Suriye’ye ait savaş uçakları beş yıl sonra ilk kez Dera kırsalını hedef aldı

Şam ve Dera arasındaki bir yol levhası
Şam ve Dera arasındaki bir yol levhası
TT

Suriye’ye ait savaş uçakları beş yıl sonra ilk kez Dera kırsalını hedef aldı

Şam ve Dera arasındaki bir yol levhası
Şam ve Dera arasındaki bir yol levhası

Suriye rejimine ait bir savaş uçağı, beş yıl sonra ilk kez ülkenin güneyindeki Dera kırsalına iki hava saldırısı düzenledi.

Bu hava saldırısı, Devlet Başkanı Beşşar Esed hükümetinin, 2018’de Rusya’nın sponsorluğunda muhalif gruplarla yaptığı ‘uzlaşma anlaşması’ çerçevesinde kontrolü yeniden ele geçirdiği ülkenin güneyindeki güvenlik durumunun kayda değer şekilde kötüleştiği bir dönemde gerçekleşti.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından bugün yapılan açıklamaya göre, ‘rejim güçlerine ait olması muhtemel’ savaş uçakları bugün savaş vakti, 2018’den bu yana ilk kez Dera kırsalındaki Dael ve Yaduda kasabalarının çevresindeki noktalara iki hava saldırısı düzenlendi.

SOHR, söz konusu savaş uçaklarının Suriye çölündeki bir havaalanından havalandığını bildirdi. Ancak SOHR, hedeflenen bölgelerin tam olarak neresi olduğu veya hava saldırılarının nedeninin henüz netleşmediğini de ekledi.

Suriye’nin güneyinden yayın yapan Horan Free League haber sitesinin Facebook hesabında yer alan bir haberde şu ifadeler kullanıldı;

“Dera’nın batısındaki Yaduda ve Atman kasabaları arasında hava saldırıları düzenleyen savaş uçakları, Humus kırsalındaki T-4 askeri havaalanından havalanan Sukhoi 24 Suriye rejimine ait savaş uçaklarıydı.”

Suriye’nin güneyindeki Dera el-Balad’daki Sekizinci Tugay üyeleri
Suriye’nin güneyindeki Dera el-Balad’daki Sekizinci Tugay üyeleri

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya göre, bu hava saldırıları, Dera’nın güneyindeki Muzayrib kasabasındaki El-Cemal kavşağı yakınında ‘teröristler’ tarafından başlatılan silahlı pusuda, Suriye İç Güvenlik Güçleri’nin dört üyesinin ölümü ve bir diğerinin yaralanmasından günler sonra gerçekleşti.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in Dera’da bulunan Kasr el-Huriat’taki bir fotoğrafı (Dera vilayetindeki basın ofisi)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in Dera’da bulunan Kasr el-Huriat’taki bir fotoğrafı (Dera vilayetindeki basın ofisi)

SOHR verilerine göre, Ocak ayı başından bu yana Dera’daki saldırıların sayısı 254’e ulaştı ve bu saldırılarda 197 kişi öldü.

Suriye’nin güneyinde yerel silahlı gruplar var ve bunların bir kısmı hükümetle uzlaşma anlaşmaları çerçevesinde güvenlik servisleriyle koordinasyon içinde çalışırken, diğer gruplar bağımsız hareket ediyor ve hala rejime karşı çıkıyor.

Suriye hükümeti, birkaç gün önce Dera vilayetinde yeni bir uzlaşma süreci başlattı ve Dera kentindeki Huriyat Sarayı’nda, zorunlu ve yedek askerlikten kaçanların, iltica edenlerin, silah taşıyanların ve güvenlik güçleri tarafından arananların durumlarını düzeltmek için bir merkez açtı.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters