Türkiye’nin Suriye ile ilişkileri normalleştirmek için dört şartı

Geçen mayıs ayında Suriye’nin Cerablus kırsalındaki Gandura bölgesinde yerinden edilmiş kişiler için Türkiye tarafından finanse edilen bir konut kompleksinin açılışındaki Türk askeri aracı (AFP)
Geçen mayıs ayında Suriye’nin Cerablus kırsalındaki Gandura bölgesinde yerinden edilmiş kişiler için Türkiye tarafından finanse edilen bir konut kompleksinin açılışındaki Türk askeri aracı (AFP)
TT

Türkiye’nin Suriye ile ilişkileri normalleştirmek için dört şartı

Geçen mayıs ayında Suriye’nin Cerablus kırsalındaki Gandura bölgesinde yerinden edilmiş kişiler için Türkiye tarafından finanse edilen bir konut kompleksinin açılışındaki Türk askeri aracı (AFP)
Geçen mayıs ayında Suriye’nin Cerablus kırsalındaki Gandura bölgesinde yerinden edilmiş kişiler için Türkiye tarafından finanse edilen bir konut kompleksinin açılışındaki Türk askeri aracı (AFP)

Türk kaynakları, 20-21 Haziran tarihlerinde 20’ncisi yapılan Astana Zirvesi kapsamında Türkiye, Rusya, Suriye ve İran’ın dışişleri bakan yardımcıları arasında gerçekleştirilen dörtlü normalleşme görüşmelerinde, Ankara’nın Suriye’nin önüne koyduğu şartları ortaya çıkardı. Bunların arasında sınırların güvenliği, mültecilerin dönüşü, yeni bir anayasa ve genel seçimler yer alıyor.

Hükümete yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesi “üst düzey” olarak tanımladığı bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Türk heyetinin Rusya’nın Ankara-Şam ilişkilerini normalleştirmeye ilişkin yol haritasının görüşüldüğü dörtlü görüşmelerde, Suriye heyetine “güven inşası için gerekli” olarak gördüğü dört şart sunduğunu öne sürdü.

Kaynak, Ankara’nın Şam’ın şartlara vereceği cevabı beklediğini söyleyerek, bu şartlardan ilkinin “terör örgütleri ile mücadele” olduğunu söyledi. Türk tarafının, “terör bölgelerine karşı ortak operasyonlar düzenlemek için müzakere taraflarından dörtlü bir askeri koordinasyon mekanizması kurulmasını” önerdiğini belirtti. Kaynak “Türk askeri buradan çekildiği zaman bölgenin güvenliğini kim sağlayacak? Bu adamları sen kontrol altında tutabilecek misin? Biz bunu sorduğumuzda cevap veremiyorlar” dedi.

Aynı kaynak, Türk tarafının Suriye tarafından “Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönmesine ilişkin yazılı taahhütler vermesini” istediğini belirtti. Astana’daki Türk heyetinin “ülkelerine geri dönecek olan mültecilerin ilk olarak güvenli bölgelerde tutulup, daha sonraki süreçte isteyenlerin eskiden yaşadıkları kentlere dönebilmelerini” önerdiğini sözlerine ekledi.

Türkiye’nin üçüncü talebi, “siyasi süreç ve bunun doğru yönetilmesi ve yeni anayasa hazırlanması” iken, dördüncüsü “dünyadaki tüm Suriyelilerin katılımıyla genel seçimlerin yapılması” ile ilgili.



İsraillilerle Filistinlilerin barış köyü vergi tehdidi altında

Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)
Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)
TT

İsraillilerle Filistinlilerin barış köyü vergi tehdidi altında

Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)
Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)

İsraillilerle Filistinlilerin barış içinde yaşadığı Neve Şalom kooperatif köyü, İsrail hükümetinin vergi politikası yüzünden zor duruma düşebilir.

Arapça adıyla Vaha es-Selam olarak da bilinen kooperatif köy, Tel Aviv’le Kudüs arasında yer alıyor. Bölgede, iki halkın savaşmadan yaşayabileceğini göstermek için İsraillilerle Filistinliler arasında barış, eşitlik ve anlayışın artırılmasına yönelik eğitim çalışmaları yürütülüyor.

Bu çalışmalar kapsamında Yahudi ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihlerini Arapça ve İbranice olarak öğreniyor.

Ancak Guardian’ın aktardığına göre İsrail devlerinin, sivil toplum kuruluşlarına yabancı ülkelerden yapılan bağışlara yüzde 80 vergi getirilmesine yönelik çalışmaları, kooperatifte endişe yaratıyor.

Haberde, köyün eğitim kurumlarını birlikte yöneten Samah Salaime ve Nir Sharon’un fon bulmak için geçen hafta Birleşik Krallık’a gittiği belirtiliyor. Eş direktörlerin salı günü parlamentoda konuşma yaptığı aktarılıyor. Dinleyiciler arasında İşçi Partili parlamenterler ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin yer aldığı bildiriliyor.

Guardian’ın görüştüğü Salaime, İsrail meclisinde tartışılan vergi yasasının onaylanmasının felaket olacağını söylüyor:

Sol, liberal ve demokrat barış yanlılarına yabancı ülkelerden gelen tüm destekler; Filistinlilere yönelik insani ya da hukuki yardımlar yüzde 80 oranında vergilendirilecek.

İsrailli Arap bir aileden gelen Salaime, Britanya’nın yanı sıra İsviçre, İsveç ve ABD’den de fon aldıklarını söylüyor. Eş direktör, İsrail’den hiçbir bağışçı bulamadıklarını belirterek “finansal ve ideolojik açıdan bize karşılar” diyor.

Geçmişte Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına uğradıklarını da söyleyen eğitimci şöyle devam ediyor:

2021'de iki kundaklama saldırısı oldu. Barış okulumuzu ateşe verdiler, biz de onu ve barış kütüphanesini yeniden inşa ettik. İlkokula saldırdılar, 16 aracı tahrip ettiler. Her türlü talihsiz olayı yaşıyoruz ama hayatta kalıyoruz.

Sharon da yasanın meclisten geçmesi halinde kooperatifteki eğitim programlarını durdurmak zorunda kalacaklarını belirtiyor.

Neve Şalom köyünün, yarısı İsrailli Araplar yarısı da İsrailli Yahudilerden oluşan 300 sakini var. Bu kişiler arasında akademisyenler ve teknoloji sektöründe çalışanlar da yer alıyor. Köyde cami ya da sinagog bulunmuyor, bunun yerine sakinler Sessizlik Mahkemesi adı verilen bir kubbede dua ediyor ya da meditasyon yapıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters