Sudan'daki iç savaş ülke tarımını tehdit ediyor

Sudanlı bir çiftçi, Hartum'daki Nil Nehri kıyısındaki arazisini traktörle ekime hazırlıyor (Arşiv-Reuters)
Sudanlı bir çiftçi, Hartum'daki Nil Nehri kıyısındaki arazisini traktörle ekime hazırlıyor (Arşiv-Reuters)
TT

Sudan'daki iç savaş ülke tarımını tehdit ediyor

Sudanlı bir çiftçi, Hartum'daki Nil Nehri kıyısındaki arazisini traktörle ekime hazırlıyor (Arşiv-Reuters)
Sudanlı bir çiftçi, Hartum'daki Nil Nehri kıyısındaki arazisini traktörle ekime hazırlıyor (Arşiv-Reuters)

Sudanlı çiftçi Fadlullah el-Menna, her yıl Mayıs ortasından Haziran başına kadar, yaz tarım sezonunun faaliyetlerine başlamak için tarlaları sürmek üzere hazır hale getirirdi. Ancak bu yıl yaz sezonu için hazırlık yapamadı. Menna'nın toprağı sürmek ve hasat için kullandığı tüm makineler depolarında ve ekim hazırlıklarına başlamak için gerekli bakımları yapılmadı. Çünkü yetkililer yakıt, gübre, tohum ve diğer ihtiyaçları temin etmedi.

Sudan'ın merkezindeki El-Cezire eyaletinde ekin eken çiftçi Menna, Arap Dünyası Haber Ajansı'na (ANA) konuştu. Menna şu ifadeleri kullandı: “Toprağı hazırlamak için bir şey yapmadım. Devlet bırakın tohum, gübre ve diğer şeyleri, yakıt bile sağlamadı. Hartum'daki savaş, yakıt yetersizliği ve başka birçok nedenden dolayı şimdiye kadar çiftçilerin çoğu yaz sezonuna hazırlanamadı. Şimdiye kadar toprak sürülmedi ve ekim hazırlığına başlanmadı, tüm vaburlar (toprak sürme aleti) işlevsiz halde duruyor. Tarım sezonunu kurtarmak için yetkililer harekete geçmeli. Çünkü vakit yok ve yağmur yağmaya başladı. Toprağı sürmemiz ve ekin ekmemiz gereken zaman bu zaman.”

Şarku’l Avsat’ın ANA’dan aktardığı habere göre Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim ile Doğu ve Orta Sudan'daki bir dizi vilayetin valisi arasında geçen ay yapılan ortak toplantıda, yaz tarım sezonunu başarılı kılmak için Gedarif Valisi başkanlığında yüksek bir komitenin kurulması kararlaştırıldı.

Yakıt krizi

Sudan'ın güneydoğusundaki Sennar eyaletinde bir çiftçi olan Hişam Mirgani de Menna ile aynı sorunlardan mustarip. Yaz tarım sezonu için yakıta ihtiyaç duyan Mirgani, yakıt için benzin istasyonlarında çok zaman harcıyor, ancak nafile, bir sonuç elde edemiyor.

Mirgani, ANA'ya verdiği demeçte, “Yakıt sorunu önemli bir sorun. Hükümet benzin istasyonlarında sırada durmaya gerek bırakmadan çiftçilere yakıt sağlaması gerekiyor. Geri kalan ihtiyaçlar ise karşılanabilir. Hükümet yakıtı mümkünse ekili arazinin büyüklüğüne göre dağıtmalı ve kotaları düşürmemeli. Örneğin bir çiftçi yüz dönümlük bir alanı hazırlıyor ve sadece kırk dönümlük alan için yakıt alıyor. Bazıları 20 feddan yetiştiriyor ama 50 feddanlık yakıt alıyor ve geri kalan yakıtı karaborsada satıyor. Bazıları ise ekipmanı bozuk ve sezona hazırlık yapamadığı halde yakıttan paylarını alıyor. Bu yozlaşmış davranışlar önceki yıllarda oluyordu ama hükümet özellikle şimdi yakıt eksikliği nedeniyle buna izin vermemeli.” ifadelerini kullandı.

Sudanlı iki çiftçi, Hartum'daki Nil Nehri kıyısındaki arazilerini ekime hazırlıyor (Arşiv- Reuters)
Sudanlı iki çiftçi, Hartum'daki Nil Nehri kıyısındaki arazilerini ekime hazırlıyor (Arşiv- Reuters)

Mirgani, Nisan ortasından bu yana Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında başkentte ve bir dizi başka şehirde devam eden savaşın tarım mevsimini etkileyeceğini tahmin ettiğini söyledi.

Finansman krizi

Mirgani, 16 dönüm buğday yetiştirmek için bankadan kredi çektiğini ancak giderlerdeki artışlarından dolayı 500 bin liradan fazla zarar ettiğini söyledi.

Sudan'ın merkezinde Mavi Nil ve Beyaz Nil'in arasında yer alan ve iki milyon dönümden fazla alanı olan El-Cezire Tarım Projesi'nin Müdürü Ömer Marzuk şunları söyledi: “Yaz tarım sezonunun finansmana ihtiyacı var. Eğer finansman sağlanırsa gerekli tohum, gübre ve ilaç girdileri sağlanabilir."

Marzuk ANA ile yaptığı röportajda şu ifadeleri kullandı: “Ülkenin içinde bulunduğu mevcut koşullarda fon sağlamanın önünde zorluklar var. Ancak, Yüksek Komite'nin yaz tarım sezonunu başarılı kılmak için fon arayacağını umuyorum. Yağışlı mevsimin başlamasıyla birlikte ekim için yeterli hazırlığın yapılmaması nedeniyle 500 binden fazla feddan hizmet dışı kalacak.”

Sudan'ın yağlı tohum üretiminin yüzde 40'ından fazlasını sağlayan Etiyopya sınırındaki El-Cezire eyaletinde kıdemli bir çiftçi olan Es-Sir Ebu Şemme, ANA'ya konuştu: “Akaryakıt sübvansiyonlarının kaldırılması ve yüksek mahsul maliyetleri, çiftçilerin sıkıntılarını daha da artırıyor. Yaz tarım sezonunun başarısı için Yüksek Komite ile görüştük. Hazırlıklar ‘tamam’ ancak bu, sezonun başarılı neticeleneceği anlamına gelmiyor. Savaş nedeniyle meteoroloji bültenlerinin olmaması tarımı olumsuz etkiliyor. Öngörülemeyen miktarlarda yağmurlar yağıyor. Ama ekeceğiz ve ekmezsek başımız büyük belaya girecek. Ülkenin ihracata ihtiyacı var. Amacımız mevcut koşullarda üretim yapmak. Gedaref'te yakıt yüksek fiyatlarla elde ediliyor. Bir önceki sezon varil fiyatı 70 bin lira iken bu sezon 140 bin lira oldu. Gübre fiyatı ise çuval başına 7 bin liradan 40 bin liraya çıktı. Çiftçilerin zor günler geçirmesini bekliyordum. Çünkü çoğu ürünlerini satamadığı veya zararına sattığı için geçen sezonun banka kredilerini ödeyemedi. Bu nedenle bu sezon tarlalarını ekemeyecekler."

Yıkıcı etkilerArap Ülkeleri Tarımsal Kalkınma Örgütü, Arap gıda güvenliği konusunun, bazı Arap ülkelerindeki istikrarsızlık ve savaşlardan kaynaklanan bir çok zorlukla karşı karşıya olduğunu açıkladı.

Faaliyetlerini Hartum'dan yürüten örgüt açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bu zorlukların en yenisi ve en şiddetlisi Sudan'da yaşanan savaş. Bu durum tarım sektörünün hem bitkisel hem de hayvansal kısımlarının üretken yapısında büyük bozulmalara neden oldu. Tedarik zincirlerinin kesintiye uğraması, Hartum çevresinde yoğunlaşan kümes hayvanları üretim sistemi ile sebze ve meyve üretiminin tamamen çökmesine yol açtı. Ulaşım aksadı, piyasalar durgunlaştı ve finansman yetersizliği hasat işlemleri ve takas işlemlerinin tamamlanmasını engelledi. Gıda güvenliği üzerinde yıkıcı etkiler tahmin ediliyordu. Sudan'daki yaz mevsimi, Sudan halkı için gıda güvenliğini sağlamada ve Sudan'ı çevreleyen bölge ülkelerinin gıda güvenliğine katkıda bulunmada en büyük ve en önemli etken.”



Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
TT

Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri’nde artık bir tampon bölge yok

Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)
Stratejik öneme sahip Şeyh Dağı'nın zirvesindeki İsrail askerleri (Reuters)

Halil Musa

İsrail ordusu, ‘ileri savunma cephesi’ kurmak amacıyla Suriye'nin işgal altındaki toprakları Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede askeri üsler kurmaya devam ediyor. Bu üsler, tampon bölgenin ötesine geçerek Golan Tepeleri’nin doğusundaki Suriye topraklarının derinliklerindeki köylere kadar ilerliyor.

Söz konusu askeri üsler, Şeyh Dağı'nın (Hermon Dağı) kuzeyinden batıya doğru Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası’na kadar uzanan Suriye-Ürdün-İsrail sınır üçgeninde yer alıyor.

İsrail'in 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Suriye’de işgal ettiği toprakların yüzölçümü 500 kilometrekareyi aşarak Golan Tepeleri’nin yarısı kadar bir alana ulaştı.

En büyük ve stratejik açıdan en önemli üs, deniz seviyesinden 2 bin 814 metre yüksekliğindeki Şeyh Dağı'nın zirvesinde yer almakta ve başkent Şam’a, Lübnan'ın Bekaa Vadisi’ne ve İsrail’in kuzeyine hâkim bir konumda.

İsrail ordusu, bu üssü Suriye ordusunun geçen yılın sonunda Esed Beşşar rejiminin düşüşüyle birlikte çekilmeden önce kullandığı yerlerde kurdu.

Üs, 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Ayrışma Anlaşması ile kurulan tampon bölgenin dışında yer alıyor.

Her sabah Şam'da

Birkaç ay önce üssü ziyaret eden İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın her sabah Şam'daki başkanlık sarayında gözlerini açtığında İsrail Savunma Ordusu'nun onu Şeyh Dağı'nın tepesinden izlediğini ve bizim burada, Suriye’nin güneyindeki tüm güvenlik bölgesinde Golan Tepeleri ve Celile halkını onun tehditlerinden korumak için bulunduğumuzu hatırlayacak” ifadelerini kullandı.

İsrail’in söz konusu askeri üslerinde, İsrail ordusunun üç tugayı konuşlu. Bu tugaylar 210. Bölgesel Bashan Tümeni'ne bağlı. İsrail, Şeyh Dağı'nın eteklerinden Dera’nın batı kırsalındaki Hamma bölgesine (Yermuk Nehri havzası) kadar uzanan 70 kilometre uzunluğundaki tampon bölge boyunca 10'dan fazla askeri üs kurdu.

Üsler, Cibata el-Haşeb, el-Hamidiye, Kuneytra, Kahtaniye, Tel Kuna, Tel el-Ahmer eş-Şarki ve Tel el-Ahmer el-Garbi köylerine kuruldu.

jı8uk

İndependent Arabia’ya konuşan kaynaklar, İsrail ordusunun şu anda Kenitra kırsalındaki Kudna kasabası yakınlarındaki Tel Ahmer’in doğusunda bir askeri üs inşa ettiğini ve bu üssün Tel Ahmer'in batısındaki başka bir askeri üsse ekleneceğini söyledi.

İsrail ordusu, bu askeri üslerin yakınlarındaki evleri yıkıyor. Son haftalarda, Kuneytra kırsalında yer alan Hamidiye köyünde 16 evi yıktı.

İsrail ordusu, Dera’nın batı kırsalında güvenlik ve askeri operasyonlar yürütmek üzere Mariye beldesi yakınlarında bir askeri üs kurdu.

İsrail, bu üsleri kurarak ordusunun bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmeyi ve iki taraf arasındaki ‘çatışmayı önleme anlaşmasına’ aykırı olarak Suriye'nin güneyinde yeni bir gerçeklik oluşturmayı hedefliyor.

Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF), Kuneytra’daki başlıca karargahı ve Nebe el-Fevvar köyündeki başka bir karargahı ile Şeyh Dağı eteklerindeki diğer karargahları aracılığıyla tampon bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

Dişleri olmayan bir ülke Suriye

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Suriye’nin Golan Tepeleri’nde kontrol ettiği bölge, bin 800 kilometre karelik yüzölçümüyle Suriye'nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde birini oluşturuyor. İsrail 1967 yılında Golan Tepeleri’nin bin 160 kilometre karelik kısmını ele geçirmişti. Son aylarda ise kontrolünü 500 kilometre karelik bir alana daha genişletti.

İsrail ordusu bu üsler aracılığıyla kuzeyde Şeyh Dağı'ndan güneyde sınır üçgenine kadar uzanan onlarca Suriye köyüne baskınlar ve aramalar düzenleyerek, ‘terörizmin altyapı tesisleri’ olarak adlandırdığı yerleri hedef alıyor ve ‘kuzey cephesinden gelebilecek tehditleri önlemek’ için askeri faaliyetlerde bulunuyor.

İsrail ordusu, birkaç gün önce ‘Suriye'nin güneybatısındaki Ummu el-Lahs ve Ayn el-Bustali bölgelerinde İran'a bağlı dört silahlı kişiyi’ tutukladığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘İsrail'in kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak için tampon bölgede ve ona yakın birkaç ek noktada faaliyet gösterildiği’ belirtilirken nerelerde konuşlandığına değinmekten kaçındı.

Suriyeli kaynaklara göre İsrail ordusu birkaç hafta önce bu köylerde, özellikle de Yermuk Havzası'nda bulunan Dera ilinin batı kırsalında ve Kuneytra kırsalında nüfus ve sosyal araştırmalarını tamamladı.

İsrail ordusu, Suriye'nin güneyindeki güvenlik bölgesinin silahsız ve tehditlerden arındırılmış olmasını sağlamak amacıyla Suriye'de süresiz olarak kalmaya hazır olduğunun altını çizdi.

Suriyeli stratejist Fayez el-Esmer, “İsrail, Beşşar Esed rejiminin düşüşünü fırsat bilerek Suriye'yi dişsiz ve pençesiz hale getirmeye ve Golan Tepeleri’ndeki kontrol alanını genişletmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Tel Aviv'in bunun durumun perde arkasında Ayrışma Anlaşması dışında yeni bir anlaşma dayatmak istediğini düşünen Esmer, “Bu anlaşma, Tel Aviv'e tampon bölgede erken uyarı istasyonları kurma ve güvenliğini sağlama bahanesiyle bölgeye ABD askerleri konuşlandırma imkanı verecek” dedi.

Suriyeli stratejist, İsrail’in Ahmed eş-Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine güvenmediği için tıpkı 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu gibi bu kez Suriye topraklarından yeni bir saldırı düzenlenmesinden çekindiğini söyledi.

1974 tarihli Ayrışma Anlaşması’nın çöküşü

Stratejist Anan Vehbi ise İsrail'in bu üsler aracılığıyla güvenlik tehditlerine karşı önleyici saldırılar düzenlemeye dayanan yeni çatışma kuralları dayatmak istediğini düşünüyor. Bu yeni üslerin çatışmanın devam etmesini sağlamak, ancak büyük bir savaşa değil, düşük yoğunluklu bir çatışmaya yol açmak amacıyla kurulduğunu söyleyen Vehbi, “İsrail ordusunun bu bölgelerden çekilmesini imkânsız görüyorum, çünkü Tel Aviv bu bölgelerden hareketle Suriye'nin güneybatısının tamamında güvenlik hakimiyeti kurmak istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

8ı
Netanyahu, Golan Tepeleri konusunda Ayrışma Anlaşması’nın çöktüğünü açıkladı (Reuters)

Öte yandan Suriye Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv'in Şam ile ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ konusundaki ilgisini dile getirmesinin ardından, Suriye'nin 1974 yılında İsrail ile imzalanan Ayrışma Anlaşması’na geri dönmek için ABD ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriyeli yetkililer, İsrail'in Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce hava saldırısı düzenlemesi ve Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra ülkenin güneyine girmesinin ardından ‘tansiyonu düşürmek için’ İsrail ile dolaylı müzakereler yürüttüğünü kabul etti.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye ve İsrail'in ABD'nin arabuluculuğunda ‘sınırlarında sükuneti yeniden tesis etmeyi amaçlayan’ ciddi görüşmeler yaptığını doğruladı.

Suriye'den resmi bir kaynak ise ‘İsrail ile barış anlaşması imzalanacağına dair açıklamalar yapmak için zamanlamanın doğru olmadığını, ancak Tel Aviv'in 1974 tarihli anlaşmaya tam olarak uyması ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesi halinde yeni anlaşmaların müzakere edilebileceğinden söz edilebileceğini’ söyledi.