Yemen’den uluslararası arenaya Husilerin mezhep merkezlerine karşı sağlam duruş çağrısı

Husiler çocukları silah altına almaya devam ediyor. (Getty)
Husiler çocukları silah altına almaya devam ediyor. (Getty)
TT

Yemen’den uluslararası arenaya Husilerin mezhep merkezlerine karşı sağlam duruş çağrısı

Husiler çocukları silah altına almaya devam ediyor. (Getty)
Husiler çocukları silah altına almaya devam ediyor. (Getty)

Husi darbecilerin kendi fikirlerini dayatmak için düzenlediği yazlık kurs merkezlerinde çekilen bir video tartışmalara neden oldu. Yemen hükümeti, uluslararası toplumu çocukları savaşçıya dönüştürmeye karşı kararlı bir tavır almaya çağırdı. Nitekim Husiler gençleri bu merkezlerde toplamaya, ön saflara dahil etmeye devam ediyor.

Darbeci grubun yazlık merkezlerinde öğrencilere verdiği mezhep içerikli derslere yönelik bir insan hakları raporu yayınlandı. Bu merkezlerin kutuplaşma ve mezhepçiliğin yayıldığı kamplar olduğu vurgulandı.

Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani, Husi darbecilerin çocuklar için yaz kursu kisvesi altında kurduğu bu eğitim kamplarından sızan görüntülerin, çocukların askere alınması konusunda tarihinin en kapsamlı operasyonlarından biri olduğunu söyledi. Darbecilerin kontrolündeki bölgelerde yüz binlerce çocuğun beyninin radikal fikirler ile yıkandığını kaydetti.

Resmi Yemen Haber Ajansı’nın (Saba) haberine göre İryani, Husi darbecilerin kontrolleri altındaki bölgelerde çocukların silahlandırılmasına yönelik uluslararası sessizliğe hayret ettiğini dile getirdi. Zirâ bu gelişmelerin ateşkes ve savaşın sona ermesi çağrıları ve çabalarıyla çeliştiğini, grubun barış konusundaki gerçek tutumunu ortaya çıkardığını, grubun bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir saatli bomba oluşturacak terörist bir nesil yaratma girişimlerini ortaya koyduğunu vurguladı.

Şarku’L Avsat’ın edindiği bilgilere göre Husi milislerin çocuk haklarını kasıtlı bir şekilde ihlal ettiğini vurgulayan Yemen hükümeti Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Bakanı Ahmed Arman da bu uygulamalarla darbecilerin toplumu felç ve kontrol etmeyi, aile yapısını zayıflatmayı amaçladıklarını söyledi.

Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen Savaşlarda Çocukların Korunmasına ilişkin Uluslararası Konferans’ta söz alan Arman, Husi milislerin çocuklara yönelik davranışının bir defalık bir suç olmadığını, grubun çocuk hakkı ihlallerinin alenen ve artarak devam ettirdiğini vurguladı. Konuya dair uluslararası alanda yürütülen çabalara cevap verilmediğini de sözlerine ekledi.

Yemenli Bakan, binlerce çocuğu savaş alanlarına ve askeri eylemlere sürükleyen Husi milislerin en az 700 bin çocuğa radikal terörist fikirleri aşılamak için yaz kursları adı altında seferberlik merkezleri açtığına dikkat çekti. Kendi kontrolleri altındaki bölgelerde okul müfredatlarını değiştirdiğine, radikal ve ırkçı fikirler aşıladığına, nefret dili ve şiddeti kutsallaştırdığına işaret etti.

Bu davranışın ırkçı nitelikteki tüm terörist hareketlerin doğasında bulunan bir özellik olduğuna değinen Arman, Husilerin karanlık çağları henüz terk etmemiş, medeniyeti ve insan anlaşmalarını kendi varlığına tehdit olarak gören geri kalmış ve totaliter bir vizyon benimsediklerini de sözlerine ekledi. Aynı zamanda çocukları silahlı çatışmalara katılmalarına yol açacak her türlü faaliyetten koruma gereğini, hükümetin çocukların silahlandırılmasını önlemek için ülkeler arasındaki ortak plana bağlılığını vurguladı.

Husilerin mezhepçi eylemlerinin tehlikesine ilişkin çağrıların artması üzerine Amerikan Adalet Merkezi (ACJ), yaz kurslarında çocuklara öğretilen, 270 sayfadan oluşan, Husi ailesinin üç üyesi Bedrettin el-Husi, Muhammed Bedrettin el-Husi ve TeğmenHüseyin Bedrettin el-Husi tarafından yazılan yedi kitabın içeriğini ortaya çıkardı.

Bu kursların yıllık düzeltme ve eklemelere tabi olduğunu, merkezlere kaydolanların yaş gruplarına göre birinci, orta ve üstü olmak üzere üç seviyeye ayrıldığını aktaran ACJ, Husi milislerin benimsediği akide, mezhepsel terimlerin kullanıldığı okuma ve yazma derslerinin işlendiğini belirtti. Bu derslerde Husilerin mezhepçi sloganlarının, şiddete ve katle teşvik eden düşüncelerinin, diğer gruplar üzerindeki konumlarının, propaganda faaliyetlerinin öne çıktığını bildirdi.

ACJ’nin raporuna göre, Husi milislerin düzenlediği yaz kursları iki türe ayrılıyor. İlki olan ve büyük çoğunluğu oluşturan açık kurslarda seferberlik cihatçı kültüre dikkat çekiliyor. Ayrıca Husi grubun ‘şehit bahçeleri’ olarak adlandırdığı mezarların ziyareti gibi etkinlikler düzenleniyor. Askeri toplama kurslarına benzeyen diğer kapalı kurslarda ise katılanların silah kullanımı ve savaş yöntemleri konusunda eğitildiği, çevrimiçi kampanyalar yürütüldüğü, Husi grubunun muhaliflerine karşı kışkırtma videolarının izlendiği biliniyor. 

Şarku’L Avsat’ın edindiği bilgilere göre Husi medyası, milis liderlerinin bu merkezlerin faaliyetlerini takip etmek, katılıma teşvik etmek ve iyileştirmek için yaptığı teftiş ziyaretlerini gündeme taşıyor. Milis lideri Abdulmelik el-Husi söz konusu kurslar hakkında motivasyon konuşmaları yapıyor.

Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat, çocukları mezhepsel olarak seferber edildiğine, grubun projesi uğruna bu çocukların kullanılması için yaz merkezlerinin açıldığına işaret etti. Husi medyasının aktardığına göre Meşat, rakipler karşısında sağlam bir güç oluşturmak için bu kurslara katılım çağrısında bulundu.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.