BM: Darfur'daki şiddet ‘insanlığa karşı suç’ anlamına gelebilir

Hartum'daki binaların arkasından dumanlar yükseliyor (AFP)
Hartum'daki binaların arkasından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

BM: Darfur'daki şiddet ‘insanlığa karşı suç’ anlamına gelebilir

Hartum'daki binaların arkasından dumanlar yükseliyor (AFP)
Hartum'daki binaların arkasından dumanlar yükseliyor (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Sudan Temsilcisi Volker Peretz, Darfur bölgesindeki şiddetin ‘insanlığa karşı suç’ anlamına gelebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Sudan’da 15 Nisan'dan bu yana Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Hamideti olarak bilinen Muhammed Hamdan Daklu liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalar, Hartum ve Darfur bölgesinde yoğunlaşırken, bu bölgeler 20 yılı aşkın süredir kanlı çatışmalara sahne oluyor.

Peretz dün yaptığı açıklamada, Nisan ayındaki son çatışmaların patlak vermesinden bu yana güvenlik, insan hakları ve insani durumun özellikle Büyük Hartum, Darfur ve Kordofan bölgelerinde hızla kötüleşmeye devam ettiğini vurguladı. BM temsilcisi, “Darfur'daki durum kötüleşmeye devam ederken, Nisan sonundan bu yana etnik boyutlar kazanan çeşitli şiddet dalgalarının ardından Batı Darfur’daki el Cuneyna’daki durumda endişeliyim” dedi. Yetkili, etnik kimlikleri temelinde sivilleri hedef alan ve Arap milisler ve HDK üniformalı bazı silahlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen saldırılara atıfta bulunarak, bu tarz haberlerin son derece rahatsız edici olduğunu ve doğrulanması halinde insanlığa karşı suç teşkil edebileceğini aktardı.

BM’nin hangi biçimde olursa olsun sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alan tüm saldırıları en güçlü ifadelerle kınadığını ifade eden Peretz, güvenlik güçlerinin ve devlet dışı silahlı aktörlerin, uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yaşam hakkına saygı gösterme ve sivillere yönelik saldırılardan kaçınmaları gerektiğini vurguladı. Geçtiğimiz hafta, Sudan hükümeti Peretz'i istenmeyen adam ilan ederken, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise Peretz’e güveninin tam olduğunu belirtti.

Guterres dün, Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesindeki durum ve ‘artan bir etnik boyut’ kazandığını söylediği şiddet eylemleriyle ilgili derin endişesini dile getirdi. BM Genel Sekreteri sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamada, Guterres'in Sudan'daki taraflara yeniden çatışmayı sonlandırma çağrısı yaptığı kaydedildi. Açıklamada, Genel Sekreter’in Sudan'daki çatışmanın artan etnik boyutu ve cinsel şiddetten ciddi endişe duyduğu ifade edilerek, 9 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğu bir durumda yağmalamaların da son bulması gerektiğinin altını çizdiği ifade edildi.

Öte yandan Sudan Doktorlar Sendikası bugün, Darfur'daki el Cuneyna’daki çatışmaların çok sayıda can kaybına yol açtığını belirterek, şehirdeki durumu ‘felaket’ ve şimdiye kadarki en kötüsü olarak nitelendirdi.

Açıklamada, Cuneyna kentinde çıkan çatışmalarda aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da bulunduğu çok sayıda can kaybı yaşandığı, hastanelerin hizmet dışı olması, şehrin kuşatılması ve iletişimin kesilmesiyle kurbanların tam sayısını tahmin etmenin imkansız hale geldiği aktarıldı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Darfur Bölgesi Başkanı Mini Arko Minawi, bölgeyi afet bölgesi ilan ederken, Kutum ve el-Cuneyna şehirlerinde sivillerin korkunç ihlallere maruz kaldığına vurgu yaptı.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.