Mısır: Yeni mahkumların tahliyesi, Cumhurbaşkanlığı Af kararlarının rolünü artırıyor

Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi binden fazla kişinin serbest bırakılmasına katkıda bulundu.

Kurban Bayramı münasebetiyle serbest bırakılanlar (Mısır İçişleri Bakanlığı)
Kurban Bayramı münasebetiyle serbest bırakılanlar (Mısır İçişleri Bakanlığı)
TT

Mısır: Yeni mahkumların tahliyesi, Cumhurbaşkanlığı Af kararlarının rolünü artırıyor

Kurban Bayramı münasebetiyle serbest bırakılanlar (Mısır İçişleri Bakanlığı)
Kurban Bayramı münasebetiyle serbest bırakılanlar (Mısır İçişleri Bakanlığı)

Mısır’da yeni mahkûmların tahliyesi, af koşullarını yerine getiren bazı hükümlüler veya çeşitli davalarda hapse mahkûm edilenler için Mısır İçişleri Bakanlığı veya Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi tarafından verilen ‘Cumhurbaşkanlığı affı’ kararlarının rolünü artırdı. Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi, çalışmalarının yeniden başlamasından bu yana binden fazla kişinin serbest bırakılmasına katkı sağladığını ve çalışmalarının devam ettiğini açıkladı.

Mısır, Kurban Bayramı münasebetiyle 2 bin 374 mahkûmu serbest bıraktı. İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin af şartlarını yerine getiren bazı hükümlülerin cezalarının geri kalanı için Kurban Bayramı münasebetiyle affa tabi tutulmasına ilişkin kararının uygulanması doğrultusunda, Toplumu Koruma Birimi, af ile tahliye olmaya hak kazananları belirlemek amacıyla ülke genelindeki ıslah ve rehabilitasyon merkezlerindeki mahkûmların dosyalarını incelemekten sorumlu komiteler kurdu.”

İçişleri Bakanlığı’nın resmi Facebook sayfasında paylaşılan açıklamanın devamında “komitelerin çalışmalarının, aftan yararlanmayı hak eden 2 bin 374 tutuklunun affedilerek tahliye edilmesi kararının uygulanmasıyla sona erdiği” bildirildi. Bunun, “bakanlığın ceza politikasını çağdaş konseptiyle uygulama, mahkûmlar için çeşitli gözetim hizmetleri sağlama ve topluma katılmak üzere rehabilite edilen hükümlülerin serbest bırakılma yöntemlerinin yürütme ayağını etkinleştirme konusuna gösterdiği özenin bir parçası olduğu” vurgulandı. Diğer yandan, Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi, siyasi aktivistlerin ve borçluların ailelerinin yanı sıra, partiler ve sivil toplum kuruluşlarından (STK) bazı isimlerin serbest bırakılması yönünde talepler almaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi, Mısır Kamu Savcılığı kararlarıyla tutuklanan veya çeşitli davalardan hapse atılanlar için zaman zaman af listeleri çıkarıyor. Bu kapsamda en son salı akşamı 32 mahkûm serbest bırakıldı.

Mısır Ahbar el-Yevm haber portalına göre Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi üyesi Tarık el-Avadi, “32 tutuklunun cumhurbaşkanlığı affı kararıyla salı akşamı serbest bırakıldığını” doğruladı. Sisi, çeşitli siyasi, ekonomik ve toplumsal meselelere ilişkin bir “ulusal diyalog” başlatma çağrısına paralel olarak geçen yılın nisan ayında Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi’ni yeniden kurmuştu. Komite üyelerinden Kerim es-Seka “Ulusal Diyalog, yargılama öncesi tutuklama görevini ve mekanizmalarını üstlenen Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi’ni tamamlayıcı bir role sahiptir. Diyalog kapsamında bu konunun tartışılması, komitenin rolünü eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine yardımcı oluyor. Birkaç gün önce Mısır resmi Haber Ajansı’na (

MENA) yaptığı açıklamalarda Seka “Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi’nin çalışmalarının yeniden faaliyete geçmesinden beri 1400 kişinin serbest bırakıldığını ve çalışmaların hala devam ettiğini” açıkladı.

asfa
Kurban Bayramı münasebetiyle serbest bırakılanlardan biri (Mısır İçişleri Bakanlığı)

Seka “Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi’nin, aşırılık yanlısı fikirleri ve terör eğilimleri taşıyan kişilerin bir daha topluma sızıp çalışmalarının gerilemesine neden olmaması için çalışmalarını hassasiyetle yürütmeye özen gösterdiğini” vurgulayarak tüm Mısır ulusal güçlerini, komiteyi çalışmalarını tamamlayabilmesi için desteklemeye çağırdı. Cumhurbaşkanlığı Af Komitesi daha önce “önümüzdeki dönem için daha fazla tahliye gerçekleştirme ve serbest bırakılanları Mısır devlet kurumlarıyla iş birliği içinde topluma yeniden kazandırmaya çalışma” sözü vermişti.

Öte yandan Mısır polis güçleri, vatandaşların da katılımıyla Mısır’ın çeşitli vilayetlerinde çok sayıda sokak ve meydanda Kurban Bayramı’nı kutlayarak yoldan geçenlere ve sürücülere hediyeler dağıttı.

Mısır İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre, “İçişleri Bakanlığı’nın Kurban Bayramı kutlamalarına katılma konusunda gösterdiği özen, Mısırlılar tarafından memnuniyetle karşılandı.”



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”