Cezayirli gazeteci İhsan el-Kadi'nin cezası ağırlaştırıldı

İhsan el-Kadi ve kendi medya kuruluşunda çalışan gazeteciler. (Şarku’l Avsat)
İhsan el-Kadi ve kendi medya kuruluşunda çalışan gazeteciler. (Şarku’l Avsat)
TT

Cezayirli gazeteci İhsan el-Kadi'nin cezası ağırlaştırıldı

İhsan el-Kadi ve kendi medya kuruluşunda çalışan gazeteciler. (Şarku’l Avsat)
İhsan el-Kadi ve kendi medya kuruluşunda çalışan gazeteciler. (Şarku’l Avsat)

Cezayir başkentindeki yargıtayın gazeteci müdürü İhsan el-Kadi'nin ikisi ertelenmiş olmak üzere yedi yıl hapisle mahkum edildiğini açıklaması üzerine dün Cezayir'deki dijital medya platformu Maghreb Emergent gazetecileri şaşkınlıklarını dile getirdi. Böylece başlangıçta beş yıl olan ceza ağırlaştırıldı.

2022 yılının sonu itibariyle yasaklanan medya kuruluşunun mensupları, cezaevinde tutulan sanık İhsan el-Kadi (63) olmadan avukatların katıldığı mahkeme hususundaki memnuniyetsizliklerini dile getirdi. Mahkeme Kadi’nin dosyasını 4 Haziran'da ele almış, Kadi’nin siyasi propaganda amacıyla yurt dışından para aldığı iddiaları görüşülmüştü.

Savunma avukatları ise olayın İngiltere'de yaşayan kızının, medya kuruluşunun karşı karşıya kaldığı mali sorunları çözmek için banka hesabına 35 bin sterlin göndermesinden ibaret olduğunu açıklamıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre avukatlar ve gazeteci, bu suçlamaların siyasi tutumlarından kaynaklandığını savunuyor. Zira e-gazete ve internet radyoculuğu yapan Maghreb Emergent, hükümet siyasetini keskin bir şekilde eleştirmesiyle tanınıyor. Başsavcılık temsilcisi, medyanın istikrarsızlık sağlamak için kullanılan ölümcül bir silah haline geldiğini belirtti. Böylece, Cezayir’in yeniden uluslararası düzeyde önemli roller oynamaya başlamasından hoşlanmayan taraflar için bir endişe kaynağı olduğu yönünde resmi mektupta belirtilenlere atıfta bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, 3 Mayıs'ta Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle, Sınır Tanımayan Gazeteciler'den (RSF) Kadi’nin serbest bırakılmasını isteyen bir mektup aldı. Aynı gün Kadi’nin ismini anmadan RSF temsilcileri ile bir röportaj gerçekleştiren Tebbun, şahın mesleki faaliyetlerinden dolayı hapse atılmadığını doğruladı. Ancak temyiz mahkemesinde yargılandığında özgürlüğüne kavuşabileceği yönünde bir izlenim bıraktı. Tebbun daha önceki bir açıklamasında ise Kadi’nın ülke sırlarını yurt dışına satan bir gazeteci olduğunu kastetmişti.

Fotoğraf Altı: İhsan el-Kadi. (Şarku’l Avsat)
İhsan el-Kadi. (Şarku’l Avsat)

Avrupa Parlamentosu, Cezayir'de basının çalışma koşullarına ilişkin bir yönetmelik çıkararak Kadi’nin serbest bırakılmasını istemişti. Ardından ise Cezayir parlamentosu, partiler ve medya tarafından ateşlenen büyük bir hoşnutsuzluk dalgası patlak vermiş, Cezayir'in iç işlerine müdahaleye dikkat çekilmişti. İddialara göre listenin ardında Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisine bağlı Fransız milletvekilleri yer alıyor.

Savunma Bakanlığı, dün, Cezayir Genelkurmay Başkanı General Said Şangariha’nın Birinci Askeri Bölge’yi ziyareti sırasında yaptığı şu konuşmasını yayınladı:

“Bugün zayıflara merhamet edilmediği, yalnızca güçlülerin hayatta kalabildiği çalkantılı bir dünyada yaşıyoruz. Bu durum devletin istikrarını desteklemek için proaktif eyleme dayalı olarak hepimizin daha uyanık ve bilinçli bir eylemde bulunmasını, arzu edilen ulusal kalkınma projesine ulaşmak için ulusal gücün tüm şartlarını ve yükümlülüklerini tüm boyutlarıyla seferber etmesini gerektiriyor. Bugün tüm Cezayirlilerin aralarındaki birlik, kardeşlik ve dayanışma bağlarını güçlendirmeye hevesli bir şekilde, onları birleştiren ortak tarih ve ortak kader üzerinde buluşması lazım. Tarih boyunca kendi varlığına zarar vermeye çalışan tüm projelere galip gelen Cezayir halkı, birliğine ve milli kimliğine her zaman sahip çıkmıştır.”



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.