Yemen'de bayram taşımacılığı: Yolların kesilmesi, yüksek ücretler ve milislerin tehditleri

Husiler, Yemenlileri hedeflerine ulaşmak için engebeli ve tehlikeli yollara girmeye zorluyorlar (AFP)
Husiler, Yemenlileri hedeflerine ulaşmak için engebeli ve tehlikeli yollara girmeye zorluyorlar (AFP)
TT

Yemen'de bayram taşımacılığı: Yolların kesilmesi, yüksek ücretler ve milislerin tehditleri

Husiler, Yemenlileri hedeflerine ulaşmak için engebeli ve tehlikeli yollara girmeye zorluyorlar (AFP)
Husiler, Yemenlileri hedeflerine ulaşmak için engebeli ve tehlikeli yollara girmeye zorluyorlar (AFP)

Bayram dönemlerinde yurt içi seyahat ücretlerinin yüksek olması Yemenlilerin ailelerine kavuşmalarını güçleştirirken Husilerin darbe döneminde bir yolcunun yolculuğunun sonu ya hapishanede ya da mezarda son bulabileceğinden bayramı aileyle geçirmenin önündeki tek engel seyahatin maliyetiyle sınırlı değil.

Birçok nedenden dolayı iller arası seyahat masrafları yükselirken, ulaşım araçlarının sürücüleri ücretlerinin yüksek maliyetli yakıt, yedek parça ve bakım masraflarını karşılamaya yetmemesinden şikayetçi. Bu yüzden tek sorun hareket özgürlüğü de değil.

Bir kamu bankasının şubelerinden birinde çalışan posta memuru olan ve işi gereği birkaç il arasında seyahat etmesi gereken Murad Sultan, sürücülerin haraç ve Husilere ait kontrol noktalarındaki personeller tarafından uygulanan tarife ücretlerini ödemek zorunda olduklarını söyledi. Yolcuların sorgulanması ve onlara şantaj yapılması nedeniyle uzun süre yollarda beklenmek zorunda kalındığını da ekleyen Sultan, sürücüleri ulaşım ücretlerini artırmaya iten nedenin bu olduğunu sözlerine ekledi.

Sultan’ın işini yaparken kullandığı bir aracı vardı, fakat darbecilerin yol açtığı akaryakıt krizleri nedeniyle banka şubeleri arasında yine haraç kesilen taksilerle ve otobüslerle gidip gelmek zorunda kaldı. Sultan, gideceği yere ulaşana ya da darbecilerin bölgelerdeki son kontrol noktasından ayrılana kadar seyahatleri öncesinde ve sırasında darbecilere çok kez haraç ödemek zorunda kalıyor.

Toplu ceza

Ülkenin güneybatısındaki Taiz ili, darbeci Husiler tarafından yollarının çoğunun kapatılması ve kuşatılması nedeniyle geriye kalan iller arasında en fazla sıkıntı çekeni olarak kabul ediliyor. Darbeci Husilerin birçok önemli ve hayati yolu Taiz’in diğer bölgelerden tecrit edilmesi için kapatması, yolcuların ve yük kamyonlarının ücra, engebeli ve dar yollarda kalabalıklar oluşturmasına ve engellenmesine neden oldu. Haklar ve Kalkınma için Eşitlik Merkezi, birkaç gün önce Husilerin Lehec, Taiz, İb ve Hudeyde illerini birbirine bağlayan ana yolları dokuz yıldır kapalı tutmasını kınadı. Bu durumun uluslararası arabulucuların sessizliğiyle sivil halkın çektiği acıların her geçen gün katlanmasına neden olduğunu vurgulayan Merkez tarafından tüm bir toplumun hayatını etkileyen bu suçlara karşı durmaları ve önümüzdeki müzakerelerde görmezden gelmemeleri istendi.

Husilerin uyguladığı abluka nedeniyle, Taiz kırsalına giden yolcular dar ve engebeli yollarda uzun saatler geçirmek zorunda kalıyorlar (Facebook)
Husilerin uyguladığı abluka nedeniyle, Taiz kırsalına giden yolcular dar ve engebeli yollarda uzun saatler geçirmek zorunda kalıyorlar (Facebook)

​Haklar ve Kalkınma için Eşitlik Merkezi, bu konunun dikkatle ve sorumlulukla ele alınması gerektiğini vurgulayarak uluslararası topluma, darbeci Husilerin sivillere yönelik uygulamalarını durdurması için baskı yapması ve insani meselelerin müzakere, pazarlık ve zaman kazanma aracı haline gelmesine izin vermemesi çağrısında bulundu.

Öte yandan Ulusal Direniş Siyasi Bürosu’nun İb ilindeki şubesi Damt-Ka’tabe yolunun açılmasını talep etti. Darbeci Husilerin yolu dokuz yıldır kapalı tutmasını kınayan Ulusal Direniş Siyasi Bürosu, seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesi, iç ve dış ticaretin kolaylaştırılması ve savaş ile sivillerin çıkarlarının birbirinden ayrılması gerektiğini vurguladı.

Husi milisler, ed-Dali ilinin kuzeyindeki Damt ve Ka’tabe semtlerinde yaşayanlara, aralarındaki yolu kapatarak yıllardır toplu ceza uyguluyorlar. Başkent Sana'a ile geçici başkent Aden’i birbirine bağlayan yolun bir parçası olması nedeniyle iki şehir arasında yer alan çoğu bölgenin sakinleri için de sorun teşkil ediyor, ürünlerin tedarikinin gecikmesine ve fiyatların yükselmesine neden oluyor. Damt ve Ka’tabe sakinleri, bu 4 il arasında gidip gelmek zorunda kalıyorlar.

Yolcu aynı zamanda bir şüphelidir

Sabir el-Samii, 4 yıllık ayrılığın ardından Kurban Bayramı'nı ailesiyle birlikte geçirmek için annesinin başkent Sana'daki evine gitmeyi umuyor. Geçen bu yıl boyunca Husi milislerin kontrolündeki bölgelerde çalışmasının ve buralarda seyahat etmesinin yasakladığını annesine söylememiş, kendisi için endişelenmemesi için Marib’te çalıştığını söylemişti. Sabir, Marib’den ailesini ziyaret etmek ve kardeşinin memleketi (Sana'nın güneyindeki) Taiz’de bir köydeki düğününe katılmak için geliyordu. Seyahat edebileceği en yakın yol, Husi milislerin kontrolündeki (Sana'nın güneydoğusunda) el-Bayda ilinden geçiyordu.

İnsan hakları örgütlerine göre yüzlerce Yemenli Husiler tarafından kontrol noktalarında öldürüldüler (Twitter)
İnsan hakları örgütlerine göre yüzlerce Yemenli Husiler tarafından kontrol noktalarında öldürüldüler (Twitter)

Husi milislerine bağlı bir insan hakları örgütü, ‘Ebu Haşim’ kontrol noktasını ‘onlarca yolcuyu yutan bir kara delik’ olarak tanımladığını kabul etti. Husi milisler, yolcuları coğrafi bağlantılarına, isimlerine ve siyasi yönelimlerine göre hedef alıyor. Onlardan biri olan Sabri, özellikle ülkenin kuzeyindeki meşru hükümetin en önemli kalesi olan Marib'ten geldiği için ordu mensubu olabileceği şüphesiyle gözaltına alındı.

Sabir'in ağabeyinin düğünü ertelendi, ailenin bayram sevincine el konuldu. Babası gözaltı noktasına aylar sonra ulaşabildi. Babası, Sabir’in serbest bırakılması için büyük miktarda para ödedi. Bu yüzden annesi Sabir’in bir daha yola çıkmasına engel olmaya karar verdi. Savaş bitene kadar kendisini ziyaret etmemesini şart koştu. Oğlunu yeni bir iş araması için seyahat etmeye ikna edene kadar bir buçuk yıl onunla kaldı.

Kaçırıldı ve öldürüldü

Husi darbecilerin kontrolündeki bölgelerden geçen birçok yolcu, Yemen ordusu üyesi olduğu şüphesiyle hükümet için çalışmak ya da darbeye karşı çıkmak gibi çeşitli nedenlerle cinayet, adam kaçırma, gözaltı, zorla kaybetme ve işkence kurbanı oluyor. Aynı durum çoğu kez telefonlarındaki mesajlar ya da resimler nedeniyle de yaşanıyor.

İnsan hakları örgütleri tarafından geçtiğimiz şubat ayında yayınlanan raporlar, Husi milislerin 59'u çocuk, 26'sı kadın ve 42'si yaşlı olmak üzere 553 yolcuyu öldürmek, 119'u çocuk, 67'si kadın ve 40'ı yaşlı olmak üzere 904 kişiyi yaralamakla ve çoğu Sabir'in kaçırıldığı yol olan Marib'e giden Zimar -el-Beyda karayolu üzerinde konuşlu kontrol noktalarından kaçırılan 135'i çocuk, 86’sı kadın ve 108’i yaşlı olmak üzere 2 bin 901 yolcunun ve şoförün kaçırılmakla suçladı.



Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Yunanistan, Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Türkiye ile Libya arasında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylamasının beklendiği bu günlerde Libya ile deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda tırmanan anlaşmazlıkları yatıştırmaya çalıştı. Atina, Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis'in Bingazi ve Trablus'ta yaptığı görüşmelerle Libya’daki siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirmeyi amaçlarken Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının onaylanmasına dair yapılacak oylama öncesinde ülkenin önde gelen aktörlerinin tutumlarını etkilemeye çalışıyor.

hyjuıo
Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis pazar akşamı Hafter ile bir araya geldi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Yunanistan’ın inşaat ve altyapı alanlarında uzman şirketlerini, Libya'nın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde yürütülen kalkınma projelerine katılmaya çağırdı.

Pazar akşamı ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde Yunan Bakan Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bu ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Hafter, ortak çıkarları gözeterek, özellikle ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğini destekleme ve güçlendirme yollarını araştırdıklarını belirtti.

Öte yandan bugün Trablus'a giderek Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hafter ile düzensiz göç ve deniz yetki alanları konularının yanı sıra ikili iş birliğini de görüştüğünü söyledi.

Bakanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Libya ile bizi ortak kökler ve tarih birleştiriyor, ayrıca uluslararası hukuka bağlılığımız ve Akdeniz'in halkları için barış ve refah dolu bir bölge olması konusundaki taahhüdümüz de bizi birbirimize bağlıyor” ifadeleri yer aldı.

gtyu7ı8
TM'nin önceki oturumundan bir kare (TM Başkanlığı)

Bu çerçevede Libya ile olan ‘sakin ilişkilerini’ sürdürme taahhüdünde bulunan Gerapetritis, yakın gelecekte bu ilişkilerin ilerlemesi için somut sonuçlar elde edilmesini umduğunu belirtti.

Deniz yetki alanlarının belirlenmesi

Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Libya’ya yaptığı ziyaret, Yunanistan'ın, Libya'nın münhasır ekonomik bölgesinin bir parçası olan Girit adasının güneyindeki ihtilaflı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama ruhsatları vermesine yanıt olarak Akile Salih başkanlığındaki TM'nin Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını onaylamak üzere planlanan resmi oturumdan önce gerçekleşti.

Hafter ve TM tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki İstikrar Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan makamlarının bu bölgelerde sondaj ihalesi açtığını duyurması üzerine geçtiğimiz pazar günü Bingazi'deki Yunanistan Konsolosu Agapios Kalognomis'i çağırarak sözlü protestosunu iletmişti.

Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanlığı da Yunanistan'ın bu hamlesini ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi. Bakanlık, önceden yasal bir mutabakat sağlanmadan bu bölgelerdeki herhangi bir keşif ya da arama çalışmasına itiraz ettiğini belirterek ‘yapıcı diyalog ve müzakere yolunun adil ve hakkaniyetli çözümlere ulaşmak için tek seçenek’ olduğunu vurguladı.

Yunan yetkililer geçtiğimiz günlerde, ihtilaflı bölgede petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları yapmak üzere uluslararası şirketlerle sözleşme imzalamayı planladıklarını açıklamışlardı.

Libya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki anlaşmazlıklar 2004 yılına kadar uzanıyor. O yıl iki ülke arasında sınırların belirlenmesi için müzakereler başlamış, ancak Girit adasının güneyinde büyük doğalgaz rezervleri keşfedilince müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Anlaşmazlıklar, 2019 yılı sonlarında UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin Türkiye ile Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına izin veren yeni anlaşmalar imzalamasıyla daha da derinleşti. Ankara, bu anlaşmaları önemli deniz bölgelerindeki haklarını genişletme çabaları kapsamında imzaladı.

Askeri düzey

Askeri düzeyde ise LUO Savaş Enformasyon Birimi, askeri birliklerinin güney sınırında, bölgedeki güvenlik operasyonları kapsamında Çadlı muhaliflerin silahlı bir grubunu hedef alan ve ‘başarılı bir askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, operasyonun söz konusu silahlı gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve grup üyelerinden bazılarının esir aldığını belirtirken kara ve hava keşif birimlerinin ‘grubun geri kalanını takip etmeye devam ettiğini ve bölgedeki şüpheli hareketleri izlediğini’ kaydetti.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, LUO’nun güney sınırlarını güvence altına alma görevini sürdürme ve ülkenin güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide ve kaçakçılar, sınır ötesi suç çeteleri ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan herkese kararlılıkla karşı koyacağını vurguladı.

LUO Savaş Enformasyon Birimi ayrıca güney sınırında güvenliği sağlama, sınırları koruma, kaçakçılıkla mücadele ve şüpheli hareketleri izleme gibi saha görevlerini yürüten kara kuvvetleri birimlerinin çöl devriyelerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir video yayınladı.

Bir diğer gelişmede LUO Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Halid Hafter dün Mısır Askeri Akademisi'nin askeri komuta eğitimlerini bitiren subayları kabul ederken, akademik ve askeri eğitimine devam etmenin yanı sıra ‘yeterlilik ve disipline sahip, performans ve hazırlık düzeyini etkin bir şekilde yükseltebilecek lider kadrolar oluşturmanın’ önemini vurguladı.