Sığınmacıların geri dönüşü için Beyrut-Şam müzakereleri yoğunlaştı

Lübnan Yerinden Edilenler Bakanı Şerefuddin (solda) Şam'da Suriyeli Bakan Mahluf ile görüştü (Şarku’l Avsat)
Lübnan Yerinden Edilenler Bakanı Şerefuddin (solda) Şam'da Suriyeli Bakan Mahluf ile görüştü (Şarku’l Avsat)
TT

Sığınmacıların geri dönüşü için Beyrut-Şam müzakereleri yoğunlaştı

Lübnan Yerinden Edilenler Bakanı Şerefuddin (solda) Şam'da Suriyeli Bakan Mahluf ile görüştü (Şarku’l Avsat)
Lübnan Yerinden Edilenler Bakanı Şerefuddin (solda) Şam'da Suriyeli Bakan Mahluf ile görüştü (Şarku’l Avsat)

Lübnan Yerinden Edilenler Bakanı İsam Şerefuddin, hafta sonu ziyaret ettiği Şam’dan dönüşünün ardından, Lübnan'daki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri için pratik adımların atılması olasılığı konusunda iyimser olduğunu ifade etti.

Şerefuddin, “Başbakan Necib Mikati tarafından görevlendirilen Suriye ziyaretinin, olumlu geçtiğini” belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Şerefuddin, iki taraf arasında güvenli geri dönüş ilkesine göre yeni bir metodoloji benimsenmesi halinde ilk aşamada 180 bine ulaşabilecek kişiyi geri göndermeye hazır olduklarını ifade etti. “Batı’nın yürüttüğü yanıltıcı kampanyalara karşı gerçek koşullar ve atmosfer hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Kamplarda Suriyelilerin geri dönüşlerini engellemek için yapılan girişimlerin önüne geçmek adına kamplara gidiyoruz ve onlarla doğrudan iletişim kuruyoruz.”

Şerefuddin Şam'da Yerel Yönetim ve Çevre Bakanı ve Yerlerinden edilen Suriyelilerden Sorumlu Bakan Hüseyin Mahluf ve İçişleri Bakanı Muhammed er-Rahmun ile Şam'da bir araya geldi. Bakanlar Lübnanlı bakanların Suriye’ye yapacağı resmi ziyarete hazırlık amacıyla istişare ettiler.

Şerefuddin, “Lübnan'da sığınmacıların geri dönüşü için siyasi kararın alındığını ve geriye sadece resmi heyetin Suriye'deki resmi makamlarla görüşmesinin kaldığını, bunun ardından iki ülke arasında bir protokol ve geri dönüşleri için bir mekanizma oluşturulması gerektiğini” ifade etti.

6,7 milyon nüfusa sahip olan Lübnan, kişi başına düşen mülteci sayısı açısından dünyada ilk sırada. Lübnan hükümetine göre ülkede yaşayan Suriyelilerin sayısı 1,5 milyon.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.