Libya Berberileri ‘siyasi olarak dışlanmalarından’ şikayetçi

Libya Berberiler Yüksek Konseyi üyeleri UNSMIL yardımcısı ile (Libya Berberiler Yüksek Konseyi)
Libya Berberiler Yüksek Konseyi üyeleri UNSMIL yardımcısı ile (Libya Berberiler Yüksek Konseyi)
TT

Libya Berberileri ‘siyasi olarak dışlanmalarından’ şikayetçi

Libya Berberiler Yüksek Konseyi üyeleri UNSMIL yardımcısı ile (Libya Berberiler Yüksek Konseyi)
Libya Berberiler Yüksek Konseyi üyeleri UNSMIL yardımcısı ile (Libya Berberiler Yüksek Konseyi)

Libya Berberileri, yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için yasaları hazırlamakla ilgilenen 6 + 6 Ortak Komitesi’nin Fas’ın Bouznika kentinde yaptığı toplantıların sonuçlarını, ‘siyasi dışlanma’ nedeniyle reddetti

Libya Berberiler (Amazigh) Yüksek Konseyi tarafından yapılan açıklamada, toplantı sonuçlarının ‘Berberi halkının önerilen meclisteki temsillerinin dışlanmasındaki ısrar’ nedeniyle reddedildiği ifade edildi.

Açıklamada, Berberilerin uzun yıllardır dışlandığı ve devlette egemenlik pozisyonlarından mahrum bırakıldığını, Başkanlık Konseyi veya hükümetin oluşumuna taraf olmadıklarının altı çizildi.

Berberiler Yüksek Konseyi’nin açıklamasında, “Adalet ve demokrasi değerlerinin Birleşmiş Milletler Tüzüğü’nde yer alıyor. BM Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) bu konuda garantör olması gerekiyordu ancak Libya ve bileşenlerinin haklarına karşı bir komplonun parçası haline geldi” denildi.

Konsey, Libya’nın şu anda ‘siyasi pazarlık ve güç paylaşımından geçtiğini’ de vurguladı.

Berberiler Yüksek Konseyi, “UNSMIL, Politikacılar ve milisler tarafından bugün ve gelecekte siyasi bir durumu ve güç paylaşımını empoze etmek için kullanılan bir araç haline geldi” ifadelerini kullanarak, misyona yönelik eleştirisini artırdı.

Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan UNSMIL’den bir yetkili, “Libyalılar, UNSMIL’in müdahalesi olmadan kaderlerine karar veriyorlar” dedi.

FOTO: Berberiler her yıl 13 Ocak’a denk gelen Berberi Yeni Yılı münasebetiyle bir açıklama yapıyor (Berberiler Yüksek Konseyi)

Berberiler Yüksek Konseyi, Libya konusunun BM Genel Kurulu’na iade edilmesi çağrısında bulunarak, konunun ‘çıkarları için devam eden mücadeleleri nedeniyle başarısızlıklarını kanıtlamış olan’ UNSMIL ve BM Güvenlik Konseyi üye devletlerinden uzak tutulması gerektiğini ifade etti.

Libya’daki durumdan tamamen UNSMIL’i sorumlu tutan Berberiler Yüksek Konseyi, diğer halkların geçmişte ve günümüzdeki haklarını elde etmek için kullandıkları türlü meşru sayılan yöntemlere başvuracaklarını da ekledi.

Öte yandan, anayasal monarşinin meşru varisi olan Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi, “Ülkenin içinden geçmekte olduğu bu kritik dönemde ve yeni devleti kurma çabamızda, bu farklı toplumsal bileşenlerin sağlam bir vatandaşlık kavramı inşa etmede oynadıkları önemli rolü göz ardı edemeyiz” dedi.

Senussi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Berberi, Tuareg ve Tubu halkının devlet kurmayı başarmış, iradesini vatan ve ülkesinin hizmetine sunmuş atalar olduğunun altını çizerek, “Şimdi bizim rolümüz, ülkemizin bağımsızlığını, birliğini ve rönesansını yeniden tesis etme kararlılığını seferber etmede onların halefi olmaktır” diye yazdı.



Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)

Tunus cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal’in avukatı, Cendube Mahkemesi’nin dün (Çarşamba) Zemal'i bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdığını ve bunun muhalefetin Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeniden seçilmesini amaçlayan adil olmayan seçimlere ilişkin korkularını güçlendiren son hamle olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 6 Ekim'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ay üç önemli adayı diskalifiye etmesinin ardından tansiyon yükseldi. Bu hareket bir eleştiri seline yol açtı.

Binlerce Tunuslu geçen hafta muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla sokaklara dökülerek Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalifleri ve adayları baskı altına almamasını talep etti.

Seçim Kurulu sadece Said, Zuheyr el-Mağzavi ve el-Ayaşi Zemal'in adaylıklarını onaylayarak seçim anlaşmazlıklarını karara bağlayan en yüksek yargı organı olan İdare Mahkemesi'nin kararına meydan okudu.

Dün alınan kararı yorumlayan Zemal'in avukatı Abdussettar el-Mesudi Reuters'e şunları söyledi: “Karar siyasi amaçlıdır; adil değildir. Zemal’in cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını baltalamayı ve onu Tunuslulara dürüst olmayan biri olarak göstermeyi amaçlamaktadır.”

Zemal iki hafta önce ‘belge uydurmak ve halk desteğini tahrif etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Said'in muhalifleri, üyelerini kendisinin atadığı Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nu rekabeti bastırmak ve adayları sindirmek suretiyle yeniden seçilmesini sağlamak için kullandığını söylüyor.

Said ise hainlerle, paralı askerlerle, yolsuzluk yapanlarla savaştığını ve diktatör olmayacağını söyleyerek suçlamaları reddediyor.

Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musi kamu güvenliğine zarar vermek suçlamasıyla geçen yıldan bu yana hapiste. Önde gelen siyasetçi Lutfi el-Merahi de 2019 seçimlerinde hile yapmak suçlamasıyla bu yıl hapse atıldı.

Her iki isim de seçimlere katılma niyetlerini açıklamış, ancak hapsedilmiş ve adaylıklarını sunmaları engellenmişti.

Geçtiğimiz ay bir başka mahkeme de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan dört siyasetçiyi hapis cezasına çarptırdı ve ömür boyu adaylıktan menetti.

Said 2019 yılında demokratik yollarla seçildi. Ancak zamanla iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve 2021 yılında muhalefetin ‘darbe’ olarak nitelendirdiği bir kararname yayınladı. Söz konusu kararnameyle Said yasama yetkisini kendisine devrederek ülkeyi yönetmeye başladı.