Suriyeli kanser hastaları yeniden Türkiye'ye sevk ediliyor: "Kesinlikle hayat kurtaracak"

Ülkede sadece 35 onkolog kaldı

Halid, 4 aylık bebeği İslam'ın acil kalp ameliyatı olması gerektiğini belirterek, "Kızımın acı çekmesini izliyorum ve hiç bir şey yapamıyorum" dedi (AFP)
Halid, 4 aylık bebeği İslam'ın acil kalp ameliyatı olması gerektiğini belirterek, "Kızımın acı çekmesini izliyorum ve hiç bir şey yapamıyorum" dedi (AFP)
TT

Suriyeli kanser hastaları yeniden Türkiye'ye sevk ediliyor: "Kesinlikle hayat kurtaracak"

Halid, 4 aylık bebeği İslam'ın acil kalp ameliyatı olması gerektiğini belirterek, "Kızımın acı çekmesini izliyorum ve hiç bir şey yapamıyorum" dedi (AFP)
Halid, 4 aylık bebeği İslam'ın acil kalp ameliyatı olması gerektiğini belirterek, "Kızımın acı çekmesini izliyorum ve hiç bir şey yapamıyorum" dedi (AFP)

Türkiye, 6 Şubat'taki depremlerin ardından Bab el-Hava sınır kapısından kanser hastalarının tedavi amaçlı girişlerini yeniden kabul etmeye başladı. 

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi'nin (UNOCHA) Türkiye direktörü Sanjana Quazi, 5 Haziran itibarıyla Suriye'den Türkiye'ye kanser hastalarının nakil işlemlerinin tekrar başlatıldığını duyurdu.

Quazi, Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian'a 8 Haziran itibarıyla Suriye'den Türkiye'ye sevk verilen kanser hastası sayısının 80'e yaklaştığını belirtti. Bu kişilerden kaçının sınırdan geçtiğine dair bilgi paylaşılmadı.

Bunlar arasında hem yeni kanser hastalarının hem de halihazırda tedavi gören kişilerin olduğunu söyleyen yetkili, "Türkiye hükümetine minnettarız. Bu kesinlikle hayat kurtaracak" dedi. 

Depremlerin ardından Türkiye, sınır kapısından BM yardımlarının ve ticari malların geçişine izin verirken, tedavi amaçlı girişleri durdurmuştu.

Guardian'ın aktardığına göre Suriye'nin kuzeybatısında en az 4 bin 300 kanser hastası var. İsyancıların kontrolündeki bu bölgede yaşayanlar, Suriye devletinin sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. 

BK merkezli kâr amacı gütmeyen yardım kuruluşu Relief International (RI) ve Suriye Amerikan Tıp Derneği'nin (SAMS) geçen ay yayımladığı çalışmada, söz konusu bölgede yılda 3 bin kişiye kanser teşhisi konduğu belirtilmişti. Buna göre 4,1 milyon kişinin yaşadığı bölgede sadece üç onkolog var.

Quazi, depremler nedeniyle bu bölgedeki sağlık tesislerinin üçte birinin kullanılmaz hale geldiğini de söyledi.

2011'deki iç savaşın başından beri ülke genelindeki sağlık tesislerinin yarısı da yıkıldı veya hasar gördü. Pek çok sağlık uzmanı ülkeyi terk ederken, Suriye'de çalışan sadece 35 onkolog kaldı.

İdlib'in kuzeyindeki Binniş şehrinde RI'ya bağlı görev yapan doktor Ahmed Hico, "Hastalar, Suriye'nin kuzeybatısında ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine ve kanser tedavisine ücretsiz olarak erişebilmeliler" dedi. 

SAMS'ın İdlib'deki kliniğinde çalışan onkolog Cemil Edebil ise birçok kanser ilacının bulunamadığını ve piyasada sahte ilaçlar satıldığını söyledi. Bu tesis, bölgede kanser hastalarına hizmet veren tek merkez konumunda. 

Guardian'ın görüştüğü 4 çocuk annesi Elife Arif Şar, hamileyken göğüs kanserine yakalandığını, doktorların kendisine kemoterapi uyguladığını fakat daha sonra radyoterapi için Türkiye'ye sevk edildiğini söyledi.

6 Şubat'taki depremler nedeniyle Türkiye'de gördüğü tedavinin yarım kaldığını belirten Şar, şöyle konuştu: 

Üzerimdeki duygusal ve psikolojik yük çok ağır. Tedavi masrafları nedeniyle 10 bin doların üzerinde borca girdik. Şimdi de üç farklı bağışıklık ilacı için 21 günde bir 400 dolar ödemem gerekiyor. Keşke Suriye'de bu tedaviye erişimimiz olsaydı da aileme ve çocuklarıma yakın olabilseydim. Maliyetler karşılayabileceğimizin çok üzerinde.

Fransız haber ajansı AFP de sadece kanser hastalarının sevklerine izin verildiğine dikkat çekerek, acil tedaviye ihtiyaç duyan diğer kişilerin durumunun belirsiz olduğunu yazdı. 

Ajansın görüştüğü Firas Ali, 2017'de beynine yakın bir noktada iyi huylu tümör tespit edildiğini söyledi. 

35 yaşındaki Suriyeli, üç ayda bir Türkiye'ye giderek tedavi gördüğünü fakat 23 Şubat'taki son randevusunun deprem nedeniyle iptal edildiğini belirtti.

SAMS'ın kliniğinde çalışan pediatrik onkoloji uzmanı Abul Rezzak Bakur da tesiste, Türkiye'de tedavi görmesi gereken farklı hastalıklardan mustarip 30 çocuğun olduğunu ifade etti. 

Çocukların da tedavi gördüğü İdlib'deki SAMS kliniğinden sağlık çalışanları, depremlerden beri tesiste büyük yoğunluk yaşandığını belirtti (AFP)
Çocukların da tedavi gördüğü İdlib'deki SAMS kliniğinden sağlık çalışanları, depremlerden beri tesiste büyük yoğunluk yaşandığını belirtti (AFP)

Onkolog, 40 kanser hastası çocuğun da kemoterapilerinin yarım kaldığını ve risk altında olduklarını söyledi.

Ümmü Halid ise depremlerden bir hafta önce dünyaya gelen bebeği İslam'ın acilen kalp ameliyatı olması gerektiğini belirtti. 

27 yaşındaki anne, tedavi amacıyla Türkiye'ye geçemediklerini ve sınır kapısının diğer hastalar için de açılmasını istediğini söyledi. 

 

Independent Türkçe, AFP, Guardian



Washington destekli yardım kuruluşu ay sonundan önce Gazze'de faaliyetlere başlayacak

Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
TT

Washington destekli yardım kuruluşu ay sonundan önce Gazze'de faaliyetlere başlayacak

Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)
Gazze'deki bir hayır kurumunun mutfağından sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)

ABD destekli bir yardım kuruluşu, sert bir şekilde eleştirilen yardım dağıtım planı çerçevesinde mayıs ayı sonlarından önce Gazze Şeridi’nde faaliyet göstermeye başlamayı planlıyor.

Ancak yardım kuruluşu, İsrail'den Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşların Filistinlilere yardım ulaştırmaya devam etmesine izin vermesini istedi. Gazze Şeridi’ne 2 Mart'tan bu yana hiçbir insani yardım girmedi ve küresel açlık gözlemcilerinden biri Gazze nüfusunun dörtte biri olan yarım milyon insanın açlık riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. İsrail, Hamas Hareketi’ni ‘insani yardımları çalmakla’ suçluyor, Hamas ise bu suçlamayı reddediyor.

İsrail, Hamas kalan tüm rehineleri serbest bırakana kadar Gazze'ye insani yardım girişini engelleyeceğini açıkladı ve öyle de yapıyor. Öte yandan İsrail, ‘ABD'nin insani yardım planını’ desteklediğini açıkladı. BM ve yardım kuruluşlarının değil, özel şirketlerin Gazze'nin güneyinde yer alacağını söylediği sınırlı sayıdaki güvenli dağıtım bölgelerinden yardım dağıtmasını öngören planı ilk ortaya atan İsrail da oldu.

Yeni kurulan Gazze İnsani Yardım Kurumu, yardım faaliyetlerini yönetecek. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak adının açıklanmaması kaydıyla yaptığı açıklamada, ABD'li güvenlik firması UG Solutions ile ABD merkezli lojistik ve planlama firması SafeReach Solutions'ın vakfın operasyonlarında yer alacağını söyledi.

Washington, BM ve yardım kuruluşlarını vakıfla iş birliği yapmaya çağırdı. Sürecin, insanlığa saygı, tarafsızlık, bağımsızlık ve yansızlık gibi yerleşik insancıl ilkelere bağlı kalmayacağına dair endişelerini dile getirdiler. BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq dün sabah yaptığı açıklamada, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher'ın önerilen yardım mekanizmasına yönelik sert eleştirilerine atıfta bulunarak “Biz bu mekanizmaya yönelik itirazlarımızı açıkça belirttik” dedi.

Yardım kuruluşunun icra direktörü olarak atanan Jake Wood dün İsrail'e gönderdiği mektupta endişelerin bir kısmını gidermeye çalıştı. Wood, Gazze İnsani Yardım Kurumu’nun İsrail'e yardım alanlar hakkında hiçbir kişisel bilgi vermeyeceğini söyledi. Gazze İnsani Yardım Kurumu tarafından yapılan ayrı bir açıklamada ise İsrail'in ‘Gazzelilerin tamamına hizmet ulaştırılabilmesi için dağıtım noktalarının sayısını arttırmayı ve kurumun herhangi bir noktasına ulaşamayan sivillere yardım dağıtmak için çözümler bulmayı’ kabul ettiği belirtildi.

İsrail'in BM Daimi Temsilciliği konuyla ilgili yorum yapmayı reddederken Wood, mektubunda İsrail ordusundan Gazze'nin kuzeyinde, vakıf tarafından işletilen ve 30 gün içinde faaliyete geçebilecek güvenli dağıtım tesislerine ev sahipliği yapabilecek yeterli yer belirlemesini ve bunların etrafındaki riskleri en aza indirmesini istedi. İsrail'den yardım kurumunun dağıtım altyapısı tam olarak faaliyete geçene kadar ‘mevcut yolları kullanarak’ yeterli yardım akışını kolaylaştırmasını isteyen Wood, “Devam eden insani baskıyı hafifletmek ve çalışmalarımızın ilk günlerinde dağıtım sahaları üzerindeki baskıyı en aza indirmek için bunun yapılması gerekiyor” dedi.

Gazze İnsani Yardım Kurumu’nun açıklamasının ardından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) planla ilgili endişelerinin devam ettiğini duyurdu. Kızılhaç sözcüsü Steve Dorsey, “İnsani yardımlar ne siyasileştirilmeli ne de askerileştirilmeli. Şu anda Gazze'deki siviller yardımlara büyük ihtiyaç duyuyor. İnsani yardımın derhal ve engellenmeden (Gazze Şeridi’ne) girmesine izin verilmeli” ifadelerini kullandı.