Arapların milli başlığı agel

Agel, Arapların gösterdiği ilgi sayesinde geleneksel bir Hamavi zanaatı olarak canlı kalıyor

Bir satıcının elindeki agel (Şarku’l Avsat)
Bir satıcının elindeki agel (Şarku’l Avsat)
TT

Arapların milli başlığı agel

Bir satıcının elindeki agel (Şarku’l Avsat)
Bir satıcının elindeki agel (Şarku’l Avsat)

Âmine isimli bir kadın, ev işlerini ve çocuklarının bakımını tamamladıktan sonra, sıkılmadan ve yorulmadan her akşam 6-7 saatini agel püsküllerini yapmakla geçiriyor. Yaptığı işten sıkılmış gibi görünmeyen Âmine’nin parmakları örgülerinin olması gereken özelliklerini ezberlemiş ve gözleri kapalı bir şekilde yapabiliyor. Kadın ‘Bu bizim işimiz’ diyor.

Âmine keçeli yünden, ipek ya da karışık iplikten agel yapmak için her ay 16 kilo iplik teslim alıyor ve bunları ayırıyor. Her iplik yumağında, bir kol uzunluğunda (70-75 santimetre) 16 agel üretecek kadar ip bulunuyor. Ayrılmış iplikler evlerdeki işçilere yani yaklaşık 25 işçiye dağıtılıyor. Satıcılar, 4 veya 6 hafta sonra geri geldiklerinde takılmaya hazır yaklaşık 700 agel teslim alıyor.

Tarihi kaynaklar, agelin menşeinin ‘ukul’ yani devenin bacak veya üst dizini sağlam tutmak üzere bağlamak için kullanılan, keçi kılından yapılmış bir örgüden geldiğini belirtiyor. Arap ülkelerindeki çöl ve kırsalda kullanılan başörtüsü olan ‘Gutrag, Şemag, Hatata’ adlı başörtüsünü takmak için agel takılıyor. Mezopotamya ve Doğu Akdeniz'deki arkeolojik keşiflerde ortaya çıkanlara göre, eski dünyanın uygarlıkları, ageli başa sarılan burmalı bir bez biçiminde biliyor.

El-Kasımi’nin Şam Endüstrileri Sözlüğü’nde agel bedevilerin, köylülerin kalın bir ip olan başlarına bağladıkları şey olarak tanımlıyor ve bunların en iyisinin, Hama şehrinden gelenler olduğunu ve bunu ilk bulanların Hama halkı olduğunu iddia edildiğini belirtiyor.

Agal üretimi, ülkenin merkezindeki Hama şehrinin öne çıktığı Suriye zanaatlarından birini teşkil ediyor. Pazarda, özellikle de Araplar arasında hala talep gören birkaç geleneksel zanaattan biri olması, yerel talep düştükten sonra yok olmasına engel oldu.

Çeşitli agelleri gösteren bir satıcı (Şarku’l Avsat)
Çeşitli agelleri gösteren bir satıcı (Şarku’l Avsat)

Onlarca agel üretim işletmesinin bulunduğu Hama’da agel üretim işletmelerinin sahiplerinden biri “Müşterilerimiz Ürdün ve Irak’ın yanı sıra agelin ulusal giysinin bir parçası olarak kabul edildiği Arap Körfezi ülkelerinden” dedi. Arapların Hama'da yapılan saç bandına olan talebini ‘çoğu aşamasında hala elde yapılan işçiliğinin kalitesine’ bağlıyor. Agel sektörü için en önemli sezonun Ramazan Ayı olduğuna ve nispeten daha az olmakla birlikte Kurban Bayramı’nda çok satış yapıldığına dikkat çeken iş yeri sahibi, “Sezonda çalışma saatleri günde 12 saatin üzerine çıkıyor” dedi.

Agal ustalarından biri olan el-Hamavi, bu zanaatla yaşayan düzinelerce aile olduğunu belirtti. İşletmesinde sezonda sayıları artan 30 varan işçi olduğunu söyledi.

Hamavi, ülkedeki ekonomik durum daha iyi olsaydı, üretim daha fazla olacağını ancak zorlu çalışma koşullar bir yana, elektrik ve yakıt kıtlığı, yüksek maliyetler ve ihracatın zorluğunun üretimin daha az olmasına neden olduğunu ve mali getiriyi yok ettiğini söyledi. Agel ustası son olarak “Ben bu sanatı küçük yaşta amcamın atölyesinde öğrendim, hamdolsun savaşta bana yardımı oldu, beni hicretten ve yoksulluktan kurtardı” ifadelerini kullandı.

Her ülkenin ageli diğerlerinden farklı bir şekle sahip ve farklılıklar agelin arkasındaki detayın şekline, kalınlığına ve iplik tipine bağlı olabiliyor. Bunların ‘agel el-Maraz’, ‘agel el-Vebr’ ve ‘agel el-Mehmel’ olarak bilinen çeşitleri bulunuyor. Suni ipekten veya yün ve pamuktan yapılmış ‘Kral ageli’, ‘kristal’ ve ‘geliştirici’ isimleri ile bilinenleri de bulunuyor.

Agelin yapımı sırasında (Şarkul’ Avsat)

Şam’daki Mithat Paşa Çarşısı’nda geleneksel giysi satıcısı “El-Maraz ageli kaç tür olursa olsun ön planda bulunuyor ve yetişkinler tarafından daha çok kullanılıyor” dedi. Bu türde, keçi kıllarının altındaki yumuşak tüyün ipliği Almanya’dan ithal ediliyor.

Agel, Arap gelenek ve göreneklerinde yüksek bir sembolik değer taşıyor. Erkeklik ve kahramanlıkla ilişkilendiriliyor.

Agel ayrıca şeref ve haysiyetin bir simgesi olarak da karşımıza çıkıyor. Günah işleyen kimse için “Agelini çözdü” deniliyor. Bir adamın başına namusa zarar veren bir şey gelirse, adam saç bandını çakıyor ve ayıbını temizleyinceye kadar takmıyor. Bir kişi toplulukta hakarete uğradığını hissederse, agelini atıyor ve haysiyetini geri kazanana kadar tekrar takmıyor. Herhangi bir kişinin yüzüne doğru agali sallamak hakaret ve tehdit sayılıyor. Agelin sağa veya sola eğik olması kibrin ifadesi, öne eğik olması üzüntü ve utancın, boyuna takılması rezil ve küçük düşürücü bir eylemde bulunulduğunun ve zayıflığın veya korunma talebinin işareti olarak görülüyor. Bir cinayet söz konusu olduğunda katilin ailesi, agelleri boyunlarına dolanmış bir şekilde merhumun ailesinin yanına gidiyor ve kan parası ödeyip af dilemek istiyor, böylece agel geleneklerde hassas bir sembolizm kazanıyor. Katil tarafından aile reisinin, öldürülen kişinin akrabalarının reisine gelip agelini önüne koyması adetten sayılıyor. Mağdurun ailesi kabul etmezse düşmanlık ve intikam devam ediyor.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.