İsrail, Batı Şeria'yı çatışma alanına çeviriyor

Hüseyin Şeyh, ABD yönetiminin Filistin İşleri Özel Temsilcisi Hadi Amr ile Çarşamba günü bir araya geldi (Twitter)
Hüseyin Şeyh, ABD yönetiminin Filistin İşleri Özel Temsilcisi Hadi Amr ile Çarşamba günü bir araya geldi (Twitter)
TT

İsrail, Batı Şeria'yı çatışma alanına çeviriyor

Hüseyin Şeyh, ABD yönetiminin Filistin İşleri Özel Temsilcisi Hadi Amr ile Çarşamba günü bir araya geldi (Twitter)
Hüseyin Şeyh, ABD yönetiminin Filistin İşleri Özel Temsilcisi Hadi Amr ile Çarşamba günü bir araya geldi (Twitter)

İsrail, ordu tarafından aranan şüphelileri tutuklamayı, Batı Şeria'daki evleri yıkmayı amaçlayan operasyonların boyutunu genişleterek Batı Şeria'yı bir çatışma alanına çevirdi.

8 Haziran’da erken saatlerde Filistinliler ile İsrail ordusu Ramallah, Eriha ve Cenin'de saatlerce çatıştı.

İsrailliler, Kasım ayında Kudüs'te eş zamanlı düzenlenen saldırının ardındaki tutuklu İslam Farruh'un ailesinin Ramallah’ın tarihi mahallesi’ndeki eski evini yıkmak için Filistin Yönetimi’nin karargahı konumundaki Ramallah şehrine baskın düzenledi. Cenin, Nablus, el-Halil ve Kudüs'teki bölgelere de saldıran İsrail güçleri, bölgede çatışma çıkmadan önce evi kuşattı.

FOTO: İsrail güçleri, Farruh’un evinin yakınında (DPA)
İsrail güçleri, Farruh’un evinin yakınında (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, “A, B ve C bölgeler dahil olmak üzere Batı Şeria'nın tamamen yeniden işgal edilmesi isteniyor. Bu hükümetin, anlaşmada belirtilmiş olsun veya olmasın, herhangi bir Filistin egemenliğini hiçe saydığı oldukça açık” açıklamalarında bulundu. Tutuklu Farruh’un yıkılan evini ziyaret eden İştiyye, işgal tarafından yıkılan her evi inşa etme sözü verdi. Aynı zamanda, “İşgalin yaptığı iğrenç bir suçtur. Evlerini yıkarak bir aileyi bir gecede evsiz bir aileye çevirdiler” vurgusunda bulundu.

İsrail kuvvetleri, Farruh'un evini yıkmadan önce çevreleyerek burada kapsamlı çatışmalara yol açtı. Filistinliler İsrail ordusuna taş ve şişe atınca ordu ise mermilerle karşılık verdi. Sağlık ekiplerinin 20'si gerçek mühimmatla olmak üzere 35 yaralıyı tedavi ettiğini bildiren Sağlık Bakanlığı, bunlardan ikisinin karın bölgesinden ciddi şekilde yaralandığını, üçüncüsünün ise kafasına kauçuk kaplı metal mermilerle ciddi şekilde yara aldığını ve beyin kanaması geçirdiğini aktardı. Yaralananlar arasında gazetecilerin de olduğunu ekledi.

FOTO: Yıkım sırasında basın ekiplerinin eve yaklaşmasını engelleniyor (WAFA)
Yıkım sırasında basın ekiplerinin eve yaklaşmasını engelleniyor (WAFA)

İsrail ordusu, Filistinli bir fotoğrafçının Ramallah'taki çatışmalarda yaralandığını doğruladı.

İsrail Ordusu Sözcüsü, Filistinli bir foto muhabirinin şiddetli çatışma alanında orduya taş ve molotof kokteyli atan bir kalabalığın ortasında bulunması nedeniyle plastik mermi ile yaralandığını bildirdi. Bu hususta bir ön soruşturmanın yürütüldüğünü, olayın araştırıldığını bildiren sözcü, ordunun olaya karışmayanlara zarar vermemek için elinden geleni yapacağını, hareket ve basın özgürlüğü konusunda çok dikkatli olunduğunu öne sürdü.

Farruh'un Kudüs'te gerçekleştirdiği iki patlamada 2 kişi hayatını kaybetmiş, en az 14 kişi yaralanmıştı.

İsrail, böyle durumlarda diğerlerini caydırmak için genellikle faillerinin evlerini yıkıyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki Fetih Hareketi Seferberlik ve Örgütlenme Komisyonu sözcüsü Abdulfettah Devlet, aktivistlerin evlerinin yıkılmasının savaş suçları kategorisine giren toplu bir ceza olduğunu, uluslararası toplumun bu suçları durdurmak ve failleri kovuşturmak için derhal harekete geçmesi gerektiğini söylüyor.

FOTO: Perşembe günü şafak vaktinde İsrail ordusunun Ramallah'a düzenlediği baskında taş atan bir Filistinli (Reuters)
 Perşembe günü şafak vaktinde İsrail ordusunun Ramallah'a düzenlediği baskında taş atan bir Filistinli (Reuters)

Ramallah'taki hareketlilik sırasında İsrail ordusu, Cenin, Nablus ve el-Halil’in yanı sıra Eriha’daki Akabe Cebr Mülteci Kampı’na saldırdı. Tutuklu Maher Salah Şalon’un ailesi, evinin yıkıldığı uyarısında bulundu. Burada, ayrıca Arraba, el-Yamun, Silat el-Harisiyye, Kafr Dan, Cenin, Nablus, Kudüs ve el-Halil'de şiddetli çatışmalar patlak verdi.

İsrail ordusu dün düzenlediği operasyonda Batı Şeria'dan yaklaşık 25 Filistinliyi tutukladı.

Kapsamlı çatışmanın saatler öncesinde ise ABD yönetiminin Filistin İşleri Özel Temsilcisi Hadi Amr, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreter Vekili Hüseyin eş-Şeyh ile bir araya geldi. Şeyh, Amr’dan İsrail hükümetine tüm tek taraflı önlemleri durdurması için baskı yapılması çağrısında bulundu. Ancak İsrail’in yakın zaman için böyle bir planı var gibi görünmüyor.

İsrail ordusu, operasyonlara karşı özellikle Batı Şeria'da hızlı müdahale timi kurmaya karar verdi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 14 TV’den aktardığı habere göre, Merkez Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Yehuda Fuchs; Şin Bet (iç güvenlik birimi) Magellan birimi (savaş keşif birimi) ve başka bir özel birimden oluşan, Batı Şeria'da çalışacak ortak bir ekip kurmaya karar verdi.

Bu, İsrail güvenlik değerlendirmesi ışığında alınan diğer kararların arasında yer aldı. Batı Şeria'da ordu tarafından kullanılan askeri araçların alt kısımlarının zırhlandırılması da bu kapsama giriyor.

Geçen yıl Batı Şeria'da kaydedilen şiddet artmıştı. İsrail, buradaki baskınlarını yoğunlaştırırken Filistinliler ise sokaklarda saldırılar düzenliyor.



Lazkiye’de eski rejim kalıntılarından silahlı saldırı: 4 ölü, 108 yaralı

Lazkiye’de protestolar sırasında dün çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye’de protestolar sırasında dün çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Lazkiye’de eski rejim kalıntılarından silahlı saldırı: 4 ölü, 108 yaralı

Lazkiye’de protestolar sırasında dün çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye’de protestolar sırasında dün çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye’nin Lazkiye ilinde güvenlik güçleri ve sivillere yönelik silahlı saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 4’e, yaralı sayısı ise 108’e yükseldi.

Lazkiye İl Sağlık Müdürlüğü, pazartesi günü yaptığı açıklamada, protestolar sırasında güvenlik güçleri ve vatandaşları hedef alan silahlı saldırılar sonrası bilanço güncelledi.

Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Abdülaziz el-Ahmed, pazar günü yaptığı açıklamada, kendini Gazzal Gazzal olarak tanıtan kişinin çağrısıyla düzenlenen gösteriler sırasında, devrik rejimin kalıntılarına bağlı bazı terör unsurlarının Lazkiye ve Ceble’de iç güvenlik güçlerine saldırı düzenlediğini söyledi. El-Ahmed, saldırılarda bazı güvenlik görevlilerinin yaralandığını, özel görevler ve polis birimlerine ait araçların tahrip edildiğini belirtti.

El-Ahmed ayrıca, Lazkiye’de Ezheri Kavşağı ile Ceble’de Ulusal Hastane Kavşağı’nda yüzleri maskeli ve silahlı unsurların tespit edildiğini ifade ederek, bu kişilerin Sarayet Diru’s-Sahil (Sahil Kalkanı Tugayı) ve Sarayet el-Cevad (Cevad Tugaylar) adlı terör hücrelerine mensup olduğunu kaydetti. Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı SANA’dan aktardığı habere göre söz konusu hücreler, otoyol M1 üzerinde saha infazları ve el yapımı patlayıcı saldırılarından sorumlu tutuluyor.

cdrgt
Lazkiye’deki protestolar sırasında güvenlik güçlerine ve vatandaşlara yönelik silahlı saldırıda yaralananlardan biri hastanede tedavi görüyor (EPA)

Suriye Savunma Bakanlığı da pazar günü yaptığı açıklamada, protestolar sırasında güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırıların ardından, batı sahil bölgesindeki Lazkiye ve Tartus kent merkezlerine zırhlı araçlar ve askeri birlikler sevk edildiğini duyurdu.

Suriye televizyonu, Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi’ne dayandırdığı haberinde, askeri birliklerin konuşlandırılmasının “kanun dışı grupların halkı ve güvenlik güçlerini hedef alan saldırılarının artması” üzerine gerçekleştirildiğini aktardı. Açıklamada, birliklerin görevinin “iç güvenlik güçleriyle iş birliği içinde güvenliği sağlamak ve istikrarı yeniden tesis etmek” olduğu vurgulandı.


“Kara kutu”, El-Haddad uçağının düşüşünün hikayesini karmaşıklaştırıyor ve Libyalılar arasında soru işaretleri yaratıyor

Libya'nın Misrata şehrindeki El-Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreninden (Başbakanlık Ofisi)
Libya'nın Misrata şehrindeki El-Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreninden (Başbakanlık Ofisi)
TT

“Kara kutu”, El-Haddad uçağının düşüşünün hikayesini karmaşıklaştırıyor ve Libyalılar arasında soru işaretleri yaratıyor

Libya'nın Misrata şehrindeki El-Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreninden (Başbakanlık Ofisi)
Libya'nın Misrata şehrindeki El-Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreninden (Başbakanlık Ofisi)

Geçtiğimiz hafta Ankara'da düşen ve "UBH" hükümetinin Genelkurmay Başkanı Mareşal Muhammed Haddad ile arkadaşlarının ölümüne neden olan "Falcon 50" uçağının kara kutusunun analizine ilişkin Almanya'nın özür dilemesinin ardından Libya'da kafa karışıklığı ve tartışmalar baş gösterdi.

Son yirmi dört saat içinde Libyalılar arasında kazanın nedenlerinin yorumlanmasına ilişkin kamuoyu tartışmalarında resmi açıklamaların yerini şüpheler aldı. Bazıları ise soruşturmanın seyrinin geleneksel havacılık kazasının sınırlarını aşan hassas sonuçlara yol açabileceğinden endişe ediyor.

Geçen ay Trablus'ta yapılan toplantı öncesinde el-Menfi'nin yanında duran el-Haddad (Başkanlık Konseyi)Geçen ay Trablus'ta yapılan toplantı öncesinde el-Menfi'nin yanında duran el-Haddad (Başkanlık Konseyi)

Libya "Ulusal Birlik" hükümetinin İçişleri Bakanlığı tarafından cuma günü açıklanan Alman kararı, tamamen teknik bir prosedür olarak ele alınmadı. Aksine, özellikle hükümetin diğer ülkelerin de kara kutuyu analiz edebilecek kapasitede olduğunu ve devam eden Libya-Türkiye ortak soruşturmalarına paralel olarak teknik prosedürleri tamamlamak üzere İngiltere'nin seçildiğini doğrulaması sonucunda, siyasetçiler ve aktivistler arasında kararın gerekçeleri ve zamanlaması hakkında geniş çaplı sorulara yol açtı.

Sosyal medyada politikacılar ve aktivistler arasında hararetli tartışmalar sürerken, Libya Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Ali el-Soul, “parlamento, uçak kazasıyla ilgili devam eden soruşturmadan şeffaf, doğru ve tarafsız sonuçlar bekliyor” dedi. Bu hassas konunun herhangi bir tarafın çıkarları için kullanılmaması, siyasileştirilmemesi veya suçlamalara maruz kalmaması gerektiğinin altını çizdi.

Dibeybe, Libya'nın Misrata kentinde Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreninde (Dibeybe'nin ofisi)Dibeybe, Libya'nın Misrata kentinde Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreninde (Başbakanlık ofisi)

Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda el-Soul, “Libyalıların soruşturma sürecine doğrudan katılımı vazgeçilmez hale geldi” dedi. “Ulusal egemenliği sağlamak ve soruşturma sonuçlarına halkın güvenini sağlamak için Başsavcılık üyeleriyle birlikte havacılık alanında uzman Libyalı uzmanların ve personelin katılımını” talep ederek, “kazanın nedenleri ve koşullarının profesyonel ve sorumlu bir şekilde açıklanmasını” istedi.

Libyalı politikacıların ve analistlerin bir kesimi için Alman özrü ilk andan itibaren "inandırıcı" görünmedi; zira onlara göre, havacılık sektöründe ve karmaşık teknik araştırmalarda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak kabul edilen bir ülkenin teknik yetersizliğini kabul etmek zordu.

Milletvekili Said Mughib, Facebook hesabında yaptığı bir paylaşımda şu soruyu sordu: “Gerçeğin ortaya çıkmasını kim istemiyor?” Bu arada, Yüksek Devlet Konseyi üyesi Said bin Şara da Libya ve Türkiye'deki hükümetlerden oluşan ortak bir soruşturma komitesinin kurulmamış olmasına şaşırdığını belirterek, Almanya'nın özür dilemesinin ardından böyle bir komitenin kurulmamasının nedenlerini sorguladı.

Bazı yerel aktörler daha da ileri giderek, Cumhuriyetçi Koalisyon Partisi lideri İzzeddin Akil, olayı komplo teorisine yakın daha geniş bir anlatı içinde çerçevelendirdi. Kazanın sadece teknik bir arıza değil, Libya'nın 2011'den beri yaşadığı uzun bir dizi kargaşanın parçası olduğunu savundu. Uçağın kaderinin “Kaddafi rejiminin düşüşünden el-Haddad'ın ayrılışına kadar ülkede yaşananlarla organik olarak bağlantılı” olduğunu söyledi.  

Libyalı akademisyen ve hukuk profesörü Mecdi el-Şabani, Almanya'nın kara kutuları analiz etme konusunda gelişmiş yeteneklere sahip olduğunu ve “açık bir hukuki veya teknik neden olmaksızın” bunu yapmaktan kaçınmanın, bu tutumun “sadece teknik bir karar olarak değil, siyasi sonuçları olan bir çekince veya kaçamak olarak yorumlanabileceğini” değerlendirdi.

Ancak Libya el-Nama Partisi genel sekreterliği üyesi Husam Feniş, teknik ve siyasi süreçlerin birbirinden ayrılması gerektiğine inanıyor ve olayı aceleyle yorumlamanın belirsizliği gidermek yerine daha da artıracağı konusunda uyarıyor. Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “teknik gerçekler siyasi yorumların sınırlarını belirlemeli, tersi olmamalı” ve siyasi boyutları olan havacılık olaylarına ilişkin soruşturmaların bağımsız ve güvenilir teknik verilere dayandırılması gerektiğini vurguladı.

​​​​​​​Libya'nın Misrata şehrinde El-Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreni (Dibeybe Ofisi)​​​​​​​Libya'nın Misrata şehrinde El-Haddad ve arkadaşlarının cenaze töreni (Başbakanlık Ofisi)

İngiliz Kraliyet Savunma ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü araştırmacısı Celal Harşavi gibi analistlere göre Libya'da devam eden bu tartışma, “Libya'daki siyasi kriz ve 14 yıldır biriken sorunlar bağlamında açık bir abartı içeriyor."

Şarku’l Avsat’a konuşan Harşavi, olayın Libya'daki genel çatışma ortamından ayrı düşünülemeyeceğine inanırken, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında siyasetçileri ve askeri personeli içeren benzer havacılık olaylarını örnek göstererek "kesin sonuçlara ulaşma konusunda karamsarlığını" dile getirdi; bu olayların koşulları on yıllar sonra bile gizemini koruyor.

Libyalılar kaza kurbanlarına veda ederken, uçak kazasının kara kutu dosyasının yorumlanması konusunda kafa karışıklığı yaşanıyor. Pazar günü, binlerce vatandaş Misrata ve Geryan şehirlerinde Genelkurmay Başkanı ve arkadaşlarının cenaze namazlarını kıldı; bu sahne, uçak kazasının yarattığı şokun büyüklüğünü yansıtıyordu.

Geçtiğimiz salı günü Türkiye'ye yapılan resmi ziyaretin ardından Trablus'a dönüş yolunda Ankara'dan kalktıktan 40 dakikadan kısa bir süre sonra düşen Falcon 50 tipi uçakta, aralarında beş üst düzey Libyalı askeri komutanın da bulunduğu sekiz 8 kişi hayatını kaybetti.

Hayatını kaybedenler arasında Haddad'ın yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral el-Futuri Gribel, Askeri İmalat Kurumu Müdürü Tuğgeneral Mahmud el-Katavi, Genelkurmay Başkanı Danışmanı Muhammad Al-Assavi ve fotoğrafçı Muhammad Ömer Ahmed Mahcub da yer alıyordu.  


SDG: Mazlum Abdi’nin Şam ziyareti teknik nedenlerle ertelendi

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara (sağda), Suriye Demokratik Güçleri lideri Mazlum Abdi ile Başkent Şam’da 10 Mart 2025’te bir araya geldi  (SANA)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara (sağda), Suriye Demokratik Güçleri lideri Mazlum Abdi ile Başkent Şam’da 10 Mart 2025’te bir araya geldi  (SANA)
TT

SDG: Mazlum Abdi’nin Şam ziyareti teknik nedenlerle ertelendi

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara (sağda), Suriye Demokratik Güçleri lideri Mazlum Abdi ile Başkent Şam’da 10 Mart 2025’te bir araya geldi  (SANA)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara (sağda), Suriye Demokratik Güçleri lideri Mazlum Abdi ile Başkent Şam’da 10 Mart 2025’te bir araya geldi  (SANA)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi’nin bugün Şam’a yapması planlanan ziyaretinin “teknik nedenlerle” ertelendiği duyuruldu.

SDG Medya Merkezi Direktörü Ferhad Şami, bugün (pazartesi) X hesabından yaptığı açıklamada, Abdi ile Kuzey ve Doğu Suriye’yi temsilen oluşturulan müzakere heyetinin bugün Şam’a gitmesinin planlandığını, ancak ziyaretin teknik gerekçelerle ileri bir tarihe alındığını bildirdi.

Şami, SDG lideri Mazlum Abdi’nin Şam ziyaretine ilişkin yeni tarihin, ilgili taraflar arasında sağlanacak mutabakat doğrultusunda daha sonra belirleneceğini ifade etti. Ertelemenin lojistik ve teknik düzenlemeler kapsamında olduğunu vurgulayan Şami, temasların seyri ya da hedeflerde herhangi bir değişiklik bulunmadığını kaydetti.

Öte yandan Suriye devlet televizyonu, cuma günü Halep’te bir güvenlik kontrol noktasında SDG’ye bağlı keskin nişancılar tarafından açılan ateş sonucu bir iç güvenlik mensubunun yaralandığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı SANA’dan aktardığı habere göre ordunun, Halep’in doğu kırsalındaki Tişrin Barajı çevresinde SDG tarafından fırlatılan insansız hava araçları düşürüldü.

Devlet televizyonuna göre, Halep’in Eşrefiye Mahallesi’nde konuşlanan SDG unsurları, Şeyhan Kavşağı’ndaki güvenlik noktasında bulunan iç güvenlik güçlerine ateş açtı.

SDG ise buna karşılık, Şam hükümetine bağlı grupların kendi mevzilerine iki roket mermisi attığını ve bu nedenle karşılık vermek zorunda kaldıklarını savundu.

Daha sonra yapılan bir başka SDG açıklamasında, hükümete bağlı grupların Halep’teki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerine “ağır makineli silahlar ve topçu ateşiyle şiddetli bir saldırı” düzenlediği belirtildi. Açıklamada saldırı, “sivillerin güvenliğini tehdit eden ve ciddi sonuçlar doğurma riski taşıyan açık bir saldırganlık” olarak nitelendirildi.