Sudan'dan diplomasız ayrılan binlerce öğrencinin akıbeti ne olacak?

Pek çok engelin varlığı göz önüne alındığında, öğrencilerin birçoğu eğitim hayatları hakkında endişe duyuyor

Sudan'da devam eden silahlı çatışmaların akademik koşulları daha da zorlaştıracağına dair beklentiler mevcut / Fotoğraf: AFP
Sudan'da devam eden silahlı çatışmaların akademik koşulları daha da zorlaştıracağına dair beklentiler mevcut / Fotoğraf: AFP
TT

Sudan'dan diplomasız ayrılan binlerce öğrencinin akıbeti ne olacak?

Sudan'da devam eden silahlı çatışmaların akademik koşulları daha da zorlaştıracağına dair beklentiler mevcut / Fotoğraf: AFP
Sudan'da devam eden silahlı çatışmaların akademik koşulları daha da zorlaştıracağına dair beklentiler mevcut / Fotoğraf: AFP

Osman el-Esbat

Üniversitelerde eğitime süresiz olarak ara verilmesi nedeniyle binlerce Sudanlı öğrenci, bilinmeyen bir akıbetin çaresizliği ve kaygısı içinde yaşıyor.

Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında devam eden silahlı çatışmaların akademik koşulları daha da zorlaştıracağına dair beklentiler mevcut.

Başkent Hartum'daki bazı yükseköğretim kurumlarının bombalanması ve diğer özel ve devlet üniversitelerinin yağmalanması nedeniyle bir gecede çok sayıda öğrenci eğitim sertifikalarını ve belgelerini kaybetti.

Bu muğlaklık karşısında eğitimlerini tamamlamadan Sudan'daki savaşın cehenneminden kaçan Arap ve Afrikalı öğrenciler, Sudan'daki emsalleriyle trajediyi ve felaketi paylaşıyorlar.

Peki mevcut koşullarda üniversitelerin durumunu öğrenciler ve akademisyenler nasıl görüyor?

Binlerce insanın geleceğini kaybetmesini hangi çözümler önleyebilir?

Bilinmeyen gelecek

El-Nileyn Üniversitesi (Al Neelain University) İktisat Fakültesi'ndeki üçüncü yılını tamamlamak üzere olan Muhammed Musa Fadl, savaşın patlak vermesinin ardından Hartum'u kendi isteği dışında terk etti. Fadl, ailesinin Sudan'da kalmak yerine Mısır'a göç etmeyi seçmesiyle akademik geleceği ile ilgili kararını vermiş oldu.

Fadl, “Eğitimimi Kahire'de tamamlayabileceğimden emin değilim. Çünkü Sudan’da üniversite kazandığımı, bölümümü ve üç yıl içinde verdiğim dersleri kanıtlayan belgeleri elde ederek bir Mısır üniversitesine kaydolabilmem zor. Şu anda ufukta Sudan'da güvenliğin yeniden sağlanması ve akademik kurumlarda eğitimin yeniden başlaması için hiç umut yok” dedi.

Fadl ayrıca, “çatışma nedeniyle üniversitelerin kapatılmasının karmaşık psikolojik etkiler bıraktığını ve öğrencilerin geleceğinin karanlık bir tünele girdiğini” belirtti.

İktisat öğrencisi Fadl, “Sudan üniversitelerinin maruz kaldığı akademik istikrarsızlık durumunun, binlerce öğrencinin eğitimlerini tamamlamak için ülke dışında istikrarlı üniversiteler aramak için göç etmesine yol açtığını” ortaya koydu.

Engeller ve komplikasyonlar

Eğitimi tamamlama ve mezun olma konusundaki dar seçeneklere ek olarak, diğer pek çok engel göz önüne alındığında, birçok öğrenci eğitim kaderleriyle ilgili endişe duyuyor.

Sudan üniversitelerinden birinde öğretim görevlisi olan Mutasım ez-Zaki Duntay, “Ülkedeki eğitim süreci, özellikle bazı akademik kurumların bombalama ve hava saldırıları sonucunda etkilenmesi ve belgelerin imha edilmesinden sonra çok daha karmaşık hale geldi. Başta özel olanlar olmak üzere üniversitelerin yüzde 90'ı talana maruz kaldı. Bu da öğrenciler için önemli belgelerin kaybolmasına neden oldu. Sudan Yükseköğretim Kurumu bile kısmen de olsa yangından kurtulamadı” dedi.

“Devlet üniversitelerinin henüz vandalizme veya savaş bağlantılı saldırılara maruz kalmadığına, toplam hasarın başkent Hartum'daki yükseköğretim kurumlarında meydana geldiğine” dikkat çeken Duntay, önümüzdeki dönemde öğrencilerin geleceğine yönelik kasvetli bir tablo çizdi.

Duntay, “Sudan dışında eğitim almak isteyenlerin, yeni kurumlara kabul edilmek için üniversitelerinden kabul, kayıt ve akademik başarı sonuçlarını gösteren resmî belgeleri alamamaları nedeniyle bilinmeyen bir akıbetle karşı karşıya kaldıklarını” belirtti.

Duntay, “İlk yıldan bu yana elektronik kayıtların, geleneksel olmayan arşivlemenin, üniversitelerin ve öğrencilerin bilgi, sonuç ve ayrıntılarını saklayacakları veri tabanlarının ve mezuniyet sertifikalarının olmaması, savaş ve yağma sonucu zarar görmüş ve kaybolmuş olan kâğıt belgelerin kaybolması durumunda binlerce kişinin geleceğini tehdit ediyor” dedi.

Yeni alternatifler

Bu durum karşısında bazı Sudan üniversiteleri öğrencilerin akademik istikrarını destekleyecek çözümler aramaya başladı. Tıp Bilimleri ve Teknoloji Üniversitesi, Tanzanya'daki bir üniversitenin tıp öğrencilerinin eğitimlerini tamamlamaları için fırsatlar sunduğunu duyurdu.

Üniversiteden yapılan açıklamada, “Öğrenciler, yöneticiler ve Mütevelli Heyeti üyeleri, Sudan dışındaki üniversitelerin çatısı altında eğitim ve öğretime devam etmek için çözümler ve seçenekler geliştirmek üzere iletişim halindeler. Afrika kıtasındaki dost ülkelerin üniversitelerinde büyük ilgi gördük. Çaba sadece Tıp Fakültesi ile sınırlı kalmadı, üniversite müfredatının uygulanmasını da dikkate alarak diğer fakültelerde de eğitim imkânımız mevcut” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Muhimbili Tıp Üniversitesi ve Eğitim Hastanesi tarafından ağırlandık ve 25'inci dönem öğrencilerimizin Tıp Bilimleri ve Teknoloji Üniversitesi'nin onayladığı müfredata göre yetiştirilmesi için mutabakat zaptı imzaladık. Tüm öğrencilerimiz Tanzanya'nın geleneksel başkenti Darüsselam'a gelebilecekler ve burada eğitimlerine devam edecekler. Tabii ki, bu süre okul yılının bir parçası olarak sayılacak.”

Tıp fakültesi öğrencisi Hayfa Abdurrahman İbadi, “Tıp Bilimleri ve Teknoloji Üniversitesi'nin attığı adım gerçekten umut verici. Çünkü müfredatın tutarlılığı, istikrar faktörlerine ve gelişmiş eğitim fırsatlarının mevcudiyetine ek olarak öğrencilerin eğitim yollarını engelsiz tamamlamalarına yardımcı oluyor” dedi.
İbadi, üniversite eğitiminin geri kalanını tamamlamak ve geleceği üzerindeki bu çıkmazdan kurtulmak için yurtdışında bir eğitim fırsatı aramayı düşündüğünü açıkladı.

Tıp fakültesi öğrencisi İbadi, Sudan üniversitelerindeki bürokratik prosedürlerden ve akademik yılların sonuçları ile farklı bölümlerin denkliğini kanıtlayan belgelerin eksikliğinden korkuyor. Bu da yurtdışındaki üniversitelere kaydolma isteğini engelliyor.

Yüksek öğrenim

Sudan'daki yüksek öğretim kurumlarının sayısı 155'e ulaşıyor. Bunların 39'u devlet üniversitesidir ve 8'i başkent Hartum'da bulunur. Ayrıca 116 özel yüksek öğretim kurumu vardır. Bunlardan 17'si özel üniversiteler ve 65'i Hartum'daki yabancı özel kolejlerdir. Bu kurumlardaki toplam öğrenci sayısı ise son istatistiklere göre 719 bin 575.

Yaklaşık 300 bin öğrenci devlet üniversitelerinde öğrenim görmekte olup geri kalanı yani 713 bin 273 öğrenci özel ve yabancı üniversite ve kolejlerde eğitimlerine devam ediyor. Sudan'daki diğer 17 eyaletin her biri en az bir üniversiteye ev sahipliği yapıyor.

Yağma ve talanların yanı sıra bazı üniversiteleri hedef alan bombalı saldırılar nedeniyle pek çok kişi eğitim belgelerinin zarar göreceğinden veya gerekli belgelerin kaybolacağından korkuyor. Ahfad Kız Üniversitesi Rektörü Kasım Bedri, konuya dair şu ifadeleri kullandı:

Diğer tesisler ve kurumlar gibi üniversiteler de silahlı yağma ve vandalizme maruz kaldı. Ayrıca öğrenci ailelerine, kızlarımızın güvenliğinin, eğitimlerinin düzenliliğinin ve gelecek kaygılarının benim ve tüm üniversite çalışanları için bir öncelik olduğu konusunda güvence vermek isterim. Bu aranın herhangi bir eksiklik veya gecikmeye yol açmaması için, şartların sakin olması ve hayatın gerekliliklerinin düzenli olması durumunda eğitime geri dönmeye çalışıyoruz.

Bazı özel kolejler, diğer nüshaların güvenli bir yerde bulunmasına ek olarak, öğrenci bilgilerinin ve sertifikalarının elektronik veri tabanlarında ve gelişmiş bir sistemde saklanacağını duyurdu.

İstikrarsızlık

Savaş sebebiyle üniversite kampüsünün duvarlarından dışarı atılan birçok yabancı öğrenci gibi, yüzlerce Arap öğrenci de Sudan üniversitelerinde bilinmeyen bir eğitim geleceği ile karşı karşıya.

Uluslararası Afrika Üniversitesi'nde Medya Bölümü’nde okuyan Suriyeli öğrenci Bessam Firas, kendisi için tek umudun Sudan'daki güvenlik durumunun istikrara kavuşması ve üniversitelerin eğitime yeniden başlaması olduğunu söyledi. Firas, “Çocukluğundan beri çok sevdiği medya alanında çalışmaktan sadece altı ay uzakta olduğuna” dikkat çekti.

Sudan üniversitelerinin birinde öğretim görevlisi olan Eşref Hüseyin, “Savaş nedeniyle ülkeyi eğitim belgeleri veya diplomaları olmadan terk ettikten sonra öğrencilerin nasıl çalışabileceğini sormak için henüz çok erken. Silahlı çatışmanın bir an önce durdurulması için uluslararası çabalar var ve başarılı olursa işler normale dönecek, öğrenci ve mezunların tüm sorunları çözülecek. Ama savaş devam eder ve durmazsa o zaman hükümet bu konuya bir çözüm ve çare bulmalıdır. Çünkü öğrencilerin geleceğinin heba olmasına izin veremez” dedi.

“Öğrencilerin artık işlerini yönetmek için mantıklı düşünmeleri ve savaş bitene kadar zamanlarını değerlendirmeleri gerekiyor ki bunun pek çok nedenden dolayı süreceğini düşünmüyorum” diyen Hüseyin, “Nisan 2019'da Ömer el-Beşir rejimini deviren Aralık 2018 devriminin patlak vermesiyle ülkede başlayan siyasi çalkantı da dahil olmak üzere pek çok neden eğitim ve akademik sürecin istikrarsızlığına yol açtı. Sudan Ordusu Başkomutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan tarafından gerçekleştirilen 25 Ekim 2021 darbesi ve bunun sonucunda halk protestoları nedeniyle eğitim kurumlarının kapatılması da söz konusu istikrarsızlığa etki eden nedenlerden. Söz konusu nedenler, binlerce öğrencinin mezuniyet yıllarının gecikmesine neden oldu” ifadelerini kullandı.

Hüseyin, savaşın Sudan üniversitelerinin krizlerini şiddetlendirdiğine dikkat çekti.

 

Independent Türkçe



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.