Etiyopya, Nahda Barajı’nın dördüncü dolum aşamasında ısrarcı
Nahda Barajı (Reuters)
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Mavi Nil üzerindeki Nahda Barajı rezervuarında dördüncü dolum aşamasının devam ettiğini ifade ederek, ülkesinin hem Mısır hem de Sudan ile müzakereleri sürdürmeye hazır olduğunu vurguladı.
Ahmed Meclis’te milletvekillerine yaptığı konuşmada, Aşağı Havza (Mısır ve Sudan) ülkelerine zarar vermemek adına dördüncü dolum aşamasının Eylül ayına kadar devam edeceğini belirterek, ülkesinin Mısır ve Sudan ile müzakereleri sürdürme arzusundan bahsetti.
Etiyopya, 2020 ve 2021'de baraj doldurma sürecinin iki aşamasını, geçtiğimiz yıl ise üçüncü dolumunu tamamladı. Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında anlaşma sağlanamaması, Addis Ababa ile siyasi gerginliğin artmasına neden oldu.
Etiyopya Başbakanı, Nahda Barajı’nın inşası ile ilgili çalışmaların Sudan ve Mısır'ın dile getirdiği endişeleri dikkate alacak şekilde yürütüldüğüne dikkati çekerek, “İki ülke bizim kardeşimiz ve komşumuz. Nahda Barajı'nın yapılması konusunda dile getirdikleri endişeler nedeniyle çalışmaları özenle yürütüyor ve ortaya koydukları endişeleri dikkate alıyoruz” dedi.
Başbakan, milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, "Etiyopya'nın arzusunun kalkınma, Sudan ve Mısır'a yeterli miktarda su geçmesinin sağlanması ve ihtiyaçların karşılanması için çalışmak olduğunu bildirdi.
Ahmed, "Etiyopya'nın bölge halklarına fayda sağlayan yeni ortak projeler hakkında ülkelerle görüşmeye hazır olduğunu" aktardı.
Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Cemal Beyyumi Etiyopya Başbakanı'nın açıklamalarını bir nevi “siyasi inat” olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Beyyumi, “Mısır Etiyopya’nın faaliyetlerini sürekli izliyor. Nil suyundaki payının Nahda Barajı'nın doldurulmasından etkilenip etkilenmediğini teknik olarak takip ediyor. Kahire, Etiyopya'nın herhangi bir açıklamasına yanıt vermekle ilgilenmiyor” dedi.
Mısırlı yetkiliye göre, Etiyopya, Nahda Barajı projesiyle ilgili teknik sorunlar yaşıyor gibi görünüyor ve Addis Ababa'nın açıklamaları, Abiy Ahmed'i iç siyasi sorunlarla karşılaşabilmesi için vatandaşlarının önünde her zaman iyi göstermeyi amaçlıyor.
Geçtiğimiz ay Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ülkesinin davada "müzakere ilkesine" bağlılığını teyit ederek Etiyopya tarafını "uluslararası hukuka dayalı bağlayıcı bir anlaşma imzalamaya" çağırdı. Sisi, Angolalı mevkidaşı Joao Lourenco ile düzenlediği ortak basın toplantısında, "Mısır topraklarının yüzde 90'ı çöl olduğu için Nil Mısır için tek kaynak” dedi.
Umanlar, Abiy Ahmed'in açıklamalarının "Etiyopya'nın önceki açıklamalarından farklı olmadığını ve amaçlarının sakinleştirmek ve saptırmak olduğunu" düşünüyor. El-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi'nde Afrika İşleri Uzmanı Dr. Eymen Abdulvehhab Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Müzakere istekliliği hakkındaki Etiyopya açıklamaları yatıştırma ve siyasi önyargıyı hedefliyor. Bunlar, Nahda Barajı'nın her dolumunda Addis Ababa tarafından yapılan tüm açıklamalara benziyor. Etiyopya müzakere yaklaşımı, ertelemeye ve yavaş yavaş bir oldu bittiye dayatmaya dayanmakta. Etiyopya tarafının gerçek bir müzakere arzusuna dair ciddi bir işaret yok ve tüm müzakereler bir hiçle sonuçlanıyor” şeklinde konuştu.
Diğer yandan Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Hani Suveylem, maksimum ihtiyaç döneminde su sisteminin durumunu takip etmek, Nil Nehri'nin gelirlerinin durumunu ve Nahda Barajı’nIN hidrolojik durumunu takip etmek için bir toplantı yaptı. Suveylem, tüm sektörler için gerekli su ihtiyacının karşılanmasını sağlamak adına bakanlığın tüm kurumları arasında hazırlık seviyesinin yükseltilmeye devam edilmesi gerektiğini vurguladı.
Halep’teki operasyona hangi gruplar katılıyor? Hedeflerinin kapsamını neden genişlettiler?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5087434-halep%E2%80%99teki-operasyona-hangi-gruplar-kat%C4%B1l%C4%B1yor-hedeflerinin-kapsam%C4%B1n%C4%B1-neden
Halep’teki operasyona hangi gruplar katılıyor? Hedeflerinin kapsamını neden genişlettiler?
Halep Kalesi yakınlarında HTŞ ve diğer grupların üyeleri, 30 Kasım (AFP)
Firas Kerem
Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve diğer grupların ‘Saldırganlığı Caydırma’ adını verdikleri yeni bir askeri operasyon başlatmasının ardından Suriye'nin kuzey ve orta kesimlerinde konuşlu Şam’a bağlı güçler ve İran destekli milisler hızla çöktü.
Al Majalla muhabiri, grupların Suriye’nin kuzeyindeki Halep’in kontrolünü ele geçirmesinin, sınırlı çatışmalar yaşandıktan sonra Hama’nın merkezine girmesinin ve Şam’a bağlı güçlerin bu iki ilden büyük ölçüde çekilmesinin ardından Halep'e gitti.
Peki, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’na katılan başlıca gruplar hangileri? Kaç kişiler? Hedeflerini neden değiştirdiler? Şu an ne kadarlık bir bölgeyi kontrol ediyorlar?
Başta HTŞ olmak üzere muhalif grupların oluşturduğu Fethu'l Mubin Operasyon Odası, 29 Kasım Cuma akşamı, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu adı altında Şam’a bağlı güçlere ve bölgedeki İran varlığına yönelik düzenlenen askeri operasyonla, Suriye'nin başkenti Şam'a 310 kilometre uzaklıktaki Halep’in tamamının kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu.
Muhaliflerin 27 Kasım'da başlattığı askeri operasyon, ilk gününde Şam ve İran güçlerinin savunma hatlarını kırdı ve rejimin muhalif bölgelerle temas hattındaki gelişmiş askeri cephaneliği olan 46. Alay'ın, her iki tarafın da ölü ve yaralı olmak üzere yaklaşık 200 kayıp verdiği şiddetli çatışmaların ardından düşmesine yol açtı.
Saldırganlığı Caydırma Operasyonu Halep'in 190 kilometrekarelik meskûn mahallelerinde durmadı. Muhalif gruplar, Şam’a bağlı güçler ve İran destekli milislerle yaşanan şiddetli çatışmaların ardından kentin yaklaşık 10 kilometre doğusundaki uluslararası havaalanına doğru ilerlemeye devam etti. Şam güçleri ile onlara destek veren İranlı ve yerel milislerin Halep şehir merkezinin 30 kilometre güneydoğusunda yer alan ve rejime ait savunma sektörü tesisleri ile askeri depoların bulunduğu es-Safira bölgesine doğru çekilmesiyle sonuçlanan şiddetli çatışmaların ardından muhalifler Halep ve uluslararası havaalanının tamamen kontrolllerine geçtiğini ilan ettiler.
Halep'in tamamen kontrol atına alındığının ilan edilmesinden önce, bir yandan muhaliflerle Şam güçleri ve İranlı milisler arasında Halep'in içinde ve doğusunda şiddetli çatışmalar yaşanırken, diğer yandan da diğer muhalif gruplar İdlib ilinin güney ve doğu kesimlerinde ilerliyordu. Muhalif gruplar Maaret en-Numan, Kefer Nebil, Cebel ez-Zaviye'nin güney kesimi ve İdlib’in doğu kesimi üzerindeki nüfuzunu artırırken, Halep-Şam uluslararası yolunu (M5) keserek Suriye'nin orta kesimlerindeki Hama’nın surlarına kadar girmeyi başardı. Muhalifler, Şam’a bağlı güçlerin Hama şehri surları ve askeri havaalanındaki mevzilerinden Humus’a doğru büyük ölçüde çekildiğini gözlemleyerek, muhalif grupların Hama şehir merkezine doğru ilerlemesini ve kentte tam kontrol ilan etmesini kolaylaştırdı.
Operasyona katılan grupların başını, üye sayısı ve teçhizat bakımından askeri ağırlığı olan İdlib merkezli HTŞ çekiyor.
Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu’nu yürüten Fethu'l Mubin Operasyon Odası’ndan (kimliğinin gizli tutulmasını isteyen) bir komutan, operasyona katılan grupların başını üye sayısı ve teçhizat bakımından askeri ağırlığı olan İdlib merkezli HTŞ’nin çektiğini, HTŞ’yi bağımsız Ceyş el-İzze ve Ceyş en-Nasır’ın yanı sıra Nureddin Zengi Hareketi, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Ortak Kuvvet gibi Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) çatısı altındaki gruplardan bazılarının izlediğini söyledi.
Halep, İdlib ve Hama’daki savaş sahalarında rejim güçlerine karşı yürütülen operasyonlara yaklaşık 40 bin muhalif unsur katılıyor. Komutan, grupların yedekte yaklaşık 80 bin savaşçısının bulunduğunu ve tamamının çeşitli savaş ve çatışma biçimlerinin yanı sıra koşullarla nasıl başa çıkılacağı, silahların nasıl kullanılacağı ve rejim güçleri ve müttefikleriyle nasıl çatışmaya girileceği konusunda askeri eğitim aldığını açıkladı.
Peki, neden Türkiye destekli SMO çatısı altındaki gruplarının tamamı operasyona katılmadı?
Türkiye, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başlamasından bir gün sonra Halep'in kuzeyinde kendi nüfuz alanındaki SMO gruplarını gizli bir acil durum toplantısına çağırdı. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığına göre SMO komutanlarından biri, toplantı sırasında Türk tarafıyla Halep’te, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı, Halep'in batısı ve İdlib'deki Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’na paralel bir askeri operasyon başlatılması ve SDG'nin Halep’in kuzeyindeki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahalleleri ile Halep'in kuzey kırsalındaki Tel Rıfat ve Münbiç'te kontrol ettiği bölgelerden çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi.
SMO ve Türkiye ile SDG arasında bir savaşın yaşanmayabileceğini belirten komutan, Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'na katılan gruplar, Halep’in tamamını, SMO ise Halep kırsalının kuzey kesimini kontrol ettikten sonra, SDG’nin savaşmadan geri çekilebileceğini söyledi.
Halep, İdlib'in güney kırsalı ve Hama ilindeki gruplar onlarca silah deposunu ele geçirdi.
Saldırganlığı Caydırma Operasyonu kapsamındaki mevcut askeri operasyonların yönetiminde yer alan Fethu'l Mubin Operasyon Odası komutanlarından Albay Mustafa Bakur, “Gruplar, Halep, İdlib'in güney kırsalı ve Hama’da rejimin elindeki mevzilerin kurtarılması sırasında rejim güçleriyle yaşanan çatışmaları Suriye'nin başkenti Şam'a kadar genişletmelerine olanak tanıyan büyük miktarlarda silah ve mühimmatın olduğu onlarca cephanelik buldu. Bu mühimmatlar arasında kısa menzilli karadan karaya füzeler, Kornet roketleri, büyük miktarlarda Grad roketlerinin yanı sıra, çok sayıda tank mermileri ile orta ve hafif ağırlıkta mühimmat da bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun hedefleri nasıl oldu da Şam’a bağlı güçleri ve İran destekli milisleri temas hatlarından uzak tutmaktan, Suriye'nin ikinci büyük şehri Halep başta olmak üzere üç ilin kontrolünü ele geçirmeye dönüştü?
Albay Bakur, bu soruyu şöyle yanıtladı:
“Rejim güçlerini temas hatlarından uzak tutmayı ve sivilleri hedef almalarını durdurmayı amaçlayan Saldırganlığı Caydırma Operasyonu sırasında rejim güçlerinin 2019 yılında Halep’in batı ve İdlib'in güney sınırlarına ilerlemesinin ardından uzun yıllar boyunca kurdukları savunma hatlarını kırdıktan sonra, çok kısa bir sürede rejim güçleri saflarında büyük bir ahlaki ve askeri çöküş olduğunu gördük. Bu durum güçlerimizin yeni hedeflere doğru ilerlemesinin önünü açtı. Halep şehri operasyonun ana hedefi haline geldi. Bunu İdlib'in güney kırsalı ve Hama izledi.”
Saldırganlığı Caydırma Operasyonu çerçevesinde muhalifler tarafından kontrol edilen coğrafi alanın yaklaşık bin 200 kilometrekare olduğu tahmin ediliyor.
Suriye Kurtuluş Hükûmeti (SKH), aralarında Kalkınma ve İnsani İşler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile temizlik ve elektrik gibi diğer birimlerin de bulunduğu insani yardım kadrolarını, Halep'in kontrolünün ele geçirilmesinden bir gün sonra şehirdeki insani durumu değerlendirmek ve bölge sakinlerine mevcut insani hizmetleri sunmak üzere Halep'e gönderdi. Halep'teki aktivistlerin bildirdiğine göre Halep’teki hastanelerde sağlık durumunun değerlendirilmesinin yanı sıra, ilde güvenliği sağlamak ve herhangi bir kaos yahut güvensizlik ortamının oluşmasını önlemek üzere askeri ve güvenlik birimleri konuşlandırıldı.
Bin 200 kilometre kare
Bu gelişme, bazıları 10 yıldır evlerinden edilmiş halde olan yüzlerce Halepli ailenin sevinç, mutluluk ve özlem içinde Halep’e dönmeye başladığı bir dönemde yaşanırken, sadece Halep şehrinde yerinden edilen sivillerin sayısının 800 bin olduğu düşünülüyor.
Saldırıyı Caydırma Operasyonu kapsamında muhalif güçler tarafından kontrol edilen coğrafi alanın, doğu kırsalı hariç, Halep ve İdlib’in güney kesimi ile Hama şehir merkezinin yanı sıra kuzey ve doğu kırsalının bir kısmını kapsayacak şekilde bin 200 kilometre kare olduğu tahmin ediliyor.
Saldırıyı Caydırma Operasyonu sırasında muhalifler tarafından ele geçirilen bölgelerin bazıları Halep ile Şam arasındaki uluslararası yol (M5) üzerinde bulunurken sayıları, aralarında İdlib kırsalındaki Serakib, Maaret en-Numan ve Han Şeyhun şehirleri ile Hama kırsalındaki Morek ve Suran ilçelerinin de bulunduğu köy, belde ve şehir olmak üzere yaklaşık 430’a ulaştı. Böylece Suriye'nin yaklaşık üçte biri muhaliflerin kontrolüne geçti.