Suriye’nin kuzeybatısındaki kamplarda neşe ve hüzün bir arada

Suriye’nin kuzeybatısında yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda bayram havası mevcut. (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin kuzeybatısında yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda bayram havası mevcut. (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’nin kuzeybatısındaki kamplarda neşe ve hüzün bir arada

Suriye’nin kuzeybatısında yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda bayram havası mevcut. (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin kuzeybatısında yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda bayram havası mevcut. (Şarku’l Avsat)

Suriye’nin kuzeybatısında yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda, yerinden edilmenin acısına, zorlu hayat koşullarına ve ihtiyaç duydukları temel hizmetlerin yokluğuna rağmen ailelerin büyük çoğunluğu bayram gelenekleri doğrultusunda bayramlaşıyor. Misafirlerine tatlı dağıtmaya, maddi durumu biraz daha iyi olanlar da kurban kesmeye devam ediyor.

Çatısı keten, duvarları renkli kumaş ve perdelerle kaplanmış olan bir çadırın ortasında el yapımı tatlılar ve şekerlemelerin yanı sıra kahve dolu bir termos ve kaseler dolusu hurma ile dolu ahşap bir masa bulunuyor. Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre 50 yaşındaki Ali ed-Damis yıllar önce yerinden edildiği Hama kırsalındaki Kafr Zita şehrinde büyüdüğü gelenek ve göreneklere bağlı kalmaya çalışarak, İdlib’in kuzeyindeki Atme Sınır Kapısı’na yakın bir noktada akrabalarını ve misafirlerini sevinç ve keyif içinde karşılıyor ve onlara ikramda bulunuyor.

Damis açıklamasında şunları söyledi:

Her fırsatta, her bayramda sevincimizi ifade etmek, evlerimizden kovulduğumuzdan beri yaşadığımız koşulları ve psikolojik acıları unutmak için çabalıyoruz. Kurban Bayramı da dahil olmak üzere bayramlar yılda sadece bir kez kutlanıyor. Bu da bizi en büyük neşemizi ve mutluluğumuzu göstermeye, çocukluğumuzdan beri içinde yetiştiğimiz, aile, akraba ve arkadaşlar arasında selamlaşma ve ziyaret, çocuklara yeni kıyafetler alma gibi gelenek ve alışkanlıkları yeniden canlandırmaya yöneltiyor. İçinde yaşadığımız koşullara, yerinden edilmeye ve onun acısına meydan okuduğumuzu hissediyoruz.

Damis geleneklere dair de şu açıklamalarda bulundu:

Çadırlardaki mütevazi yaşama rağmen halen bazı geleneklere bağlı kalıyorum. Bunlardan en önemlisi bayramdan birkaç gün önce tatlı hazırlamak, bayramın ilk günü sabahın erken saatlerinden itibaren kahve yapmak, misafirleri ağırlayacağımız çadırın temizlemek ve düzenlemek. Bu, şartlar ne olursa olsun bayram geleneklerimize bağlılığımızı gösteriyor.

FW
Suriye’nin kuzeyindeki kampta kalan çocuklar. (Şarku’l Avsat)

Ali, misafirlerini ve akrabalarını selamlarla karşılayıp, güler yüzle uğurlarken, onlarca çocuk, yaşadıkları yerin yakınındaki küçük bir meydanda toplanarak salıncaklarla oynuyor ve bayramları özel bir dönem olarak görerek çocuklara en çok sayıda satışı yapan tezgah sahiplerinden oyuncaklar alıyor. Ayrıca çocukların yüzlerinde beliren ve mekanı dolduran bir neşe, mutluluk ve kahkaha atmosferinde, eşek ve katır sahipleri onları kumaşlarla süsleyip çocukların toplandığı yerlere giden yollara götürerek, çocukları 100 metreyi geçmeyen mesafelerde eşeklere bindirerek beş lira alıyor.

FDERF
Suriye’nin kuzeyindeki bir kamp. (AFP)

Bir oyun alanı sahibi olan 33 yaşındaki Ebu Hamza bayram atmosferini şöyle aktardı:

“Evlerimizden ve bölgelerimizden uzakta olan bayramların bizleri tedirgin ettiğine şüphe yok. Sncak gelenekler yeniden canlandırılmalı, minimum düzeyde de olsa mutluluk ve neşe hissedilmeli. Çocukların hiçbir suçu yok. Bayram günlerinde, özellikle yakınlarından aldıkları bayram hediyeleri ile oyun alanlarında götürerek onlara en büyük mutluluğu ve sevinci yaşatmaya devam ediyoruz. Salıncak, tren, tekne veya masa gibi tüm oyunları oynayabilmeleri, büyük neşe ve mutluluk yaşamaları ve biz yetişkinlerin de neşe ve mutlulukla dolması için mümkün olduğu kadar oyun ücretlerini düşürmeye çalışıyoruz.”

58 yaşındaki Um Ahmed için ise bayramda, iki çocuğuna duyduğu özlem sebebiyle acı, ızdırap ve keder taşıyor. Oğullarından biri, İdlib’in kırsalındaki Han Şeyhun kasabasına yönelik daha önceki bir bombardımanda hayatını kaybetmiş ve diğeri gözaltına alınmış. Dokuz yıldır akıbeti hakkında hiçbir şey bilinmiyor. Um Ahmed açıklamasında şunları söyledi:

“Asıl bayram aile, anne baba ve torunların bir araya gelmesidir. Bir çocuğu ölmüş, diğeri tutuklanmış, akıbeti bilinmeyen bir aile nasıl sevinir? Çoğu zaman derin bir üzüntü duymamak için bayramın gelmemesini diliyoruz. Bu durum binlerce değilse de yüzlerce Suriyeli aile için geçerli.”

ZXSAC
Yerinden edilenlerin yaşadığı kamplarda bayram gelenekleri sürdürülmeye çalışılıyor. (Şarku’l Avsat)

İdlib’in kuzeyindeki Sarmada şehrinden 65 yaşındaki Hac Mahmud, maddi koşullarının kötüleşmesi, diğer yandan kurban fiyatlarının yüksek olması sebebiyle bu bayramda yıllardır kestiği dört kurban yerine iki kurban kesmeye karar verdikten sonra üzüntü ve kalp kırıklığı yaşadığını aktardı:

“Kurban kesme benim için her Kurban Bayramı’nda yaptığım bir şey. Çocuklarımın oturduğumuz mahalleye dağılıp komşu ve akrabalara kurban dağıtması ailenin sevincimi tamamlıyor. Ama bu yıl kurban fiyatının kişi başı 300 doları geçmesi ve bunun bizim gücümüzü aşması, maddi durumumuzun da kısıtlı olması nedeniyle sadece iki kurban alabildiğimiz için bayram sevincimiz eksik kaldı. Bir sonraki bayramda bunu telafi etmek için altı adet kurbanlık almayı umuyoruz.”



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.