Lübnan’da cumhurbaşkanlığı krizi aşılamıyor

Le Drian, bozulmayı durdurmak için beraberinde yeni bir Fransız ‘girişimi’ mi taşıyor?

Eski bir seçim oturumundan bir görüntü (Lübnan Parlamentosu)
Eski bir seçim oturumundan bir görüntü (Lübnan Parlamentosu)
TT

Lübnan’da cumhurbaşkanlığı krizi aşılamıyor

Eski bir seçim oturumundan bir görüntü (Lübnan Parlamentosu)
Eski bir seçim oturumundan bir görüntü (Lübnan Parlamentosu)

Milletvekilleri, Lübnan’da cumhurbaşkanını seçmek için düzenlenen 12. oturuma katılıyor. Ayrıca parlamento ister tek ister iki oturumda toplanmış olsun bu oturumun da cumhurbaşkanının seçilmesinin engellenmesiyle sonuçlanan önceki oturumlar gibi olacağına inanıyorlar. Çünkü mücadele, bir parlamento çoğunluğu elde etme konusunda yetersayıya ulaşılmaksızın bir adayın diğerine göre önde gelmesiyle sınırlı kalacak.

Ancak Cibran Basil liderliğindeki Özgür Yurtsever Hareket’in de desteğiyle muhalefet adayı eski bakan Cihad Azur ve Şii İkili’nin adayı Marada Hareketi lideri eski Milletvekili Süleyman Franciyye’nin arasındaki milletvekillerinin oylarını kazanma rekabeti, bir grup milletvekilinin seçimlerde kendilerini siyasi çizginin dışında konumlandırma arzusuyla çatışıyor. Bu milletvekilleri, ‘boş veya renkli bir kağıtla oy kullanabilecek üçüncü bir kuvvet oluşturma’ girişimi ortaya koyuyor. Çünkü tarafsızlığının, iki adayın mecliste mutlak çoğunluğun desteğini almasını engelleyeceğine inanıyorlar.

Parlamenter ve bağımsız bloklara mensup üçüncü güç, cumhurbaşkanlığı savaşını siyasi ittifakın dışından verme kararı aldı. Bu durum, bu gücün geçici koalisyon çatısı altında kalması anlamına geliyor. Bu çatı ise Fransa Cumhurbaşkanı’nın özel temsilcisi olan eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın Lübnan’a gelişiyle, uzlaşmaya dayalı bir aday aramaya dönüşüyor.

Bu nedenle Azur ve Franciyye arasında, birinci oturumda ilk kez gerçekleşen parlamento karşılaşması, sürpriz bir sonuç ortaya çıkarmayacak. Ülkede Azur’un 57 milletvekilini aşabilecek parlamento desteği ile Franciyye’nin önüne geçeceğini ve Özgür Yurtsever’in çekimser üyelerini kendisine çekerek destekçilerinin sayısının artabileceğini iddia edenler var. Direniş ekseni ise Azur’un Franciyye’nin önüne geçmesini engellemek için genel seferberlik ilan etti.

Ancak öyle görünüyor ki muhalefet ekseni, Azur’u destekleyen bağımsız milletvekillerini etkilemek için kelimenin tam anlamıyla siyasi anlamda ağır silahlarını kullanıyor. Bir muhalefet kaynağı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, üçüncü güçte birden fazla milletvekilinin Franciyye’yi destekleme eğiliminde olduğunun çok iyi biliniyor olmasına rağmen Azur’un, diğer milletvekillerinden desteğini genişleteceğini söyledi.

Şii İkili, cumhurbaşkanı seçilmeden önceki ufuktaki tıkanıklığa bakmaksızın, hala Franciyye’nin adaylığına sarılıyor ve muhalefeti, kendi adaylarının seçilmesini engellemek için oybirliğiyle Azur’u desteklemekle suçluyor. Ayrıca Özgür Yurtsever Hareket ile uzlaşısının da geçici bir anlayış olduğunu ve alternatif bir aday seçmek üzere kendisiyle diyaloğa girilmesi halinde uzun sürmeyeceğini savunuyor. Kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Basil, Şii İkili’nin ‘kendisini hedef alan’ kampanyasını etkisiz kılmak amacıyla medya organlarında bu uzlaşıya odaklanıyor. Ayrıca Azur’un cumhurbaşkanlığına ulaşamaması sonrasındaki aşamada iletişim kanallarının yeniden açılacağına inanılıyor.

Muhalefet kaynakları ise ‘Şii İkili, Franciyye’nin seçilmesine giden yolun, bugün ya da yarın açık olmadığına ikna olmadığı sürece’ Azur’un adaylığına olan bağlılığın, bir sonraki ilana kadar geçerli olacağına dikkati çekti.

Bu çerçevede meclis kaynaklarına göre oturumdaki oy sayısı, Franciyye’nin, baskı ne olursa olsun, kendisini başkanlık yarışında diğer adaylardan uzaklaştıracak sayısal yeteneğe sahip olan Azur’un önüne geçmesine izin vermeyecek. Ancak bu durum, rakibinin, kartların yeniden dağıtılmasına ve cumhurbaşkanlığı hesaplarının değişmesine tanık olacak bir sonraki seçim oturumunda aday listesinde kalacağı anlamına gelmiyor.

Le Drian’ın Beyrut’a gelişiyle yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri, yeni bir siyasi aşama başlatacak. Franciyye’nin cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmeye en yakın ve en kolay aday olmaya devam ettiği temelinde Paris, siyasi liderlerle yaptığı görüşmeler yoluyla başkanlık girişimini harekete geçirmeye çalışsa da zamanı geri alamayacak.

Bu çerçevede batılı bir diplomatik kaynak, Beşli Komite’nin diğer üye devletlerinin herhangi bir itirazı olmaksızın Paris’in ABD yetkilendirmesiyle başkanlık dosyasına atanmasının, artık boş bir sayfaya dayanmadığını söylüyor. Kaynağa göre aksi durumda Hristiyan güçlerin çoğunluğunun reddiyle karşılaşılıyor. Bu da, cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik devam eden engellemelere yeni bir sayfa açacak bir çıkış yolu aramak için, onları hesapları gözden geçirmeye sevk ediyor.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.