Lübnan, Suriyeliler ve Filistinlilerin elektrik faturalarına çözüm arıyor

TT

Lübnan, Suriyeliler ve Filistinlilerin elektrik faturalarına çözüm arıyor

Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad (Twitter)
Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad (Twitter)

Lübnan’da elektrik konusu, devlete ve vatandaşlara maliyetinin yüksek olması ve başta Suriye ve Filistin mülteci kampları olmak üzere pek çok alanın ödeme taahhüdünde bulunmaması nedeniyle gündemde geniş yer alıyor.

Enerji Bakanı Velid Fayyad bugün yaptığı açıklamada, maliyeti karşılanmayan elektriğin verilmeyeceğini vurguladı.

Fayyad, yerlerinden edilmiş Suriyelilerin işleriyle ilgili Birleşmiş Milletler (BM) departmanlar ve Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ile talepleri üzerine bir toplantı yapıldığını bildirdi.

Enerji Bakanı konuya ilişkin açıklamada şunları söyledi;

Toplantı, Suriyeliler ve Filistinlilerin kullandığı elektrik faturalarının ödenmesi konusunun ele alınmasına yönelik ihtiyaca odaklandı. Elektrik bedelinin ödenmesi gerekiyor. Çünkü üretim, dağıtım, bakım ve maaş gibi bir maliyeti var ve bunların elektrik tarifesinden karşılanması gerekiyor. Elbette Suriyelilerin ve Filistinlilerin tüketim masraflarını Lübnanlılar karşılamak zorunda değil ve her bir taraf kendi tüketim masraflarını karşılamak zorunda.

Toplantıda iki teknik komitenin olması yönünde karar alındığını dile getiren Fayyad, “Bunlar, Suriye kamplarının kendi borçlarının ödenmesi konusuyla ilgili. İkinci komite ise, Filistinli mülteciler konusuyla ilgili. Bugün (Salı) yapılacak ilk toplantı Filistin kampları konusuna, ikincisi ise Suriyelilere ayrılacak” dedi.

Fayyad, Ocak ve Şubat ayları için fatura düzenlemede ikinci döneme girildiği için bu konunun önemli olduğunu vurguladı.

Fayyad, BM ve UNRWA’nın maliyeti karşılamasına yönelik herhangi bir anlaşmaya varma olasılığıyla ilgili bir soruya yanıt olarak şunları söyledi;

“Bu konuyu ele almak ve çözüm aramak için isteklilik gösterdiler ve bu konunun acil durumuna dikkatlerini çekmeyi gerekli buldum. Bu dosyanın Lübnan Elektrik Kurumu’nun mali dengesini bozmasına izin veremeyiz. Mali dengemiz her şeyden önce kurumlar inşa etmekten geliyor ve kurum çöküşün eşiğindeydi. Durumunu iyileştirdik, mali ve idari bütünlüğü doğru yola koyduk.

Bakan, ödeme yapılmaması durumunda Elektrik Kurumu’nun kampların elektriğini kesme olasılığı hakkında da gelen bir soruya ise şu yanıtı verdi;

Şu ana kadar hala olumluyuz ve faturaları ödemek için bir çözüm arıyoruz ve sonunda maliyeti karşılanmaz ise elektrik veremiyoruz. Aynı durum resmi daire ve kurumlar için de geçerlidir.

Bu gelişme, Lübnanlıların Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmeleri yönünde çağrılarda bulunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Bu konu, bugün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelecek.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Dışişleri Bakanı Abdallah Bouhabib’in 13 ve 14 Haziran’da Brüksel’de yapılacak olan Yerinden Edilmiş Suriyeliler Konferansı’na taşıyacağı çalışma raporunu görüşmek üzere bugün kabineyi toplantıya çağırdı.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.