Rus vatandaşının köpekbalığı tarafından öldürülmesinin Mısır'da yaz turizmine etkisi ne olur?

Hükümet, köpekbalığı saldırılarının tekrarlanmasını önlemek için tedbirler alıyor.

Hurgada, plajlarıyla ünlü bir belde. (Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı)
Hurgada, plajlarıyla ünlü bir belde. (Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı)
TT

Rus vatandaşının köpekbalığı tarafından öldürülmesinin Mısır'da yaz turizmine etkisi ne olur?

Hurgada, plajlarıyla ünlü bir belde. (Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı)
Hurgada, plajlarıyla ünlü bir belde. (Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı)

Mısır'ın Hurgada kentinde bir Rus vatandaşının köpekbalığı tarafından öldürülmesinin ardından Mısır hükümeti bu saldırıların tekrarlanmaması için önlemler alıyor. Hurgada olayının yaz turizmini ne ölçüde etkilediği ise merak konusu.

Mısır'daki Rus Büyükelçiliği de Perşembe akşamı resmi Facebook sayfasından yaptığı açıklamayla ‘bir Rus gencinin köpekbalığı saldırısı sonucu öldüğünü’ doğruladı. Elçilik, Rus turistlere yüzerken güvenlik talimatlarına uymaları çağrısında bulundu.

Bunun ardından Mısır Çevre Bakanlığı da perşembe akşamı şu açıklamayı yaptı:

“Kızıldeniz'deki rezervlerde yapılan incelemeler sonucunda bir (kaplan) köpekbalığının sahilde yüzen bir kişiye saldırarak ölümüne neden olduğu tespit edildi.”

Mısır Çevre Bakanı Yasmin Fuad da Kızıldeniz Valisi ile koordinasyon halinde ‘cuma sabahından itibaren iki gün süreyle kuzeyde (el-Cüne Resort) ile güneyde (Ebu Soma Bay) sınırı arasında kalan bölgede yüzme ve dalış faaliyetleri ile tüm su sporlarının durdurulması için tedbirler alınması’ talimatını verdi.

Çevre Bakanlığı ‘bu tür kazalar durumunda uygulanan uluslararası protokollere bağlı kalınarak yüzme faaliyetlerinin engellendiğini’ doğruladı. Bakanlık ayrıca Kızıldeniz kıyılarına gelen vatandaşlara ve ziyaretçilere ‘güvenliklerini sağlamak amacıyla Kızıldeniz'deki doğal kaynaklarla ilgili talimatlara ve kontrollere uymaları’ çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre olay Mısır Parlamentosu’nun da gündemindeydi. Parlamento üyesi Mohamed el-Cebelevî cuma günü Çevre Bakanlığı'nın sahillerin güvenliğini sağlamadaki rolü ve ‘Hurgada olayının’ koşulları hakkında parlamentoda bir brifing verdi.

Cebelevî Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Çevre Bakanlığı düzenli olarak yırtıcı deniz organizmalarının biyolojik davranışları üzerine bilimsel çalışmalar yapıyor ve köpekbalıklarının yılın bu döneminde plajlara sık sık yaklaştığı biliniyor. Bu nedenle buradaki çevre organizasyonu bu meselede asıl yetkiye sahip. Turistik köylerin, rezervlerin ve plajların çevresel denetimi Çevre Bakanlığı'nın yetkisi dahilindedir, bu da onları denetleyen yetkililerin vatandaşları ve turistleri korumak için proaktif uyarı adımları atabilmelerini sağlar, buna yırtıcı hayvanların plajlara yaklaşabileceği yerler hakkında uyarılar yapmak da dahildir.”

Diğer güvenlik önlemlerinin yanı sıra plajların güvenliğini sağlamak için güvenlik ağlarının yerleştirildiğinden emin olmak gerektiğini belirten el-Cebelevî sözlerinin devamında “Mısır çok başarılı bir turizm sezonuna tanıklık ediyor. Öyleyse neden böyle bir olayın bu sezonu bozmasına izin verelim? Yeter ki bunu önlemenin yolları olsun” dedi.

Mısırlı turizm uzmanı Ahmed Kasım da şu açıklamada bulundu:

“Bu talihsiz olay dünyanın pek çok ülkesinde görülebiliyor ve şimdiye kadar Hurgada'daki pek çok turistin kazanın niteliğini ve sahilleri güvence altına almak için deniz faaliyetlerini geçici olarak durdurma prosedürlerini anladığını gözlemledik. Kazanın, Mısır'da turizmin rakamlara ve büyük bir pozitif patlamaya tanık olduğu bu dönemde turizmi etkilemeyeceğini umuyoruz.”

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Ahmed İsa da birkaç gün önce yaptığı açıklamada ‘Mısır'a geçtiğimiz Nisan ayında 1,35 milyon turist geldiğini’ söylemişti. Mısırlı Bakan bir basın toplantısında ‘Mısır'ın bu yılın ilk beş ayında yaklaşık 7 milyon turist aldığını ve yıl içinde 15 milyon, gelecek yıl ise 18 ila 20 milyon turist almayı hedeflediğini’ kaydetti.

Mısırlı yetkililer geçtiğimiz yılın temmuz ayında Hurgada'daki Sehl Haşiş tatil beldesi açıklarında iki turistin yaşamını yitirdiği köpekbalığı saldırısının ardından kapsamlı bir soruşturma yürütmüş ve Kızıldeniz Valiliği Sehl Haşiş bölgesinden Makadi bölgesine kadar kaza alanını çevreleyen plajları kapatmıştı.

Ekim 2020'de ise Güney Sina Vilayeti'ndeki Ras Muhammad Reserve plajını ziyaret edenler, ölümle sonuçlanmayan köpekbalığı saldırılarına maruz kaldılar. 2010'da Şarm El-Şeyh'te meydana gelenler, çok sayıda Avrupalı turistin ölmesi ve yaralanması nedeniyle Mısır'da son otuz yılda yaşanan en ciddi köpekbalığı saldırısı vakaları arasındaydı.



Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
TT

Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)

Gazze Şeridi'nin kademeli veya tamamen işgali, Gazze ateşkes müzakerelerinin yaklaşık iki hafta önce çıkmaza girmesinin ardından İsrail'in bir seçeneği haline geldi. Bu seçenek, ABD ile İsrail'in istişarelerde bulunmak üzere müzakerelerden çekilmesinin ve ardından Hamas'ın müzakerelerin yeniden başlamasından önce Gazze Şeridi'ndeki insani krizin çözülmesini talep etmesi sonrası geldi.

İsrail'in 1967 ile 2005 yılları arasında 38 yıl boyunca uyguladığı bu olası seçenek, arabulucular tarafından yorumlanmadı. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, İsrail'e yönelik sert açıklamalarda bulundu. İkili, İsrail’i Gazze Şeridi'ne karşı ‘sistematik soykırım’ yapmakla suçladı.

Bu gelişmeler ışığında Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ni kademeli veya tamamen işgal etme eğiliminin arabulucuların seçeneklerini oldukça sınırlı hale getirdiğini düşünüyor. Uzmanlar, ‘İsrail'in bu senaryonun kendisine getireceği kayıpları hissedip müzakerelere geri dönene kadar müzakerelerin durgunluğunun devam etmesi ya da yeni bir gerilimi önlemek ve yeni bir diyaloga gitmek için yoğun temaslarda bulunulması’ arasında bir seçim yapılacağını tahmin ediyor.

İsrail medyasına göre, güvenlik kabinesi bugün Binyamin Netanyahu başkanlığında toplanarak işgal planını görüşecek. Salı günkü toplantıda, iç anlaşmazlıklar ve Aralık 2023 ve Ocak 2025'te yapılan iki ateşkesin ardından üçüncü bir ateşkes için yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesi nedeniyle bu konu karara bağlanamamıştı.

Haaretz gazetesi, “Netanyahu bu planla bir kumarbaz gibi akıntıya karşı yüzüyor ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin ve askerlerin hayatlarını feda ediyor” diye yazdı. Gazete, bir hükümet yetkilisinin “Birçok kişi, Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidinin sadece bir taktik ve baskı girişimi olduğunu düşünüyor” dediğini aktardı. Netanyahu'nun Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'i görevden almayacağı ve bugünkü toplantıda kararlılık göstermek için sınırlı bir askeri operasyon üzerinde anlaşabilecekleri tahmin ediliyor.

İsrail ordusu şu anda Gazze Şeridi'nin yüzde 75'ini kontrol ettiğini söylese de, üç İsrailli yetkili dün Reuters'a verdikleri demeçte, Zamir'in Netanyahu'nun geri kalan bölümü işgal etme önerisine karşı çıktığını söyledi. Dördüncü bir yetkili ise Netanyahu'nun ‘Hamas'a baskı yapmak’ amacıyla Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları genişletmeyi planladığını söyledi.

Toplantının sonuçlarına ilişkin tartışma, ABD Başkanı Donald Trump'ın gazetecilere, İsrail'in planlarından haberi olmadığını, ancak Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeye ilişkin herhangi bir kararın ‘İsrail'e ait’ olduğunu söylemesinin ardından geldi. Yedioth Ahronoth gazetesi, ABD'nin Gazze Şeridi'nin işgaline yeşil ışık yaktığını bildirdi.

Siyasi intihar

Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Muhammed el-Arabi, ‘Netanyahu'nun bu planı onaylamasının, kuvvetlerinde ve esirlerde yaşayacağı kayıpların yanı sıra siyasi intihar olacağını ve bunun da iç baskıları artıracağını’ düşünüyor. El-Arabi, “Bu tür bir karar, İsrail Başbakanı’nın daha önce aldığı Refah'ı işgal etme kararı gibi, hiçbir mantıklı gerekçeye dayanmayan ve sadece siyasi ve kişisel hesaplarla bağlantılı bir karardır” dedi.

El-Arabi, arabulucuların seçeneklerinin ‘bu plana karşı sınırlı olduğunu ve Netanyahu'nun uğradığı kayıpların boyutunu hissedip müzakerelere geri dönene kadar harekete geçmekte tereddüt edeceklerini’ düşünüyor.

edrff
Bir Filistinli kadının, Zikim Sınır Kapısı’nda yardım bekleyen akrabalarından birinin öldürülmesine verdiği tepki (AFP)

Filistin'in eski Mısır Büyükelçisi Berekat el-Ferra, “Gazze Şeridi'ni işgal etme planı, Hamas üzerinde yeni baskılar oluşturma girişimlerinden ibaret. Gerçekte İsrail, bölgenin çoğunu kontrolü altında tutuyor. Bu nedenle İsrail'in söylediklerinin gerçek bir etkisi yok” ifadelerini kullandı.

El-Ferra, ‘arabulucuların çabalarının durmayacağını ve değiştirilmiş öneriler olabileceğini’ düşünüyor. El-Ferra, “Mısır bu yıkıcı savaşı durdurmaya çalışıyor, ancak Netanyahu açık bir şekilde ABD'nin desteğiyle bunu reddediyor. Eğer geri adım atarsa, o zaman bir ateşkes anlaşması yapılabileceğini söyleyebiliriz” dedi.

Arabulucular, tartışmaya ve uygulamaya sunulan bu İsrail planına ilişkin açık bir tutum sergilemediler. Ancak Mısır iki gün boyunca İsrail'e karşı sert bir üslup kullandı ve Gazze Şeridi'nde yaptıklarını ‘sistematik soykırım ve aç bırakma’ olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu savaşı ve bölgedeki açlığı durdurmak için acil müdahaleye çağırdı.

Sisi salı günü yaptığı açıklamada, “Bölgede sistematik bir soykırım var” diyerek, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının “Filistinlileri aç bırakmak ve Filistin meselesini ortadan kaldırmak” amacıyla yapıldığını vurguladı. Dün yaptığı açıklamada da bunu yineleyerek, ‘Gazze Şeridi'ndeki mevcut yıkımın eşi benzeri görülmemiş olduğunu’ belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Mısır devleti, Mısır'ın merkezi rolünü hedef alan karalama ve yanıltma kampanyalarına rağmen, savaşı durdurmak, insani yardım ulaştırmak ve esirlerin serbest bırakılması için iş birliği yapmak üzere çalışmaya devam ediyor” denildi.

Abdulati de dün Atina'da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki açlık ve sistematik imha politikalarını durdurmak için acil müdahale etmesinin önemini vurguladı.

Bu gelişmeler ışığında el-Arabi, Mısır'ın İsrail'e yönelik resmi siyasi üslubundaki değişikliği, ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki krizin uzamasına ve açlığın devam etmesine duyduğu öfkenin bir ifadesi’ olarak görüyor ve ‘özellikle Netanyahu'nun kimseyi dinlememesi ve her türlü çözüm fırsatını engellemesi nedeniyle daha net ve sert bir tutum sergilendiğini’ vurguluyor. El-Arabi, ‘Mısır'ın şu anda siyasi üslubu ne kadar sert olursa olsun, Gazze Şeridi'nde gelecekteki herhangi bir çözümde önemli ve vazgeçilmez bir rolü olduğunu’ vurguladı.

El-Ferra, “Mısır, başta İsrail olmak üzere herkese, barış sürecini geciktirmekten vazgeçmeleri için açık mesajlar gönderiyor… Washington, müttefiki İsrail'e gerçek tavizler vermesi ve savaşı sona erdirmesi için baskı yaparsa, müzakereler yeniden rayına oturacak” dedi.