Astana turuyla bağlantılı olarak Suriye’nin kuzeyinde gerginlik tırmanıyor

Türkiye, SDG’yi hedef almaya devam ediyor ve Şam, Halep’teki güçlerini takviye ediyor

Suriye’nin kuzeyindeki Tel Şair’de bir Türk İHA’sı tarafından hedef alındıktan sonra yanan bir araba (Hawar News- Reuters)
Suriye’nin kuzeyindeki Tel Şair’de bir Türk İHA’sı tarafından hedef alındıktan sonra yanan bir araba (Hawar News- Reuters)
TT

Astana turuyla bağlantılı olarak Suriye’nin kuzeyinde gerginlik tırmanıyor

Suriye’nin kuzeyindeki Tel Şair’de bir Türk İHA’sı tarafından hedef alındıktan sonra yanan bir araba (Hawar News- Reuters)
Suriye’nin kuzeyindeki Tel Şair’de bir Türk İHA’sı tarafından hedef alındıktan sonra yanan bir araba (Hawar News- Reuters)

Suriye’de siyasi bir çözüme ilişkin Astana sürecinin 20. turunun başlamasıyla eş zamanlı olarak Suriye’nin kuzeyinde gerginlik atmosferi hâkim. Astana turu çerçevesinde Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakan yardımcıları, Ankara-Şam ilişkilerinin normalleşmesi için Moskova tarafından hazırlanan yol haritasını görüşmek üzere bir araya geliyor.

Türkiye, Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeleri hedef almaya devam etti. Ayrıca Türk güçlerinin geçtiğimiz günlerde bu ilin kuzeyindeki bazı üslerini hedef alması üzerine Suriye ordusu Halep’e takviye kuvvet gönderdi.

Salı günü bir Türk insansız hava aracı (İHA), Haseke’nin kuzey kırsalındaki Kamışlı ve Amuda şehirleri arasındaki Tel Şair köyü yolunda, SDG tarafından kontrol edilen bölgelerde Kürt Özerk Yönetim’e bağlı bir aracı hedef aldı ve 3 kişiyi öldürdü.

Kürt medyasına göre saldırıda, Kamışlı’daki Özerk Yönetimi’nin Eşbaşkanı Yusra Derviş ve 2 kişi öldü, yardımcısı Kabi Şamun da yaralandı.

Bu yılın başından bu yana Türk kuvvetleri, Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki Özerk Yönetim bölgelerine 25 İHA saldırısı düzenleyerek 39 kişinin ölmesine ve yaklaşık 30 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Millî Savunma Bakanlığı, salı günü yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeydoğusundaki ‘Suriye Millî Ordusu’ olarak bilinen Türk kuvvetleri ve onlara bağlı Suriyeli grupların kontrolündeki ‘Barış Pınarı’ bölgesini hedef alma girişimleri sırasında SDG’nin en büyük bileşeni olan Kürt Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) 2 silahlı üyesinin öldürüldüğünü duyurdu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, Türk kuvvetlerinin ‘nerede olursa olsun terörü hedef almaya’ devam edeceğini vurguladı.

FOTOĞRAF: Pazar günü Halep kırsalındaki Habat el-Baraka kampında yerinden edilmiş Suriyeliler (Reuters)
Pazar günü Halep kırsalındaki Habat el-Baraka kampında yerinden edilmiş Suriyeliler (Reuters)

Öte yandan Türk istihbaratı, Terörden Arananlar Listesi’nde mavi kategoride yer alan PKK/YPG Şehba Bölge Sorumlusu Karker Tolhildan’ın Halep’in kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’ta düzenlenen bir güvenlik operasyonunda öldürüldüğünü açıkladı. Karker Tolhildan, Rıdvan Ulugana, Karker Savanka ve Tolhildan Afrin olarak da biliniyor.

Güvenlik kaynaklarına göre Ulugana, 2007 yılında terör örgütü olarak sınıflandırılan Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) kırsal yapılanmasına katıldı ve bu süreçte Irak’ta örgütün özel güç biriminde sabotaj eğitimi aldı. 2011-2013 yıllarında Amanoslar’da faaliyet yürüten Ulugana bu dönemde bölgedeki eylemlere katıldı. 2014 itibarıyla Suriye’ye geçerek örgüt adına Afrin’de Operasyon Kuvvetler Komutanlığı ismiyle kurulan birimde tabur komutanı oldu.

Kaynaklar, 2018’den 2023’e kadar Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde Türk özel kuvvetlerini hedef alan operasyonların birçoğunun talimatını kendisinin verdiğini belirtti.

FOTOĞRAF: İdlib’in dış mahallelerine yönelik Rus hava saldırısı sonucunda oluşan yıkım, 20 Haziran (AFP)
 İdlib’in dış mahallelerine yönelik Rus hava saldırısı sonucunda oluşan yıkım, 20 Haziran (AFP)

Halep’te gerginlik

Türk kuvvetleri ve Millî Ordu grupları, Halep’in kuzey kırsalındaki eş-Şavarga köyü ve Afrin kırsalındaki Şerava ilçesindeki Abyan köyü çevresini ağır toplarla bombaladı. Bombardımanla eş zamanlı olarak Suriye ordusuna ait büyük askeri takviye kuvvetleri, Şam kırsalından Halep- Şam Uluslararası Karayolu (M5) üzerinden Halep kırsalına ulaştı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), takviye kuvvetlerin çeşitli türlerde ağır silahlar, tanklar ve toplar ile Suriye ordusu ve özel kuvvetlerin çeşitli oluşumlarından yüzlerce asker içerdiğini bildirdi.

Cumhuriyet Muhafızları’ndan gelen bu takviye kuvvetlerin büyük bir kısmı, kuvvetleri askeri noktalara dağıtmaya hazırlık olarak, Halep’in doğusunda Suriye güçleri ile SDG tarafından kontrol edilen bölgeleri ayıran Münbiç şehri ile Arima kasabasının yakınlarına ulaştı.

Takviyeler, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki SDG ve Suriye güçlerinin mevzilerine yönelik saldırılarının yeniden başlamasının ardından gönderildi. Türkiye, geçen pazar günü Halep kırsalındaki Cebrin’deki bir Türk üssüne ve Türkiye’nin güneyindeki sınır eyaleti Kilis’te bulunan bir polis karakoluna düzenlenen saldırının ardından İHA’larla saldırılara başladı.

Türk topçusu ve silahlı insansız hava araçları özellikle Münbiç ve Tel Rıfat’a odaklandı. Millî Savunma Bakanlığı, Cebrin Üssü ve Kilis Polis Karakolu’nun hedef alınmasına tepki olarak 69 SDG mensubunun öldürüldüğünü duyurdu.

Bu çerçevede SOHR, Türk İHA’larının Halep kırsalındaki çeşitli noktalara düzenlediği 5 saldırıda Suriye güçlerinin 5 üyesinin öldüğünü ve 9 kişinin de yaralandığını bildirdi. Halep’in kuzeyinde bir Rus askeri konvoyunun geçişiyle eş zamanlı olarak düzenlenen Türk topçu bombardımanında 1 Rus askeri öldü, 4 asker de yaralandı.

Rusya, Türkiye ve İran’ın garantör ülkeler olarak desteklediği bir süreç olan, Suriye’de siyasi bir çözüme ilişkin Astana müzakerelerinin 20. turu öncesinde kuzey Suriye’de gerginlik tırmandı.

FOTOĞRAF: Suriyeliler, 24 Mayıs'ta Halep kırsalındaki Cerablus yakınlarında Türkiye tarafından finanse edilen bir konut kompleksinin açılışına katıldı (AFP)
Suriyeliler, 24 Mayıs'ta Halep kırsalındaki Cerablus yakınlarında Türkiye tarafından finanse edilen bir konut kompleksinin açılışına katıldı (AFP)

Astana öncesi gerginlik tırmandı

Dün başlayan ve iki gün sürecek olan tur, Moskova himayesinde Ankara ile Şam arasındaki ilişkileri normalleştirme haritasını görüşmek üzere Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakan yardımcılarının bir araya gelmesine tanık oluyor.

Türkiye Milli Güvenlik Kurulu, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yaptığı toplantıda Türk güçlerinin ülke sınırları içinde ve dışında terörle mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini dile getirdi.

Gözlemciler, SDG’nin yakın zamanda hedef alınmasına yanıt olarak Türk saldırılarının, dörtlü normalleşme müzakereleri sırasında Suriye ve müttefiki Rusya’ya baskı yapmak için geldiğine inanıyor.

FOTOĞRAF: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı- DPA)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanlığı- DPA)

Mültecilerin dönüşü

Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriyeli mültecilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönüşlerini sağlamak için çalışılması gerektiğini yineledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl 20 Haziran’a denk gelen Dünya Mülteciler Günü münasebetiyle yayınladığı mesajda, başta Türkiye’nin bulunduğu coğrafya olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde insanların terör, çatışma, iç savaş ve açlık gibi nedenlerle göç etmek zorunda kaldığını söyledi.

Erdoğan, “Asırlardır hiçbir ayrım yapmadan zulümden kaçanlara sahip çıkan Türk milleti, aynı vicdani duruşu Suriye’den Ukrayna’ya kadar bölgedeki krizler karşısında da bir kez daha göstermiştir” dedi.

“İnsanlık ve komşuluk görevini her zaman yerine getiren Türkiye, sığınmacıların güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde ana vatanlarına geri dönüşlerini desteklemekte, bunun için gerekli projeleri hayata geçirmektedir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı, “Batılı ülkelerde kök saldıktan sonra zehirli bir sarmaşık misali diğer toplumlara da yayılan mültecilere yönelik nefret söylemlerini, Neonazi ideolojisini, Müslüman ve yabancı düşmanlığını reddediyoruz” açıklamasında bulundu. 



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.