Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi’nden El-Kaide’nin yayılmaya çalıştığı uyarısı

Merkez tarafından yapılan araştırma, ‘El Kaide’nin, Cezayir’deki Hirak protestolarını kontrol altına almaya ve bölgeye yaymaya çalıştığını’ ortaya koydu.

Hirak protestoları bölgede büyük yankı uyandırdı. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)
Hirak protestoları bölgede büyük yankı uyandırdı. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)
TT

Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi’nden El-Kaide’nin yayılmaya çalıştığı uyarısı

Hirak protestoları bölgede büyük yankı uyandırdı. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)
Hirak protestoları bölgede büyük yankı uyandırdı. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)

Cezayir'de yayınlanan el-Vatan gazetesi, Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi’nin (Lahey - Hollanda) ‘El Kaide'nin 2019 yılında Hirak protestolarını kontrol altına almak için çalıştığını ve bunun merhum Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın istifasına yol açtığını’ içeren raporunun bir bölümünü yayınladı.

Rapor, kriminoloji ve ceza adaleti uzmanı Sami Fix ve propaganda ve dini aşırıcılık konusunda çalışmalar yürüten araştırmacı Millie Krzys tarafından hazırlandı. Şarku’l Avsat’ın Frankofon gazetesinden aktardığına göre iki araştırmacı hazırladıkları raporda, ‘El Kaide’nin başladığı andan (22 Şubat 2019) itibaren Hirak hareketine gösterdiği yoğun ilgiyi’ ele aldılar. Çalışmada, aşırılık yanlısı örgüt ve onun Mağrip kolu tarafından Telegram, Rocket ve Chat platformlarında, ayrıca Endülüs Vakfı ve es-Sahab Medya gibi kendisine ait sitelerde yayınlanan ve söz konusu bilgiyi doğrulayan belgeler ele alındı. Endülüs Vakfı ve es-Sahab Medya, Şubat 2019 ile Ocak 2021 arasında aşırılık yanlılarının propaganda kolları olarak kullanıldı.

Araştırmacılara göre El Kaide’nin söz konusu girişimi, Buteflika'nın 2013 yılından bu yana hastalık nedeniyle faal olmadığı beşinci dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmasını engellemek için düzenlenen gösterilerle eş zamanlı gerçekleşti. Raporda “El Kaide'nin hareketi etkileme arzusu, analiz edilen sekiz belgede açıkça görülüyor. Bunlardan birinin adı; Cezayir tünelden çıkmak üzere: Cezayir'i özgürleştirme savaşı devam ediyor” ifadeleri yer aldı.

Fotoğraf Altı: Mağrip El Kaidesi Lideri Yusuf el-Annabi. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)
Mağrip El Kaidesi Lideri Yusuf el-Annabi. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)

Çalışma, militan grubun ‘Hirak hareketi sırasında sömürge karşıtı söylem kullandığını’ doğruladı. Ayrıca grup, Cezayir rejiminin devam edebilmek için Paris'ten doğrudan destek alması gerekçesiyle ‘Cezayir devleti ile sömürge Fransa'sı arasında bir karşılaştırma yapmaya’ çalıştı. Grubun ‘tağut olarak nitelendirdiği Cezayir hükümetine saldırmak amacıyla yolsuzluğa karşı güçlü bir hoşnutsuzluk dalgasını çevrelediğine’ işaret edildi.

Araştırmacıların raporu, Mağrip El Kaidesi Lideri Cezayirli Ebu Ubeyde Yusuf el-Annabi tarafından imzalanan bir bildiri üzerinden buna bir örnek verdi. Söz konusu bildiride el-Annabi şunları söyledi:

 “Batı'nın, sömürge döneminde (1830-1962) Fransız Haçlılarının başarmaya çalıştığı, Cezayir ulusunun İslami kimliğini yok etmeyi amaçlayan projesine saldırıyor.”

‘El Kaide'nin Cezayir Stratejisi: Hareketi asimile etme ve Selefi cihatçılığının imajını iyileştirme girişimleri’ başlıklı araştırmaya göre El Kaide, Hirak hareketinin ulaşmak istediği hedefin İslam şeriatının uygulanması” olduğuna inanıyordu.

Fotoğraf Altı: Eski Mağrip El Kaidesi lideri Abdulmelik Drudkal. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)
Eski Mağrip El Kaidesi lideri Abdulmelik Drudkal. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)

El Kaide'nin Mağrip kolunun 2007 yılında Cezayir’de, El Kaide’nin o zamanki lider yardımcısı Eymen ez-Zevahiri'nin onayıyla kurulmuş olması dikkat çekicidir. Mağrip El Kaidesi’nin önceki adı Vaaz ve Savaş İçin Selefi Grup idi. Grubun Abdulmecid Dişu'dan Abdulmelik Drudkal'a, Nebil Sahravi'den (askeri operasyonlarda öldürüldüler) Yusuf el-Annabi’ye kadar tüm liderleri Cezayirliydi. Faaliyet alanları, Sahra'nın güneyindeki Sahel bölgesine yayıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre araştırmada, El Kaide'nin Cezayir ordusundaki askerleri liderlerine karşı ‘isyan’ etmeye çağırdığı ve otoriteye karşı protestolar sırasında sokaktaki göstericilere İslami kurallara uymayı önerdiği belirtildi. Ayrıca örgütün protestoculara ‘Mağrip El Kaidesi’ndeki mücahit kardeşlerinin kendilerine yönelik herhangi bir saldırıya direnecek güçlü bir kalkan görevi göreceğine söz verdiğine’ dikkat çekildi. Araştırmanın yazarlarına göre aşırılık yanlısı örgüt, ‘Cezayir Hirak hareketinin bir kartopuna dönüşeceğini ve bunun sonunda Tunus, Fas, Mısır ve Libya gibi tüm bölge ülkelerine ulaşacağını’ umut ediyordu.

Fotoğraf Altı: Hirak hareketi geniş katılımlı yürüyüşlere imza attı. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)
Hirak hareketi geniş katılımlı yürüyüşlere imza attı. (Uluslararası Terörle Mücadele Merkezi)

Raporun vardığı sonuçlardan biri de El Kaide'nin protestocuları kendi söylemini uygulamaya ikna edemediği. El Kaide’ye göre bu, söz konusu dönemde hükümete olan güvenlerini kaybetmelerine rağmen orduya güçlü bir kurum olarak bağlı kalmalarından kaynaklanıyor.



Mısır Dışişleri Bakanı: Gazze'de 'beklenen' anlaşma 60 günlük bir ateşkesi içeriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (AP)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (AP)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı: Gazze'de 'beklenen' anlaşma 60 günlük bir ateşkesi içeriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (AP)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (AP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Mısır'ın "Gazze'de 60 günlük ateşkesi de içeren beklenen bir anlaşma üzerinde çalıştığını ve bir sonraki aşamaya geçme umudu taşıdığını" vurguladı. Abdulati,  İsrail'in 19 Ocak anlaşmasını ihlal ettiğini ve haklı bir gerekçe olmadan saldırganlığını sürdürdüğünü ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın yerel bir televizyon kanalından aktardığına göre Abdulati yaptığı açıklamada, “İsrail, anlaşma sağlanmasının ardından Gazze'ye yönelik saldırılarını yeniden başlatırsa, bu durum bölgede istikrarsızlığın başlıca kaynağı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Abdulati, “ABD, Gazze ile ilgili yapılacak herhangi bir anlaşmanın, ateşkesin sürdürülebilirliğini garanti altına alması gerektiğinin önemini anlıyor” dedi.