Mısır'da Vefd Partisi çatısı altında erken cumhurbaşkanlığı yarışı

Vefd Partisi’nin Kahire'deki genel merkezi. (Partinin resmi Facebook sayfası)
Vefd Partisi’nin Kahire'deki genel merkezi. (Partinin resmi Facebook sayfası)
TT

Mısır'da Vefd Partisi çatısı altında erken cumhurbaşkanlığı yarışı

Vefd Partisi’nin Kahire'deki genel merkezi. (Partinin resmi Facebook sayfası)
Vefd Partisi’nin Kahire'deki genel merkezi. (Partinin resmi Facebook sayfası)

Mısır'daki Vefd Partisi kısa süre önce, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak üzere Parti Başkanı Abdussened Yemame’nin adaylığını açıkladı. Ardından da yerel basında partinin yüksek heyeti üyesi Fuad Bedravi, cumhurbaşkanlığı yarışında parti bayrağını kimin taşıyacağına karar vermek amacıyla Vefd’in birden fazla aday arasında karşılaştırma yapmak üzere parti genel kurulunun toplantıya davet edilmesini talep etti.

Vefd Partisi Yemame’nin seçimlere adaylığını onayladığını geçtiğimiz pazar günü, Bedravi ve diğerleri bu karara götüren sürece ilişkin açıklamasından önce duyurmuştu. Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık kapısının en geç 3 Aralık’a kadar açık kalması bekleniyor. Mısır Anayasası'nın 2014'te yayınlanan mükerrer 241’inci maddesine ve 2019'da Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi yönetiminde yapılan değişikliklere göre mevcut cumhurbaşkanının görev süresi, 2018 yılında, seçildiğini ilan ettiği tarihten itibaren altı yılın dolması ile sona eriyor. Ancak bir kez daha seçilebiliyor.

Vefd Partisi Yönetim Kurulu üyesi Yasir Hassan, Bedravi’nin bu davetinin oldukça olumlu bir adım olduğunu, zirâ Vefd Partisi’nin tecrübesine değer katacağını söyledi. Şar’kul Avsat’ın edindiği bilgilere göre Bedravi ayrıca cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ön seçimleri yöneten tek parti olacağını savundu.

Mısır anayasasının 142’inci maddesine göre cumhurbaşkanlığına aday olma koşullarında adayın Temsilciler Meclisi'nin en az 20 üyesi veya en az 25 bin vatandaş tarafından desteklenmesi, en az 15 ilde seçim hakkına sahip olması, her ilden en az bin destekçisinin bulunması gerekiyor. Her halükarda kanunda düzenlendiğine göre birden fazla adayın desteklenmesine izin verilmiyor.

Yaşananları yeni ve benzersiz olarak nitelendiren Hassan, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Yemame’nin adaylığının onaylanmasının, Yüksek Kurul'un bazı üyelerinin desteğini geri çekmesine neden olduğunu açıkladı. Diğerleri, oylarının Vefd’in adayının adının belirtilmesininseçimlere katılım ilkesi lehinde olduğunu vurguladı.

Son günlerde konuya dair iç tartışmaların arttığına dikkat çeken Hassan, Bedravi’nin kendisini eski bir lider olarak sunmasına rağmen Yemame’nin seçimlere katılacak destekçileri olduğunu belirtti.

Vefd lideri, partinin cumhurbaşkanı adaylığını onayladığını açıkladığı Yüksek Kurul üyelerinin yüzde 90'ının doğru seçilmediğini vurguladı. Seçimlerde aday olmak için oy kullananların sayısının 45 kişi civarında olduğunu, partinin üst kurul üyelerinin yaklaşık yüzde 75'ini oluşturduğunu belirten lider, “İmza atmayan 10 üye tanıyorum. Neticede Vefd lideri aday olmak istiyorsa, adının Genel Kurul'a sunulması gerekir” açıklamalarında bulundu.

Vefd liderleri arasında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak isteyen başka isimlerin olup olmadığı sorusuna yanıt veren Yasir Hassan, Yüksek Komisyon’un pazar günü yapılacak resmi toplantısına dek Vefd’in birden fazla liderliğinin adaylık isteğini açıklamasının mümkün olduğunu söyledi.

Mevcut tartışmayı Vefd Partisi’ni karıştırabilecek bir anlaşmazlığın göstergesi olarak görmediğine değinen Vefd lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aksine, delegeler adaylarını Genel Kurul oylamasıyla en alttan seçecekleri için deneyim zenginleşecek. Bu nedenle onların temsilcisi olacağı için bu adayı desteklemek için şevkle çalışacaklar.”

Yetkili, parti gençlik kollarından Parti Başkanı’nın adaylığına karşı olanlar bulunduğuna dikkat çektiği açıklamasında “Birden fazla adayın olması demokratik bir karar alındığının göstergesidir. Abdussened Yemame’nin bunu reddedeceğini sanmıyorum” ifadelerini kullandı.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.