Krizlere rağmen Libya’daki protestolar neden azaldı?

Trablus (Shutterstock Images)
Trablus (Shutterstock Images)
TT

Krizlere rağmen Libya’daki protestolar neden azaldı?

Trablus (Shutterstock Images)
Trablus (Shutterstock Images)

Libyalı siyasetçiler ve insan hakları aktivistleri ülkedeki sorunların artmasına rağmen ülkedeki halk protestolarının azaldığına dikkati çekiyor.

Siyasetçiler ve analistler, protestoların azalmasının, sendikaların rolünün azalması, hayal kırıklığı ve silahlı oluşumlar tarafından hedef alınma korkusu gibi bir dizi nedenden kaynaklandığını belirtiyor.

Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyesi Saad bin Şerade, devrik Kaddafi rejimi döneminden bu yana sendikaların rolündeki gerilemenin, üyelerinin haklarını etkileyebilecek suiistimallere karşı her türlü protesto gösterisini örgütleme ve harekete geçirme kapasitesini zayıflattığını belirtti.

Trablus’taki eski pazarlarda alışveriş yapan bir kadın (AFP)
Trablus’taki eski pazarlarda alışveriş yapan bir kadın (AFP)

Kurban Bayramı’ndan günler önce Libya üniversitelerindeki bazı öğretim üyeleri, ‘yurtdışında öğrenim görmeleri için haklarına el konulmasını ve burs şartlarını taşımayan bazı çocuklara ve nüfuz sahibi kişilerin yakınlarına bu hakların verilmesini’ kınayarak, üniversiteler içinde protesto nöbetleri düzenledi.

Ancak eğitim düzeyiyle yakın bağlantısı olmasına rağmen burs konusuna yönelik tepkilerin çoğunda düşüş yaşandı. Ayrıca son dönemde patlak veren yolsuzluk olayları da protesto edilmezken, sadece iletişim sitelerinin sayfalarında öfkeli paylaşımlar yapıldı.

Bu çerçevede Bin Şerade, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Geçtiğimiz yıllarda barışçıl protesto gösterileri düzenleyen katılımcıların silahlı gruplar tarafından hedef alındı. Bu, tüm yolsuzluk sorunları ve yaşamlarını etkileyen ve acılarını artıran krizler konusunda pek çok kişinin, öfkelerini sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla ifade etmekle yetinmeyi tercih etmesinin ana nedenidir” dedi.

Saad bin Şerade, “Sanal etkileşim, bazılarının deyimiyle Libyalıların yolsuzluk olaylarının tekrarlanmasına karşı duyarsız hale geldiği anlamına gelmiyor. Daha çok hedef alınma korkularının yanı sıra geçmiş yıllarda yaşadıklarından kaynaklanan fiziksel ve psikolojik yorgunluğa maruz kalmış olduklarını ifade ediyor” şeklinde konuştu.

Bin Şerade, “Birçok Libyalı aile reisi, masrafları yönetmek için birden fazla işi aynı anda yapmanın zorluğundan mustarip. Yaygın yolsuzluğa kızgınlar, ama bunu Facebook’ta ifade edecek zamanları bile yok” dedi.

Trablus’tan bir görüntü (AFP)
Trablus’tan bir görüntü (AFP)

Geçtiğimiz yıllarda onlarca Libyalı, maruz kaldıkları zararı kınamak için barışçıl gösteri yaparken, silahlı oluşumların üzerlerine ateş açması sonucu öldü ve yaralandı.

Bin Şerade, ‘halkın sessiz çoğunluğunun, yönetici sınıfın yozlaşmış sembollerinden kurtulmak için kapsamlı ve nihai bir çözüm olarak seçimlerin yapılmasına bel bağladığına’ dikkati çekti. Ayrıca silahlı kuvvetlerin seçimlerin yapılmasını engellemesi gibi bu amaca ulaşmada bazı zorluklarla karşılaşıldığını söyleyen Bin Şerade, bu reddin, son on yılda işlediği suçlardan dolayı yargılanma korkusundan kaynaklandığını vurguladı.

Libya Ulusal Birliği Partisi Başkanı Esad Zhiu da hak sahiplerinin, ‘yolsuzlukla mücadelede güvenebilecekleri bir tarafın yokluğundan dolayı’ hüsrana uğradıklarını dile getirdi.

Zhiu, bazı olumsuz koşulları kınamak için ülkenin doğusundaki ve batısındaki birçok şehirde barışçıl gösteriler yapmak üzere dışarı çıkan bazı Libyalıların silahlı oluşumlarca maruz kaldıklarını hatırlatarak, “Bu baskı, protestocu sayısında fiilen bir gerilemeye yol açtı” dedi.

Trablus sahilinden bir görüntü (AFP)
Trablus sahilinden bir görüntü (AFP)

‘Belaady’ İnsan Hakları Örgütü Başkanı Tarık Lamlum, “Facebook’ta öfkeyi ifade etmek bile artık güvenli değil” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Lamlum, “Ne yazık ki son yıllarda bazı maddeleri bazı görüşlerin yayınlanmasını kısıtlamak için kullanılabilen yasalar çıkarıldı. Yasadışı silahlı grupların davranışları son dönemde radikalleşti. Eğer bizzat bu yayınları yapanların tutuklanması mümkün değilse, yayınlarından rahatsız olunan herhangi bir blog yazarının bazı akrabaları tutuklanıyor” şeklinde konuştu.



Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
TT

Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)

Resmi raporlara göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) çevreleyen yolsuzluk suçlamalarının ortasında, Başbakan Abdulhamid Dibeybe ‘vatandaşların çıkarlarına zarar veren hiçbir uygulamaya’ müsamaha göstermeyeceğine ve tüm sektörlerdeki suiistimallerin üzerine gideceğine söz verdi.

Libya Denetim Bürosu, UBH de dahil olmak üzere ülkedeki birçok tarafın kamu parasını ‘israf’ ettiğini ortaya çıkardı. Ancak Libya Avukatlar İttifakı’na atfedilen bir raporda UBH Sağlık Bakanlığı öne çıkarıldı ve ‘mali ve idari yolsuzluk vakaları’ bu bakanlığa atfedildi.

Libya Avukatlar İttifakı tarafından yalanlanan raporda, ‘zimmete büyük miktarda para geçirme’ ve ‘500 milyon dinardan fazla değeri olan kanser ilacı kaçakçılığı’ (1 dolar = 5,47 dinar) suçlamalarının yanı sıra böbrek hastaları için ilaç ve tıbbi malzeme alımında ve hastane bakımında yolsuzluk ve suiistimal suçlamaları da yer aldı.

Bu suçlamalar karşısında Dibeybe pazar akşamı sağlık sektörü yetkilileriyle genişletilmiş bir toplantı yaparak sağlık sektöründeki yolsuzlukla mücadelenin hükümetinin en önemli önceliği olduğunu vurguladı. Dibeybe, ‘bu hassas dosyaya herhangi bir şekilde karışılmaması ya da gevşeklik gösterilmemesi’ konusunda uyarıda bulunarak, ‘vatandaşlara sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmemesi’ gerektiğini belirtti.

UBH’nin bazı bakanları yolsuzluk davalarında hapis cezasına çarptırıldı. Son olarak Eğitim Bakanı Musa Mugaryif, mart ayı ortasında Trablus'taki bir mahkeme tarafından ders kitaplarının basım ihalelerinde ‘kayırma yaptığı’ gerekçesiyle üç yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.

Dibeybe o dönemde, “Eğitim Bakanı, bakan olarak dokunulmazlığı olmasına rağmen kitapların tedarikini geciktirdiği için birkaç yıl hapis cezasına çarptırıldı” demişti.

 Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)

Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur, UBH Kültür Bakanı Mebruke Tuği Osman ile eski Sağlık Bakanı Ali ez-Zanati ve yardımcısı Semir Koko'nun ‘yolsuzluk’ davalarına karıştıkları, mali ve idari ihlallerde bulundukları suçlamasıyla tutuklu yargılanmalarına karar vermiş, ancak bu kişilerin tamamı serbest bırakılmıştı.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2021 raporuna göre Libya, yolsuzluktan en çok etkilenen ülkeler listesinde 180 ülke arasında 172. sırada yer alıyor.

Bakanlığın yanıtı

Sağlık Bakanlığı kendisine yöneltilen suçlamalara cevaben, ilaç ve tıbbi malzeme tedarikinde yolsuzluk yapıldığına dair tüm haberleri ‘ulusal sağlık kurumunun itibarını zedeleyecek bir iftira’ olarak nitelendirdi ve ‘personelinin çabalarının dürüstlüğünü sorgulamayı ve kişisel çıkarlar ya da dar siyasi kazanımlar elde etmek için hastaların acılarını istismar etmeyi’ amaçladığını söyledi.

Bakanlık, ‘özellikle onkoloji hastaları için yapılan tüm ilaç ve tıbbi ekipman ithalatının sıkı kontrol prosedürlerine uygun olarak ve ilgili düzenleyici makamlarla koordinasyon içinde gerçekleştirildiğini ve tüm yetkili makamların denetimine açık resmi kayıtlarla belgelendiğini’ kaydetti.

UBH dün yaptığı açıklamada, yeni kurumların kurulması da dahil olmak üzere tıp sektörünü geliştirmek için çalıştığını söyledi. UBH ayrıca, ‘temel sağlık hizmetlerinin etkinliğini arttırmak amacıyla’ çeşitli bölgelerdeki klinikleri ve sağlık merkezlerini denetleyecek bir temel tıbbi bakım otoritesinin kurulacağını duyurdu.

Libyalıların yurtdışında tedavi edilmesi konusuna da değinen UBH, Dibeybe'nin ‘yurtdışına gönderilen hasta sayısındaki artışı sınırlandırmak için ek kontroller oluşturulması’ gerektiğini vurguladığını belirterek, ‘ulusal sağlık kurumlarının kapasitelerini arttırmak ve yurtdışında tedaviye bağımlılığı azaltmak için bu dosyayı ülke içinde tedaviyi yerelleştirme planlarıyla ilişkilendirmenin’ önemini vurguladı.