Lübnan Meclisi Cumhurbaşkanı seçimi için 12. kez toplanacak

Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Başkanlık kürsüsü (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Başkanlık kürsüsü (Reuters)
TT

Lübnan Meclisi Cumhurbaşkanı seçimi için 12. kez toplanacak

Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Başkanlık kürsüsü (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Başkanlık kürsüsü (Reuters)

Lübnan’da yeni cumhurbaşkanının seçimi için süren siyasi rekabet, Şii partilerin desteklediği Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye ve muhalefetin desteklediği eski bakan Cihad Azur arasında sürüyor. Rekabet Meclis’teki 12. cumhurbaşkanlığı oturumuna saatler kala yoğunlaştı.

Oturumdan kesin bir sonuç çıkmayacağı izlenimi oluşurken oturum, konuşmalarındaki gerilimi yükselten ve karşılıklı suçlamalarda bulunan tüm siyasi partiler için bir sınav niteliği taşıyor.

Son saatlerde ise aday Franciyye, tüm muhaliflerini eleştirdiği ve aynı zamanda ulusal ve kapsayıcı bir aday üzerinde anlaşmakta hiçbir sorunu olmadığını belirttiği bir açıklamada bulundu. Azur ise meydan okuma adayı olmadığını söyleyerek, elini herkese uzattığını belirtti.

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri liderliğindeki Meclis’teki Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu’ndan parlamenter kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada seçim oturumunun devam ettiğini, ertelenmeyeceğini ve şartnamelerle tamamlanması için çalışmaların sürdüğünü dile getirdi. Kaynaklar, “Birinci tur yapılacak ve sonuçlarına göre ikinci turun rotası belli olacak” dedi. Kaynaklar ayrıca üçüncü bir aday üzerinde mutabakat anlamına gelmeyen, aksine iki taraftan birinin diğerini ikna edebilmesi anlamına gelen diyalog çağrısının yenilendiğine dikkati çekti.

Lübnan Kuvvetleri Partisi’nden Franciyye’ye yanıt

(Falanjist Maruni) Lübnan Kuvvetleri Partisi’nden (LKP) kaynaklar, “Franciyye, ihtilafı sanki otoriterlikle özgürlükçüler arasındaymış gibi göstermeye çalıştı. Sorun otoriterlikte veya kişilerde değil, özellikle de Hizbullah’ın siyasi ekibiyle ilgili olmak üzere daha çok bir ulusal tercih sorunudur” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Ortaya koyduğu yaklaşım, cumhurbaşkanlığı sorununun Marunilerle ilgili olduğu düşünüldüğünde Meclis Başkanı Berri’nin başlattığı şeyin devamı niteliğindedir ve bu doğru değildir, Hristiyanların çoğunluğunun bir aday üzerinde hemfikir olduğuna dair kanıtlar vardır” dedi.

Aynı şekilde LKP Milletvekili Ghiath Yazbek, Hizbullah’a atıfta bulunarak, Franciyye’yi ‘mini devletin adamı’ olarak nitelendirdi.

Öte yandan Franciyye’nin sözlerinin bir yanıtı hak etmediğini belirten Ketaib kaynakları ise Franciyye’nin ‘sisteme bağlı’ olduğunu söylediği Azur’un, Şii İkili, Özgür Yurtsever Hareket ve Franciyye liderliğindeki Marada Hareketi tarafından kuşatılan bir hükümette Maliye Bakanlığı’nı üstlendiğini hatırlattı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Azur, ülkenin en büyük suikast ve bombalama dalgasına tanık olduğu ve politikası cinayet ve suikast üzerine kurulu olduğu bir dönemde mali durumu mümkün olan en az kayıpla yönetiyordu” dedi.

Ayrıca Milletvekili Vaddah es-Sadık, Twitter üzerinden Franciyye’ye yanıt vererek, “Hayır Sayın Bakan Franciyye, olumsuzlukta anlaşmadık. Adayımız Mişel Muavvad üzerinde olumlu ve bahsettiğim demokratik hakkımıza ve anayasamıza uygun olarak uzlaştık” dedi. Franciyye’nin bloğunun ve müttefiklerinin yeter sayıyı 11 kez kaybettiğini belirten Sadık, “Bu, size olumlu yanıttı” şeklinde konuştu.

Diğer taraftan (Şii) Hizbullah, muhalefete ve muhalefet adayına yönelik eleştirilerini sürdürdü. Hizbullah’ın Meclis Bloğunun Başkanı Milletvekili Muhammed Raad, muhalefetin adayının cumhurbaşkanlığını kazanacağına ilişkin şüpheleri olduğunu belirtti.



Batı Şeria'da onlarca yerleşimci İsrail askerlerine karşı ayaklandı: 5 yerleşimci gözaltına alındı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
TT

Batı Şeria'da onlarca yerleşimci İsrail askerlerine karşı ayaklandı: 5 yerleşimci gözaltına alındı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bir İsrail askeri (AFP)

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, Batı Şeria’daki Itamar yerleşim biriminde onlarca yerleşimcinin İsrail askeri personeline karşı ayaklandığını duyurdu.

Açıklamada kalabalığın dağıtıldığı ve 5 yerleşimcinin gözaltına alındığı belirtilirken, askeri personele yönelik her türlü şiddet eyleminin kınandığı ifade edildi.

İsrail gazetesi Haaretz'in haberine göre İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, cuma günü Batı Şeria'nın El Halil kentinde yaklaşık 30 İsrailli gencin Merkez Komutanı Binbaşı Avi Bluth ve diğer subaylara yönelik saldırısını kınadı.

Gazete, gençlerin Binbaşı Bluth'a ‘hain’ ve ‘İsrail Devleti düşmanı’ diyerek hakaretler yağdırdığını da ekledi.

Katz, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada “Kolluk kuvvetlerinin El Halil’deki ayaklanmalara karışanları hızla yargı önüne çıkarmasını bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Haaretz gazetesi, cumartesi günü bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde yüzlerce İsraillinin El Halil'deki bir askeri kontrol noktasına saldırmaya ve yasak bölgeye girmeye çalıştığını bildirdi.

Gazete, İsraillilerin geçmeye çalıştığı askeri kontrol noktasının, Yahudi yerleşimlerinin yoğun olduğu bir bölgeyi El Halil'in Eski Şehir bölgesinden ayırdığını kaydetti.

Katz, cuma günü işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldırmakla suçlanan Yahudi yerleşimcilere yönelik idari gözaltı emirlerinin çıkarılmasını askıya aldıklarını duyurdu.

Katz, açıklamasında şunları söyledi:

"Yahudiye ve Samiriye'deki (Batı Şeria) Yahudi yerleşimcilerin ciddi Filistin terör tehditlerine ve haksız uluslararası yaptırımlara maruz kaldığı bir gerçeklikte, İsrail'in onlara karşı bu kadar sert bir adım atması uygunsuzdur.”

Öte yandan Filistin Yönetimi, İsrail'i ‘fanatik yerleşimcileri Filistinlilere karşı terör eylemlerinde bulunmaya’ teşvik etmekle suçladı.

Filistin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Bakanlık, bu kararın fanatik yerleşimcileri Filistinlilere, onların topraklarına ve mülklerine karşı terör eylemleri gerçekleştirmeye teşvik ettiğine ve onlara ek bir dokunulmazlık ve koruma hissi verdiğine inanıyor” ifadeleri yer aldı.