konuda örnek alınabilecek bir model olduğunu vurgulayan Filistinli siyasi analist, “Bombardıman altında müzakere yapılamaz ve katliamlar devam ederken güven inşa edilemez” dedi.
Trump'ın savaşı sona erdireceğine dair sözleri müzakerelere ivme kazandırsa da bu sözlerin ötesine geçip somut adımlar atılması gerekiyor.
“Fırsat kaçırılmamalı”
İsrail'in tutumu da bu gelişmelerden uzak değildi. ABD Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla bir anlaşmaya varılması için ‘bu fırsatın kaçırılmaması’ gerektiğini söyledi. İsrailli Bakan paylaşımında “Halkın ve hükümetin büyük çoğunluğu rehinelerin serbest bırakılmasına yol açacak bir anlaşmayı destekliyor. Böyle bir fırsat kaçırılmamalı” diye yazdı.
Eski muhalefet lideri Yair Lapid, dün X platformundaki hesabından Netanyahu'ya tüm rehineleri geri getirmesini tavsiye ederek, “(Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir ve (Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich'in 13 milletvekiline karşı durmak için, rehine anlaşması için 23 milletvekilini güvenlik ağı olarak kullanabilirsiniz. Hepsini şimdi evlerine geri getirmeliyiz” diye seslendi.
İsrail televizyonu Kanal 12’nin aktardığına göre Lapid, Ben-Gvir ve Smotrich'in, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının imzalanmasını engellemek için hükümet koalisyonu içinde ortak hareket etme niyetinde olduklarını belirtti.
İsrail'de hem iktidar hem de muhalefet tarafından ateşkesin önemi hakkında konuşulurken, medya da bu konuya büyük ilgi gösteriyor. İsrail Yayın Kurumu (IBA), İsrail'e sunulan yeni öneriye göre 60 günlük bir ateşkesin ilan edileceğini, ilk gün sekiz rehinenin serbest bırakılacağını ve 50’nci günde iki rehinenin daha serbest kalacağını aktardı.
Haaretz gazetesi ise, yeni esir takası anlaşması taslağında, 60 günlük ateşkes süresi içinde bir anlaşmaya varılamaması halinde, arabulucuların İsrail ile Hamas arasındaki müzakereleri nihai bir anlaşmaya varılana kadar sürdürmekle yükümlü olacağını belirten bir maddenin yer aldığını doğruladı.
Bu değişiklikler çerçevesinde Medhun, yakında bir anlaşmaya varılması olasılığını dışlamazken, aksine ABD'nin uluslararası bir irade ortaya koyması ve İsrail’e saldırılarını açıkça ve kesin olarak durdurması için baskı yapması halinde, ateşkes anlaşmasına varılmasının her zamankinden daha mümkün olduğunu düşünüyor.
O, topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu ve onların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini düşünüyor.
Topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu söyleyen Medhun, arabulucuların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için aralanacak bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini vurguladı.