Libya’ya karadan göç yolunda en yüksek ölüm oranı kayda geçti

IOM gerçek sayının, bildirilenlerden çok daha fazla olduğunu bildirdi.

Göçmenler, Libya kıyılarından bindikleri ölüm botları ile Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. (AP)
Göçmenler, Libya kıyılarından bindikleri ölüm botları ile Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. (AP)
TT

Libya’ya karadan göç yolunda en yüksek ölüm oranı kayda geçti

Göçmenler, Libya kıyılarından bindikleri ölüm botları ile Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. (AP)
Göçmenler, Libya kıyılarından bindikleri ölüm botları ile Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. (AP)

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Kayıp Göçmenler Projesi’nden yeni yayınlanan verilere göre, geçen yıl Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan düzensiz göç yollarında 3 bin 800 kişi öldü. IOM bunun, 4 bin 255 ölümün kaydedildiği 2017’den bu yana en yüksek rakam olduğunu bildirdi. IOM dün yayınlanan raporunda, 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 11 artışla 3 bin 789 ölüm kayda geçtiğini açıkladı.

Son rapora göre Kayıp Göçmenler Projesi tarafından kaydedilen toplam ölümlerin yarısından fazlası Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da meydana geldi. Raporda, özellikle Sahra Çölü’ne dikkat çekildi. Bu tehlikeli karadan geçiş rotasında, Kuzey Afrika’da 203, Ortadoğu’da ise 825 karayolu ölümünün gerçekleştiği açıklandı. 117 ölümün meydana geldiği Libya’nın, Kuzey Afrika’daki kara yollarında en fazla sayıda ölüme sahne olduğu, bunu 54 ile Cezayir, 13 ile Fas, 10 ile Tunus ve 9 vaka ile Mısır’ın izlediği vurgulandı.

Yeterli resmi veri olmamasının yanı sıra sivil toplum ve uluslararası kuruluşların kara yollarına sınırlı erişimi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki göç yollarında gerçek ölüm sayısının açıklanandan çok daha fazla olabileceğini gösteriyor. Raporda, Kayıp Göçmenler Projesi’ne ev sahipliği yapan Küresel Veri Enstitüsü Müdürü Coco Warner şu açıklamada bulundu:

Verilerimiz, bu tehlikeli yolda ölen insanların yüzde 92’sinin kimliğinin belirsiz kaldığını gösteriyor. Tehlikeli göç yollarındaki trajik ölümler, verilerin ve analizin harekete geçmedeki önemini ortaya koyuyor.

IOM Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Osman el-Belbesi de açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki ve dışındaki göç yollarındaki bu endişe verici ölüm sayısı, göçmenlerin güvenliğini ve korunmasını artırmak için acil çabalar gerektirdiğini ortaya koyuyor. IOM, Küresel Göç Sözleşmesi’nin sekizinci hedefi doğrultusunda, bu insani krizi ele almak ve daha fazla ölümü önlemek için uluslararası ve bölgesel iş birliğinin artırılmasını talep ediyor.

2022’de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya giden deniz yollarında, Lübnan’dan kalkan teknelerin Yunanistan ve İtalya’ya gitmesinin ardından, artan sayıda ölümcül kaza meydana geldi. Bu girişimlerin ardından, geçen yıl doğu Akdeniz güzergahındaki toplam ölüm sayısının neredeyse yarısı olmak üzere en az 174 ölüm kaydedildi. Deniz yollarında ölenlerin yaklaşık yüzde 84’ünün kimliği belirsiz kaldı.

Romanya ve İtalya’ya yönelik göç sürüyor. (UNHCR)
Romanya ve İtalya’ya yönelik göç sürüyor. (UNHCR)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre IOM,veri boşluklarını gidermek amacıyla Libya’da 2021’in sonlarında büyük göç yolları ve Libya sınırları boyunca uzak bölgelerdeki bilgi kaynakları tarafından bildirilen olayları izlemek için bir sistem başlattı.

Kayıp Göçmenler Projesi, Berlin’deki IOM Küresel Veri Enstitüsü çerçevesinde Küresel Göç Veri Analiz Merkezi’nin önemli bir girişimi olarak biliniyor.

Ruanda, Romanya ve İtalya’ya göç edenlerin bir kısmının,134 mülteci ve sığınmacının Libya’dan ayrılarak Ruanda’daki Acil Transit Merkezi’ne gittiği bildirildi. Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR), göçmenlere barınma, temel ihtiyaçlar, tıbbi bakım, piskososyal destek ve dil dersleri sağlayacağı belirtildi.

UNHCR geçtiğimiz pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, üçüncü ülkelere yeniden yerleşim veya mümkün olan her yerde gönüllü geri dönüş gibi kalıcı çözümler bulmalarına yardımcı olmayı hedeflediklerini kaydetti. UNHCR, risk altındaki çocuklara ve kadınlara, şiddetten kaçanlara, sağlık sorunları olanlara ve insan kaçakçılığından kurtulanlara yönelik özel çalışmalarının olduğunu bildirdi.

Romanya ve İtalya’ya yönelik göç sürüyor. (UNHCR)
Romanya ve İtalya’ya yönelik göç sürüyor. (UNHCR)

UNHCR, 2017’den bu yana 10 binden fazla göçmenin yeniden yerleşim, tahliye ve ek güzergahlarla üçüncü ülkelere gitmesine yardımcı olduğunu belirtti.

UNHCR, ülkeleri korunmaya muhtaç sığınmacılara ve mültecilere yardım etmek için daha fazla yasal yol sağlamaya çağırıyor. Ayrıca insani tahliye uçuşlarını kolaylaştırmadaki destekleri ve iş birlikleri için de Libya makamlarına övgüde bulunuyor.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.