Filistin Mahkumlar Bakanı trafik kazasında yaşamını yitirdihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4412096-filistin-mahkumlar-bakan%C4%B1-trafik-kazas%C4%B1nda-ya%C5%9Fam%C4%B1n%C4%B1-yitirdi
Filistin Mahkumlar Bakanı trafik kazasında yaşamını yitirdi
Trafik kazası ‘korkunç’ olarak nitelendi. (Wafa)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria’nın kuzeyindeki korkunç bir trafik kazasında yaşamını yitiren Filistin Mahkumlar Bakanı Kadri Ebu Bekir’e ilişkin yaptığı açıklamada,
Ebu Bekir’in hayatını Filistin’i, davasını, halkını ve bağımsız ulusal kararını savunan sağlam bir savaşçı olarak geçirdiğini belirtti. Filistin devlet kurumlarında yürüttüğü onurlu çalışmalarına dikkat çekti.
Abbas, merhumun ailesine, sevenlerine, El Fetih Hareketi’nin üyelerine ve ‘dünyanın tüm özgür insanlarına’ en içten başsağlığı dileklerini iletti.
Ebu Bekir, Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Nablus’un güneyindeki Jamma’in yolunda bir vatandaş ve eşi ile birlikte geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Nablus’taki Kızılay, aralarında Ebu Bekir’in de bulunduğu üç kişinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.
Ebu Bekir, işgal hapishanelerindeki mahkum çocukları ziyaretinin ardından Ramallah’tan dönüyordu.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yürütme komitesi Sekreteri Hüseyin Şeyh, El Fetih Hareketi, Ulusal Konsey, Mahkumlar Otoritesi, Hamas Hareketi, Filistinli yetkililer ve partiler Ebu Bekir’in vefatına ilişkin taziyelerini iletti.
Ebu Bekir, 10 Ocak 1953’te Salfit’in batısındaki Biddya kasabasında doğdu ve liseyi 1974’te İsrail işgal hapishanelerindeyken bitirdi. 1991 yılında Beyrut Arap Üniversitesi’nden siyaset bilimi alanında lisans derecesi aldı.
Ebu Bekir 1968’de, El Fetih Hareketi üyesi oldu. Ardından Ürdün’deki kamplarında ve Irak’taki Filistin Kurtuluş Ordusu kamplarında askeri eğitim aldı. Nablus’un güneyindeki Yatma köyü yakınlarında Batı Şeria’ya silah taşıma görevine katılırken tutuklanan Ebu Bekir, 1986’da Irak’a sürgün edildi ve burada 17 yıl olmak üzere toplam 20 yıl hapis yattı.
Filistin Mahkumlar Bakanı Kadri Ebu Bekir’in ölüm ilanı. (Wafa)
Ebu Bekir, 1988’de Tunus’ta İsrail tarafından öldürülen El Fetih hareketindeki ikinci adam olan Halil el-Vezir’in ofisine müdür olarak atandı. 1996 yılında Batı Şeria’ya döndü. 2009 yılında Ulusal Askeri Emekliler Komisyonu İdari Komitesi üyeliğine atandı ve El Fetih’in altıncı genel konferansına katıldıktan sonra İsrail dosya ve arşivlerinin sorumluluğunu üstlendi. Bu göreve El Fetih Hareketi’nin 2016’daki yedinci kongresine kadar devam etti.
2018 yılında FKÖ bünyesinde Tutsaklar İşleri Komitesi başkanlığına atandı. 2019 yılında kendisine bakan rütbesi verildi ve Filistin Ulusal Konseyi üyeliği verildi.
Ebu Bekir hapishanedeyken, ‘Baskıdan Devrimci Otoriteye Filistinli Tutuklular’ ve ‘Esir Filistin Ulusal Hareketinin Yönetimi ve Organizasyonu’ adlarında iki kitap yayınladı.
Ayrıca 1979’da ‘Bu Benim Kimliğim’, 1980’de ‘İsrail İstihbaratının Sorgulama Yöntemleri’ 1980’de ‘Sorgulayanla Nasıl Yüzleşilir?’ ve 1992’de ‘Baskıdan Devrimci Güce’ isimli kitapları da kaleme aldı.
Ebu Bekir’in naaşı, Ramallah’taki cumhurbaşkanlığı konutunda düzenlenecek resmi törenin ardından bugün defnedilecek.
İsrail, ABD'den İran'a saldırı izni alabilmek için mi Hamas'ın yazışmalarını yayınladı?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5130079-i%CC%87srail-abdden-i%CC%87rana-sald%C4%B1r%C4%B1-izni-alabilmek-i%C3%A7in-mi-hamas%C4%B1n-yaz%C4%B1%C5%9Fmalar%C4%B1n%C4%B1
İsrail, ABD'den İran'a saldırı izni alabilmek için mi Hamas'ın yazışmalarını yayınladı?
Analistler, Tel Aviv'in kamuoyunu seferber ederek İran'a saldırmak, gücünü ve kapasitesini yok etmek istediğini söylüyor (AFP)
İzzeddin Ebu Ayşe
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ABD'ye ulaşmadan önce Tel Aviv, Hamas’ın gerçekleştirdiği, İsrail topraklarına saldırarak halen Gazze’de tutulan rehineler aldığı 7 Ekim 2023 saldırısındaki İran rolünün kesin kanıtı olarak nitelediği belgeleri yayınladı.
ABD Başkanı Donald Trump birkaç gün önce, Netanyahu'yu çeşitli konuları görüşmek üzere Washington'a davet etti. İsrail Başbakanı, ABD'de üç konuyu görüşeceğini açıkladı: İran meselesi, Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılması ve Trump'ın İsrail mallarına uyguladığı gümrük tarifeleri meselesi.
Dayf’den Kaani'ye
İsrail Savunma Bakanı'nın, Askeri İstihbarat Müdürlüğü'ne bağlı ve “Amshat” olarak bilinen istihbarat ve teknik ganimet toplama birimini ziyareti sırasında İsrael Katz, Hamas liderleri ile İran arasında İsrail'i yok edecek ve haritadan silecek bir askeri saldırı düzenleme konusunda varılan anlaşmayı gösteren belgeleri açıkladı. Katz'ın elinde tuttuğu, videoya çekip sosyal medyada paylaştığı belgeler, bir yazışma niteliği taşıyor. Yazışmalar, Hamas Genelkurmay Başkanı Muhammed ed-Dayf, yardımcısı Mervan İsa ve hareketin Gazze Lideri Yahya Sinvar'ın da aralarında bulunduğu Hamas liderleri ile İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani ve İran Devrim Muhafızları'nın Filistin Şubesi Başkanı Said İzadi arasında yapılmış.
İsrael Katz, Hamas liderleri ile İran arasında İsrail'i yok edecek ve haritadan silecek bir askeri saldırı başlatma konusunda anlaşmaya varıldığını gösteren belgeleri kamuoyuna sundu (AFP)
İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik kara harekâtı sırasında bulduğu yazışmalarda, İran'ın Hamas'ın 7 Ekim saldırı planına destek verdiği ve fon sağladığı belgeleniyor. Tahran'ın, Tel Aviv'i yok etmeyi amaçlayan Gazze kolunun faaliyetlerinin arkasında olduğunu doğruluyor.
500 milyon dolar
Hamas-İran yazışmaları, Filistinli örgütün, İsrail'e 7 Ekim'de düzenlenecek saldırıya hazırlık amacıyla askeri kapasitesini yeniden inşa etmek ve önemli ölçüde geliştirmek için Tahran'dan 500 milyon dolar talep ettiğini gösteriyor.
Sinvar, Dayf ve İsa'nın yazışmalarında şöyle deniyor: “Bu aşamada, öncelikle son çatışmada tükenen veya hedef alınan gücümüzü yeniden tesis etmek, bu büyük hedeflere ulaşabilmek ve kapasitemizi kat kat geliştirmek için tüm gücünüz, kararlılığınız ve desteğinizle yanımızda durmanıza şiddetle ihtiyacımız var. İnşallah bu hedefleri gerçekleştirerek dünyanın çehresini değiştireceğiz. İki yıl boyunca aylık 20 milyon, yani iki yılda 500 milyon dolarlık maddi desteğe acil ihtiyacımız var. Biz, sizin ve bizim bu iki yılın sonunda veya inşaallah bu müddet içerisinde, bu çarpık oluşumu ortadan kaldıracağımıza inanıyoruz. Hep birlikte bölgenin çehresini değiştireceğiz ve Allah'ın izniyle bu karanlık dönemi sonlandıracağız.”
İsrail Savunma Bakanı, “Hamas, 2021’de kendisine karşı başlatılan Duvarların Muhafızları Operasyonu’nun sona ermesinden yaklaşık bir ay sonra bu yazışmayı yaptı. Çatışmaların sona ermesinin ardından Filistinli hareket, İran'ın desteğiyle İsrail'e saldırı hazırlıklarına başlamıştı” diyor.
İsrael Katz, “Bu belge Gazze'de üst düzey Hamas yetkililerine ait tünellerde bulundu ve Tahran'ın Hamas'ın İsrail'i yok etme planına verdiği desteğin bir parçası olarak, İran, Yahya Sinvar ve Muhammed Dayf arasında doğrudan bir ilişkinin varlığını kanıtlıyor” dedi.
İran kabul etti ve cevabı bu oldu
Katz, İran ve Hamas'ın amacının sadece İsrail'i yok etmek değil, aynı zamanda ABD'ye karşı savaşmak olduğunu da açıkladı. İran Devrim Muhafızları Ordusu Filistin Şubesi Komutanı Said İzadi'nin Hamas'ın talebini kabul ettiğini ve örgüte fon sağladığını vurguladı.
Katz, İran'ın yanıt olarak gönderdiği belgeyi de yayınladı ve belgede şöyle deniyordu: “Açıklamaya gerek yok, bildiğiniz gibi ekonomik durumumuz çok zor. Ama şartlar ne olursa olsun elimizden gelen bütün imkânları seferber edeceğiz, çünkü önceliğimiz Siyonist düşmana karşı içeride direniş projesidir. Aynı zamanda sözümüzü tutmamış gibi görünmemek için size aylık bir miktar taahhüt edemiyoruz ama imkân buldukça mümkün olan mali desteği sunacağımızı vaat ediyoruz. Allah cömerttir. Elbette hareketin lideri olan değerli kardeşimiz de bu konuda bilgi sahibi olacak ama baskıya maruz kalmaması, kendisinden talepte bulunulmaması, sorumlu tutulmaması için konunun sizinle bizim aramızda kalması daha iyi. Bunun sorumluluğunu biz taşıyoruz ve sorulursa da bu bizim kararımız diyeceğiz.”
İran'ın yanıtına ilişkin yorumunda Katz, “Bu, İran'ın Hamas'ın 7 Ekim saldırı planına verdiği desteğin kesin kanıtıdır. Sonuç açık; yılanın başı İran'dır ve tüm inkarlarına rağmen tüm bölgelerde terörü finanse etmekte ve teşvik etmektedir” ifadelerini kullandı.
İran ve Hamas inkâr ediyor
İsrail, Tahran’ı Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail topraklarına yönelik saldırısını desteklemekle suçladığı belgeleri üçüncü kez yayınlıyor. Ancak Tahran, Filistinli vekilinin Gazze'deki planlarından haberdar olduğunu sürekli olarak reddediyor ve bu planlarla ilgili herhangi bir sorumluluk kabul etmiyor.
Hamas'a gelince, Sözcüsü Sami Ebu Zühri, “İsrail'in yayınladıkları tamamen uydurma, yalan ve iftiradan ibarettir. İsrail'in sızdırdığı yazışmaların biçimi ve içeriği tuhaf ve yanlış. Belgeler gerçek değil” dedi.
Zamanlama masum değil
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre İran ve Hamas'ın bu belgeleri yalanlaması bir yana, “İsrail'in yazışmaları yayınlamasının zamanlaması bir tesadüf değil.” Siyasi araştırmacı Mümin Şahin bunu şöyle açıklıyor: “Trump ile Netanyahu arasındaki görüşmeden önce Tel Aviv, İran’a saldırmak ve gücünü, kapasitesini yok etmek için kamuoyunu seferber etmek istiyor. İsrail, Amerikan tehditlerini kullanıp bunları askeri operasyonla uygulamaya dönüştürmeyi arzuluyor.”
Katz, İran ve Hamas'ın amacının yalnızca İsrail'i yok etmek değil, aynı zamanda ABD'ye karşı savaşmak olduğunu da açıkladı (AFP)
Katz, İsrail'in Tahran'ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yapacağını, İran ekseni ezilene, çökene kadar, bölgedeki kollarına yönelik saldırılarına devam edeceğini vurgulayarak İran'ı tehdit etti.
ABD Başkanı, İsrail'in Hamas-İran yazışmalarını ifşa etmesinden birkaç gün önce, 30 Mart'ta Washington ile nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varmaması halinde, Tahran'ı bombalamakla ve ikincil gümrük tarifeleri uygulamakla tehdit etmişti.
Trump, “Amerikalı ve İranlı yetkililer iletişim halindeler ancak bir anlaşmaya varamazsak daha önce hiç görmedikleri bir bombardımana maruz kalacaklar” demişti.
Siyasi araştırmacı Şahin’e dönersek sözlerine şöyle devam etti: “Son haftalarda Washington'da Trump yönetiminin birçok yetkilisi İran'a saldırı çağrısında bulundu. İsrail, çatışma ve askeri kararlılığın gerekliliğini vurguladı ve Netanyahu, harekete geçmek için bundan daha iyi bir zaman olmayabileceğinin altını çizdi.”
Şahin, İsrail'in bu savaşta kesin zafer kazanmak ve Ortadoğu'nun çehresini değiştirmek bahanesiyle, İran'ı bombalamak, hükümetini, güvenlik ve askeri teşkilatları ile gücünü yok etmek için ABD'den yeşil ışık istediğini söyledi.
Şahin, İsrail'in Gazze, Lübnan, Suriye ve Yemen'i yerle bir etmesinin ardından sıranın İran'a geldiğini belirtti. Netanyahu'nun Tahran’ı vurup ona karşı bir zafer kazanmadan savaşı durdurmayı kabul etmeyeceğine dikkat çekti. Bu nedenle İsrail Başbakanı Trump'ın yeşil ışık yakmasını ve bu konuya müdahil olmasını istiyor. Onu kışkırtmak ve Tahran ile askeri çatışmaya girmeye teşvik etmek için de belgeleri yayınladı.
*Bu analiz Şarkul Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.