Kürtler içindeki anlaşmazlık Kerkük’e kadar uzanıyor

Irak vilayet meclisleri seçimlerine geri sayım sürüyor.

Kuzey Irak’ta, Kerkük’ün kuzeyindeki Bardi kasabasındaki bir binanın üzerine asılan Kürt bayrağı. (AFP)
Kuzey Irak’ta, Kerkük’ün kuzeyindeki Bardi kasabasındaki bir binanın üzerine asılan Kürt bayrağı. (AFP)
TT

Kürtler içindeki anlaşmazlık Kerkük’e kadar uzanıyor

Kuzey Irak’ta, Kerkük’ün kuzeyindeki Bardi kasabasındaki bir binanın üzerine asılan Kürt bayrağı. (AFP)
Kuzey Irak’ta, Kerkük’ün kuzeyindeki Bardi kasabasındaki bir binanın üzerine asılan Kürt bayrağı. (AFP)

Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’nden (KDP) üst düzey bir yetkili, 18 Aralık’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde, Bafel Talabani başkanlığındaki mevcut rakibi ve eski müttefiki Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) sözlü saldırıda bulundu.

Barzani, iki partinin siyasi bürolarının, Kürdistan bölgesinin başkenti Erbil’de, bölgede yapılması planlanan seçimlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğini görüşmek üzere bir araya gelmelerinden iki gün sonra Talabani’yi hedef aldı. Bölgede bu yıl sonunda bölge milletvekili seçimleri ve Kerkük başta olmak üzere Kürdistan bölgesindeki üç vilayet (Erbil, Süleymaniye ve Duhok) dışındaki il genel meclisi seçimleri yapılması planlanıyor. Kerkük, Irak anayasasının 140. maddesi kapsamında yer alan Erbil ile Bağdat arasındaki tartışmalı bölgelerden biri olarak sayılıyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre KDP’nin Kerkük’teki Teşkilat Ofisi Başkanı Kemal Kerküki, tartışmalı bölgelerdeki il genel meclisi seçimlerine ‘16 Ekim hainleri’ ile katılmayı reddettiğini açıkladı. KDP, Kürdistan bölgesinin Irak’tan bağımsızlık için gerçekleştirdiği referandumun ardından askeri bir harekatla federal güvenlik güçlerinin Kerkük ve diğer tartışmalı bölgeler üzerindeki kontrolünü genişletmek üzere 2017’de eski Başbakan Haydar el-İbadi döneminde Irak hükümetiyle anlaştığına inanıyor ve bu nedenle KYB de dahil olmak üzere Kürt partileri için ‘hain’ nitelendirilmesi kullanıyor.

Şovenist muhafazakâr

Kerküki, Kürt partileriyle yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“Kerkük, (mevcut Vali Rakan el-Cuburi’ye atıfla) baskıyla dayatılan şovenist bir vali tarafından işgal ediliyor. Yolsuzluğunun tüm Irak’ın ve dünyanın gözü önünde açığa çıkarılması ve görevden alınması gerekiyor.” Kürdistan halkının yaklaşan seçimlere büyük bir coşkuyla katılması, Kerkük dahil o bölgelerde hakkını savunanlara oy vermesi lazım.  Vilayetteki durumun normale döndürülmesi ve eski hale dönülmesi gerekli. Kerkük”teki durum istikrarsız ve valilik temel hizmetlerden yoksun.”

Kerkük’te Kürt siyasi güçlerinin ve partilerinin tek liste halinde yerel seçimlere katılma ihtimaline ilişkin olarak ise Kerküki, “Biz Kürdistan Demokrat Partisi Kerkük- Germiyan Teşkilatı olarak 16 Ekim hainleri hariç tüm partilerle tek liste ile seçime girmekten yanayız” şeklinde konuştu.

‘Hain’

Irak siyasi söyleminde çeşitli dönemlerde birbiri ardına gelen Irak hükümetleri ve Kürtler arasındaki uzun mücadele çerçevesinde, ‘şovenist’, ‘hain’ ve ‘Jash’ (düşman savaşçılarla iş birliği yapan bir hain veya bir tür işbirlikçi için kullanışmış Kürtçe bir terim)’ gibi ifadeler dolaşıma giren terimler arasında yer alıyor.

Kürtler, birbirini takip eden hükümetlerde Kürtlere ulusal haklarını vermeyi reddeden Iraklı yetkililer için ‘şovenist’ sözcüğünü kullanırken, eski rejim döneminde Irak hükümetinin saflarına katılan ve eski rejimin ‘hainler ve haydutlar’ olarak gördüğü kişilerin yanında yer almak üzere silahlı gruplar oluşturan Kürt vatandaşlarını da ‘Jash’ olarak adlandırıyor.

‘Hainler’ terimi ise, Irak ordusunun Kerkük’e ve tartışmalı bölgelere girip Peşmerge güçlerini oradan kovmayı başarmasının ardından Kürtçe siyasi sözlüğe girdi. KDP, KYB’ye bağlı Kürt liderlerin suç ortaklığı olmadan bunun gerçekleşemeyeceğine inanıyor. Irak devletinin mali bütçesi hususundaki tartışmaya kadar iki taraf arasındaki ilişki gergin kalırken, KDP’nin itraz ettiği ve bütçenin geçmesini engelleyemediği maddelere KYB’nin onay vermesi, KYP’ye karşı ihanet suçlamalarının yinelenmesine neden oldu.

Kerkük

Yarım asrı aşkın süredir Bağdat-Erbil ilişkisinde ana düğüm noktalarından biri olan Kerkük vilayeti, Kürtlerin Kürdistan bölgesine dahil edilmesini talep etmesi nedeniyle Irak anayasasına, 140’ıncı madde uyarınca tartışmalı bölge olarak dahil oldu. Vilayetin asıl sakinleri olan Araplar ve Türkmenler ise buranın Kürtlere verilmesini reddediyor.

Bölgenin üç vilayetinin yerel seçimlere dahil olmadığı bir dönemde, Arapların payına düşen bölgeler dışında birçok alanda Kürtlerin hâkim olduğu Kerkük de yerel meclis seçimlerine giriyor. Dolayısıyla özellikle petrol zengini Kerkük üzerinden ‘Kürt-Kürt çatışması’ kızışıyor.

Kerkük konusunda iki parti arasında yaşanan sorunlara paralel olarak Kürtler ile federal hükümet arasında yaşanan sorunların devam etmesi, devlet kurumlarının Kerkük’te herhangi bir seçim yapılmasına ilişkin kararları uygulamasını zorlaştırıyor.

Bu durum, Irak’taki Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun, Irak’ta yerel seçimlerin yaklaşması nedeniyle Kürdistan bölgesinde parlamento seçimlerinin zamanında yapılması konusunda bazı ‘zorluklar ve engeller’ ile karşı karşıya olduğunu açıklamasına neden oldu.  

Seçim Komisyonu Prosedürler ve Eğitim Direktörü Davud Selman, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Irak vilayet meclisleri için 18 Aralık’ta yapılması planlanan seçim prosedürlerine hazırlık olarak tahsis edilen ve uygulanan takvim, Kürdistan Bölgesi seçimleriyle bağlantılı değildir. Kürdistan Bölgesel Parlamentosu seçimlerine gelince, bu seçimler için takvim yetersiz olmasından dolayı çok zor bir baskı unsuru oluşturuyor. Bu seçimlerin yapılması için kalan süre, Komisyon üzerinde bir baskı unsuru oluşturuyor. Çünkü lojistik destek ve teknik durum, sonuçları alma mekanizması da dahil olmak üzere mevcut dönemde Kürdistan Bölgesel Parlamentosu seçimlerini yapmak için çok zor. Bölgesel parlamento seçimleri elektronik, il genel meclisi seçimleri de elektronik. Seçim sonuçlarının tek bir sunucuda nasıl alınacağı konusunda bir anlaşmazlık olacak. Bu noktada birden fazla sunucunun belirtilen tarihte yürütülmesine ihtiyacımız var.

İki Kürt partisi de ‘bölge ve dışında ihtilaflı Kerkük’teki parlamento seçimleri ve Kerkük’ün de dahil olduğu Irak il genel meclisi seçimleri’ olmak üzere güçlerini iki tür seçimle test etmek istiyor. Ancak durum, her iki seçimde de nasıl daha fazla sandalye kazanacaklarına ilişkin görevlerini zorlaştırıyor.



Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.


Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
TT

Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail ve Hamas arasında geçen ekim ayında başlayan kırılgan ateşkes anlaşmasının üçüncü ayına dün girdi. Kuşatma altındaki halk, İsrail'in ihlalleri ve ciddi yardım eksikliğiyle birlikte iki ay geçirdi.

Gazze Şeridi'ni kasıp kavuran şiddetli hava koşulları ve yoğun yağışlar, halihazırda bir bebeğin soğuktan ölmesiyle sonuçlanan zorlu koşulları gidermek için gerekli malzemelerin ulaştırılmasının aciliyetini bir kez daha vurguladı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), yağışların neden olduğu artan acıların "tıbbi ve yeterli barınma malzemeleri de dahil olmak üzere insani yardımın kesintisiz akışı yoluyla önlenebileceğini" belirtti.

Bu arada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın askeri kanadına adını veren, İsrail sınırları içinde bulunan tarihi lider İzzeddin el-Kassam'ın türbesini kaldırma sözü verdi. Ben-Gvir, güvenlik güçleri ve bir vinç eşliğinde, Suriye doğumlu el-Kassam'ın türbesinin yanına kurulan dua çadırını sökerken çekilmiş bir video yayınladı. Hamas, güvenlik bakanının eylemlerinin "kutsallığa karşı eşi benzeri görülmemiş bir ihlal ve kutsal yerlere saygısızlık" olduğunu ifade etti.


Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

TT

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekimde ilk aşaması uygulamaya giren Gazze ateşkes planı kapsamında Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması şartında ısrarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilerle Tel Aviv, Hamas’ın uzun süreli bir ateşkes karşılığında silahların “dondurulması” yönündeki önerisini reddetti.

Fransız Haber Ajansı AFP bugün (Perşembe) konuşan bir İsrailli yetkili, “20 maddelik plan çerçevesinde Hamas’ın geleceği yok; örgüt silahsızlandırılacak” dedi. Aynı yetkili, “Gazze tamamen silahtan arındırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Hamas’ın yurtdışı siyasi büro şefi Halid Meşal’in Al Jazeera’da yayımlanan röportajında, “Direnişin tamamen silahsızlanması kabul edilemez. Silahların dondurulması veya muhafaza edilmesi gibi seçenekler tartışılıyor” sözlerinin ardından geldi.

y
Hamas lideri Halid Meşal (X)

İsrail Ordu Radyosu da Tel Aviv’in “Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması” talebini yinelerken, ABD ile konuya dair “sürekli koordinasyon” yürütüldüğünü aktardı.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, Hamas ve diğer silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi son günlerde daha esnek bir yaklaşım sergiliyor

Hamas’ın üst düzey bir kaynağı, Şarku’l Avsat’a konuşarak Trump yönetiminin silahsızlanma vurgusunu sürdürmekle birlikte, son dönemde arabulucular ile hareket arasında dolaşan bazı önerilere “daha açık” bir tutum sergilediğini belirtti.

Aynı kaynak, “Hareketin sunduğu ve arabulucuların geliştirdiği çeşitli fikirler var. Hâlâ farklı taraflarca iletilen yeni formüller tartışılıyor; amaç ikinci aşamaya geçişi hızlandırmak” dedi.

Bu beklenti, ABD’nin son açıklamalarıyla çelişiyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la görüşmesinde, Washington’un “Hamas’ın kendini yeniden inşa etmesine asla izin vermeyeceğini” söyledi.

f
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz (AFP)

Hamas kaynakları, temasların sürdüğünü ve sürece dair “her zamankinden daha ciddi bir irade” oluştuğunu ifade ediyor. Hareket, silahların korunması, depolanarak “dondurulması” veya bir Arap ya da İslam ülkesinin gözetimine devredilmesi gibi formüllerin değerlendirilebileceğini düşünüyor.

Hamas içerisinden bir başka kaynak, arabulucuların “silahsızlandırma, uluslararası güç konuşlandırılması ve Gazze’nin yönetimi gibi konularda ABD ile geniş bir anlayış zemini yaratabileceğini” belirtti.

Meşal, “silahtan arındırma değil dondurma” önerisini anlatırken, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının tekrarlanmayacağına dair sağlam garantiler sağlayacak bir çerçeve oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Filistin yönetiminin rolü”

İsrail, Hamas’ın elindeki son İsrailli rehinenin naaşı teslim edildikten sonra planın ikinci aşamasına geçilmesinde ısrar ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçişin “yakın” olduğunu belirtti ancak “Gazze’nin silahsızlandırılması gibi zorlu dosyalar bulunduğunu” ifade etti.

sdfrg
Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri'ndeki Özel Harekat Birimi 101 (Ulusal Güvenlik web sitesi)

Tartışmalar sürerken, Filistin yönetimi ise Gazze’de tam yetki devrinde ısrar ediyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, son günlerde Arap, İslam ve Avrupa liderleriyle temaslarında yönetimin Gazze’de sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı.

Hamas, bu pozisyona kamuoyu önünde yanıt vermese de, hareketin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Filistin yönetiminin Gazze’de sorumluluk üstlenmesine karşı değiliz; ancak bunun ulusal bir uzlaşı programına dayanması gerekir” dedi.

Kaynak, “İsrail’in Gazze’de Filistin yönetiminin herhangi bir rolünü reddettiğini ve bu engelin aşılması için uluslararası baskıların devrede olduğunu” belirtti.