Hafter’in başkanlık sorunu, Libya seçim yasalarını uygulama çabalarını engelliyor

Misrata milisleri, Dibeybe’nin Trablus’ta yeni bir silahlı oluşum oluşturmasını reddediyor.

Hafter’in başkanlık konusu, Libya seçim yasalarını uygulama çabalarını hâlâ engelliyor (AFP)
Hafter’in başkanlık konusu, Libya seçim yasalarını uygulama çabalarını hâlâ engelliyor (AFP)
TT

Hafter’in başkanlık sorunu, Libya seçim yasalarını uygulama çabalarını engelliyor

Hafter’in başkanlık konusu, Libya seçim yasalarını uygulama çabalarını hâlâ engelliyor (AFP)
Hafter’in başkanlık konusu, Libya seçim yasalarını uygulama çabalarını hâlâ engelliyor (AFP)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in ‘başkanlık konusu düğümü’ devam ediyor. Öte yandan Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi 6+6 Ortak Komitesi üyelerinin geçen salı günü geç saatlerde Fas’ın Bouznika şehrinde Libya’nın ertelenen cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerine ilişkin yasalar üzerinde anlaştıklarını açıklamıştı.

Fas’ın Bouznika şehrinde Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi 6+6 Ortak Komitesi toplantılarından bir görüntü (AFP)
Fas’ın Bouznika şehrinde Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi 6+6 Ortak Komitesi toplantılarından bir görüntü (AFP)

Bir dizi gözlemciye göre iki konseyin temsilcileri, Fas’ta ‘Hafter’in yaklaşan seçimlere adaylığına ilişkin yöntem ve koşulların belirlenmesi konusunda önemli bir ilerleme sağlanamamasıyla’ sonuçlanan zorlu ve uzun müzakereleri sonlandırdı.

Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Fas’ta nihai bir anlaşmayı reddetmesi sonrasında Libya’ya döndükten sonra sessiz kalırken, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri de üstü kapalı bir şekilde ‘başarısızlığı’ kabul etti. Twitter’da kısa bir açıklama yapan Mişri, “yaklaşan toplantılarda komitenin kendisi aracılığıyla bazı noktalarda anlayışı artırmayı’ umduğunu ifade ederken, 13. anayasa  maddesinin değişikliğinin ‘komisyonun çalışmasını nihai ve bağlayıcı saydığına’ dikkati çekti.

Salih’e yakın kaynaklar, “Nihai olarak çözülmemiş olan hususlar, esas olarak Mareşal Hafter ile ilgili olanlardır” dedi. Kaynaklar, “Tartışma, 21 sayfa uzunluğunda ve 89 maddeden oluşan Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’nun 17. maddesinde sıralanan dört maddeyle ilgili” açıklamasında bulundu.

Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Fas’ta nihai bir anlaşma imzalamayı reddetmesinin ardından Libya’ya döndükten sonra bile sessiz kaldı (Reuters)
Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Fas’ta nihai bir anlaşma imzalamayı reddetmesinin ardından Libya’ya döndükten sonra bile sessiz kaldı (Reuters)

Temsilciler Meclisi ve Yüksek Konsey kaynaklarına göre Salih, Fas’ta Arap ve yabancı büyükelçilerin huzurunda, 6+6 komitesi üyelerinin cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine ilişkin yasalarla ilgili nihai anlaşmayı resmen ilan etmeleri için ayrılan toplantı odasına girmedi. Sebebin ise, gelecek seçimlerde aday adayı olarak Hafter konusunun akıbetiyle ilgili tartışmanın henüz çözülmemesi olduğu belirtildi.

İsminin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, “Salih, ‘Hafter’i seçimlere aday olmaktan uzaklaştırma veya adaylık belgelerini sunduktan sonra görevinden istifaya zorlama ve seçimleri kaybetmesi durumunda bir daha görevine geri dönmeme’ girişimine itiraz etti. Salih, seçimleri kazanması dışında, Hafter’i ABD vatandaşlığından vazgeçmeye zorlamayı da kabul etmedi” dedi.

Değişiklik bekleyen yasa taslağı ya da tasarısı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ‘ikinci turda tek aday kalması halinde tekrarlanmak kaydıyla’, tüm ülke için tek seçim bölgesi sistemine göre iki turlu olarak yapılacağını öngörüyor. Ayrıca taslağa göre ikinci tur adayı, ‘başka bir vatandaşlığa sahip olmadığını belirten, noter tarafından tasdik edilmiş yazılı bir beyan’ veya vatandaşlığına sahip olduğu ülkenin büyükelçiliğinden vatandaşlıktan nihai olarak vazgeçme’ talebini teyit eden bir açıklama’ sunmak zorunda. Aynı şekilde taslak, cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olan bir adayın ‘adaylığının kabulünden sonra sivil veya askerlik görevinden istifa etmiş’ olması gerektiğini içeriyor.

6+6 komitesinin üyeleri, bu anlaşmayı resmi olarak imzalamak için yakın zamanda Fas’a döneceklerini açıklasalar da meclis kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Fas’ta tekrar müzakere masasına dönmek için belirli bir takvim yok” dedi. Fas Dışişleri Bakanı Naser Burita, anlaşmanın ‘önemli bir kilometre taşı’ olduğunu söylerken, “Çünkü iki konsey, seçimlerin düzenlenmesi için gerekli kurallarla ilgili bu konuları incelemeye yetkilidir” dedi. Burita ayrıca, “İki konsey, 6+6 komitesi aracılığıyla, 2016 yılında Suheyrat’ta imzalanan siyasi anlaşmada tanımlanmış görevlerini yerine getiriyordu” şeklinde konuştu.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Fas görüşmesinin detayları hakkında yorum yapmadı. Ancak Bathiliy, BM’nin İngiltere Daimi Temsilcisi Barbara Woodward ve İngiltere’nin Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall ile Trablus’ta yaptığı görüşmede “Tüm tarafların uygulanabilir seçim yasaları oluşturmak, güvenlik durumunu iyileştirmek ve özgür, kapsayıcı, şeffaf ve güvenilir seçimlere elverişli bir ortam yaratmak için çalışması gerektiği konusunda fikir birliğine varıldı” dedi. BM temsilcisi, Libyalıların mevcut siyasi çıkmazın üstesinden gelmesine yardımcı olmak için ortak taahhüdü güçlendirme yollarını ele aldıklarını vurguladı.

Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, İngiliz heyetiyle görüşmesinin ardından ulusal uzlaşı projesini başarıya ulaştırmak ve parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ulaşmak için Libya’daki tüm siyasi partiler ve BM misyonuyla çalışmaya istekli olduğunu dile getirdi. Menfi, bu yıl sonundan önce parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması için siyasi ve güvenlik durumundaki gelişmelere yönelik uluslararası duruşu koordine etme konusunun ele alınması gerektiğine dikkati çekti.

El-Hatman ve el-Hamidar kabilelerinin temsilcileriyle görüşen Menfi, sadece Trablus’taki (geçici) Birlik Hükümetinin Başkanı Abdülhamid Dibeybe ile iki yardımcısının katılımıyla vatan ve vatandaşla ilgili bazı genel meseleleri görüştüğünü belirtti.

Başkanlık Konseyi, Trablus’ta Dibeybe ile görüşmesi sırasında (Başkanlık Konseyi)
Başkanlık Konseyi, Trablus’ta Dibeybe ile görüşmesi sırasında (Başkanlık Konseyi)

Öte yandan Dibeybe hükümetinin açıklamasına göre geçen salı akşamı bazı hükümet yetkilileriyle bir araya gelen BM Seçimleri Destek Departmanı’ndan bir ekip, hükümetin güvenlik çabalarına övgüde bulundu ve tartışılan tüm konularda teknik destek sağlamaya istekli olduğunu ifade etti.

Dibeybe, Başbakan Giorgia Meloni ile güvenlik, ‘düzensiz göç’ ile mücadele, güney sınırlarının izlenmesi ve karbondioksit emisyonlarının azaltılmasıyla ilgili çeşitli anlaşmalar imzalayacağı iki günlük İtalya ziyaretine başladı. İtalyan basınında çıkan haberlere göre ziyaret sırasında, doğu ve batı Libya arasında bir ‘barış yolu’ inşa etme ve İtalya ile Libya arasındaki hava bağlantılarını yeniden açma projesi de değerlendirilecek.

İtalya Başbakanı, Libya Birlik Hükümeti Başkanını Roma’da kabul etti (EPA)
İtalya Başbakanı, Libya Birlik Hükümeti Başkanını Roma’da kabul etti (EPA)

Söz konusu ziyaretle eş zamanlı olarak Libya’nın batısında bulunan Misrata şehrindeki silahlı milisler ve askeri oluşumlar, Dibeybe’nin Trablus’ta Ulusal Destek Güçleri Birimi adıyla yeni bir milis örgütü kurma kararını ‘17 Şubat devrimini koruma’ gerekçesiyle reddetti. Oluşumlar, Trablus’taki Dibeybe hükümetine bağlı taburların üyelerini ‘sabırlarının uzun olmayabileceği’ konusunda uyardı. Ayrıca ‘Dibeybe hükümeti tarafından temsil edilen mevcut yolsuzluğu genişletmeyi amaçlayan uydurma bahanelerle siyasi çıkmazın devam etmesine izin vermeme’ sözü verdi.



Mısır’ın Sudan Savaşı’ndaki kırmızı çizgileri ne anlama geliyor?

Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır’ın Sudan Savaşı’ndaki kırmızı çizgileri ne anlama geliyor?

Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı’nın Perşembe günü Kahire’de Abdulfettah el-Burhan ile görüşmesinden bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sudan Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın Kahire ziyaretinin ardından, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sudan’daki savaşla ilgili üç maddelik bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “kırmızı çizgiler” olarak tanımlanan ve aşılmasına izin verilmeyecek unsurlar duyuruldu. Mısır, bu maddelerin Sudan’ın güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olan ulusal güvenliğini ilgilendirdiğini vurguladı. Metinde yer alan “ortak savunma anlaşmasının” etkinleştirilmesi vurgusu ise, Mısır’ın askeri, siyasi ve diplomatik ağırlığını Sudan ordusu lehine devreye sokabileceği mesajı olarak değerlendirildi.

Ortak savunma anlaşması

Mısır ile Sudan, Mart 2021’de sınır güvenliği, ortak tehditlere karşı mücadele ve eğitim alanlarını kapsayan bir askeri işbirliği anlaşması imzaladı. Bunun öncesinde, iki ülke 1976’da Cumhurbaşkanları Cafer Numeyri ile Enver Sedat döneminde ortak savunma anlaşmasına imza atmıştı. Anlaşmanın ilk iki maddesi, taraflardan herhangi birine yönelik saldırının diğerine yapılmış kabul edilmesini; saldırının engellenmesi için güç kullanımını ve savunma politikalarının eşgüdümünü öngörüyordu.

gt6y5
Eski Cumhurbaşkanı Cafer Numeyri 15 yıl Mısır’da görev yaptı (AFP)

Numeyri rejiminin 1985’te halk ayaklanmasıyla devrilmesinden sonra dönemin Sudan Başbakanı Sadık el-Mehdi, Kahire’ye anlaşmayı feshetme isteğini iletti. Ardından 1987’de “kardeşlik paktı” imzalandı. Bu metin, 1976 anlaşmasını açıkça feshetmese de süreç içinde askıya alındı ve uygulanmadı.

Bölgesel ve uluslararası mesaj

Sudanlı gazeteci ve El-Tayyar gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Mirgani, Mısır’ın açıklamasını “bölgesel ve uluslararası mesaj” olarak yorumladı. Mirgani’ye göre, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Darfur ve Kordofan’da genişlemesi, hem Sudan hem Mısır için ortak ulusal güvenlik tehdidi yaratıyor ve Sudan’ın bölünme riskini artırıyor.

Mısır’ın ilk kez bu kadar “sert ve doğrudan” bir dil kullanarak uluslararası hukuk çerçevesinde müdahale sinyali verdiğini belirten Mirgani, “Bu söylem, Kahire’nin Sudan’daki gelişmelerden duyduğu endişenin boyutunu yansıtıyor” dedi. Mirgani, açıklamada yer alan kırmızı çizgilerin Sudan dosyasındaki tüm aktörlere gönderilmiş bir uyarı olduğunu söyledi.

Kırmızı çizgiler

Mısır’ın açıkladığı ilk kırmızı çizgi, Sudan’ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin korunması oldu. Kahire, Sudan’ın herhangi bir bölgesinin ayrılmasını veya ülkede paralel yapılar oluşturulmasını kesin biçimde reddetti.

y67u
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ve Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan Perşembe günü Kahire'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Açıklamada, Sudan devlet kurumlarının korunması gerektiği vurgulandı. Mısır, uluslararası hukuka uygun tüm tedbirleri alma hakkına sahip olduğunu ve bunun içine iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının aktive edilmesinin de dahil bulunduğunu bildirdi.

Eski Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf ise Burhan’ın Kahire ziyaretinin, Suudi Arabistan temaslarının hemen ardından gelmesine dikkat çekti. Yusuf’a göre ziyaret, ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’nin Sudan savaşını sonlandırmak için yürüttüğü dörtlü mekanizmanın parçası.

Yusuf’a göre, Burhan’ın Kahire temaslarında Sisi’ye Riyad görüşmelerinin detaylı bir değerlendirmesini aktarması, ziyaretin sembolik yönünün ötesinde stratejik bir nitelik taşıyor. Yusuf ayrıca, Mısır ile Sudan güvenlik mimarisinin tarihsel ve coğrafi nedenlerle birbirine sıkı biçimde bağlı olduğuna işaret etti.

Askeri müdahale seçeneği

Sudanlı askeri uzman Muatasım Abdulkadir, ortak savunma anlaşmasının aktive edilmesinin, Mısır’ın doğrudan ya da dolaylı askeri müdahalesini gündeme getirebileceğini söyledi. Bu kapsamda Mısır’ın mühimmat ve silah desteği ya da gerektiğinde sahada müdahalede bulunmasının mümkün olabileceğini kaydetti.

Abdulkadir’e göre Kahire’nin bu açıklaması Sudan için “önemli ve ileri düzeyde bir adım” niteliği taşıyor.

Hızlı Destek Kuvvetlerinden tepki

HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalo (Hamideti) cephesine yakın isimlerden Başa Tubeyk, X platformundan yaptığı açıklamada Mısır’ın tutumunu “açık müdahale” ve “sömürgeci zihniyet” olarak niteledi. Tubeyk, savaşın başından bu yana Mısır’ın Sudan ordusuna destek verdiğini, çatışmaların ilk günlerinde Mısır askerlerinin Meravi Üssü’nde yakalandığını hatırlattı.

Kaynaklara göre, Hamideti, geçen yıl ekim ayında Mısır’ı HDK güçlerine yönelik hava saldırıları ve orduya İHA desteği sağlamakla itham etmişti. Bu iddialar, Haziran ayında da yeniden gündeme geldi.

Zaman daralıyor

Sudanlı diplomat Sadık el-Makali, Mısır’ın Suudi Arabistan ve uluslararası dörtlüyle birlikte hareket ettiğini, Washington’ın da bu süreci desteklediğini belirtti. Makali, ABD’nin şu aşamada diplomatik baskıyı tercih ettiğini, askeri seçeneğin ise masada tutulduğunu söyledi.

Makali, Sudan’daki insani felaketin ağırlaştığını, Burhan’ın artık “zaman kaybetme lüksü olmadığını” belirtti. Dışişleri Bakanı Bedr Abdülati’nin dörtlü girişime yoğun biçimde odaklandığını, Kahire’nin mevcut durumu ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğünü ifade etti.

Uzmanlar, Burhan’ın Riyad ve Kahire ziyaretlerinin, Sudan hükümetinin dörtlü girişime yaklaşımında dönüm noktası olabileceğini ve kısa vadede Sudan dosyasında önemli gelişmeler yaşanabileceğini değerlendiriyor.


Mısır–ABD arasında İsrail gaz anlaşmasına yönelik söylem farkı ne anlama geliyor?

2017’de New York’ta BM Genel Kurulu toplantıları sırasında yapılan Sisi–Netanyahu görüşmesinden bir kare
2017’de New York’ta BM Genel Kurulu toplantıları sırasında yapılan Sisi–Netanyahu görüşmesinden bir kare
TT

Mısır–ABD arasında İsrail gaz anlaşmasına yönelik söylem farkı ne anlama geliyor?

2017’de New York’ta BM Genel Kurulu toplantıları sırasında yapılan Sisi–Netanyahu görüşmesinden bir kare
2017’de New York’ta BM Genel Kurulu toplantıları sırasında yapılan Sisi–Netanyahu görüşmesinden bir kare

Mısır’ın, İsrail ile imzalanan büyük ölçekli gaz anlaşmasını “tamamen ticari” olarak nitelendirmesine karşın, ABD anlaşmayı “bölgesel barış sürecine hizmet eden siyasi boyutlar taşıyan” bir gelişme olarak görüyor. Uzmanlar, iki taraf arasındaki bu ton farkının, “her ülkenin anlaşmadan beklediği kazançları ve gelecekte görmek istediği sonuçları ortaya koyduğunu; söylemsel farklılığın gerçekte bir anlaşmazlık değil, nihai hedef olan barışı destekleyen mutabakat anlamına geldiğini” belirtiyor.

Mısır Devlet Enformasyon Kurumu Başkanı Diaa Raşvan, Perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “İsrail ile yapılan gaz anlaşmasının tamamen ekonomik nitelikte olduğunu, zamanlaması ve içeriğinin siyasi dosyalarla bir ilgisinin bulunmadığını” söyledi. Raşvan, İsrail Gazze’den çekilmediği sürece bu anlaşmanın Mısır’ın siyasi duruşunu değiştirmeyeceğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Perşembe günkü açıklamasında, İsrail hükümetinin Chevron şirketi aracılığıyla Mısır ile yapılan gaz anlaşmasına onay vermesini “Amerikan iş dünyası ve bölgesel iş birliği açısından önemli bir başarı” olarak değerlendirdi. Açıklamada, “İsrail–Mısır gaz anlaşmasının enerji güvenliğini güçlendirdiği gibi Gazze’de istikrarın sağlanması ve yeniden inşa çabalarına da destek sunduğu” ifade edildi.

Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden siyaset analisti Amr Şubki, tarafların söz konusu anlaşmayı temelde ticari ve ekonomik bir ortaklık olarak değerlendirdiğini ifade etti. Şubki, “ABD bu anlaşmaya siyasi bir rol yüklüyor. Washington, mutabakatı, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında görüşme zemini oluşturacak bir mekanizma şeklinde konumlandırıyor” diye konuştu. Analiste göre Mısır ise siyasi ilerlemenin ancak Filistin meselesine çözüm bulunması, Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması ve zorunlu göç ihtimalinin tamamen ortadan kalkmasıyla mümkün olacağı görüşünde.

Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı Imad Gad, mutabakatın büyüklüğü ve zamanlamasının, onu ticari düzeyin ötesine taşıdığını ifade etti. Gad, “Bu hamle, iki ülke arasındaki ilişkilerde olumlu bir döneme girildiğine ve Sisi–Netanyahu görüşmesi için diplomatik hazırlık yapıldığına işaret ediyor. Görüşme gündeminin merkezinde Gazze, Filistin sorunu ve Mısır’ın ulusal güvenliği olacak” dedi.

Mısır ulusal güvenlik uzmanı Muhammed Abdülvahid ise iki ülke söylemine dair farklılığın bir anlaşmazlık değil, “çıkar temelli bir uyumun göstergesi” olduğunu söyledi. Abdülvahid’e göre, “Kahire’nin anlaşmayı ekonomik çerçevede sunması iç kamuoyuna yönelik bir mesaj niteliğinde; Mısır’ın Filistin dosyasında bağımsız karar aldığı ve anlaşmaların bu tutumu etkilemeyeceği mesajı veriliyor.” Abdülvahid, Amerikan söyleminin ise “ABD’nin Orta Doğu’da tansiyonu düşürme ve İran’a karşı bölgesel ortaklıkları güçlendirme hedefinin” parçası olduğunu ifade etti.

Raşvan’ın açıklamaları ayrıca, bir hafta önce Mısırlı yetkililerin Şarku’l Avsat’a yaptığı, “Gaz anlaşmasının Mısır’ın, ABD aracılığında planlanan Sisi–Netanyahu görüşmesine dair değerlendirmesini etkilemeyeceği” yönündeki açıklamalarla örtüşüyor. Mısır’ın şartlarının, “Şarm eş-Şeyh anlaşmasının tüm maddelerinin uygulanması, Gazze’den tam çekilme ve Filistinlilerin zorunlu göç planlarının tamamen durdurulması” olduğu vurgulanmıştı.

İsrail Başbakanı Netanyahu, Çarşamba günü Mısır’a büyük ölçekli gaz satışına onay verdiğini duyurdu. İsrailli “NewMed Energy” şirketi, anlaşma değerinin 35 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Görsel kaldırıldı.
Mısır Genelkurmay Başkanı’nın geçen yıl sonunda İsrail sınırına yakın bölgedeki ziyaretinden bir kare

Washington merkezli Hudson Enstitüsü araştırmacısı Richard Weitz, “Mısır’ın, Gazze konusunda kendi taleplerinde ısrarcı olduğunu göstermek amacıyla anlaşmanın siyasi etkilerini küçümsediğini; ABD’nin ise anlaşmanın siyasi yansımalarını büyüterek barış sürecine ivme kazandırmaya çalıştığını” söyledi.

New York’ta yaşayan ABD uzmanı Muhammed Sattouhi ise “her tarafın meseleyi kendi bakış açısıyla okuduğunu” belirterek, “Ekonomik, siyasi, psikolojik ve toplumsal faktörlerin iç içe geçtiği güncel tablo nedeniyle, böyle bir anlaşmanın 7 Ekim 2023 öncesi dönemde aynı etkide olmayacağını” ifade etti.

Sattouhi, Trump yönetiminin Ortadoğu anlaşmazlıklarının çözümünü giderek daha zor gördüğünü, bu nedenle “İsrail’in kabul etmeyeceği tavizler gerektiren bir barış sürecine enerji harcamak istemediğini” söyledi. Uzman, Trump yönetiminin, “bölgede ekonomik ve ticari çıkar ağları oluşturarak savaşların önünü kesme yaklaşımını benimsediğini” belirtti; ancak bu teorinin, “tarihi ve siyasi gerçekliklerin ağırlığını hesaba katmadığını” vurguladı.

Axios’un aktardığı bilgilere göre, Washington yönetimi Sisi ile Netanyahu’yu bir araya getirecek bir zirve için ara buluculuk yürütüyor.

İsrail basınında son günlerde yer alan haberlerde, Mısır’ın ABD planına yeşil ışık yakabilmesi için “Gazze’den tam çekilme, Şarm eş-Şeyh anlaşmasının uygulanması ve Filistinlilerin yerinden edilme ihtimalinin kesin biçimde sonlandırılması” şartını öne sürdüğü bildirildi.


Sudan’da 19 Aralık devriminin yıldönümü, çatışmaları durdurun çağrısıyla anıldı

Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)
Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)
TT

Sudan’da 19 Aralık devriminin yıldönümü, çatışmaları durdurun çağrısıyla anıldı

Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)
Aralık 2019’da, Atbara kentinden gelen kalabalıklar, başkent Hartum’daki mevkidaşlarıyla birlikte devrim yıl dönümünü kutluyor (AFP)

Sudanlı siviller, Beşir iktidarını deviren Aralık Devrimi’nin yıldönümünü ülkenin çok sayıda kentinde düzenledikleri protesto eylemleriyle andı. Sosyal medya üzerinden yapılan kampanyalarla desteklenen bu etkinliklerde, savaşın durması ve sivil yönetime dönüş çağrısı öne çıktı.

Bu gelişmeler yaşanırken, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Güney Kordofan Eyaleti’nin başkenti Kadugli yakınlarındaki “Brno” kasabasının tamamında kontrol sağladığını duyurdu. HDK, kasabada geçtiğimiz ay yeniden hâkimiyeti ele alan orduya karşı bölgedeki varlığını güçlendirdiğini bildirdi.

HDK tarafından yapılan açıklamada, güçlerin sert çatışmaların ardından Güney Kordofan’ın kuzeydoğu kırsalında yer alan Brno’da “önemli saha kazanımları” elde ettiği belirtildi. Ordu birliklerinin ağır topçu ve zırhlı araçlarla bölgedeki HDK mevzilerine saldırdığı ileri sürülen açıklamada, çatışmaların sonunda HDK’nın kasabaya tamamen hâkim olduğu ve çevre hattında konuşlandığı kaydedildi.

Brno, Güney Kordofan eyaletinde yer alan ve başkent Kadugli’ye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan önemli bir tarım bölgesi olarak biliniyor. Ordu, kasabayı 17 Kasım’daki şiddetli çatışmaların ardından HDK ve müttefiki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi–Kuzey’den geri almıştı.

Kordofan’da kuşatma genişliyor

HDK ve müttefiki Abdulaziz el-Hilu’ya bağlı Sudan Halk Kurtuluş Hareketi, Güney Kordofan’ın Kadugli ve Delenc dahil birçok stratejik kentini kuşatma altında tutuyor. Hareket, Kadugli’nin güneydoğusundaki Kauda bölgesini de kontrol ediyor.

Orduya bağlı 22’nci Tümen’in Batı Kordofan’daki Abnusa’da ele geçirilmesinin ardından HDK, Güney Kordofan üzerindeki baskıyı arttırdı ve eyaletin ana kentlerini ağır topçu ve SİHA saldırılarıyla hedef almaya başladı. Kadugli ve Delenc bu saldırıların merkezinde bulunuyor. Ordu da HDK mevzilerine topçu atışları ve insansız hava araçlarıyla karşılık veriyor.

Bu hafta boyunca HDK, Kuzey ve Güney Kordofan eyaletlerindeki birçok kente intihar tipi ve saldırı amaçlı SİHA operasyonları düzenledi. Saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti; ölenler arasında BM barış gücü misyonu UNISFA’dan altı asker de bulunuyor. HDK’ya bağlı SİHA’lar perşembe günü ülkenin kuzeyindeki Atbara kentini de vurdu; en az beş kişi yaşamını yitirdi. Şehrin elektrik santralinin hedef alınması, bazı eyaletlerde elektrik kesintilerine yol açtı.

19 Aralık anmaları ve protestolar

Savaştan kaynaklanan baskı ortamına rağmen aktivistler, Aralık Devrimi’nin beşinci yıldönümünü anmak için protesto çağrıları yaptı. Sosyal medya platformlarında “çevrim içi gösteriler” düzenlendi, sivil yönetime dönüş talebi yeniden gündeme taşındı.

sxdfrgt
19 Aralık Devrimi’nin yıl dönümünü kutlamak için Facebook’ta yayımlanan bir afiş

Başkent Hartum’un ikiz şehri Omdurman’da yüzlerce genç, devrimin sloganlarını atarak meydanlarda toplandı. Polis, göstericileri göz yaşartıcı gazla dağıttı. “Özgürlük, Barış ve Adalet” ile “Ordu kışlaya, Cancavid dağıtılsın” sloganları öne çıktı.

Tanık ifadelerine göre, polis bazı alanlarda cop kullanarak göstericileri dağıttı ve Şambat Köprüsü yakınlarında da kovalamaca yaşandı.

Port Sudan’da da benzer protestolar düzenlendi. Protestolarda savaşın sona ermesi talep edildi. Gedaref Eyaleti’nde ise çok sayıda gösterici gözaltına alındı.

Çevrim içi platformlarda Aralık Devrimi’nin kazanımlarının savaşla hedef alındığı vurgulandı ve sivil yönetime dönüş çağrıları yinelendi. Aktivistler, protestoları “baskı, korkutma ve işbirliği suçlamalarına karşı bir meydan okuma” olarak niteledi.

Sudan’da 19 Aralık, 2018’de Atbara’da ekmek fiyatlarına karşı başlayan ve tüm ülkeye yayılan protestoların yıl dönümü olarak biliniyor. Bu gösteriler, Nisan 2019’da Ömer el-Beşir yönetiminin devrilmesine yol açmıştı. 25 Ekim 2021 darbesinin ardından ise bu tarih, sivil yönetim ve demokratik geçiş taleplerinin simgesi hâline geldi.