Lübnan Meclis Başkanı: Yalnızca fikir birliği ve diyalog cumhurbaşkanı seçimini hızlandıracak

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri bugünkü oturum sırasında (DPA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri bugünkü oturum sırasında (DPA)
TT

Lübnan Meclis Başkanı: Yalnızca fikir birliği ve diyalog cumhurbaşkanı seçimini hızlandıracak

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri bugünkü oturum sırasında (DPA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri bugünkü oturum sırasında (DPA)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, cumhurbaşkanın fikir birliği ve diyalog yoluyla hızlı bir şekilde seçilmesi çağrısında bulundu.

Lübnanlı Meclisi, yeni cumhurbaşkanını seçmeye yönelik yeni oturuma 128 milletvekilinin katılımıyla bu sabah başladı ancak 12. girişimde de başarılı olamadı.

Adaylardan eski bakan Cihad Azur 59 oy alırken, eski bakan Süleyman Franciyye 51, Ziad Baroud 6 ve Joseph Avn 1 oy alabildi.

Berri oturumun ardından yaptığı açıklamada, “Bugünkü oturumdan sonra, cumhurbaşkanı seçilemediği için sorumluluğu şu ya da bu tarafa atmak yeter. Kabul edelim ki, bu davranışta ısrar etmek, bu kısır döngüde dönmek ve inkar politikası izlemek, bizi Lübnanlı, Arap kardeşlerimiz ve dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızın arzu ettiği sonuca götürmeyecektir. Yalnızca fikir birliği ve diyalog cumhurbaşkanı seçimini hızlandıracak” dedi.

Diyaloğun koşulsuz olması ve kimseyi aday olma hakkından etmemesi gerektiğine vurgu yapan Berri, “Anlaşmayı ve ortaklığı koruyan anayasa çatısı altında, bu hakkın dışlanmadan, tecrit edilmeden, meydan okunmadan veya ihanet edilmeden nasıl elde edileceğine dair ortak bir vizyon üzerinde herkesin iradesinin kesiştiği bir diyalog. Herkesin bu yola girerek Lübnan için cüret ve cesaret göstermesinin zamanı geldi. Bunu yapıyor muyuz?” diye ekledi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) eski Direktörü olan ve 2005-2008 yılları arasında Lübnan Maliye Bakanı olarak görev yapan Cihad Azur oturumun ardından kendisine oy veren milletvekillerine teşekkür etti.

 Lübnanlı milletvekilleri bugünkü oylama oturumu sırasında (AFP)
Lübnanlı milletvekilleri bugünkü oylama oturumu sırasında (AFP)

Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye ise, “Bana oy veren milletvekillerine ve Meclis Başkanı Nebih Berri’ye teşekkür ederim. Bana oy vermeyen milletvekillerinin de görüşlerine saygı duyuyoruz ve bu, ulusal çıkarları elde etmek için bir sonraki aşamayı inşa edebileceğimiz herkesle yapıcı bir diyalog için bir adımdır” diye konuştu.

Temsilciler Meclisi, bugün erken saatlerde düzenlenen oturumda, hiçbir adayın oyların üçte ikisini alamaması nedeniyle yeni bir cumhurbaşkanı seçemedi.

Lübnan Meclisi, Hizbullah ile muhalifleri arasında yoğunlaşan siyasi bölünmenin ortasında, yaklaşık beş ay sonra ilk kez toplandı.

Ekim sonunda eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın görev süresinin sona ermesinden bu yana, meclis 11 kez toplandı ancak cumhurbaşkanını seçemedi.

Hiçbir parti kendi adayını göreve getirmeyi sağlayacak çoğunluğa sahip olmadığı için bu konudaki tüm girişimler başarısız oldu.

Ancak önemli siyasi blokların, Hizbullah’ın desteklediği Süleyman Franciyye’ye karşı Cihad Azur’un adaylığını destekleme yönündeki uzlaşısı denklemi değiştirdi.

Cihad Azur’un ismi son haftalarda öne çıktı. Yürütülen kapsamlı temasların ardından, Franciyye’ye karşı çıkan büyük bloklar ve milletvekilleri, Azur’un adaylığına desteklerini açıkladı.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.