İsrail yeni yerleşim karakolu inşasında ‘oldu-bitti’ politikası uyguluyor

Batı Şeria'nın kuzeyindeki yeni yerleşim projesine ilişkin politika, kontrol altına alma, çadır kurma ve bayrak çekme uygulamalarına dayanıyor

İşgal altındaki Filistin toprakları olan Batı Şeria’nın Salfit kentinde, yerleşimciler tarafından bir süre önce kurulan çadırlar. (WAFA-Arşiv)
İşgal altındaki Filistin toprakları olan Batı Şeria’nın Salfit kentinde, yerleşimciler tarafından bir süre önce kurulan çadırlar. (WAFA-Arşiv)
TT

İsrail yeni yerleşim karakolu inşasında ‘oldu-bitti’ politikası uyguluyor

İşgal altındaki Filistin toprakları olan Batı Şeria’nın Salfit kentinde, yerleşimciler tarafından bir süre önce kurulan çadırlar. (WAFA-Arşiv)
İşgal altındaki Filistin toprakları olan Batı Şeria’nın Salfit kentinde, yerleşimciler tarafından bir süre önce kurulan çadırlar. (WAFA-Arşiv)

Yahudi yerleşimciler, yeni bir ‘oldu-bitti’ dayatmak amacıyla, İşgal altındaki Filistin toprakları olan Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus yakınlarında yer alan Salfit kentinde çadırlar kurdu. Bu tür girişimler genellikle yeni bir yerleşim karakolunun inşasıyla sona eriyor.

Onlarca yerleşimci, Salfit'in batısındaki Deyr Balut kasabasının güneyindeki antik kent ‘Deyr Dakla’ bölgesine baskın düzenledi. Çadırlar kurup İsrail bayrağını dalgalandırdılar. Çünkü oranın İsrail bölgesi olduğunu öne sürüyorlardı.

Deyr Balut Belediye Başkanı Samir Nemr, Yahudi yerleşimcilerin bölgede bir yerleşim birimi kurmayı planladıklarını söyledi.

Burası, geçtiğimiz salı günü Hirbet Şehade bölgesi yakınlarındaki arazilerin kontrolünü ele geçirilmesinin ardından yerleşimcilerin bir hafta içinde bölgede ele geçirdikleri ikinci yer.

Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya konuşan uzmanlara göre söz konusu yeni yerleşim karakolunun kuruluş amacı, Batı Şeria'nın kuzeyindeki yerleşim birimlerini birbirine bağlamak ve Salfit'in iç yolları ve tarım arazileri arasındaki bağlantıyı kesmek.

Salfit Valisi Tümgeneral Dr. Abdullah Kamil, son geliştirmeleri ‘toprak hırsızlığı ve Yahudileştirme planının bir parçası’ olarak değerlendirdi.

Fotoğraf Altı: İsrail askerlerinin koruması altında Beyt Decen'de yerleşim birimlerinin genişlemesine karşı çıkan Filistinlilerle Cuma günü çatışmalar yaşandı. (EPA)
İsrail askerlerinin koruması altında Beyt Decen'de yerleşim birimlerinin genişlemesine karşı çıkan Filistinlilerle Cuma günü çatışmalar yaşandı. (EPA)

Yerleşimciler, Filistinlilerin Batı Şeria'daki topraklarını ele geçirmek ve bu topraklar üzerinde yerleşim birimleri kurmak için ellerinden geldiğince oldu-bitti politikasını uygulamaya çalışıyor.

Filistin ve İsrail tarafından yayınlanan resmi verilere göre 2022 yılında işgal altındaki Batı Şeria'daki ve Kudüs'teki yerleşim faaliyetleri eşi-benzeri görülmemiş oranda arttı.

Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da 176 yerleşim yeri ve 186 yerleşim karakolunda (Batı Şeria'daki yerleşim birimlerinde 575 bin, Doğu Kudüs'te 230 bin yerleşimci olmak üzere) yaklaşık 800 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.

İsrailliler, Tel Aviv’ hükümetinin Batı Şeria'nın kuzeyindeki Ariel, orta kesimlerinde Ma'ale Adumim ve güneyde Gush Etzion gibi bir kısmı kendi başına büyük şehir haline gelen bu yerleşim birimlerine yönelik hareketi siyasi, dini ve ekonomik olarak teşvik etmesi ve desteklemesi çerçevesinde İsrail'dekinden daha ucuza ev bulmak için Batı Şeria ve Doğu Kudüs'e yerleşiyorlar. Bazı dindar Yahudiler ise Batı Şeria'nın İncil'deki adı olan ‘Yahudiye ve Samiriye’de ikamet etmenin dini bir görev olduğuna inanıyorlar.

Fotoğraf Altı: Batı Şeria'nın Celut köyünde yerleşimciler tarafından yıkılan bir ev. (AFP)
Batı Şeria'nın Celut köyünde yerleşimciler tarafından yıkılan bir ev. (AFP)

Hükümetin resmi olarak desteklediği ve tanıdığı yerleşim yerleri karşılığında İsrail hükümetinin izni olmadan inşa edilen ve ‘karakol’ olarak bilinen gayri resmi yerleşim yerleri de söz konusu. Birçoğu dikkati çekmesine, koruma altına alınmasına ya da yasallaştırma gündeminde olmasına rağmen İsrail tarafından tanınmıyorlar.

Ancak Filistinliler, bu tanımlamaların hiçbirine aldırış etmezken tüm yerleşim birimlerini ‘gayrimeşru ve savaş suçu’ olarak görüyor, İsrail’in tüm yerleşim birimlerinden çekilmesini talep ediyorlar. İsrail ise böyle bir şeyin söz konusu olmayacağını söylüyor.

Filistin Yönetimi, önceki müzakerelerde, bazı yerleşim birimlerinin kalmasına izin verecek bir karşılıklığı kabul etse de İsrail, büyük yerleşim birimlerinin kalmasında ısrar etti ve konu tartışılmaya devam etti.

Filistinliler bugün, İsrail’in yerleşim birimlerinin ötesine geçerek Batı Şeria'nın bazı kısımlarını ilhak ettiğini düşünüyorlar.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiler göre Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından pazar günü yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İşgalci güçlerin, yerleşimci milislerin ve silahlı terör örgütlerinin Filistin vatandaşlarına, onların topraklarına, mallarına, evlerine ve kutsallarına karşı işledikleri suçlar, Batı Şeria'yı ilhak planı çerçevesinde işleniyor. İşgalci devlet ve muhtelif uzantıları, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'nın ilhakını genişletmeyi, çirkin Apartheid rejimini sürdürmeyi, Filistinlilere karşı sınır dışı edilmelere, yerlerinden edilmelere ve etnik temizliğin eşliğinde onları en temel insan haklarından, topraklarına erişmelerinden ve onları kullanma haklarından yoksun bırakmayı amaçlayan yayılmacı planlarını ve projelerini mümkün olan en fazla sayıda uygulamak için zamanla yarışıyor.”

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında ayrıca, İsrail hükümetinin kendisine karşı uygulanan uluslararası çifte standarttan ve işgal altındaki Filistin'deki durumla ilgili uluslararası hukukun uygulanması konusunda uluslararası iradenin ve isteğin yanı sıra baskı, ceza ve herhangi bir hesap verebilirliği olmamasından yararlandığını vurguladı.



Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.