Mısır'da Cumhurbaşkanlığı seçim süreci Aralık’ta başlıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4380056-m%C4%B1s%C4%B1rda-cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-se%C3%A7im-s%C3%BCreci-aral%C4%B1k%E2%80%99ta-ba%C5%9Fl%C4%B1yor
Mısır'da Cumhurbaşkanlığı seçim süreci Aralık’ta başlıyor
Mısır'daki Ulusal Seçim Kurumu üyeleri 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını açıkladı (Arşiv- EPA)
Mısır'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken adaylığa başvuru sürecinin en geç 3 Aralık’ta başlaması bekleniyor. Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussened Yemame ve Muhafazakar Parti Genel Başkanı Ekmel Kartam adaylık için öne çıkan isimler arasında. İki siyasiden herhangi biri adaylık konusunda nihai bir karar açıklamadı. Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussened Yemame, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığına ilişkin ve kararını "yakında" vereceğini söyledi. Muhafazakar Parti’nin üst düzey yetkilileri, partinin yürütme konseyinin, genel başkanlarını aday olmaya çağırdıklarını söyledi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, Nisan 2018'de göreve geldi. 2019'daki son değişikliklere göre mevcut anayasa Sisi’nin yeniden seçilmesi halinde son dönemine gireceğini ve bu dönemin 2030'da sona ereceğini öngörüyor.
Muhafazakar Parti lideri Ekmel Kartam, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Partimizin yürütme organı adaylığım için çağrı yaparsa değerlendireceğim. Adaylık farz-ı kifayedir. Yani bir kişinin adaylığı diğerlerinden sorumluluğu alır. Sivil hareket için bir aday olmasını tercih ederim ve en uygun adayın da demokratik geçiş aşaması çerçevesinde devlet kurumları çarkından olması gerektiğini düşünüyorum. Adaylık için bir isim belirlemekten daha önemli olan seçimlerin bütünlüğü ve rekabetçiliği konusunda garantilere ulaşmaktır."
Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussened Yemame, MBC Mısır TV’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Vefd Partisi Yüksek Konseyi tarafından cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylığına ilişkin henüz bir karar verilmedi. Yakında adaylık konusunda kararımı açıklayacağım.”
Öte yandan Eski Milletvekili Ahmed et-Tantavi, iki aydan uzun bir süre önce cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını açıkladı. Mısır Sivil Hareketi geçen haftanın sonunda, "seçim güvenliğini" tartışmak için hareketin bazı liderleriyle bir araya geldi. Şarku'l Avsat, Kartam'a 12 siyasi partinin yanı sıra bir dizi tanınmış figürü içeren Mısır Sivil Hareketi’nin bir cumhurbaşkanı adayını destekleme konusundaki tutumunu açıklaması için tahmini süreyi sordu. Muhafazakar Parti lideri, "Kararın en fazla iki hafta içinde verileceğini tahmin ediyorum. Potansiyel aday Ahmed et-Tantavi ile şimdiden görüşmelere başladık. Mısır'ın bir sonraki cumhurbaşkanına taleplerimizi hazırlayacağız. Ayrıca dileyenlerle görüşmeye devam edeceğiz."
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Liberal çizgideki Reform ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Muhammed Enver Sedat, gazeteye verdiği röportajda şunları söyledi: "Özgür ve adil seçim koşulları oluştuğu zaman birçok kişi ciddi olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmayı düşünüyor. Ancak sonuçları ne olursa olsun herkes adil ve gerçek rekabeti bekler ve arzu eder. Adaylar ve onunla beraber yol yürüyenler, seçime girmeden önce güvence altına alınmalıdır.
Mısır'da son iki haftadır, yıl sonundan önce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasına kapı aralamanın "erken seçim" kabul edilip edilmeyeceği veya anayasa metnine uygun olup olmayacağı konusunda hukuki ve siyasi bir tartışma var.
Mısır Ulusal Diyalog Genel Koordinatörü Ziya Raşvan, Mısır Anayasası’nın cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunu birinci ve 140. maddeye yer vererek ele aldığını söyledi. Raşvan, “Bu maddeler, mevcut cumhurbaşkanının görev süresinin bitiminden en az 120 gün önce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerektiğini ve sonucun görev süresinin bitiminden en az 30 gün önce ilan edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Cumhurbaşkanının seçilmesi 2 Nisan 2018 tarihinde açıklandı, bu da adaylık başvurularının en erken 3 Aralık 2023 tarihinde alınması gerektiği anlamına gelir” dedi.
Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5134591-netanyahunun-tehditlerinin-ard%C4%B1ndan-i%CC%87srail-gazzede-sald%C4%B1r%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1-artt%C4%B1rd%C4%B1
Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas üzerindeki askeri baskıyı iki katına çıkarma tehdidinin ve hükümetindeki bakanların Hamas’ın Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve savaşın sona erdirilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmaya varma talebini reddederek Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme çağrılarının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını arttırarak dün daha fazla can kaybına neden oldu.
Filistinli tıbbi kaynaklara göre dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine düzenlenen çok sayıdaki hava saldırısı, topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) ile açılan ateş sonucunda 30'dan fazla Filistinli hayatını kaybetti.
Aynı istatistiklere göre kurbanların çoğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerindendi.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne düzenlenen bombardımanlarda ölenlerin sayısının 51 bin 201'e, yaralananların sayısının ise 116 bine yükseldiği bildirildi.
Yeni bir teknik
Şarku’l Avsat muhabiri, dün gece, Gazze şehrinin doğusunda yer alan Zeytun, Şecaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin her noktasını vuran İsrail’in saldırılarının yoğunluğu açısından zor geçtiğini, özellikle et-Tuffah Mahallesi ve Yafa Caddesi çevresi ile Gazze şehrinin orta kesimlerine yakın bölgelerden çok sayıda insanı kaçmaya zorladığını bildirdi.
İsrail, 18 Mart'ta çatışmaların yeniden başlamasından bu yana İsrail askerleri arasında yaşanan ilk ölümcül olay olan, Hamas üyeleri ile İsrail askerleri arasında et-Tuffah Mahallesi’nin doğusunda yaşanan çatışmalarda bir İsrail askerinin ölmesi ve dört askerin yaralanmasından bir gün bu bölgelere saldırdı.
İsrail askerleri coğrafi olarak, ateşle korudukları, ancak asker bulundurmadıkları kuzeybatı bölgeleri dışında Refah şehrinin tamamını karadan kontrol ediyorlar. Refah şehrini Han Yunus'tan ayıran ve ‘Morag Koridoru’ olarak bilinen bölgede konuşlanmış durumdalar.
Dün Gazze’nin kuzey yakınlarında İsrail’e ait askeri bir aracı taşıyan bir tır (Reuters)
İsrail kara kuvvetleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyini orta kesimlerden ve güneyden ayıran Netzarim Koridorunda konuşlu olsa da bölgede tam kontrol sağlanmış değil, Reşid sahil yolu halen açık durumda. İsrail kara kuvvetleri aynı zamanda Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin dış bölgelerinde de konuşlu ve buradaki operasyonlar, kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiye semtlerinin dış mahallelerindeki diğer askeri birlikler gibi yavaş ve temkinli bir şekilde yayılıyor.
Operasyonlarında yeni bir taktiksel yaklaşım benimseyen İsrail güçleri, bir yandan Hamas'ı yavaş ilerleyen kara operasyonlarıyla baskı altına almayı hedeflerken, diğer yandan da bomba ya da patlayıcıları tespit etmek amacıyla geriye kalan binaları ve evleri havaya uçurmak için patlayıcı robotlar kullanıyor.
Öte yandan İsrail güçleri, Gazzelilerin evlerine dönmelerini engellemek için onların evlerini yıkmayı ve buraları yaşanmaz alanların ve belki de gelecekte girmelerinin yasak olduğu tampon bölgelerin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.
Hamas'a baskı
Başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer, Hamas üzerinde baskı kurmak amacıyla operasyonları yoğunlaştırmayı planladıklarını açıkladılar. Netanyahu cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerine Hamas üzerindeki baskıyı her zamankinden daha fazla arttırmaları talimatını verdiğini ve İsrail'in mutlak zafer elde edene kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını söyledi. ‘Katiller’ dediği kişilere teslim olmayacağını ve herhangi bir dikteye boyun eğmeyeceğini vurgulayan Netanyahu, Hamas tarafından ‘kapsamlı anlaşma’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında yeniden belirlenen koşulları reddettiğini belirtti.
Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar bu konuşmayı överken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze'deki askeri operasyonların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması, herhangi bir müzakerenin kabul edilmemesi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilerek askeri yönetimin kurulması için çalışılması çağrısında bulundu. Buna karşın İsrailli gazeteciler ve analistler, İsrail için askeri ve ekonomik risklere değindiler.
İleri karakol kurmak için Gazze'ye geçmeye çalışan radikal Yahudi yerleşimciler, Şubat 2024 (DPA)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin yüzde 30 ila 40'ını etkin bir şekilde kontrol ediyor. Bu durum yerleşimcilerin liderlerini ve onları destekleyen bakanları, 2005 yılında boşaltılan Gazze Şeridi'nde yerleşim inşaatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmaya teşvik ediyor.
Giderek kötüleşen insani kriz
İsrail'in İbranice yayın yapan haber sitesi Walla, İsrail ordusunun, Hamas'ın gücünü zayıflatmak ve yönetimini sarsmak amacıyla, Gazze'deki bölgeleri daha ufak bölgelere ayırmak amacıyla daha büyük operasyonlara hazırlandığını bildirdi. Walla’nın aktardığına göre bu çerçevede sivil şirketler tarafından işletilen ve doğrudan sivillere gıda yardımı dağıtacak merkezlerin kurulması da söz konusu.
İsrail, Hamas'a baskı uygulamak için sivilleri yerlerinden ederek ve evlerini yıkarak operasyonlarında açıkça sivilleri hedef alıyor. Ayrıca ablukayı sıkılaştırarak ve yardım ve ticari ürünlerin girişini engelleyerek onları açlığa mahkum ediyor.
Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre 90 binden fazlası kendisine ait 115 barınakta olmak üzere, yaklaşık 420 bin kişi yeniden başlayan saldırıların ardından yerinden edilmiş durumda ve askeri operasyonlar ve insani yardım girişinin engellenmesi sonucunda insani koşullar hızla kötüleşiyor.
Öte yandan Dünya Gıda Programı (WFP) tüm tarafları sivillere öncelik vermeye ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışanlarını korumaya çağırdı. WFP, İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülen savaş nedeniyle insani acıların daha da arttığını vurguladı.
WFP tarafın dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Gazze'deki aileler bir sonraki öğünlerinin nereden geleceğini bilmiyorlar. WFP tüm taraflara sivillerin ihtiyaçlarına öncelik vermeleri, insani yardım çalışanlarının korunmasını sağlamaları ve Gazze'ye derhal yardım girmesine izin vermeleri çağrısında bulunuyor.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ücretsiz gıda dağıtım noktasının önünde bekleyen Filistinliler, 12 Nisan 2025 (AFP)
Gazze Elektrik Kurumu (GEDCO) tarafından dün yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde yaklaşık 18 aydır elektrik kesintisi yaşandığı ve bu süre zarfında Gazzelilerin 1,88 milyar kilowatt saatten (kWsa) fazla elektriği kullanmaktan mahrum kaldığını bildirdi.
Bu uzun süreli kesinti, başta sağlık, su ve sanitasyon olmak üzere hayati öneme sahip alanları çöküşün eşiğine getirdi. Çünkü temel altyapıyı çalıştıracak enerji kaynağı yok ve kötüleşen insani durumla birleştiğinde salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme riski artıyor.
İsrail, 2 Mart'ta Gazze'ye tam bir abluka uygulayarak ateşkesle birlikte yeniden başlayan uluslararası yardımların girişini engelledi. Ayrıca Gazze’nin başlıca deniz suyunu tuzdan arındırma tesisine giden elektriği de kesti.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bu hafta insani durumun savaşın başlamasından bu yana geçen 18 ayın en kötü halinde olduğu uyarısında bulundu. Gazze'ye herhangi bir malzemenin geçişine izin verilmesinin üzerinden bir buçuk ay geçtiğini vurgulayan OCHA, bu durumun bugüne kadarki en uzun süreli tedarik kesintisi olduğunun altını çizdi.