Libya: YSK seçim sürecini başarıya ulaştırmakta kararlı

Libya Yüksek Komisyon Başkanı Sayeh, genel seçimleri başarılı kılma sözü verdi

Trablus’taki sahil boyu bölgesi (AFP)
Trablus’taki sahil boyu bölgesi (AFP)
TT

Libya: YSK seçim sürecini başarıya ulaştırmakta kararlı

Trablus’taki sahil boyu bölgesi (AFP)
Trablus’taki sahil boyu bölgesi (AFP)

Libya’daki Yüksek Seçim Komisyonu, ertelenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin başarıyla yapılması konusundaki kararlılığını yineledi.

Öte yandan bir Parlamento komitesi, ülkenin doğusunu yöneten Usame Hammad başkanlığındaki İstikrar Hükümeti’ne, ülkenin petrol gelirlerine idari el koyma prosedürlerini uygulamak için desteğini açıkladı.

Seçim Komisyonu, uyguladığı son seçimlerin 2014’teki parlamento seçiminin dokuzuncu yıldönümünde, ‘tüm kadrolarının ve yeteneklerinin yaklaşan seçimleri uygulamaya hazır olduğunu’ açıkladı.

Komisyon, 25 Haziran’da yaptığı açıklamada çalışanlarının ‘ülkenin güvenlik, barış, ilerleme ve istikrar şemsiyesi altında demokratik ülkeler arasında kendisine yakışır bir konuma gelmesi amacıyla bir sonraki seçimlerin başarısı ve tüm ulusal hedeflere ulaşmak için’ daha fazla çaba göstermeye kararlı olduğunu dile getirdi.

Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh, başkent Trablus’ta Katar Büyükelçisi Halid ed-Duseri ile ‘uluslararası kriterler uyarınca seçimlerin başarısını güvence altına alan öneri ve çabaları destekleme yollarının yanı sıra seçim konusu, Arap ve bölge ülkelerinin yaklaşan seçimlere desteğinin önemi ve Arap bölgesinin istikrarına yansımaları’ meselesini ele aldı.

Sayeh’in belirttiğine göre Duseri, Libya’daki demokratik süreci destekleme konusunda hükümete desteğini açıklayarak, komisyonun ‘dünyada yürürlükte olan en yüksek standartlara göre seçim yapmak için ideal koşulları sağlama’ çabalarına övgüde bulundu.

Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Risdon Zeninga, kadınların güçlendirilmesine ve yaklaşan genel seçimlerde temsillerinin artırılmasına desteğini dile getirdi. Heyetten yapılan açıklamada, “Libya Kadınları Yüksek Ulusal Konseyi temsilcileri, Zeninga ile BM’nin Libya’daki çalışmalarını görüştü. Kadınlar için kontenjan konusu da dahil olmak üzere seçimler ve 6+6 komitesinin çıktıları ve kadınların karar alma süreçlerinde daha fazla rol oynaması ile ilgili konularda görüşlerini sundular” ifadelerine yer verildi.

Ayrıca heyet, ‘kadınların ve genç karar alıcıların kapasitelerini geliştirme ve kadınlara sunulan siyasi alanın genişletilmesinde yetkililerin katılımını artırma’ çağrısı yaptı.

Diğer taraftan Temsilciler Meclisi’nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Komitesi, İstikrar Hükümeti’nin Planlama ve Maliye Bakanlığı’nın, 16 milyar dinarı aşan petrol gelirlerine idari el konulmasıyla ilgili tüm yasal işlemleri yürütmesi gerektiğini vurguladı. Komite, hedefin ‘halkın yararına olan doğru yön ve ilkelerden başka bir yöne sapmayı önlemek’ olduğuna dikkati çekti.

Komite, başkanı İsa el-Aribi tarafından cumartesi akşamı yapılan açıklamada, Temsilciler Meclisi tarafından yetkilendirilen Hammad hükümetinin petrol zenginliği hususunda adil dağıtım için alınan tedbirler çerçevesinde attığı adımları desteklediğini duyurdu. Aynı şekilde Aribi, Temsilciler Meclisi’nin Libyalıların gelirlerini korumak için petrol gelirlerinin dağıtımına ilişkin yeni bir plan kabul edeceğini ifade etti.

Hammad hükümeti, petrol gelirlerine idari el koyma tehdidinde bulundu. Ayrıca Ulusal Petrol Şirketi’ni ‘bu gelirleri yanlış yönetmekle ve Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki geçici Birlik Hükümeti’ne gereksiz fonlar vermekle’ suçladı.

Dibeybe ise bu gelişmeleri görmezden gelmeye devam ediyor. Trablus’ta düzenlenen ‘Kur’an-ı Kerim’i Ezberleme’ yarışmasının kapanış törenine katılımı sırasında, Birlik hükümetinin Kur’an-ı Kerim’e ve halkına hizmet içeren her çağrıya cevap verdiğini vurguladı.

Öte yandan batı bölgesinde yeni bir güvenlik operasyonuna hazırlık olarak Dibeybe Hükümeti, İçişleri Bakanlığı tarafından güvenlik görevlileri, belediye başkanları, yerel belediye başkanları, batı bölgesi ve dağlık bölgenin ileri gelenleri ile bir toplantı düzenleyerek, ‘güvenliği kontrol etmek ve ceza davalarında arananlar için sosyal korumayı kaldırmak üzere güvenlik planının uygulanmasında sorumlulukları ve işbirliğini tanımlama’ konusunu görüştüklerini açıkladı. Hükümet, İçişleri Bakanı İmad et-Trablisi’nin bu bölgelerin güvenliğini sağlamak için bir planın uygulanması hususundaki talimatlarına da dikkati çekti.

Aynı şekilde Batı Sahili Askeri Bölgesi Komutanı Salah en-Nimruş, Sorman Güvenlik Müdürlüğü müdürü Abdullah el-Mahcubi ile ‘her türlü kaçakçılık, suç, uyuşturucu kaçakçılığı ve yasadışı göçün nasıl tamamen ortadan kaldırılacağını’ görüştüğünü söyledi.

Diğer taraftan ülkenin doğusunda konuşlu Ulusal Ordu Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, ‘güvenlik çalışmalarını organize etme ve ilerletme konusundaki olağanüstü çabaları’ çerçevesinde İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Farac Kaim’in istisnai şekilde albay rütbesine terfi edildiğini açıkladı.

Ayrıca ülkenin batısını yöneten Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Yerel Yönetim Bakanı Bedreddin et-Tomi, Tavurga Belediyesi Yerel Meclis Başkanı Abdurrahman eş-Şakşak ile bir araya geldi. Görüşmede, belediyenin ihtiyaç duyduğu yerel nitelikteki projeler ele alındı. Aynı şekilde genel idarelerin çevre sağlığı işlerine yönelik kontrol merkezinin faaliyete geçirilmesi meselesi de görüşüldü.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.